Ak Parti Antalya Milletvekili Aday Adayı, Maliye Gelirler Kontrolörleri Vakfı ve Finans Denetim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Türkiş samimi açıklamaları ile kendisini ve siyaset dünyasındaki geçmişini anlattı. Türkiş, Batı bölgesini temsilen aday adaylığını açıklarken, hemşehrilerine vaat ettiklerini, bölgenin sorunlarına çözüm getirmek için neler yapılması gerektiğini açıkladı.
-Özellikle ekonomi yönünüz ile tanınan bir geçmişiniz var. Mesleğiniz de ekonomi üzerine. Bir çok ulusal televizyona konuk olan tanınmış bir sima olarak İbrahim Türkiş'i bir de sizden dinleyelim, Türkiş kimdir?
Dediğiniz gibi mesleğim gereği daha çok ekonomi alanındaki birikimlerimizi aktarmak, vatandaşlarımızı bilgilendirmek için medyada sıkça yer aldım. Şimdi ise artık siyasette yer alma zamanı. Antalyalı biri olarak beni tanımayanlara kendimden bahsedeyim.
1968 yılında Antalya'da doğdum. İlk ve orta eğitimini Elmalı'da tamamladım. 1985 yılında Antalya Lisesi'ni bitirdim ve aynı yıl başlamış olduğum İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1989 yılında mezun oldum. 1990 yılında Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri mesleğine intisap ettim. 1994-1997 yılları arasında Vergi Sorunları Dergisi Genel Yayın Yönetmeliği görevini yürüttüm. 1997 yılında Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki vergi sisteminin uyumlaştırılması çalışması amacıyla T.C. Hükümeti tarafından İngiltere'de görevlendirildim. 2000 yılında Gelirler Baş Kontrolörlüğüne atandım. 2001-2002 döneminde Gelirler Kontrolörleri Derneği İstanbul Şube Başkanlığı görevini yürüttüm. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans derecesini tamamladım. 3 Kasım 2002 dönemi T.B.M.M. genel seçiminde Antalya ili seçim bölgesinden AK Parti'den Milletvekili aday adayı olmam nedeniyle Devlet Memuriyeti görevinden 8 Ağustos 2002 tarihinde ayrıldım. Yapılan teşkilat temayülü seçiminde 34 aday adayı arasında 3.üncü sırada yer almıştım. Aynı zamanda Ak Parti'nin kuruluş çalışmalarından önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın istekleri doğrultusunda ekonomi ve vergi politikasına yönelik ön program çalışmalarında bulundum. Halen Finans Denetim Danışmanlık ve Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmekteyim.
- 2002 yılındaki seçimlerde milletvekili aday adayı oldunuz. 2002 yılından bu yana pek çok seçim oldu siz tekrar aday olmadınız. Neden yıllar sonra tekrar siyaset?
Elbette geçmişte tekrar aday olmayı düşünmedim değil. Ancak şartlar benim açımdan uygun olmadı. O dönemde özel işlerim, şirket çalışmalarım bunun yanında çocuklarım küçük olması hepsi aday olmamam için etkendi. Ayrıca işim gereği danışmanlığını yaptığımız firmalara karşı sorumluluklarım vardı. Bu süreç içerisinde sorumluluklarımı yerine getirdim. Bence donanımı olan, kalitesi olan, üretken insanların belirli bir noktaya gelmiş insanlar artık kenarda beklememeli. Ben de yıllarca edindiğim bilgi ve birikimimi şimdi Antalya'm ve ülkem için kullanmak istiyorum. Gönül verdiğim AK Parti ile hedeflediğim hizmetlerimi gerçekleştirmek istiyorum. Bulunduğu noktaya ve siyasi düşüncesine ihanet etmeyecek kişilerin aday olması gerektiğine inandığım için, aday adaylığı başvurumu gerçekleştirdim.'
- AK Parti Antalya'dan kaç milletvekili çıkartır?
Seçim atmosferinin yoğunlaştığı şu günlerde benim ve herkesin ortak inancı, AK Parti'nin yine tek başına iktidar olacağı yönünde. AK Parti'nin Antalya'dan çıkartacağı Milletvekili sayısına gelince, bu durum diğer partilerin baraj sorunu da dikkate alınarak değişecektir. Ancak hiçbir parti baraj sorunu taşımasa bile AK Parti'nin Antalya'dan 7 milletvekili çıkartacağına inancım sonsuz. Antalya AK Parti'nin oy oranını artıracak Milletvekili adayları ile Antalya'da en çok Milletvekili çıkaran parti olacaktır.
