Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, hükümetin ‘ucuz et’ politikasını eleştirirken, “Sayın Cumhurbaşkanı simitçiden simit alıyor, çay ocağında çay içip sohbet ediyor. Biz de kasaba bekliyoruz kendisini. Halimizi bize sorsun” dedi
Antalya Kasaplar Odası’nın olağan genel kuruluna katılan Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ gazetecilere ‘ucuz et’ politikasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin öncelikli sorununun vatandaşın alım gücündeki düşüş olduğunu vurgulayan Yalçındağ, “Dün bir araştırma yayınlandı. Bu araştırmada vatandaşlara, ‘Paranız olsa ne alırdınız’ sorusu yöneltilmiş. Yüzde 66’sı ‘et alırdık’ demiş. Demek ki sorun belli. İnsanların satın alma gücü eksik. Öncelikle sorgulanması gereken şey bu. İkinci öncelik ise Türkiye’deki üretimin tüketimi karşılamaması. 2009’dan bu yana maalesef üretim tüketimi karşılayamaz noktada. Biz bu sorunu nasıl aşarız diye birçok kez 10 kez rapor haline getirip ilgili yerlere sunduk” dedi.
Yöntem ve zamanlama yanlış
İthalatın yapılmasının normal olduğunu ancak yöntem ve zamanlama açısından yanlışlıklar olduğunu dile getiren Yalçındağ şunları söyledi; “İthalat geçmişte de yapıldı, bugün de yapılıyor, yarın da yapılacaktır. Ancak doğru zamanda ve doğru şekilde yapılmalı. Siz şimdi doğrudan karkas et olarak ithal ederseniz sektörün başka enstrümanları üzerinde ciddi problemler yaratırsınız. Bunu iyi hesap etmek lazım. Kurban bayramından sonra ithalat yapılması doğru bir karar değildir. Bize verilmiş bir görev olmamasına rağmen hayvancılığın durumuyla ilgili defaten raporlar hazırladık. Biz her zaman gördüklerimizi yansıtmaya çalıştık.”
Doğru olana itibar ediliyor
Bu raporların zaman zaman karşılığını aldıklarına da değinen Yalçındağ şöyle devam etti; “Örneğin küçükbaş hayvana destek verilmelidir dedik sayın bakan da bu konuda çalışmalar yapıyor ona da teşekkür ediyoruz. Geçmişte ciddi anlamda buzağı ölümleri oluyordu, bugün baktığımızda bunlar asgari seviyeye inmiş durumda. Niye çünkü sağlık politikamız yerine oturdu. Bunların hepsi bizim raporlarımızda olan meseleler. Okul sütü uygulamasını da yine ben söylemiştim. Çobanlara sosyal güvenlik desteği primi verilmesi de raporlarımızda ilgililere aktardığımız konulardan biriydi, bu da başlatıldı. Demek ki doğru olan şeylere itibar ediliyor ve uygulanıyor.”
Aradaki fark izah edilmeli
Yalçındağ, sektör olarak ‘ucuz et’ politikasından duydukları rahatsızlığı ise şöyle dile getirdi; “Bir kere adı üzerinde ucuz et. Kasap ne satıyor, müşterinin arzusuna, damak zevkine uygun et. İkisi arasında dağlar kadar fark var. Biz sayın Bakanı ziyarete gittiğimizde dedik ki; Televizyona çıkın kamuoyuna ithal etle kasapta satılan et arasındaki farkı izah edin. Bir tarafta gümrüksüz ithal edilen et, diğer yanda yerli üreticinin yetiştirdiği hayvanlardan elde edilen et. Sizler tercihinizi yapın denmesi lazım. Bu söylenmeli ki bizler hedef olmayalım. Biz işte bu durumu aşabilmek adına afişli bir kampanya başlattık. Dediğimiz gibi kamuoyuna izah edilmiş olsaydı böyle bir şeye gerek duymazdık. Sayın Cumhurbaşkanımız her gittiği yerden et alıyor. Ben kendisini bir de kasaplara gelip bir kilo kıyma almaya davet ediyorum. Gidiyor simitçiden simit alıyor, çay ocağında çay içiyor sohbet ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımızı davet ediyorum; Gelsin bir de kasap esnafını mutlu etsin. Bir de bize sorsun halimizi. Biz Fransa’dan, Sırbistan’dan daha yakınız.”
Yunus ERDOĞAN