AK Parti Antalya Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi, Ar-Ge Başkan Yardımcısı Sadık Badak ile spor sohbetimizi, bu kez kuru fasulye yiyerek değil, Antalya'nın meşhur 'Serpme Böreği'ni yiyerek gerçekleştirdik
Yoğun seçim mesaisi nedeniyle meşhur kuru fasulyemizin tadına bakma şansını kaçıran Milletvekili Sadık Badak, bir yandan Antalya'nın meşhur 'serpme böreği'ni yedi, bir yandan Akdeniz Manşet Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Antalyaspor, Antalya ve sizin için ne ifade ediyor?
Antalya'nın marka değerini yükselten önemli bir unsurdur Antalyaspor. Bu sadece Antalya ile ilgili değil, bütün şehirler için geçerli. Spora bakış açımız parti olarak böyle. Ben de bunu son derece doğru buluyorum.
Partinizin spora bakış açısı nasıl?
Spor dallarının insanımızın haftalık yaşam tarzı içine girmesini sağlamalıyız. Bizim vizyonumuz bu. Parti olarak alt yapıların yapılabilmesi yönünde ciddi atılımlar gerçekleştirdik. Dünya kalitesinde ve ölçeğinde spor kompleksleri yapılıyor. 10 yıl önce düşünülemiyordu bunlar. İl ve ilçelerimizde serbest alanlarda ve okullarımızın içinde çok sayıda spor salonları yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Özellikle parklarda spor köşeleri oluşturduk. Bu spor köşeleri, Ak Parti Genel Merkez politikalarının bir unsurudur. Bununla yetinmedik. Sporla turizmi birleştirebilmek için çaba içine girdik. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortaklaşa Spor Turizmi Çalışma Komitesi kuruldu. Sporu sadece insanlarımızın beden ve ruhsal gelişimini sağlamak için değil, esnafımızın ticari hayatını ve turizm unsurlarını da geliştirmekte kullanabilir miyiz, bunun çalışmasını yapıyoruz.
Neden son 1 yılda sporla daha çok ilgilenmeye başladınız?
Milletvekili seçilmeden önce yayınladığım bir bildiri var. Burada 9 farklı alan var. Bunların içinde münhasıran Antalyaspor ile ilgilenmek yok. Neden? Çünkü o tarihte, başta dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel olmak üzere sporla ilgilenen çok arkadaşımız vardı. Arkadaşlarımızın ilgilendiği bir alanla benim de ilgilenmeme gerek yoktu. 2009 Mart'tan sonra spor camiasının Antalya nezdinde sahipsiz kaldığını fark ettim. Siyasal duruşları nedeniyle stadyum yerini iptal ettirdiler fakat alternatif getirmediler. 2009'un sonuna kadar bekledik. Basketbol için bir gelişme göstermediler. Yeni mekanlar hazırlamazsanız sporu geliştiremezsiniz. Ülkenin 7-8 yerinde projeler hazırlamış, yatırımlar yapmaya başlamış, bitiş tarihlerine uygun uluslar arası organizasyonları koparıp getirmişiz. Kimse kimseye 'haydi sıra sizde bu organizasyonu de siz yapın' demiyor. Pek çok ülkenin pek çok kenti bu tür organizasyonlara talip. Daha önce Türkiye zayıftı, fakirdi, talip olamıyordu. Ülkemiz artık bunlara talip olabiliyor ve alabiliyor.
Futbol stadı sanırız bunların içinde en acil olanı.
Dünyada sporun lokomotifi futbol. 150 milyar dolar sporun bütçesi var deniyor. Bunun yüzde 80'ini futbol oluşturuyor. Demek ki bir kentte ana unsur futbol. Bunun için de stada ihtiyaç var. Antalya'da stadın yapılabilmesi için demagojiden başka bir şey üretilmedi. İlgilendiğim 50'den fazla konu var ama ben bu kentin milletvekiliyim ve Kale Kapısında büyüdüm. Yarın öbür gün milletvekilliğim bittiğinde, sokakta yürürken hala stadyum yapılmamışsa ve bir vatandaş 'Sadık Bey milletvekili iken ilgilenseydin yapılırdı' derse ne diyeceğim? O zaman bununla benim de ilgilenmem lazım. Bu benim sorumluluklarım, ettiğim yeminin içerisinde.