- Batı bölgesinde AK Parti'nin durumu ne olur?
Partimiz Batı bölgesinde %25'lerden tutun %35'lere doğru giden bir dalgalanma içerisinde oy almış. Bu oran Türkiye genelinin altında bir görüntü sergiliyor. Genel değerlendirmeyi yaptığımız zaman arzu edilen milletvekili profilini batı bölgesinde yakalayamadığını gördük. Oysa Batı bölgesinde ciddi bir oy potansiyeli mevcut. Bu oyları partimize taşıyacak, halkın tanıdığı, benimsediği, inandığı aday gereksinimi ortaya çıkıyor. Yani bu çerçeve içerisinde teşkilatlarımıza ve halkımıza yaptığımız değerlendirmelerde şu sıkıntıyı görmekteyiz. Bir kere batı bölgesinin içerisinde tamamen tarım ve turizm yoğunluklu bir alan var. Bölgenin kendi içerisinde farklı farklı bir takım sorunları var. Bunları çok iyi algılayabilmek gerekli. O bölge insanlarının içinden gelen birinin, bölgenin sorunlarını değerlendirmesi gerekir. Eğer o insanların içinden gelmiyorsanız, oradaki vatandaşlarımızın ve o bölgenin sorunlarını olması gerektiği gibi algılayamıyorsunuz demektir. Bir kere yaşayanların düşüncelerini çok iyi bir şekilde değerlendirebilmek gerekli. Ne kadar hizmet yaparsanız yapın insanlar kendi mahsullerini kendi üretimlerini paraya dönüştüremezlerse, emeklerinin karşılığını ederinde satamazlarsa memnuniyetsizlik oluşur. Biz bu sorunları gidermeye çalışacağız. Bölgedeki vatandaşlarımıza da söyledik. Bölgenin sorunlarını bilen, içinizden bir olan bizlere destek olun, bizim kollarımız, ayaklarımız, parmaklarımız, sinirimiz, damarımız olun dedik. Tabi ki bizler bölge ve sorunlarını bilmemize rağmen yine de bölgeyi temsil eden mahalle muhtarlarını, mahalle temsilcilerini dinleyeceğiz. Ne yapalım noktasında ortak düşünce üreteceğiz
- Antalya'nın bir temsilcisi olarak aday adayısınız. Antalya için düşündükleriniz neler. Ne tür hizmetleri getireceksiniz?
Antalya T leri ile Türkiye için önemli bir şehir. Turizm, tarım ve ticaret. Bu üçlü, Antalyalı girişimci ve emek verenler için kazanç kapıları. Bu üçlüye ek olarak sanayide de Antalya büyüyen bir ivme içerisinde. Önemli olan Antalya'nın bu alanlardaki sorunlarını Ankara'ya taşıyabilmek. Günün şartları sorunları değiştirmekte, hatta çözüm şekillerini de güncellemekte. Partim taktir eder, vatandaşlarımız da destekleyip Ankara'da temsilcimizsiniz derse, bütün kararlılığımla sorunları ve çözüm önerilerini partimizin gücü ile çözmek için gayret göstereceğim. Bir çok yapısal çözümler kararlılık ve birikim ister. Her iki özellikte bende mevcut. Antalya'mızın Ankara'daki sesi, nefesi, her vatandaşımız için köprü olacağım.
- Temayül sona erdi, siz de temayülden beşinci çıktınız. Temayülü değerlendirir misiniz. Nasıl geçti, beklediğiniz bir sonuç muydu?
