Davada bilirkişiler çayın tamamının sit alanı olması için rapor verdi. Şimdi mahkemenin vereceği karar bekleniyor.
Antalya ili, Kumluca ilçesi, Alakır havzası içinden akan, üzerinde kurulan hidroelektrik santrallerinin (HES) sayısı nedeniyle çevrecilerin hukuki mücadele verdiği Alakır Çayı ve çevresinin bir bölümü sit alanı ilan edilmişti. Sit alanı olmayan alanda ise HES projeleri yapılmıştı. Çevreciler Alakır Çayı'nın tamamının sit alanı olması ve böylece çay üzerinde HES projelerinin önüne geçmek için çeşitli davalar açmıştı. Çünkü Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 19 Ağustos 1992 tarih ve 1543 sayılı kararı ile Alakır Çayı'nın denizden yukarıya doğru 2 buçuk km kadar kısmını doğal sit alanı olarak ilan etmişti. Suyun doğduğu yere kadar olan yukarı kısmını ise doğal sit alanı dışında bırakmıştı.
Yapılan başvuru rededdedilmişti
Doğal sit alanı olarak kabul edilen kısmından yukarıya doğru yani çayın ilk doğduğu kısma kadarki alanın, 1. derece doğal sit alanı olarak ilan edilmesi talebi ile yapılan başvuru reddedilmişti. Bu da çay üzerine yapılan HES projelerinin önünü açmıştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 23 Şubat 2010Â tarih ve 116 sayılı toplantısında verdiği 23 Şubat 2010/3839 kararıyla reddetmişti. Doğal sit alanı talebinin reddi kararına karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine, Antalya 3. İdare Mahkemesi 2010/280 Esas sayılı dosyasında keşif yaptı. Bilirkişi incelemesi neticesinde, bilirkişiler Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Ali Aslan Dönmez, Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü'nden Dr. F. Banu Yalım, Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Battal Çıplak tarafından rapor hazırlandı.
Rapor 'sit alanı olmalı' diyor
Mahkemeye sunulan raporda 'Sonuç olarak Alakır Havzası her boyutta doğal/biyolojik yapısı (habitat çeşitliliği, tür çeşitliliği ve genetik çeşitlilik) bakımından zenginliği yönüyle bir doğal sit özellikleri arz etmektedir. Endemik tür veya popülasyonların varlığı, hem dünya ölçeğinde özgünlüğüne hem de bilimsel açıdan önemine işaret etmekte ve alana birinci derece sit nitelikleri atıf etmektedir. Bu nedenle koruma kapsamına alınmasında hem bilimsel hem de kamu yararı vardır' dendi. Şimdi mahkemenin vereceği karar bekleniyor. Mahkeme bilirkişilerin raporuna göre karar verirse Alakır Çayı sit alanı olacak ve buradaki HES projelerinin iptali gündeme gelecek.
Ne olmuştu
Davaları açan ve yürüten Avukat İsmail Duygulu, daha önceki açıklamasında 'Kumluca'nın Alakır Çayı üzerinde ADO Enerji ve Metamar A.Ş. tarafından yapılmakta olan 8 adet hidroelektrik santraline (HES) karşı açtığımız dava sayısı 7 oldu. Valilik, mahkemede hukuka aykırı olarak havza planı olmadan HES'lere izin verdiğini açıkladı' demişti. Antalya'nın Finike ve Kumluca ilçelerinde yaşayan 100 bini aşkın nüfusun tek su kaynağı Alakır Nehri üzerinde projelendirilen sekiz hidroelektrik santral (HES) bölge halkını ayağa kaldırmıştı. Su kaynaklarının ellerinden alınmasına tepki gösteren sekiz köy, birleşerek dava açmıştı. HES'lere karşı davaları açan Avukat İsmail Duygulu, 'Biz HES'lere karşı değiliz. Havza planı yapılmadan ÇED'e tabi olmadan herhangi bir yatırım yapılmasına karşıyız. Çünkü yasalar havza planını açıkça emretmektedir. Antalya Valiliği havza planı olmadan HES'e izin verdiğini mahkemede açıkladı' demişti. Duygulu 'Bir bölümü sit alanı olan Alakır Çayının kaynağına kadar ki 59 km'lik kısmının da doğal sit alanı ilan edilmesi için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na başvuru yaptık. Talebimiz reddedildi ve bu redde karşı dava açtık. 2 HES'e de dava açmamıştık. Dava sayımız 7 oldu' diye konuşmuştu.
