Erasmus öğrencisi Türk kızı Gamze'ye aşık olan Michelin yıldızlı İtalyan şef Michele Serafini, önce Perugia'daki restoranından, sonra da ülkesinden vazgeçip Antalya'ya yerleşti
Antalya'nın ünlü restoran zinciri Güray Kanan'ın sahibi olduğu The Big Man Bistro Cafe'lerin mutfak koordinatörü 43 yaşındaki İtalyan şef Michele Serafini, 6 yıl önce Türkiye'ye geliş hikayesini anlatırken, Perugia'daki restoranından başlıyor sözlerine. Kendisiyle birlikte 8 kişinin çalıştığı 13 masa ve 42 kişilik restoranın dünyada sayılı restoranın sahip olduğu Michelin yıldızı taşıdığını söylüyor. Serafini “Michelin olabilmek için bazı standartlar var tabii. Müşteriler restoranı öneriyorlar ve yetkililer hiç habersiz restorana gelip yemek yiyorlar ve öyle yıldız veriyorlar” diyor. Kardeşiyle birlikte çalıştığı restoranından vazgeçme nedeni ise 'aşk' İtalyan şefin. Erasmus öğrencisi olarak İtalya'da bulunan Türk kızı Gamze, tüm hayatını değiştirmiş Serafini'nin. Uludağ Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi Gamze'nin restoranında çalışan Japon aşçının dil okulunda sınıf arkadaşı olduğunu anlatan Serafini, “Restoranımda stajyer öğrenciler vardı. Bunlardan biri olan Japon aşçı ile Gamze aynı dil okulundaydı. Gamze'yi ilk kez onun yanında gördüm. Hoşlandım ilk görüşte” diyor.
Gamze’ye tiramisu yaptı
Arkadaşlıklarının ilerlemesinde ise 'tiramisu'nun katkısı var. Tiramisuyu çok seven Gamze'ye, tiramisu yapmayı öğreten İtalyan şef, genç kızı kaldığı yurda bıraktığında yaşadığını ise gülerek anlatıyor. Serafini, “Benim kültürümde eğer sen benden ben de senden hoşlandıysam bir öpücük beklerim. Gamze'nin kaldığı evin önüne gelince bana elini uzatıp tokalaştı. Ve 'Bir daha ki sefere sana Türk kahvesi yapacağım' dedi. Orada aşık oldum işte” diyor. Gamze'nin İtalya'da bir yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye döndüğünü belirten Michele Serafini, ondan birkaç ay sonra da kendisinin Türkiye'ye geldiğini anlatıyor.
Antalya cennet gibi
“O Bursa'da okuyordu. Önce Bursa'ya gittim. Ama orada yapamayacağımı anladım ve İstanbul'a geçtim. Orada bir otelin restoranında çalışmaya başladım. Türkçem yoktu ve İngilizce konuşuyorum. Derken İtalyanca bilen bir Antalyalı ile tanıştım. O bana Antalya'da İtalyan restoranı açacağını söyledi. Antalya'ya gelmek isteyip istemeyeceğimi sordu. Kader işte. Öylece geldim Antalya'ya. Şimdi ise The Big Man'deyim.” Eşi Gamze Yılgın Serafini ile 2012 yılında evlendiklerini, Bursa'da kına gecesinin ardından Antalya'da düğün yaptıklarını söyleyen İtalyan şef, 2004 yılında Michelin yıldızı alan Perugia'daki ünlü restoranı, ülkesi ve çevresinden ayrıldığı için pişman olup olmadığıyla ilgili soruya, “Hiç pişman olmadım. Pişman olsam restoranın anahtarı bende. Dönerim. Antalya cennet gibi” yanıtını veriyor.
Sicilyalı ve Antalyalı
Antalya'yı, Türkiye'yi ve Türkleri çok seven Serafini İtalyanlar ve Türklerin birbirine benzediğini söylüyor. “Akdeniz insanıyız” diyen Serafini bir de ilginç benzetme yapıyor:
“Sicilyalı İtalyan ile Antalyalı Türk; Milanolu İtalyan ile İstanbullu Türk birbirine benziyor. Genel olarak böyle. Türklerin samimiyetini, dostluğunu seviyorum.” Türkiye'de alışamadıklarının çok fazla olmadığını söyleyen Serafini sadece trafikte araç kullanmanın sıkıntılı olduğunu söylüyor. İtalyan şef, “Trafik zorladı beni. Yaya olmak daha zor burada. Napoli gibi. Orada da aynı” diye ekliyor.
Bana özel yemek yaptı
Matematik öğretmeni 28 yaşındaki Gamze Yılgın Serafini ise İtalyan şefle tanışmasını, “Uludağ Üniversitesi Matematik Bölümü öğrenciyken 2009 yılı Eylül ayında Erasmus'la İtalya Perugia'ya gittim. Michele'nin Japon aşçısı ile aynı okulda İtalyanca öğreniyorduk. Michele beni ilk kez o Japon arkadaşımın yanında gördü. Sonra beni kendi restoranındaki bir partiye davet etti. Ben de gittim. Restoranda baktım ki her şey domuz eti. Hiçbir şey yiyemedim. Bunu fark edince yanıma gelerek 'Neden bir şey yemiyorsun' diye sordu. Yarım yamalak İtalyancamla anlatmaya çalıştım. Mutfağa geçti bana özel yemek yaptı” şeklinde anlatıyor.
Yabancı damat krizi
Gamze Yılgın Serafini, evlenme kararı aldıkları dönemin hayli sancılı olduğunu söylüyor. “Sancılı oldu ama atlattık” derken, “Tabi kültürler farklı. O dönemde tam bir yabancı damat krizi yaşadık. Ama geçti” şeklinde konuşuyor gülerek. Farklı kültürden olmalarının evliliklerinde sorun yaratmadığını da sözlerine eklerken, “İkimizin de karşılıklı olarak eleştirdiği şeyler var ama bunları sorun olarak ortaya koymuyoruz. Sadece nedenini öğrenmek istiyoruz karşılıklı. Birbirimizi kıracak cümlelerimiz yok. Yani 'Aaa bu da ne böyle, çok saçma' demiyoruz birbirimize. Anlamaya çalışıyoruz” diyor.
Çok başarılı İncik yapıyor
The Big Man'in başarılı işletmecisi ve eski milli basketbolcu Güray Kanan ise Michele Serafini ile tanışmasını “Bizim misafirimizdi. Bizde yemek yiyordu. Bir arkadaşımın otelinde çalışıyordu. Sonra aramızda bir konuşma oldu. Tabi önce arkadaşımla konuştum. Arkadaşım ‘mahsuru yok alabilirsin’ dedi. Michele de Big Man'i sevdiğini, burada olmaktan mutluluk duyacağını söyledi” şeklinde anlatıyor. İtalyan şefin en çok el yapımı makarnalarını sevdiğini belirten patron Kanan, “İncik ve kaburgayı da çok başarılı yapıyor. Herkesin bu lezzeti tatmasını öneririm” diyor.
RÖPORTAJ: Selma KUNAR (DHA)