Temayül bir önseçimdir. Aday adayları ile ilgili teşkilatlara sorulan bir görüştür. Ben temayülün bir şölen havasında geçtiğini gördüm. Bu partimizin farkı olsa gerek. Gerek aday adayları, gerekse teşkilat üyelerimiz davullu zurnalı, dostluk havasında geçen bir temayül gerçekleştirdi. Bu nedenle tüm aday adayı arkadaşlarımıza, teşkilatımızın tüm mensuplarına, bize oy veren veya vermeyen o gün bizleri izlemeye gelen tüm partili arkadaşlarımıza, ayrıca tüm basın mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Tabi temayülde farklı bir yapı vardı. Her üyenin 14 tane oy kullanma mecburiyeti olduğu için bu da ister istemez oyların birbirine yakın olmasını sağladı. Oylar zaman zaman benzer adaylarda yoğunlaşabiliyor. Durum böyle olunca ilk 14 aday arasında oy farkı bir birine yakın seyretti. Bu sonuçlar elbette bağlayıcı değil. Genel Başkanımızda Recep Tayyip Erdoğan ve partimizin diğer yetkilileri de defalarca bu konuda açıklamalar yaptı. Temayül sadece teşkilatlarımızın bu konuda ki bir izlenimini ortaya koyuyor. Yine de %50'nin üzerinde bir seçmenin oyunu almış olmak aslında bizim için sevindirici bir husus.
- Temayül sonra seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Temayüldenden önce teşkilatlar yönünde yaptığımız çalışmalar sona erdi. Temayül sonrası seçim ekibimiz ile yaptığımız değerlendirmeler var. Bu değerlendirmeler doğrultusunda vatandaşlarımızın bizleri daha iyi tanıması için çeşitli platformları kullanarak halkımıza kendimizi ve düşüncelerimizi anlatıyoruz. Ben Antalya sevdalısı bir insanım. Sevdam Antalya diyorum, bu sevda ile vatandaşlarımıza neler yapabileceğimiz anlatıyorum. Partimizin Antalya'ya ve Ülkemize kazandırdıkları zaten ortada. 2002'de bankaları batmış, 20 yıl fakirleşmiş bir ülkeydik. Bugün baktığımızda dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerinden birine sahibiz. Bunu da seçmenlerimize iyi anlatmamız gerekiyor. AK Parti bu ülkeyi refahtan alıp refahını korumadı. Ülkemizi bataklıktan aldı, refaha ulaştırdı. Peki yeterlimi, tabiî ki hayır. 2023'ün Türkiye'sini insanlarımıza anlatmalıyız. Bizler de hedeflenen Türkiye için neler yapabileceğimizi anlatmalıyız. Vatandaşımızın içine karışarak, kitle iletişim ve tanıtım alanlarını kullanarak kendimiz ifade etmeliyiz. Vatandaşımıza ulaşmak için bir çok yöntemi kullanıyoruz.
- Vatandaşlar neden AK Parti'yi seçtiğinizi merak ediyor. Neden Ak Parti?
Esasen parti seçmek gibi bir şey söz konusu değil. Partimizin kurulduğu günden bu yana, hatta kurulmadan önceki dönemde de parti çalışmalarının içindeydim, ben partimle bütünleştim. Yani AK Parti'yi seçmek gibi bir süreç içerisinde olmadım. Daha öncede tekrarladığım gibi. 2002 Yılından bu yana tek başına iktidar olan partimizin Türkiye'yi getirdiği nokta ortada. Sağlıkta, ekonomide, sosyal güvenlikte, eğitimde, tarımda, ulaşım ve haberleşmede, enerjide, dış politikada yapılanlar anlatmayla bitmez. Olmaz denilen birkaç örneği vereyim. Türk Lirasından atılan altı sıfır ile paramıza itibar geldi, devlet bankaları zarardan kara geçti, imkansız denile IMF'siz ekonomi krizlere meydan okur hale geldi, enflasyon çift hanelerden tekli hanelere düştü. Bir çok ürün ve hizmette KDV'ler düşürüldü. Borsa rekor üstüne rekorlar kırdı. Bunlar AK Parti'nin Türkiye'yi hangi noktaya getirdiğinin göstergesi. Muhalefete bakın, verdikleri vaatlere bakın. Muhalefetin hepsi ucuz keseden vatandaşa bir şeyler dağıtıyor. Para dağıtıyor, halkımızı kandırmaya çalışıyor. Muhalefet, borç batağından çıkardığımız Türkiye'yi tekrar borç batağına sürüklemek istiyor. Onların tek derdi, iktidara giden her yol mübahtır yöntemini kullanarak vatandaşa gerçek dışı vaatler vermek, ülkemizin geleceğini düşünmeden vatandaşın aklını çelmek. AK Parti halkını kandıran değil, proje üreten, yollar yapan, barajlar yapan, hızlı tren ile halkını tanıştıran, hayal bile edilemeyen tüp geçidi inşa eden, girişimcilerin önünü açan, vatandaşlarının gelir düzeyini yükseltmeye çalışan bir parti. Partim ile ufuklarımız birleşiyor, düşüncelerimiz birleşiyor, hedeflerimiz birleşiyor, sevdamız birleşiyor. Bizler ülkemize sevdalıyız. Bakın Gap projesine, yıllarca bitirilemedi, ödeneksizlikten durma noktasına gelmişti. 