Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, 2010-2011 Eğitim Öğretim Yılı ilk yarıyılı sonunda eğitimin durumu hakkında bir rapor hazırladı. Sönmez, 'Eğitim hakkı aynı zamanda bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılarak piyasa ilişkileri içine çekilmiş ve ticarileştirilmiştir' dedi
Eğitim ticaretleşti
Sönmez, şunları kaydetti:'-2011 eğitim-öğretim yılının ilk yarısının sonu itibariyle Türkiye'de eğitim sisteminin artık kronikleşen sorunları bütün ağırlığıyla varlığını sürdürmektedir. Eğitimin temel bir insan hakkı olması, kamusal finansman yoluyla bütün yurttaşlara eşit ve parasız olarak sunulması gerekirken, önceki hükümetlerin izinden giden AK Parti Hükümeti döneminde, eğitim hakkı aynı zamanda bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılarak piyasa ilişkileri içine çekilmiş ve ticarileştirilmiştir.''
Görmezden geliniyor
8 yıllık AK Parti iktidarının piyasacı ve özelleştirmeci politikaları, eğitimi ve eğitim sistemini içinden çıkılmaz bir duruma sürüklediğini dile getiren Sönmez, AK Parti'nin bu süreci bir taraftan yoğun siyasi kadrolaşma çabalarıyla yürütürken, diğer yandan demokratik, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim taleplerini görmezden geldiğini, bu yöndeki talepleri yok saydığını belirtti. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, içinde bulunulan eğitim-öğretim yılı içinde de eğitimde sınıfsal, etnik, cinsel, dinsel ve diğer her türlü ayrımcılık konularında ciddi, somut adımlar atılmadığını öne süren Sönmez, Türkiye'de eğitim sisteminin yıllar içerisinde artarak büyüyen temel sorunları ve geçtiğimiz dönemde AK Parti hükümetinin eğitim alanındaki icraatlarının, 2010-2011 eğitim öğretim yılının ilk yarısında da devam ettiğini kaydetti.
Ortaklaşma oranı yetersiz
Sönmez, eğitimde yaşanan sorunlar hakkında şu görüşleri dile getirdi:''İlköğretimde okullaşma oranı yüzde 98, Orta öğretimde ise okullaşma oranı yüzde 60 düzeyindedir. Orta öğretimde, özellikle mesleki ve teknik orta öğretimde okullaşma oranı yetersizdir. Türkiye'deki okulların halen üçte ikisinde ikili, üçte birinde tekli eğitim yapılmakta, sınıf mevcutları geçmişe göre azalmakla birlikte hala kalabalık sınıflarda eğitim - öğretim yapılmaya çalışılmaktadır. Kalabalık sınıflarda eğitim hem öğretmenler hem de öğrenciler açısından önemli bir sorun olmayı sürdürmektedir. AK Parti'nin eğitime bütçeden yüksek oranda pay ayrıldığı ve okullaşma oranlarındaki artışa ilişkin çizdiği olumlu tabloya karşın yaklaşık 125 bin çocuk eğitim hakkından yararlanamamıştır. Zorunlu eğitim çağındaki 6 - 14 yaş arası ilköğretime devam etmeyen çocukların 2009 - 2010 eğitim öğretim yılında 187 bin 432'si, 2010-2011 eğitim öğretim yılında ise 124 bin 830'u okula gidememektedir. Bu öğrencilerin 43 bin 971'ini kız çocukları, 80 bin 838'ini ise erkek çocuklar oluşturmaktadır. Okulların fiziki yapı ve donanım açısından yaşadığı eksiklikler sağlıklı bir eğitim hizmetinin verilmesini güçleştirmektedir. Okulların büyük bölümünde araç - gereç, kütüphane, altyapı donatım yetersizlikleri hala giderilememiştir. Öğrenciler, büyük kentlerde 40 - 50 kişiye varan kalabalık sınıflarda, kırsal kesimde ise birleştirilmiş sınıflarda öğrenim görmeye çalışmaktadır. Sadece ilköğretimde öğrencilerin OECD ortalaması olan 22 kişilik sınıflarda sağlıklı bir biçimde tekli eğitim görebilmeleri için gerekli olan derslik sayısı 163 bin 309'dur. Eğitimde eşitsizlik ve adaletsizliğin en önemli göstergelerinden birisi olarak bölgeler ve iller arası gelir dağılımındaki eşitsizlik devam etmektedir. Ekonomik imkanların kısıtlılığı, çocukların ve gençlerin okula devamını engelleyen en önemli faktördür.''
