Antalya Ticaret Borsası (ATB) Ekim ayı meclisi toplandı. ATB Başkanı Ali Çandır, ülke gündemi ve ekonomiye dair açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Temmuz ayı işsizlik rakamlarının geçen yılın aynı ayına göre bir değişim göstermeyerek, 10,7 olarak ilan edildiğini hatırlatan Çandır, “Burada dikkatinizi çekmek istediğim iki önemli nokta bulunmaktadır. Bunlardan ilki ne eğitimde ne de işte olmayan gençlerimizin oranıdır. Bu oran yüzde 26,7’dir. Yani her 4 gencimizden 1’ini hem iş hem eğitim hayatının dışında bırakmışız. Oysaki bizler tarımda sürekli olarak çalışacak özellikle de genç bireylere ihtiyacımız olduğunu ifade ediyoruz” diye konuştu.
Turist hareketlendirmedi
‘Bu yıl turist sayısında yaşanan nispi artışın kentimiz ekonomisindeki hareketliliğe etkisi, geçmiş yıllarda yaşadığımız etkinin çok altında kalmıştır’ diyen Çandır, “Özellikle kişi başına turizm geliri istatistikleri bu tespitimizi doğrulamaktadır. Örnek vermek gerekirse; 2014 yılının ilk yarısında ülkemize gelen yabancılar kişi başına 818 dolar harcarken, bu yılın ilk yarısında 604 dolar civarında harcama yapmışlardır. Hatta bu rakam ikinci çeyrekte 570 dolar seviyesine gerilemiştir. Harcamalardaki bu gerileme turizmden elde edilen gelirlerin kent ekonomisine yansıma derecesinin düştüğüne işaret etmektedir. Özellikle Avrupa’dan gelen turist sayısındaki düşüş, bu gerçekleşmenin en önemli nedenidir. Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir taleple kullanmak durumunda kaldığımız kredilerin geri ödemelerinin sorunsuz gerçekleşmesi için kısa vadede; turizmcilerin, tedarikçilerine olan ödemelerini zamanında ve tam olarak yapmaları, orta vadede ise devletimizce yatırım ve istihdamı motive edici nitelikte yeni kredi kolaylıklarının sağlanması kentimizin geleceği bakımından son derece önemlidir” dedi.
Yerinde istihdam sağlanmalı
Son 15 yılda dünya nüfusunun yüzde 20 artış ile 7.3 milyara, ülkemiz nüfusunun ise yüzde 23 artış ile 80 milyona yaklaşmasının sakıncalarını anlatan Ali Çandır, “Bu durum gelişmemiş ve nüfus yoğunluğu yüksek ülkelerde açlık tehlikesini, gelişmekte olan ülkelerde ise gıdaya erişimde zorlukları beraberinde getirmektedir. Özellikle kırsal nüfusun azalmasıyla zaman içerisinde gıdaya erişim zorlaşmakta, gıda fiyatları yükselmekte ve hane halkının gıda harcamalarındaki payı artmaktadır. Önümüzdeki 15 yılın en tehlikeli problemi ise “gıdaya erişim” olarak görülmektedir. Eğer ülke olarak ileride gıdaya erişimde problem yaşamak istemiyorsak yerinde istihdamı sağlamalı ve kırdan kente göçü azaltmalıyız. Bunu sağlamanın yolu ise kırsalda kalmayı ve üretmeyi cazip hale getirecek bir tarım politikasından geçmektedir. Örneğin üreticilere daha iyi bir yaşam seviyesi yaratmak, verimliği artırmak, arzı güvence altına almak ve ürünlerin fiyat istikrarını korumak amacıyla Avrupa’da verilen sübvansiyonların yüzde 40’ı kırsal kalkınmaya ayrılmaktadır. Dolayısıyla bizler de tarım politikalarımızı bu temeller üzerine kurmalıyız” şeklinde konuştu.