2012'de dünyanın en büyük projelerinden biri olan Gap projesi bitiyor. Üç milyon insana iş imkanı sağlanacak. Otomobil satışları rekora koşuyor. Türk Hava Yolları dünyanın sayılı hava yolları arasına girdi, artık insanlarımız ulaşımını uçak ile sağlıyor, bu da ülkemiz de en değerli şeyin artık zaman olduğunu gösteriyor. Türkiye zamanını artık umutsuz ve krizlerde ezilerek değil, çalışarak dimdik ayakta durarak kullanıyor. Partimiz gelecek nesilleri eğiterek Türkiye'yi geleceğe hazırlıyor, eğitimde atılan adımlar devrim niteliğinde. Zorunlu eğitim ile okuyan bir toplum oluşturulmaya başlandı. Ücretsiz kitaplar ile aile ekonomisine katkı sağlandı. Rekor bütçeler ile üniversiteler, geleceğimiz olan gençlerimizi güçlü Türkiye'nin zeki, bilgili ve girişimci bireyleri olarak eğitiyor. Bu kadar gelişime, eğitime, üretime, adalete, teknolojiye, demokrasiye açık bir parti varken başka bir parti asla düşünemem. Ben vatandaşlarımızın gerçekleri daha iyi gördüğüne inanıyorum. Başbakanımızın dediği gibi, 2002'de çıraklık zamanımızdı, 2007'de kalfalık zamanımız, 2011 ise mükemmeliyetin ortağa çıkacağı ustalık zamanımızı ortaya koyacağımız bir yıl alacaktır. Ülkemizin 2023 te başbakanımızın ortaya koyduğu vizyonu yakalayarak dünyadaki lider ülkelerden birisi olacağı inancın sonsuz.
-Özellikle ekonomi yönünüz ile tanınan bir geçmişiniz var. Mesleğiniz de ekonomi üzerine. Bir çok ulusal televizyona konuk olan tanınmış bir sima olarak İbrahim Türkiş'i bir de sizden dinleyelim, Türkiş kimdir?
Dediğiniz gibi mesleğim gereği daha çok ekonomi alanındaki birikimlerimizi aktarmak, vatandaşlarımızı bilgilendirmek için medyada sıkça yer aldım. Şimdi ise artık siyasette yer alma zamanı. Antalyalı biri olarak beni tanımayanlara kendimden bahsedeyim.
1968 yılında Antalya'da doğdum. İlk ve orta eğitimini Elmalı'da tamamladım. 1985 yılında Antalya Lisesi'ni bitirdim ve aynı yıl başlamış olduğum İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1989 yılında mezun oldum. 1990 yılında Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri mesleğine intisap ettim. 1994-1997 yılları arasında Vergi Sorunları Dergisi Genel Yayın Yönetmeliği görevini yürüttüm. 1997 yılında Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki vergi sisteminin uyumlaştırılması çalışması amacıyla T.C. Hükümeti tarafından İngiltere'de görevlendirildim. 2000 yılında Gelirler Baş Kontrolörlüğüne atandım. 2001-2002 döneminde Gelirler Kontrolörleri Derneği İstanbul Şube Başkanlığı görevini yürüttüm. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans derecesini tamamladım. 3 Kasım 2002 dönemi T.B.M.M. genel seçiminde Antalya ili seçim bölgesinden AK Parti'den Milletvekili aday adayı olmam nedeniyle Devlet Memuriyeti görevinden 8 Ağustos 2002 tarihinde ayrıldım. Yapılan teşkilat temayülü seçiminde 34 aday adayı arasında 3.üncü sırada yer almıştım. Aynı zamanda Ak Parti'nin kuruluş çalışmalarından önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın istekleri doğrultusunda ekonomi ve vergi politikasına yönelik ön program çalışmalarında bulundum. Halen Finans Denetim Danışmanlık ve Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmekteyim.