Burada bir sevk ve idare boşluğu vardı ve ben de inisiyatif boşluğu hissettiğim için ilgilenmeye başladım.
Yeşilbayır için çaba göstereceğinizin sözünü vermiştiniz. Neler yaptınız?
Yeşilbayır'daki 230 dönüm arsa Milli Emlak tarafından verilecekti. Büyükşehir Belediyesi ilgilenmeyince bu alan verilmedi ve ortada kaldı. Ben Milli Emlak Genel Müdürlüğüne gittim, istedim. 'Büyükşehir Belediyesi ilgilenmeyince nasıl verelim' dendi. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne gittim. Bu bir inisiyatif almaktır. Gidip geliyorsunuz, telefon açıyorsunuz, bakanla görüşmek zaten epeyi bir vakit alıyor. Genel Müdürü arıyorsunuz Türkiye'nin farklı bir yerinde. Milli Emlak Genel Müdürlüğüne gidiyorsunuz, şu yazının cevabı gelmeli diyorlar. Hemen Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü arıyoruz. 'Bu yazının cevabını gönderebilmemiz için Antalyaspor'un bize başvuru yapması lazım' deniyor. Antalyaspor'a ulaşıyoruz bu kez. Başvuruyu yaptırıyoruz, bu sefer detaylar giriyor araya. Bir cümle yüzünden tekrar değişiyor ve her şey başa dönüyor. 'Tahsis yapılabilmesi için bir spor kulübünün uluslar arası branşlarda 6 spor dalında faaliyet gösteriyor olması lazım' deniyor mesela. Antalyaspor'a bakıyorsunuz, faaliyet gösteriyor ama yazıda belirtilmemiş. O zaman iş başa dönüyor, tekrar yazılıyor. Bunlar hep zaman alan şeyler. İlgilenmezseniz nerede kaldığını bile bilemiyorsunuz sonra.
Büyükşehir Belediyesi, ihale tamamlanabilse tesisi yapacaktı. Oysa şimdi tahsis edilse bile yapmayacak. Antalyaspor'un kaynağa ihtiyacı olacak. Bu nasıl sağlanacak?
Bu tesisin yapılmamasının nedeni zaten Büyükşehir Belediyesi. Onlar gerekeni yapsalar ihale iptal edilmeyecekti. Büyükşehir'in bu konuda sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle ben bu kentin milletvekili olarak Abdurrahman Arıcı ile birlikte inisiyatif almak zorunda kaldım. Yeşilbayır'a bir tahsisi yapalım, o gün bir gelsin, ne yapılması gerekiyorsa yaparız.
Yani ihalenin iptali ile ilgili sorumlu Büyükşehir mi?
Tablo onu gösteriyor. 2009 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün o alanı Büyükşehir Belediyesi'ne yaptığı tahsis geçerliydi. 2010 yılının şubat ayına kadar da geçerliydi. 1 yıl içinde gerekli işlemleri yapıp Antalyaspor'a tahsisi gerçekleştirebilirdi, yapmadı. Yeni bir mekanizma aradık, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü aracılığıyla tahsis etmeye başladık.
Büyükşehir Belediyesi, 'Tesisi yapacaktık ama iptal ettirdiler' diyor ama
Mesnedi olmayan açıklamalar bunlar. Topu taca atmaktan başla bir şey değil. 1/25.000'lik planda stadyum için yer yok. Yapmadı Büyükşehir. 27'nci aya giriyoruz. 27 aydır 1/25.000'lik planda neden yer ayırmadılar? Kim yapacaktı bunu? 1/25.000'de gösterilmeyen hiçbir tesis yapılamaz. Samimiyeti gösterecek ilk madde imar planıdır. Bu planlanır, askıya çıkar, itirazlar olur, değerlendirilir, kesinleşir, üst yapı projelendirme sırası gelir. Ancak önce 1/25.000'lik planda spor alanı yapmaktır orayı. Şu anda 30 bin 40 bin kişilik stadyumun yapılması için bir spor alanı yok. Daha evvel vardı. 100. Yıl'dı. Türel üst yapısını planlamıştı. Bunu yapabilmek için mutlaka imar planında alt yapı lejand hükümlerinin yer alması lazım. 25 binlik yetmez, 5 binlik ve binlik planlarının yapılması, bakanlığın da bunu onaylaması lazım. Bunlar olmadan hiçbir tesis, konut, ticari alan, fabrika yapılamaz. Bence kamuoyunun son 2 yıldır kaçırdığı nokta burası. İmar planında yer olmadığı kamuoyuna anlatılmıyor.