Şükrü AĞIRMAN
Antalya ili, Kumluca ilçesi, Alakır havzası içinden akan, üzerinde kurulan hidroelektrik santrallerinin (HES) sayısı nedeniyle çevrecilerin hukuki mücadele verdiği Alakır Çayı ve çevresinin bir bölümü sit alanı ilan edilmişti. Sit alanı olmayan alanda ise HES projeleri yapılmıştı. Çevreciler Alakır Çayı'nın tamamının sit alanı olması ve böylece çay üzerinde HES projelerinin önüne geçmek için çeşitli davalar açmıştı. Çünkü Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 19 Ağustos 1992 tarih ve 1543 sayılı kararı ile Alakır Çayı'nın denizden yukarıya doğru 2 buçuk km kadar kısmını doğal sit alanı olarak ilan etmişti. Suyun doğduğu yere kadar olan yukarı kısmını ise doğal sit alanı dışında bırakmıştı.
Yapılan başvuru rededdedilmişti
Doğal sit alanı olarak kabul edilen kısmından yukarıya doğru yani çayın ilk doğduğu kısma kadarki alanın, 1. derece doğal sit alanı olarak ilan edilmesi talebi ile yapılan başvuru reddedilmişti. Bu da çay üzerine yapılan HES projelerinin önünü açmıştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 23 Şubat 2010Â tarih ve 116 sayılı toplantısında verdiği 23 Şubat 2010/3839 kararıyla reddetmişti. Doğal sit alanı talebinin reddi kararına karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine, Antalya 3. İdare Mahkemesi 2010/280 Esas sayılı dosyasında keşif yaptı. Bilirkişi incelemesi neticesinde, bilirkişiler Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Ali Aslan Dönmez, Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü'nden Dr. F. Banu Yalım, Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Battal Çıplak tarafından rapor hazırlandı.
Rapor 'sit alanı olmalı' diyor
Mahkemeye sunulan raporda 'Sonuç olarak Alakır Havzası her boyutta doğal/biyolojik yapısı (habitat çeşitliliği, tür çeşitliliği ve genetik çeşitlilik) bakımından zenginliği yönüyle bir doğal sit özellikleri arz etmektedir. Endemik tür veya popülasyonların varlığı, hem dünya ölçeğinde özgünlüğüne hem de bilimsel açıdan önemine işaret etmekte ve alana birinci derece sit nitelikleri atıf etmektedir. Bu nedenle koruma kapsamına alınmasında hem bilimsel hem de kamu yararı vardır' dendi. Şimdi mahkemenin vereceği karar bekleniyor. Mahkeme bilirkişilerin raporuna göre karar verirse Alakır Çayı sit alanı olacak ve buradaki HES projelerinin iptali gündeme gelecek.
Ne olmuştu
Davaları açan ve yürüten Avukat İsmail Duygulu, daha önceki açıklamasında 'Kumluca'nın Alakır Çayı üzerinde ADO Enerji ve Metamar A.Ş. tarafından yapılmakta olan 8 adet hidroelektrik santraline (HES) karşı açtığımız dava sayısı 7 oldu. Valilik, mahkemede hukuka aykırı olarak havza planı olmadan HES'lere izin verdiğini açıkladı' demişti. Antalya'nın Finike ve Kumluca ilçelerinde yaşayan 100 bini aşkın nüfusun tek su kaynağı Alakır Nehri üzerinde projelendirilen sekiz hidroelektrik santral (HES) bölge halkını ayağa kaldırmıştı. Su kaynaklarının ellerinden alınmasına tepki gösteren sekiz köy, birleşerek dava açmıştı. HES'lere karşı davaları açan Avukat İsmail Duygulu, 'Biz HES'lere karşı değiliz. Havza planı yapılmadan ÇED'e tabi olmadan herhangi bir yatırım yapılmasına karşıyız. Çünkü yasalar havza planını açıkça emretmektedir. Antalya Valiliği havza planı olmadan HES'e izin verdiğini mahkemede açıkladı' demişti. Duygulu 'Bir bölümü sit alanı olan Alakır Çayının kaynağına kadar ki 59 km'lik kısmının da doğal sit alanı ilan edilmesi için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na başvuru yaptık. Talebimiz reddedildi ve bu redde karşı dava açtık. 2 HES'e de dava açmamıştık. Dava sayımız 7 oldu' diye konuşmuştu.
Şükrü AĞIRMAN