- 2002 yılındaki seçimlerde milletvekili aday adayı oldunuz. 2002 yılından bu yana pek çok seçim oldu siz tekrar aday olmadınız. Neden yıllar sonra tekrar siyaset?
Elbette geçmişte tekrar aday olmayı düşünmedim değil. Ancak şartlar benim açımdan uygun olmadı. O dönemde özel işlerim, şirket çalışmalarım bunun yanında çocuklarım küçük olması hepsi aday olmamam için etkendi. Ayrıca işim gereği danışmanlığını yaptığımız firmalara karşı sorumluluklarım vardı. Bu süreç içerisinde sorumluluklarımı yerine getirdim. Bence donanımı olan, kalitesi olan, üretken insanların belirli bir noktaya gelmiş insanlar artık kenarda beklememeli. Ben de yıllarca edindiğim bilgi ve birikimimi şimdi Antalya'm ve ülkem için kullanmak istiyorum. Gönül verdiğim AK Parti ile hedeflediğim hizmetlerimi gerçekleştirmek istiyorum. Bulunduğu noktaya ve siyasi düşüncesine ihanet etmeyecek kişilerin aday olması gerektiğine inandığım için, aday adaylığı başvurumu gerçekleştirdim.'
- AK Parti Antalya'dan kaç milletvekili çıkartır?
Seçim atmosferinin yoğunlaştığı şu günlerde benim ve herkesin ortak inancı, AK Parti'nin yine tek başına iktidar olacağı yönünde. AK Parti'nin Antalya'dan çıkartacağı Milletvekili sayısına gelince, bu durum diğer partilerin baraj sorunu da dikkate alınarak değişecektir. Ancak hiçbir parti baraj sorunu taşımasa bile AK Parti'nin Antalya'dan 7 milletvekili çıkartacağına inancım sonsuz. Antalya AK Parti'nin oy oranını artıracak Milletvekili adayları ile Antalya'da en çok Milletvekili çıkaran parti olacaktır.
- Batı bölgesinde AK Parti'nin durumu ne olur?
Partimiz Batı bölgesinde %25'lerden tutun %35'lere doğru giden bir dalgalanma içerisinde oy almış. Bu oran Türkiye genelinin altında bir görüntü sergiliyor. Genel değerlendirmeyi yaptığımız zaman arzu edilen milletvekili profilini batı bölgesinde yakalayamadığını gördük. Oysa Batı bölgesinde ciddi bir oy potansiyeli mevcut. Bu oyları partimize taşıyacak, halkın tanıdığı, benimsediği, inandığı aday gereksinimi ortaya çıkıyor. Yani bu çerçeve içerisinde teşkilatlarımıza ve halkımıza yaptığımız değerlendirmelerde şu sıkıntıyı görmekteyiz. Bir kere batı bölgesinin içerisinde tamamen tarım ve turizm yoğunluklu bir alan var. Bölgenin kendi içerisinde farklı farklı bir takım sorunları var. Bunları çok iyi algılayabilmek gerekli. O bölge insanlarının içinden gelen birinin, bölgenin sorunlarını değerlendirmesi gerekir. Eğer o insanların içinden gelmiyorsanız, oradaki vatandaşlarımızın ve o bölgenin sorunlarını olması gerektiği gibi algılayamıyorsunuz demektir. Bir kere yaşayanların düşüncelerini çok iyi bir şekilde değerlendirebilmek gerekli. Ne kadar hizmet yaparsanız yapın insanlar kendi mahsullerini kendi üretimlerini paraya dönüştüremezlerse, emeklerinin karşılığını ederinde satamazlarsa memnuniyetsizlik oluşur. Biz bu sorunları gidermeye çalışacağız. Bölgedeki vatandaşlarımıza da söyledik. Bölgenin sorunlarını bilen, içinizden bir olan bizlere destek olun, bizim kollarımız, ayaklarımız, parmaklarımız, sinirimiz, damarımız olun dedik. Tabi ki bizler bölge ve sorunlarını bilmemize rağmen yine de bölgeyi temsil eden mahalle muhtarlarını, mahalle temsilcilerini dinleyeceğiz. Ne yapalım noktasında ortak düşünce üreteceğiz
- Antalya'nın bir temsilcisi olarak aday adayısınız. Antalya için düşündükleriniz neler. Ne tür hizmetleri getireceksiniz?
