Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ‘Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi’ kapsamında Antalya’da yerel medya kuruluşlarına bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Ramada Plaza Otel’de gerçekleştirilen toplantıya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Özgün Beggi, Antalya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Abdullah Çalışkan, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Abdülrezak Altun, Basın İlan Kurumu Antalya Şube Müdürü Nedim Engin ve basın mensupları katıldı.
Mağdurun kimliği gizli tutulmalı
Prof. Dr. Abdülrezak Altun, kadına şiddet konusunda medyanın rolüne değinerek, “Mağdurun kimliği gizli tutulmalı, kimliğin teşhisine yarayacak bilgiler verilmemeli” dedi. Altun, Avrupa Birliği’nde 28 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre, kadına yönelik duygusal şiddet oranının 43, cinsel şiddet oranının yüzde 11 olduğunu hatırlattı. Altun, Türkiye’de kadına yönelik aile içi şiddet araştırmasının 2014 verilerinde yer alan istatistikleri açıklayarak, “Fiziksel şiddet yüzde 36, duygusal şiddet yüzde 44, ısrarlı takip ise yüzde 27 olarak belirlendi” dedi.
Şiddet meşru gösterilmemeli
Şiddetin hiçbir biçimde meşru gösterilmemesi gerektiğinin altını çizen Altun, “Şiddetin toplumsal düzlemdeki önemini azaltacak sansasyonel kullanımlardan ve mizah malzemelerine dönüştürme eğiliminden uzak durulmalıdır. Mağdurun kimliği gizli tutulmalı, kimliğin teşhisine yarayacak bilgiler verilmemelidir. Cinsiyetleri nedeniyle şiddete uğrayanlarla ilgili haberlerde mağdurların onurunun korunmasına özen gösterilmeli, taciz ve tecavüz gibi cinsel suçların haberleştirilmesinde kullanılan dile özen gösterilmelidir” dedi. Kadınların şiddete karşı nerelerden hizmet alacaklarını belirten haberlerin daha fazla yapılmasını öneren Altun, böyle bir beklenti içerisinde olduğunu söyledi.
Ortak proje
Projenin İletişim Uzmanı Zeynepcan Solmaz, 2013 yılının sonunda başlayan projenin 2016 yılı sonunda tamamlanacağını bildirdi. Projenin İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve STK’lar gibi birçok paydaşı olduğuna dikkat çeken Solmaz, hükümetin Türkiye’de kadınların insan haklarının korunması konusunda ortaya koyduğu çabaların desteklenmesinin amaçlandığını söyledi.
Medyanın bakış açısı çok önemli
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Özgün Beggi, genel müdürlük ve çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunarak, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Kuruluş amacımız tüm dünyadaki gelişmeler ışığında devlet kadınların toplumsal yaşamın her alanında her yerde eşit şekilde yer alması ve görünür olması için sorumluluk almalıydı. Ve genel müdürlük kuruldu. Kadınların sağlık hizmetlerine iyi erişimi, çalışma yaşamına katılmaları, siyasi yaşama katılmaları, karar alma mekanizmalarında eşit şekilde yer almaları, tüm bunları sağlamak adına kuruluşundan bu yana çeşitli çalışmalar yürütülmekte. Kadın ve İnsan Hakları deyince son dönemde medyada da görmekteyiz. Kadınların şiddetten korunması gerekiyor öncelikle bizim çalışma alanlarımızdan bir tanesi de kadınların şiddetle mücadelesidir. Toplumsal olarak güçlü olandan güçsüz olana bir toplumsal şiddet eğilimi olduğunu görüyoruz. Yasal alt yapıyı güçlendirmek gerekiyordu. 2012 yılında 6 bin 284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun çıkarıldı. Bu kanunda şiddetin kapsamı genişletildi. Şiddet durumunda tüm yapılması gereken sorumluluk paylaşımının olduğunu görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi kabul edildi. Bu projemiz de çok önemli, çeşitli kurum ve kuruluşlarla çeşitli projeler yapmaktayız. Şiddet durumunda kadınların başvurabilecekleri merkezler var. Sığınma evleri, korunma evleri, birimler var. Bakanlığımıza bağlı olarak faaliyetleri yürütmekte, farkındalık ve eğitim çalışmaları yürütüyoruz. Medya çalışanlarının da bakış açısı kadına yönelik şiddete ilişkin farkındalığı, onları nasıl medyaya taşıdıkları çok önemli. Bu çalışmalara devam edeceğiz. Kadına yönelik şiddete karşı tüm kurum ve kuruluşlar ile eğitim ve farkındalık çalışmaları yürütüyoruz” diye konuştu.