Her yıl Ocak ayının ikinci haftasının dünyada Enerji Tasarrufu Haftası olarak kabul edildiğini hatırlatan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı İlhan Metin, “Enerji tasarrufunu artırmak konusunda bireysel tüketim alışkanlıklarını değiştirmenin ötesinde, yerel ve ulusal düzeyde uygulanacak politikalar geliştirmek gerekiyor. Bu durumda üretilen milli gelir başına tüketilen enerjinin düşürülmesi akla gelen ilk seçenek oluyor. Enerji yoğunluğu kavramı ulusal düzeyde enerji verimliliğini incelerken dikkate alınacak kavramların başında geliyor. Türkiye’de enerji verimliliği konusu her geçen gün daha da önem arz etmektedir. Sürdürülebilir kalkınmanın öneminin farkına varılması ile birlikte enerji verimliliği çalışmalarının önemi hızla artmaktadır. Bir ülkede enerji verimliliğini en yüksek seviyede sağlayabilmek için, ülkedeki potansiyellerin değerlendirilmesi ve uluslararası standartlarına paralel olarak yasal, idari ve yapısal gerekliliklerin gerçekleştirilmesi ile ilgili bir strateji belirlenmesi öncelikli ve kaçınılmaz bir durumdur” dedi.
Enerji veriminin önemine dikkat çeken Metin, “Enerji kaynakları açısından kısıtlı kaynaklara sahip ve dışa bağımlı olan ülkemiz için enerji ihtiyacımızın yeterli, güvenilir ve ekonomik olarak sağlanması temel hedef olmakla birlikte, bu hedefe ulaşma yolunda enerjinin verimli kullanımı ve enerjide tasarruf sağlanması en önemli araçlardan birisidir. Ülkemizde sanayi kesimi ve konutlar, enerji tüketiminin en yüksek oranda gerçekleştiği yerler olduğu için, enerji tasarrufu yapılması gereken öncelikli yerlerdir. Bu nedenle üretimden tüketime yaşamın her alanında enerjinin verimli, akılcı, etkin kullanımı büyük önem taşımaktadır. Tüketilen bu enerji ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ağırlıklı olarak fosil yakıtlardan (petrol, doğal gaz ve kömür) karşılanmaktadır. Bağımlılığın yüksek olduğu petrol ve doğal gaz ihtiyacımızın ise, tamamına yakın bölümü ithal edilmektedir. Ülkemizi dışa bağımlı kılan bu durum, dövize bağlı fiyat artışları nedeniyle ülke ekonomisini ve aile bütçesini olumsuz olarak etkilemekte ve enerji harcamalarının her geçen gün aile ve ülke ekonomisindeki payını artırmaktadır” diye konuştu.
Birincil enerji tüketimi ve elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğinin altını çizen Metin, “Ülke ekonomimiz için öncelikli hedef olmalıdır. Gelecek nesillere hem ekonomisi güçlü hem de çevre açısından yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorsak bir an evvel enerji konusunda gereken tüm tedbirleri almamız gerekmektedir. EMO olarak bazı önerilerimiz olacaktır. Bunlardan bir kaçı, gerçekçi bir enerji politikası hazırlanmalı ve gerçekçi hedefler konulmalıdır. Geniş katılımlı istişare toplantılarıyla genel kabul gören politikalar oluşturulmalıdır. İlgili meslek odaları, endüstri, üniversite, hükümet iş birliği sağlanmalı ve Enerji Bakanlığı ve TÜBITAK bu iş birliğinde etkin rol oynamalıdır. Kalkınmada enerji kullanımını azaltan, enerjiyi verimli kullanan, enerjiyi yerli ve yenilenebilir kaynaklarla, yurt içinde üretilen ekipmanlarla temin eden bir modele geçiş sağlanmalıdır. Meskenlerde ve endüstriyel tesislerde enerji israfı çok yüksek oranlardadır. Enerji tasarrufu vergi indirimi gibi teşviklerle cazip hale getirilmelidir. Enerji verimliliği, ülkemiz ekonomisinin gelişimine çok önemli bir katkı, iklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede etkin bir yöntemdir. Bu nedenle enerji verimliliği konusunda yapılan tüm doğru uygulamaları destekliyoruz. Meslek ve sivil toplum kuruluşları, bilhassa EMO, enerji verimliliği gibi konularda etkin ve yaygın rol oynamalı ve önderlik etmelidir” diye anlattı.
Esra ALTUNKES