Çağın hastalığı olan cep telefonundan mahrum kalma korkusunun (nomofobi) zararlarını anlatan Aile Hekimi Doktor Ozan Uzkut, Türkiye’de de giderek yaygınlaşan nomofobinin pek çok Avrupa ülkesinde intihara yol açan sonuçlar doğurabildiğini ifade etti. Uzkut, “Modern çağın sendromu olan bu rahatsızlık, akıllı telefonların yanı sıra sosyal medya mecralarının popülerliği ile artmaya başladı. Telefon olmadan iletişim kuramayan kişiler psikolojik bunalıma girmektedir. Özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda akıllı cihazlar ve internette daha çok zaman geçirmek için okulu reddetme, ders çalışmama gibi sorunlar görülmektedir” diye konuştu. Teknoloji detoksu
Uzkut, şöyle devam etti: “Bu hastalığa yakalanan insanlar yanında olan telefonu bilinçsizce kurcalar. Telefonunu kaybetme korkusu yaşarlar. Hatta bu bağımlılık daha da ilerlemişse telefonu yanında olmayan ya da kaybeden kişiler mide bulantısı, baş dönmesi, aşırı terleme ve nefes almada zorluk çekme gibi rahatsızlıklar yaşar. Teknoloji çağı fobisi olarak nitelendirilen bu rahatsızlığı tetikleyen durum; yalnızlık, izolasyon ve korku gibi duygulardır. Cep telefonunu kaybetme ile bağımlılık arasında kuvvetli bir bağ vardır. Nasıl ki kişiler bağımlı oldukları maddeye ulaşamayınca ruhsal bunalımlar yaşarsa uzun zaman kullanamadığı cep telefonu için de aynı belirtileri gösterir. Tüm dünya ile iletişimi bir telefon aracılığı ile yapan kişiler ‘Burada görünüyorsam o halde varım’ felsefesi ile hareket etmektedir. Bu fobiyi besleyen en önemli kaynak internettir. Bağımlılığını fark eden kişiler bu durumdan kurtulmak için psikiyatristlere başvurur. Fark edemeyen kişileri ise çevresindeki insanların uyarması gerekir. Çünkü bu rahatsızlık ilerledikçe ciddi ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Psikiyatristler bu hastalara genellikle teknoloji detoksu denilen tedavi yöntemini uygular. Telefon gerçekten çok önemli bir icat hele günümüzün iletişim çağında olmazsa olmazımız haline geldi ama her şeyde olduğu gibi bunun da bağımlılığı bir hastalık ve mutlaka bu hastalıktan kurtulmamız gerekir.”
Esra ALTUNKES
Uzkut, şöyle devam etti: “Bu hastalığa yakalanan insanlar yanında olan telefonu bilinçsizce kurcalar. Telefonunu kaybetme korkusu yaşarlar. Hatta bu bağımlılık daha da ilerlemişse telefonu yanında olmayan ya da kaybeden kişiler mide bulantısı, baş dönmesi, aşırı terleme ve nefes almada zorluk çekme gibi rahatsızlıklar yaşar. Teknoloji çağı fobisi olarak nitelendirilen bu rahatsızlığı tetikleyen durum; yalnızlık, izolasyon ve korku gibi duygulardır. Cep telefonunu kaybetme ile bağımlılık arasında kuvvetli bir bağ vardır. Nasıl ki kişiler bağımlı oldukları maddeye ulaşamayınca ruhsal bunalımlar yaşarsa uzun zaman kullanamadığı cep telefonu için de aynı belirtileri gösterir. Tüm dünya ile iletişimi bir telefon aracılığı ile yapan kişiler ‘Burada görünüyorsam o halde varım’ felsefesi ile hareket etmektedir. Bu fobiyi besleyen en önemli kaynak internettir. Bağımlılığını fark eden kişiler bu durumdan kurtulmak için psikiyatristlere başvurur. Fark edemeyen kişileri ise çevresindeki insanların uyarması gerekir. Çünkü bu rahatsızlık ilerledikçe ciddi ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Psikiyatristler bu hastalara genellikle teknoloji detoksu denilen tedavi yöntemini uygular. Telefon gerçekten çok önemli bir icat hele günümüzün iletişim çağında olmazsa olmazımız haline geldi ama her şeyde olduğu gibi bunun da bağımlılığı bir hastalık ve mutlaka bu hastalıktan kurtulmamız gerekir.”
Esra ALTUNKES