Merhaba sevgili okurlarım, bu hafta cildimizi güzelleştiren içten beslenme ile dinçlik ve gençlik veren besinleri sizler için derledim. Bugünden tezi yok bu şekilde beslenenler devam, şimdiye kadar önemsememiş olanlar ise hemen adım atsınlar diyorum..
1. Tam tahıllar: Kapiler damar çeperinin direncini artıran bitkisel madde ve B vitamini içeren tahıllar, temel olarak işlenmemiştir. Örneğin, beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek gibi. Tahıllar antioksidan kaynağıdır, iltihaba bağlı cilt hasarıyla savaşır. Vücudunuza yeterince B vitamini biyotini almazsanız, cildiniz kurur ve pul pul olur.
2. Kuruyemiş: İçerdiği E vitamini sayesinde genç ve yumuşak bir cilt sağlar. E vitamini cildi yaşlandıran serbest radikallerle savaşır, özellikle cildi güneşin zararlı UV ışınlarının ürettiği serbest radikallere karşı korur. Fıstık ve ceviz harika bir cilt besini olan Omega-3 yağ asitleri sağlar. C vitamini ayrıca iltihapla savaşır, serbest radikalleri nötralize eder.
3. Kırmızı ve yeşil sebzeler: A Vitamini ve beta-karoten içeren sebzeler, parlak ve yumuşak bir cildiniz olmasını sağlar. Kırmızı ve turuncu sebzelerdeki beta-karoteni vücudumuz A vitaminine çevirir. A vitamini de hücrelerin hasar görmesini ve erken yaşlanmayı önler.
Ispanak ve diğer yeşil yapraklı sebzelerde de bol miktarda A vitamini var. Bu da cildiniz yeni hücreler üretmesine yardım eder, kuruluğu azaltır ve cildinizin parlak, genç görünmesini sağlar.
4. Narenciye: Yumuşak ve sıkı, gergin bir cilde sahip olmanızı sağlar. C vitamini binlerce güzellik kremi içinde bulunan birinci cilt bakımı içeriğidir. Bu vitamin vücudun kolajen üretmesine yardım eder. Kolajen ise cildinizin temel yapısını şekillendiren proteindir. 35 yaşından sonra kolajen azalınca cildiniz sarkmaya başlar. Portakal, greyfurt, domates cildinizin gerginleşmesine yardım eder.
5. Deniz Ürünleri: Kokusunu sevmeyebilirsiniz, ancak yumuşaklığına bayılacaksınız. Deniz ürünlerinin aktif bileşenleri Omega 3 yağ asitleri, çinko. Herkes balığın sağlımız için faydasını mutlaka duymuştur. Birçok balık türü ve kabuklu deniz hayvanları, özellikle istiridye ve somon gibi yağlı balık cilt için harika bir yiyecek. Yeterince omega 3 alınınca cildinizde kuruluk ve iltihap olmaz. İltihap cildinizin daha hızlı yaşlanmasına neden olur. Araştırmalar, çok az Omega 3 alanların egzema ve sedef hastalığı gibi iltihabi bozukluklara daha yatkın olduklarını gösterdi. Omega 3 yağ asitleri ayrıca kalp damarlarını koruyor, dolaşımı düzenliyor. İyi bir dolaşım da cilt sağlığını etkiliyor. Çinko, akneyle savaşmada yardımcı oluyor, yeni hücre yapımına katkıda bulunuyor, cilde hoş bir parlaklık veriyor.
Not: Genel olarak, işlenmiş karbonhidrat yerine tam tahıllar görünüşünüzü güzelleştirir. İşlenmiş un ise insülini üst seviyeye çıkarır ve akne oluşumuna neden olabilir.
Metabolizmayı hızlandıran besinler
Metabolizma hızı, organların çalışması için vücudun gün boyu ihtiyaç duyduğu minimum enerji (kalori) değeridir.
Metabolizma hızı yüksek olanlar düşük olanlara göre gün boyu daha fazla kalori yakar ve bu özellikle kilo verme döneminde önem kazanır.
Metabolizmayı hızlandıran besinler ile gün içinde dinlenir halde yaktığınız kalori miktarını arttırarak kilo vermek için avantaj sağlayabilirsiniz. Bu besinler dışında kahvaltıyı atlamamak, kendinizi aç bırakmak yerine sık ve küçük öğünler yemek, çok yorucu olmayan ancak düzenli egzersizler yapmak metabolizmayı hızlandırmak ve gün boyu normalden daha fazla enerji harcamasını sağlamak açısından önemlidir.
Metabolizmayı hızlandıran gıdalar
Acı Biber: Acı bibere “yakıcı” özelliğini veren “capsaicin” içeren yiyecekler metabolizmayı hızlandıran besinler arasında ilk sırada gelmektedir. Acı biber, yendikten sonra 3 saat boyunca metabolizma hızını 1.2-2 katına kadar yükseltebilir. Yemeklerinizde pul biber, acı toz biber, sivri biber kullanarak gün boyu yaktığınız kalori miktarını arttırmanız mümkün. Acı biberin bir diğer avantajı da iştahı azaltarak tokluk hissini uzatmasıdır. Acı biber dışında kekik, kişniş ve tarçında bir miktar capcaicin içermektedir.