Eğitim ticaretleşti
Sönmez, şunları kaydetti:'-2011 eğitim-öğretim yılının ilk yarısının sonu itibariyle Türkiye'de eğitim sisteminin artık kronikleşen sorunları bütün ağırlığıyla varlığını sürdürmektedir. Eğitimin temel bir insan hakkı olması, kamusal finansman yoluyla bütün yurttaşlara eşit ve parasız olarak sunulması gerekirken, önceki hükümetlerin izinden giden AK Parti Hükümeti döneminde, eğitim hakkı aynı zamanda bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılarak piyasa ilişkileri içine çekilmiş ve ticarileştirilmiştir.''
Görmezden geliniyor
8 yıllık AK Parti iktidarının piyasacı ve özelleştirmeci politikaları, eğitimi ve eğitim sistemini içinden çıkılmaz bir duruma sürüklediğini dile getiren Sönmez, AK Parti'nin bu süreci bir taraftan yoğun siyasi kadrolaşma çabalarıyla yürütürken, diğer yandan demokratik, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim taleplerini görmezden geldiğini, bu yöndeki talepleri yok saydığını belirtti. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, içinde bulunulan eğitim-öğretim yılı içinde de eğitimde sınıfsal, etnik, cinsel, dinsel ve diğer her türlü ayrımcılık konularında ciddi, somut adımlar atılmadığını öne süren Sönmez, Türkiye'de eğitim sisteminin yıllar içerisinde artarak büyüyen temel sorunları ve geçtiğimiz dönemde AK Parti hükümetinin eğitim alanındaki icraatlarının, 2010-2011 eğitim öğretim yılının ilk yarısında da devam ettiğini kaydetti.
Ortaklaşma oranı yetersiz
Sönmez, eğitimde yaşanan sorunlar hakkında şu görüşleri dile getirdi:''İlköğretimde okullaşma oranı yüzde 98, Orta öğretimde ise okullaşma oranı yüzde 60 düzeyindedir. Orta öğretimde, özellikle mesleki ve teknik orta öğretimde okullaşma oranı yetersizdir. Türkiye'deki okulların halen üçte ikisinde ikili, üçte birinde tekli eğitim yapılmakta, sınıf mevcutları geçmişe göre azalmakla birlikte hala kalabalık sınıflarda eğitim - öğretim yapılmaya çalışılmaktadır. Kalabalık sınıflarda eğitim hem öğretmenler hem de öğrenciler açısından önemli bir sorun olmayı sürdürmektedir. AK Parti'nin eğitime bütçeden yüksek oranda pay ayrıldığı ve okullaşma oranlarındaki artışa ilişkin çizdiği olumlu tabloya karşın yaklaşık 125 bin çocuk eğitim hakkından yararlanamamıştır. Zorunlu eğitim çağındaki 6 - 14 yaş arası ilköğretime devam etmeyen çocukların 2009 - 2010 eğitim öğretim yılında 187 bin 432'si, 2010-2011 eğitim öğretim yılında ise 124 bin 830'u okula gidememektedir. Bu öğrencilerin 43 bin 971'ini kız çocukları, 80 bin 838'ini ise erkek çocuklar oluşturmaktadır. Okulların fiziki yapı ve donanım açısından yaşadığı eksiklikler sağlıklı bir eğitim hizmetinin verilmesini güçleştirmektedir. Okulların büyük bölümünde araç - gereç, kütüphane, altyapı donatım yetersizlikleri hala giderilememiştir. Öğrenciler, büyük kentlerde 40 - 50 kişiye varan kalabalık sınıflarda, kırsal kesimde ise birleştirilmiş sınıflarda öğrenim görmeye çalışmaktadır. Sadece ilköğretimde öğrencilerin OECD ortalaması olan 22 kişilik sınıflarda sağlıklı bir biçimde tekli eğitim görebilmeleri için gerekli olan derslik sayısı 163 bin 309'dur. Eğitimde eşitsizlik ve adaletsizliğin en önemli göstergelerinden birisi olarak bölgeler ve iller arası gelir dağılımındaki eşitsizlik devam etmektedir. Ekonomik imkanların kısıtlılığı, çocukların ve gençlerin okula devamını engelleyen en önemli faktördür.''