Stat için Dokuma alanındaki son durum nedir?
Şimdi Kepez bölgesinde 500 dönüm yer var. 500 dönümün yarısı, 250 dönüm yeşil alan, park, müze yapılacak. Diğer 250 dönüm ticari saha. İmar planında böyle.Yeşil alana hiçbir şey yapılamaz. Ticari alan ile ilgili önerim şuydu ve 5 Kasım'daki panelde de bunu ifade ettim burada bir plan değişikliği yapılarak bir bölümünün ticari alandan spor alanına dönüştürülmesi lazım. Orada müellifler de vardı. Neden yapmadılar? 6 ay geçti. İmar planı bu sürede biterdi. TürkMall ile bir anlaşma yapılmış. Sayın Başbakan da TürkMall'ın burada ticari bir merkez yapmasını istemiyor. Burada 70 dekarın ticari alandan çıkarılarak sor alanına dönüştürülmesini, 1/5.000 ve 1/1000'lik planlarının da buna göre yapılmasını teklif ediyorum. Kalan 180 dönümüne de kim talip olacaksa, bir 5 yıldızlı otel ve uluslar arası hastalara hitap edebilecek bir sağlık kompleksi olmasını öneriyorum. Neden? Kepez 430 bin nüfuslu büyük bir ilçe. Burada 5 yıldızlı otel yok. Garaj yakın, yapılacak hızlı tren garına ve mevcut raylı sisteme yakın. Alanın 4 tarafı da yol. Parkın içinden Dokuma'ya çıkma şansı var. Gelin burada hem sağlık turizmini geliştirecek bir planlama yapalım, hem de ciddi bir kuruluşa verelim, bir 5 yıldızlı otel planlatalım, 70 dekarlık alana da 30-40 bin kişilik FİFA kriterlerinde bir stadyum ve spor salonu yaptıralım.
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü bu fikrinize sıcak bakıyor mu?
Bilemiyorum. Hakan Tütüncü de sanırım böyle bir projeye hayır demez. Kendisi taraf olduğu için şu anda bu tartışmaya giremiyor. Çünkü Belediye Başkanı kurumsal olarak sorumlu.
TürkMall firmasına tahsis edilen arazinin bu firmadan geri alınması zor olmayacak mı?
Orası kamuya ait. Özelleştirme İdaresi tarafından Kepez Belediyesi'ne kullanım hakkı verilmiş. Mülk kamunun, biz de kamu adına hareket ediyoruz. Burada ihtilaf var. Alışveriş merkezi yapılsın mı, yapılmasın mı? Ben yapılmasın diyenlerden yanayım. Onları da mağdur etmeden sorunu çözmek istiyoruz. Biz onlara bu alışveriş merkezini yaptırmayız. Bakan ikna oldu, görüşmeyi yapacak. Sayın bakan geçen ay TürkMall'ın CEO'sunu çağırdı, yurt ışında olduğundan hala görüşemedi. Bir süreç gerekiyor.
Vatandaş stat konusunda bir müjde bekliyor. Seçimden önce verilebilir mi?
Stadyumu yapacak mısın yapmayacak mısın yaklaşımı doğru olmaz. Kimse tek başına bunun kararını veremez. Bu bir süreç. Bir kere öncelikle Büyükşehir Belediyesi bakanlıkla el ele verecek. Bütçenin modelinin geliştirecek. Muhalefet bunları göz ardı edip 'Haydi yap, neden yapmıyorsun, yap kardeşim' diyor. Bu topu taca atmaktır. Yok böyle bir şey. Kısa zamanda net bir gelişme olacak gibi görünmüyor. 23 Nisan törenlerinin yapılacağı bir stadın olmaması üzücü elbette. Ama bir birey olarak sistem içerisinde üzerime düşen sorumluluğu yerine getiriyorum. Bundan sonraki dönemde de ilgilenmeye devam edeceğim.
15 Mayıs'taki mitingde Sayın Başbakan stat sözü verir mi?
Başbakan stat sözü verebilir mi bilemiyorum. Şunu söyler ama: 'Antalya'ya stat yapılacak' Ama bunun mekanizmaları var. Bunu 5 yıl önce söyledi zaten Sayın Başbakan. Harekete de geçti. 100. yıl ortada. Söyledi ve yaptı ama engel çıktı.
