Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Ağustos ayında enflasyon beklentilerin üzerine çıkarak son 9 yılın en yüksek değerine ulaştı. Bir önceki aya göre TÜFE yüzde 0,52, yurtiçi ÜFE ise yüzde 0,85 artış gösterdi. Yıllık enflasyon da tüketici fiyatlarında yüzde 10,68, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 16,34 oranında arttı. Son 9 yılın en yüksek ağustos ayı enflasyonu kaydedilirken TÜFE yeniden çift haneye yükseldi. TÜİK verilerine göre; ana harcama grupları itibariyle en yüksek artışlar yüzde 2,79 ile 'eğitim', yüzde 2,05 ile 'ulaştırma' ve yüzde 1,66 ile 'ev eşyası' gruplarında görüldü. En yüksek düşüşler ise yüzde 3,09 ile 'giyim ve ayakkabı' ve yüzde 0,22 ile 'gıda ve alkolsüz içecekler' gruplarında gerçekleşti. Aylık olarak en yüksek artış gösteren seçilmiş maddeler arasında ise yüzde 16,85 ile yumurta birinci sırada yeraldı.
Turist sayısındaki artış
Enflasyonun Ağustos ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşmesinin yanı sıra TÜFE’nin Batı Akdeniz’de Türkiye ortalamasının üzerine çıkması, Antalya ekonomisinin kurmaylarına göre turizmdeki hareketlilikten kaynaklandı. Böyle düşünenlerden biri, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, TÜİK’in Ağustos ayı enflasyon rakamlarını değerlendiren ATSO Başkanı Çetin, “Bölgemizdeki TÜFE oranı, aylık yüzde 1,05, sekiz aylık yüzde 6,88 ve yıllık bazda yüzde 10,80 olarak gerçekleşmiştir. 'TR61 Bölgesi' (Antalya-Isparta-Burdur) 26 bölge arasında aylık enflasyonda birinci olurken, sekiz aylık enflasyonda 10'uncu, yıllık enflasyonda ise 15'inci sırada yer almıştır. Bu oranlara göre Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi'nde enflasyonun aylık, sekiz aylık ve yıllık bazda Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görülmüştür. Bir önceki yıla göre turist sayısındaki yüzde 65 artışın genel bir canlanma yaratması doğaldır. Bölgeler arasındaki enflasyon farkları kısa dönemde yüksek olsa bile uzun dönemde azalmaktadır” diye konuştu.
Yapısal sorunların önemi
Sebze fiyatlarındaki hızlı düşüşe ve giyimdeki indirimlerinin devam etmesine rağmen, başta LPG dolum, tüp gaz gibi enerji grubu olmak üzere mobilya gibi ev eşyaları, kiralar ve süt ürünleri fiyatlarını enflasyon artışında belirleyici olduğunu kaydeden Çetin şunları söyledi: “Bu durum Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunların önemini bir kez daha göz önüne sermiştir. Enflasyonda sadece sebze ve meyve fiyatlarının etkili olmadığı, kur etkisi ve ithal girdi fiyatları yanı sıra enflasyon beklentilerinin de dikkate alınması gerektiği görülmektedir. Yüksek enflasyon halkın satın alma gücünü azaltmakta, kredi faizlerinin düşürülmesini engellemekte, yatırımları caydırıcı etki yaratarak, ekonomimizin rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Bu nedenle 'Orta Vadeli Mali Plan' revize edilmeli, istikrarlı büyüme hedefiyle beklentilerin iyileştirilmesi ve enflasyonda katılaşmanın önlenmesi yönünde adım atılmalıdır.”
Çandır: Çift hanede kalır
Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) ve Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır ise tüketici enflasyonunun (TÜFE) aylık yüzde 0.52 oranında artış göstererek beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini söyledi. Tüketici enflasyonunun yıllık yüzde 10.68 olduğunu vurgulayan Çandır, çekirdek enflasyonun aylık bazda yüzde 0.49 artış gösterdiğini, yıllık bazda ise yüzde 10.16 olarak ilan edildiğini kaydetti ve “Düşüşe az duyarlı, yükselişe ise çok duyarlı bulunan çekirdek enflasyondaki yukarı yönlü bu seyir, genel enflasyonun çift hanede kalacağı yönündeki beklentileri yükseltmektedir” dedi.
Ülke ortalamasının iki katı
Antalya, Burdur, Isparta illerini kapsayan Batı Akdeniz’de Ağustos ayı enflasyonunun aylık yüzde 1.05 oranında artışla ülke enflasyonundaki artışın iki katından daha fazla gerçekleştiğine dikkat çeken Çandır, “Bu olumsuz performansı tetikleyen temel parametre ise özellikle Antalya turizminde yaz aylarında yaşanan üç aya sıkışmış yoğun hareketliliktir” ifadesini kullandı. Antalya’da yaşanan turizm hareketliliğinin kentteki reel ekonomiye yansımasının istenilen düzeyde olmadığına dikkat çeken Başkan Çandır şunları söyledi: “Bu nedenle fiyatlarda yaşanan artışlar bölgemiz ve genel enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam etmektedir. Antalya turizmindeki hareketliliğin özellikle üç ay gibi kısa bir süre olan yaz mevsimine sıkışmış olması talebin fazlalığından ziyade, üç aya sıkışmış olan talebe cevap verecek olan arz kapasitesinin sınırlılığından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bir an evvel 1990’lı ve 2000’li yıların başlarında hedeflenen turizmi 12 aya yayma politikalarını tekrar gündemimize almalıyız. Eğer uzun vadeye yayılmış bir turizm harekeliliği sağlanırsa mal ve hizmetler bakımından arz kapasitesi talebi karşılayacaktır. Aksi halde yaşanan dönemlik talep artışı enflasyonu olumsuz etkilemeye devam edecektir.”
Yunus ERDOĞAN