TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Ali Çeltik, önceki gün Kumluca’da 4,2 büyüklüğünde meydana gelen depremle ilgili açıklamalarda bulunarak, deprem riskinin azalmadığını hatırlattı. Önceki gün Kumluca’da yerel saat ile yaklaşık 18.11'de derinliği yaklaşık 10,0 km olarak revize edilen ve büyüklüğü 4.2 olan bir deprem meydana geldiğini hatırlatan Başkan Çeltik, “Deprem yaklaşık olarak Kumluca ilçesinin kuzeyinde, Kumluca-Elmalı sınırında, çevresindeki yerleşim yerlerine 8-10 km arası, Antalya şehir merkezine ise 59 km uzaklıkta olan bir bölgede gerçekleşmiştir. AFAD'ın ilk belirlemelerine göre deprem sonrasında olumsuz bir ihbar alınmamış olması önemlidir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Antalya Körfezi ve yakın çevresinde halen aktif olan ve zaman zaman deprem üreten fay sistemleri bulunmaktadır” diye konuştu. ‘Öyle bir dünya mümkün değil’
Kumluca yöresinde meydana gelen depremin büyük olasılıkla Kaş-Kalkan ve Kemer-Döşemealtı fay sistemleri ile ilişkili olan ve bunlara eşlik eden faylar üzerinde gelişmiş olduğunu ifade eden Çelik, “Bu bölgede fayların aktifliğini denetleyen birçok güncel tektonik etken vardır. Pliny Strabo Hendeği, Kıbrıs Yitim Zonu ve çok genç sayılabilecek nap sistemleri bölgeyi etkileyen tektonik etkenlerin başında gelir. Bu etkenlerin faaliyeti yöredeki fay sistemleri üzerinde zaman zaman depremlerin oluşmasına neden olmaktadır. Türkiye tektonik yapısı sebebiyle bir deprem ülkesidir. Depremleri yok sayamayız fakat depremlerin vereceği hasarı en az seviyeye indirmek, jeolojik anlamda doğru yerlere inşa ile mümkündür. Depremi engelleyemeyiz ama zeminin nasıl davranacağını bilimsel anlamda tespit edebilir, ona göre yani doğanın istediği gibi hareket edebiliriz. Ancak o zaman, depremler afet değil, birer doğa olayı olarak kalabilecektir. Depremlerin olmadığı bir dünya mümkün değil fakat depremlerin afet olmadığı bir dünyada yaşamak ancak ve ancak bilim ile mümkündür” dedi. Başkan Çeltik, konuşmasının bir bölümünde çalışmalarına katkılarından dolayı, Süleyman Demirel Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuzuli Yağmurlu, Süleyman Demirel Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Oya Cengiz, JMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Fatih Uçar, JMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Yüksek Jeoloji Mühendisi Cihan Çolak’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Esra ALTUNKES
Kumluca yöresinde meydana gelen depremin büyük olasılıkla Kaş-Kalkan ve Kemer-Döşemealtı fay sistemleri ile ilişkili olan ve bunlara eşlik eden faylar üzerinde gelişmiş olduğunu ifade eden Çelik, “Bu bölgede fayların aktifliğini denetleyen birçok güncel tektonik etken vardır. Pliny Strabo Hendeği, Kıbrıs Yitim Zonu ve çok genç sayılabilecek nap sistemleri bölgeyi etkileyen tektonik etkenlerin başında gelir. Bu etkenlerin faaliyeti yöredeki fay sistemleri üzerinde zaman zaman depremlerin oluşmasına neden olmaktadır. Türkiye tektonik yapısı sebebiyle bir deprem ülkesidir. Depremleri yok sayamayız fakat depremlerin vereceği hasarı en az seviyeye indirmek, jeolojik anlamda doğru yerlere inşa ile mümkündür. Depremi engelleyemeyiz ama zeminin nasıl davranacağını bilimsel anlamda tespit edebilir, ona göre yani doğanın istediği gibi hareket edebiliriz. Ancak o zaman, depremler afet değil, birer doğa olayı olarak kalabilecektir. Depremlerin olmadığı bir dünya mümkün değil fakat depremlerin afet olmadığı bir dünyada yaşamak ancak ve ancak bilim ile mümkündür” dedi. Başkan Çeltik, konuşmasının bir bölümünde çalışmalarına katkılarından dolayı, Süleyman Demirel Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuzuli Yağmurlu, Süleyman Demirel Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Oya Cengiz, JMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Fatih Uçar, JMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Yüksek Jeoloji Mühendisi Cihan Çolak’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Esra ALTUNKES