Ekonomik ve ticari beklentiler
2018 yılına dair ekonomik ve ticari beklentilerin ön plana çıktığını hatırlatan Başkan Çandır,
“2017 yılının son iki ayına doğru yaklaştığımız bu dönemde, yılı nasıl bitireceğimiz ve 2018 yılına dair ekonomik ve ticari beklentilerimiz ön plana çıkmaktadır. 2016 yılı ile 2017 yılını karşılaştırdığımızda Antalya olarak daha hareketli bir yıl geçirdik. Özellikle yılın ilk yarısında sağlanan; finansa, vergiye ve istihdama yönelik kolaylıklar, içinde bulunduğumuz darboğaza karşı direncimizi bir nebze de olsa artırmıştır. Nitekim ilan edilen rakamlar incelendiğinde, borç ödeme kabiliyetimizin daha önceki yıllarla kıyaslanamayacak düzeyde düşük olmasına rağmen geçen yıla göre arttığını görmekteyiz. Hatırlayacağınız gibi 2015 yılı sonundan itibaren her fırsatta ‘Antalya Yaklaşımı’ talebiyle dile getirdiğimiz tedbirlerin bir bölümünün ülkemiz geneline yaygınlaşmış şekilde uygulamaya konmasından bizler de faydalandık” dedi.
Rusya’ya domates ihracatı
Rusya ile domates başta olmak üzere bazı ürünlerde hala belirsizlik yaşandığını dile getiren Ali Çandır, “Rusya Federasyonu ile yaşananlar sonrası yasaklama getirilen ürünlerin büyük bir bölümünün ticarete konu olmasına karşın domates başta olmak üzere bazı ürünlerimizin ihracatındaki belirsizlikler devam etmektedir. Ticaretimizi engelleyen bu belirsizliklerin bir an önce giderilmesini bekliyoruz. ‘Yaş Meyve Sebze Sektörü Sezona Başlarken’ isimli toplantımızda öne çıkan hususlar ise; üreticilerin yaşadığı problemlerdir. Üreticiler günü birlik politikalar nedeniyle ileriye yönelik plan yapmaktan uzaklaştıklarını ifade etmektedir. Yine kendilerinden sonra üretimi devam ettirmesini istedikleri çocuklarının tarımı tercih etmediklerini paylaşmışlardır. Yaş meyve sebze sektörünü yakından ilgilendiren tebliğ ve kanunların sektörde yer alan tüm paydaşların görüşleri alınmadan yayımlanmasının sektör üzerinde daha fazla baskı yarattığını ifade etmişlerdir. Bu konuda karar vericilerin sektör görüşlerini alarak hareket etmesi halinde sonuçların tüm kesimlerin menfaatine olacak biçimde ve kalıcı olarak çözüleceğini ifade etmişlerdir” şeklinde konuştu. Esra ALTUNKES
Turist hareketlendirmedi
‘Bu yıl turist sayısında yaşanan nispi artışın kentimiz ekonomisindeki hareketliliğe etkisi, geçmiş yıllarda yaşadığımız etkinin çok altında kalmıştır’ diyen Çandır, “Özellikle kişi başına turizm geliri istatistikleri bu tespitimizi doğrulamaktadır. Örnek vermek gerekirse; 2014 yılının ilk yarısında ülkemize gelen yabancılar kişi başına 818 dolar harcarken, bu yılın ilk yarısında 604 dolar civarında harcama yapmışlardır. Hatta bu rakam ikinci çeyrekte 570 dolar seviyesine gerilemiştir. Harcamalardaki bu gerileme turizmden elde edilen gelirlerin kent ekonomisine yansıma derecesinin düştüğüne işaret etmektedir. Özellikle Avrupa’dan gelen turist sayısındaki düşüş, bu gerçekleşmenin en önemli nedenidir. Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir taleple kullanmak durumunda kaldığımız kredilerin geri ödemelerinin sorunsuz gerçekleşmesi için kısa vadede; turizmcilerin, tedarikçilerine olan ödemelerini zamanında ve tam olarak yapmaları, orta vadede ise devletimizce yatırım ve istihdamı motive edici nitelikte yeni kredi kolaylıklarının sağlanması kentimizin geleceği bakımından son derece önemlidir” dedi.