Antalya T leri ile Türkiye için önemli bir şehir. Turizm, tarım ve ticaret. Bu üçlü, Antalyalı girişimci ve emek verenler için kazanç kapıları. Bu üçlüye ek olarak sanayide de Antalya büyüyen bir ivme içerisinde. Önemli olan Antalya'nın bu alanlardaki sorunlarını Ankara'ya taşıyabilmek. Günün şartları sorunları değiştirmekte, hatta çözüm şekillerini de güncellemekte. Partim taktir eder, vatandaşlarımız da destekleyip Ankara'da temsilcimizsiniz derse, bütün kararlılığımla sorunları ve çözüm önerilerini partimizin gücü ile çözmek için gayret göstereceğim. Bir çok yapısal çözümler kararlılık ve birikim ister. Her iki özellikte bende mevcut. Antalya'mızın Ankara'daki sesi, nefesi, her vatandaşımız için köprü olacağım.
- Temayül sona erdi, siz de temayülden beşinci çıktınız. Temayülü değerlendirir misiniz. Nasıl geçti, beklediğiniz bir sonuç muydu?
Temayül bir önseçimdir. Aday adayları ile ilgili teşkilatlara sorulan bir görüştür. Ben temayülün bir şölen havasında geçtiğini gördüm. Bu partimizin farkı olsa gerek. Gerek aday adayları, gerekse teşkilat üyelerimiz davullu zurnalı, dostluk havasında geçen bir temayül gerçekleştirdi. Bu nedenle tüm aday adayı arkadaşlarımıza, teşkilatımızın tüm mensuplarına, bize oy veren veya vermeyen o gün bizleri izlemeye gelen tüm partili arkadaşlarımıza, ayrıca tüm basın mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Tabi temayülde farklı bir yapı vardı. Her üyenin 14 tane oy kullanma mecburiyeti olduğu için bu da ister istemez oyların birbirine yakın olmasını sağladı. Oylar zaman zaman benzer adaylarda yoğunlaşabiliyor. Durum böyle olunca ilk 14 aday arasında oy farkı bir birine yakın seyretti. Bu sonuçlar elbette bağlayıcı değil. Genel Başkanımızda Recep Tayyip Erdoğan ve partimizin diğer yetkilileri de defalarca bu konuda açıklamalar yaptı. Temayül sadece teşkilatlarımızın bu konuda ki bir izlenimini ortaya koyuyor. Yine de %50'nin üzerinde bir seçmenin oyunu almış olmak aslında bizim için sevindirici bir husus.
- Temayül sonra seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Temayüldenden önce teşkilatlar yönünde yaptığımız çalışmalar sona erdi. Temayül sonrası seçim ekibimiz ile yaptığımız değerlendirmeler var. Bu değerlendirmeler doğrultusunda vatandaşlarımızın bizleri daha iyi tanıması için çeşitli platformları kullanarak halkımıza kendimizi ve düşüncelerimizi anlatıyoruz. Ben Antalya sevdalısı bir insanım. Sevdam Antalya diyorum, bu sevda ile vatandaşlarımıza neler yapabileceğimiz anlatıyorum. Partimizin Antalya'ya ve Ülkemize kazandırdıkları zaten ortada. 2002'de bankaları batmış, 20 yıl fakirleşmiş bir ülkeydik. Bugün baktığımızda dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerinden birine sahibiz. Bunu da seçmenlerimize iyi anlatmamız gerekiyor. AK Parti bu ülkeyi refahtan alıp refahını korumadı. Ülkemizi bataklıktan aldı, refaha ulaştırdı. Peki yeterlimi, tabiî ki hayır. 2023'ün Türkiye'sini insanlarımıza anlatmalıyız. Bizler de hedeflenen Türkiye için neler yapabileceğimizi anlatmalıyız. Vatandaşımızın içine karışarak, kitle iletişim ve tanıtım alanlarını kullanarak kendimiz ifade etmeliyiz. Vatandaşımıza ulaşmak için bir çok yöntemi kullanıyoruz.