Halk, 'Hükümet Antalya'ya ceza mı veriyor' diyor.
Bari bunu siz söylemeyin. Sizin doğruları biliyor olmanız lazım.
Biz söylemiyoruz bunu halk söylüyor. Diğer kentlerde stat varken yenisi yapılıyorsa, Antalya'ya yapılmıyorsa halk böyle düşünmekte haklı değil mi?
Asla böyle bir şey yok. Diğer kentlerin Belediye Başkanı gidiyor, bakanlarımızla konuşuyor, işlerini hallediyor. Akaydın gelmiyor. Yetki onda, gelmiyor. 1/25.000'lik planı Büyükşehir yapmadan hükümet nasıl yapacak? Kim yapabilir? Cumhurbaşkanı'nın bile imar planı yapın deme yetkisi yok.
Yer gösterin biz yaparız diyorlar ama. Neden yer göstermiyorsunuz?
Yer tahsis etme yetkisi yok bakanlığın. Demagoji yapılıyor. Bu bir mekanizma. Kimse böyle bir yer tahsis etme yetkisine sahip değil. Bunu neden anlatamıyoruz, ben anlamıyorum. Yanıltmak bir tarafa, resmen alay ediyorlar Antalyalılarla. Ciddi değiller ki. 15 bin kişilik diyorlar. Antalya'nın ihtiyacı mı bu? Bu, bizi yıllarca geri bırakan zihniyet. Biz buna taviz veremeyiz ki.
Peki, stat Dokuma'ya yapılırsa, 100. Yıl ne olacak?
100. Yıl alanına yine ticari alan yapılabilir, elde edilen kaynakla geri kalan bölüme kapalı tenis kortu yapılabilir. Tenis Federasyonu bunu işletmeye hazır. Şubat'ın sonunda Antalya Cup tenis turnuvası yaptıralım. Dubai'ye alternatif olsun. Muratpaşa ilçemiz bunu hak ediyor. Basketbol için kazılmış noktaya 8 bin kişilik kongre merkezi yapılabilir. Alanya-Tekirova arasında kongre salonu ve koltuğu dünyanın hiçbir kentinde yok. Burada 120 bin koltuk var. Ama hiç birinde 3 bin kişinin bir arada olabilecek bir ana salonu yok. Buna ihtiyaç var. Mimarisi, görünüşü, turistlerin önünde resim çektirebilecekleri bir salonumuz olsun.
Havuz için bir planlamanız yok mu?
Konyaaltı için var. Hatta yer bulundu, üzerinde çalışılıyor. Uluslar arası standartta ana müsabaka havuzu, yanlarında çalışma havuzları olacak. Konyaaltı buna çok uygun. Denizde yapılacak sörf, yelken, kano, kürek gibi branşların merkezlerini de yapmalıyız. Antalya Yelken Kulübüne alan tahsisinde önemli katkımız oldu.
İlçelerle ilgili düşünceleriniz var mı?
Alanya'da 2 bin kişilik bir velodrom tesisleri düşünüyoruz. Alanya'da bisiklet sporuna bir yatkınlık var. Serik'te, yatılı güreş okulları açmak istiyoruz. Korkuteli ve Elmalı'da 40'ar yataklı açtık. Serik Belediyesi topu taca atıp alan tahsis etmedi. Serik'te 100 yataklı olacak. Kumluca da olabilir. Kumluca'dan istemedim ama isteyeceğiz.
Hep size muhalif partilerin olduğu yerlerden istemişsiniz
Güzel bir noktaya temas ettiniz. Biz partiye bakmıyoruz lokasyona bakıyoruz. Hangi spora hangi ilçelerimiz yakınsa ona bakıyoruz. Örneğin son olarak, Döşemealtı'nda atlı sporların gelişmesini arzu ediyoruz. O bölgede bir at yetiştiriciliği vardır. İnsanlar ata binerler. Hipodrom için 1000 dekarlık bir yer lazım. 2 yıldır üzerinde çalışıyorum. Hukuki problemler var. Makilik alan aslında orman değil, kayalık ama orman görünüyor. Tarım bakanlığının kendi alanları içinden bir yer bulundu. Jokey Kulübü bu yatırımı yapacak. Projeler hazırlanıyor. Klimalı locaları olan, gece at yarışlarının yapılabileceği bir hipodrom tasarlıyoruz.