Yerinde istihdam sağlanmalı
Son 15 yılda dünya nüfusunun yüzde 20 artış ile 7.3 milyara, ülkemiz nüfusunun ise yüzde 23 artış ile 80 milyona yaklaşmasının sakıncalarını anlatan Ali Çandır, “Bu durum gelişmemiş ve nüfus yoğunluğu yüksek ülkelerde açlık tehlikesini, gelişmekte olan ülkelerde ise gıdaya erişimde zorlukları beraberinde getirmektedir. Özellikle kırsal nüfusun azalmasıyla zaman içerisinde gıdaya erişim zorlaşmakta, gıda fiyatları yükselmekte ve hane halkının gıda harcamalarındaki payı artmaktadır. Önümüzdeki 15 yılın en tehlikeli problemi ise “gıdaya erişim” olarak görülmektedir. Eğer ülke olarak ileride gıdaya erişimde problem yaşamak istemiyorsak yerinde istihdamı sağlamalı ve kırdan kente göçü azaltmalıyız. Bunu sağlamanın yolu ise kırsalda kalmayı ve üretmeyi cazip hale getirecek bir tarım politikasından geçmektedir. Örneğin üreticilere daha iyi bir yaşam seviyesi yaratmak, verimliği artırmak, arzı güvence altına almak ve ürünlerin fiyat istikrarını korumak amacıyla Avrupa’da verilen sübvansiyonların yüzde 40’ı kırsal kalkınmaya ayrılmaktadır. Dolayısıyla bizler de tarım politikalarımızı bu temeller üzerine kurmalıyız” şeklinde konuştu.
Ekonomik ve ticari beklentiler
2018 yılına dair ekonomik ve ticari beklentilerin ön plana çıktığını hatırlatan Başkan Çandır,
“2017 yılının son iki ayına doğru yaklaştığımız bu dönemde, yılı nasıl bitireceğimiz ve 2018 yılına dair ekonomik ve ticari beklentilerimiz ön plana çıkmaktadır. 2016 yılı ile 2017 yılını karşılaştırdığımızda Antalya olarak daha hareketli bir yıl geçirdik. Özellikle yılın ilk yarısında sağlanan; finansa, vergiye ve istihdama yönelik kolaylıklar, içinde bulunduğumuz darboğaza karşı direncimizi bir nebze de olsa artırmıştır. Nitekim ilan edilen rakamlar incelendiğinde, borç ödeme kabiliyetimizin daha önceki yıllarla kıyaslanamayacak düzeyde düşük olmasına rağmen geçen yıla göre arttığını görmekteyiz. Hatırlayacağınız gibi 2015 yılı sonundan itibaren her fırsatta ‘Antalya Yaklaşımı’ talebiyle dile getirdiğimiz tedbirlerin bir bölümünün ülkemiz geneline yaygınlaşmış şekilde uygulamaya konmasından bizler de faydalandık” dedi.
Rusya’ya domates ihracatı
Rusya ile domates başta olmak üzere bazı ürünlerde hala belirsizlik yaşandığını dile getiren Ali Çandır, “Rusya Federasyonu ile yaşananlar sonrası yasaklama getirilen ürünlerin büyük bir bölümünün ticarete konu olmasına karşın domates başta olmak üzere bazı ürünlerimizin ihracatındaki belirsizlikler devam etmektedir. Ticaretimizi engelleyen bu belirsizliklerin bir an önce giderilmesini bekliyoruz. ‘Yaş Meyve Sebze Sektörü Sezona Başlarken’ isimli toplantımızda öne çıkan hususlar ise; üreticilerin yaşadığı problemlerdir. Üreticiler günü birlik politikalar nedeniyle ileriye yönelik plan yapmaktan uzaklaştıklarını ifade etmektedir. Yine kendilerinden sonra üretimi devam ettirmesini istedikleri çocuklarının tarımı tercih etmediklerini paylaşmışlardır. Yaş meyve sebze sektörünü yakından ilgilendiren tebliğ ve kanunların sektörde yer alan tüm paydaşların görüşleri alınmadan yayımlanmasının sektör üzerinde daha fazla baskı yarattığını ifade etmişlerdir. Bu konuda karar vericilerin sektör görüşlerini alarak hareket etmesi halinde sonuçların tüm kesimlerin menfaatine olacak biçimde ve kalıcı olarak çözüleceğini ifade etmişlerdir” şeklinde konuştu.