- Vatandaşlar neden AK Parti'yi seçtiğinizi merak ediyor. Neden Ak Parti?
Esasen parti seçmek gibi bir şey söz konusu değil. Partimizin kurulduğu günden bu yana, hatta kurulmadan önceki dönemde de parti çalışmalarının içindeydim, ben partimle bütünleştim. Yani AK Parti'yi seçmek gibi bir süreç içerisinde olmadım. Daha öncede tekrarladığım gibi. 2002 Yılından bu yana tek başına iktidar olan partimizin Türkiye'yi getirdiği nokta ortada. Sağlıkta, ekonomide, sosyal güvenlikte, eğitimde, tarımda, ulaşım ve haberleşmede, enerjide, dış politikada yapılanlar anlatmayla bitmez. Olmaz denilen birkaç örneği vereyim. Türk Lirasından atılan altı sıfır ile paramıza itibar geldi, devlet bankaları zarardan kara geçti, imkansız denile IMF'siz ekonomi krizlere meydan okur hale geldi, enflasyon çift hanelerden tekli hanelere düştü. Bir çok ürün ve hizmette KDV'ler düşürüldü. Borsa rekor üstüne rekorlar kırdı. Bunlar AK Parti'nin Türkiye'yi hangi noktaya getirdiğinin göstergesi. Muhalefete bakın, verdikleri vaatlere bakın. Muhalefetin hepsi ucuz keseden vatandaşa bir şeyler dağıtıyor. Para dağıtıyor, halkımızı kandırmaya çalışıyor. Muhalefet, borç batağından çıkardığımız Türkiye'yi tekrar borç batağına sürüklemek istiyor. Onların tek derdi, iktidara giden her yol mübahtır yöntemini kullanarak vatandaşa gerçek dışı vaatler vermek, ülkemizin geleceğini düşünmeden vatandaşın aklını çelmek. AK Parti halkını kandıran değil, proje üreten, yollar yapan, barajlar yapan, hızlı tren ile halkını tanıştıran, hayal bile edilemeyen tüp geçidi inşa eden, girişimcilerin önünü açan, vatandaşlarının gelir düzeyini yükseltmeye çalışan bir parti. Partim ile ufuklarımız birleşiyor, düşüncelerimiz birleşiyor, hedeflerimiz birleşiyor, sevdamız birleşiyor. Bizler ülkemize sevdalıyız. Bakın Gap projesine, yıllarca bitirilemedi, ödeneksizlikten durma noktasına gelmişti. 2012'de dünyanın en büyük projelerinden biri olan Gap projesi bitiyor. Üç milyon insana iş imkanı sağlanacak. Otomobil satışları rekora koşuyor. Türk Hava Yolları dünyanın sayılı hava yolları arasına girdi, artık insanlarımız ulaşımını uçak ile sağlıyor, bu da ülkemiz de en değerli şeyin artık zaman olduğunu gösteriyor. Türkiye zamanını artık umutsuz ve krizlerde ezilerek değil, çalışarak dimdik ayakta durarak kullanıyor. Partimiz gelecek nesilleri eğiterek Türkiye'yi geleceğe hazırlıyor, eğitimde atılan adımlar devrim niteliğinde. Zorunlu eğitim ile okuyan bir toplum oluşturulmaya başlandı. Ücretsiz kitaplar ile aile ekonomisine katkı sağlandı. Rekor bütçeler ile üniversiteler, geleceğimiz olan gençlerimizi güçlü Türkiye'nin zeki, bilgili ve girişimci bireyleri olarak eğitiyor. Bu kadar gelişime, eğitime, üretime, adalete, teknolojiye, demokrasiye açık bir parti varken başka bir parti asla düşünemem. Ben vatandaşlarımızın gerçekleri daha iyi gördüğüne inanıyorum. Başbakanımızın dediği gibi, 2002'de çıraklık zamanımızdı, 2007'de kalfalık zamanımız, 2011 ise mükemmeliyetin ortağa çıkacağı ustalık zamanımızı ortaya koyacağımız bir yıl alacaktır. Ülkemizin 2023 te başbakanımızın ortaya koyduğu vizyonu yakalayarak dünyadaki lider ülkelerden birisi olacağı inancın sonsuz.