Zencefil: Zencefil sindirime yardımcı olurken vücut sıcaklığını yükseltir ve yemeklerden sonra metabolizma hızını yaklaşık %20 oranından arttırır.
Yeşil Çay: Kafein içeren yeşil çay, aynı zamanda vücut sıcaklığını yükselterek metabolizmayı hızlandıran “fenol” adında bileşikler içermektedir. Taze yeşil çay demleyerek sıcak veya soğuk olarak içebilirsiniz. Kafein içeren kahve, oolong çayı ve normal çay gibi diğer içecekler de metabolizmayı hızlandırmak için önerilen içecekler arasındadır.
Protein: Protein, karbonhidrata göre daha uzun sürede sindirildiği için protein bakımından zengin bir yemekten sonra sindirim sistemi daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar ve yakılan kalori miktarı artar. Balık, tavuk, hindi gibi kırmızı ete göre daha az yağ içeren protein kaynaklarını daha sık tüketebilirsiniz. Bazı makalelerde gün içinde protein tozuyla hazırlanan meyveli içecekler içmenin kilo vermeye yardımcı olabileceği belirtiliyor.
Lifli Yiyecekler: Besinlerin sindirilmeyen kısmı olan lif (posa), sindirim sırasında vücudun kullandığı enerjiyi arttırarak metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar. Ayrıca suda çözünen ve çözünmeyen besin lifleri genel olarak sindirime yardımcı olur, kabızlık ve ishal gibi sindirime bağlı sorunları önler. Lif bakımından zengin besinler arasında brokoli, ıspanak, kale, elma, portakal, greyfurt, lahana, yulaf, kepekli tahıllar, fındık, badem ve kabak çekirdeği sayılabilir.
Tarçın: Tarçının zayıflamaya yardımcı olan iki etkisi vardır. İlki kan şekerini düzenleyerek öğünler arasında yaşanan açlığı bastırır ve yemeklerden sonra daha uzun süre tokluk hissi sağlar. İkincisi ise sindirimi sırasında vücut sıcaklığını yükselterek termik etki yaratır.
Bu termik etkiyle birlikte metabolizma hızlanır ve harcanan enerji miktarı artar.
Metabolizmayı hızlandırmak için diğer öneriler
Düşük yoğunluklu egzersiz: Bu konuda farklı kaynaklarda farklı görüşler bulunuyor ancak Dr. Mehmet Öz’e göre nabzı anide yükselten kısa süreli egzersizler yerine, nabzın yavaş yavaş yükselmesini sağlayan ve vücudu limitlerinde zorlamayan uzun süreli egzersizler yağ yakımı ve metabolizmanın yükselmesi açısından daha faydalı. Dr. Öz makalesinde kısa süreli kardiyovasküler egzersizlerin kas yoğunluğunu arttırmak için ideal olduğunu, ancak bu egzersizler sırasında vücudun enerji kaynağı olarak yağ yerine karbonhidratları kullandığının altını çizmiş. Daha uzun süreli ve ortalama nabızla yapılan egzersizlerin ise enerji kaynağı olarak yağı kullandığını ve fazla yağın vücuttan daha çabuk atılmasını sağladığını belirtmiş.
Su: Günde 8 bardak su içmek, toksinlerin ve metabolize edilen yağın vücuttan daha hızlı atılmasına yardımcı oluyor. Biraz “ileri” bir öneri olabilir ancak bazı uzmanlar soğuk su içmenin, vücudun soğuk suyun sıcaklığını vücut sıcaklığına getirmek için daha fazla enerji harcamasını sağladığını belirtiyorlar.
Kaloriyi kademeli azaltmak: Diyete başlamadan önce günde ortalama 2000 kalori alırken diyete başladığınız gün bu kaloriyi 1300 düşürürseniz kilo kaybetmeye başlamak için uzun bir süre beklemeniz gerekebilir.
Çünkü günlük 2000 kaloriye alışık olan vücudunuz aniden 1300 kaloriye düştüğünüzde kendini korumak için “açlık” moduna geçer. Açlık modunun ilk adımı ise metabolizmayı yavaşlatarak ihtiyaç duyulan enerjinin azaltılmasıdır.
Bunu önlemek için diyete başladığınız ilk hafta normal beslenme şeklinizden 100-150 kalori kesin. Düzenli egzersizle birlikte bu şekilde daha kalıcı ve sağlıklı kilo verebilirsiniz.
Kahvaltıyı Atlamayın: Kahvaltıyı atlamanın diyetinize 2 önemli zararı var. Birincisi kahvaltı etmediğiniz için metabolizmanız gün boyu normal hızının altında çalışır, ikincisi ise öğle yemeğine kadar şekeriniz düşeceği için yemeniz gerekenden daha fazla yemek yersiniz.
Az ve sık öğünler: Yemek yedikten sonra, sindirim sırasında vücut önemli miktarda enerji harcar. Sindirimden sonra ise metabolizma hızı yavaş yavaş düşmeye başlar. Az ve sık yiyerek daha az kalorili yemeklerle daha uzun süreli tokluk hissi sağlayabilirsiniz.
Hazırlayan: Özge GÜRÜN