Yeni dönemde de sporla ilgilenecek misiniz, bunun sözünü veriyor musunuz?
Elbette ilgileneceğim. Hem Antalyaspor ile, hem sporun bütün branşları ile.
Yoğun seçim mesaisi nedeniyle meşhur kuru fasulyemizin tadına bakma şansını kaçıran Milletvekili Sadık Badak, bir yandan Antalya'nın meşhur 'serpme böreği'ni yedi, bir yandan Akdeniz Manşet Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Antalyaspor, Antalya ve sizin için ne ifade ediyor?
Antalya'nın marka değerini yükselten önemli bir unsurdur Antalyaspor. Bu sadece Antalya ile ilgili değil, bütün şehirler için geçerli. Spora bakış açımız parti olarak böyle. Ben de bunu son derece doğru buluyorum.
Partinizin spora bakış açısı nasıl?
Spor dallarının insanımızın haftalık yaşam tarzı içine girmesini sağlamalıyız. Bizim vizyonumuz bu. Parti olarak alt yapıların yapılabilmesi yönünde ciddi atılımlar gerçekleştirdik. Dünya kalitesinde ve ölçeğinde spor kompleksleri yapılıyor. 10 yıl önce düşünülemiyordu bunlar. İl ve ilçelerimizde serbest alanlarda ve okullarımızın içinde çok sayıda spor salonları yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Özellikle parklarda spor köşeleri oluşturduk. Bu spor köşeleri, Ak Parti Genel Merkez politikalarının bir unsurudur. Bununla yetinmedik. Sporla turizmi birleştirebilmek için çaba içine girdik. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortaklaşa Spor Turizmi Çalışma Komitesi kuruldu. Sporu sadece insanlarımızın beden ve ruhsal gelişimini sağlamak için değil, esnafımızın ticari hayatını ve turizm unsurlarını da geliştirmekte kullanabilir miyiz, bunun çalışmasını yapıyoruz.
Neden son 1 yılda sporla daha çok ilgilenmeye başladınız?
Milletvekili seçilmeden önce yayınladığım bir bildiri var. Burada 9 farklı alan var. Bunların içinde münhasıran Antalyaspor ile ilgilenmek yok. Neden? Çünkü o tarihte, başta dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel olmak üzere sporla ilgilenen çok arkadaşımız vardı. Arkadaşlarımızın ilgilendiği bir alanla benim de ilgilenmeme gerek yoktu. 2009 Mart'tan sonra spor camiasının Antalya nezdinde sahipsiz kaldığını fark ettim. Siyasal duruşları nedeniyle stadyum yerini iptal ettirdiler fakat alternatif getirmediler. 2009'un sonuna kadar bekledik. Basketbol için bir gelişme göstermediler. Yeni mekanlar hazırlamazsanız sporu geliştiremezsiniz. Ülkenin 7-8 yerinde projeler hazırlamış, yatırımlar yapmaya başlamış, bitiş tarihlerine uygun uluslar arası organizasyonları koparıp getirmişiz. Kimse kimseye 'haydi sıra sizde bu organizasyonu de siz yapın' demiyor. Pek çok ülkenin pek çok kenti bu tür organizasyonlara talip. Daha önce Türkiye zayıftı, fakirdi, talip olamıyordu. Ülkemiz artık bunlara talip olabiliyor ve alabiliyor.
Futbol stadı sanırız bunların içinde en acil olanı.
Dünyada sporun lokomotifi futbol. 150 milyar dolar sporun bütçesi var deniyor. Bunun yüzde 80'ini futbol oluşturuyor. Demek ki bir kentte ana unsur futbol. Bunun için de stada ihtiyaç var. Antalya'da stadın yapılabilmesi için demagojiden başka bir şey üretilmedi. İlgilendiğim 50'den fazla konu var ama ben bu kentin milletvekiliyim ve Kale Kapısında büyüdüm. Yarın öbür gün milletvekilliğim bittiğinde, sokakta yürürken hala stadyum yapılmamışsa ve bir vatandaş 'Sadık Bey milletvekili iken ilgilenseydin yapılırdı' derse ne diyeceğim? O zaman bununla benim de ilgilenmem lazım. Bu benim sorumluluklarım, ettiğim yeminin içerisinde.
Burada bir sevk ve idare boşluğu vardı ve ben de inisiyatif boşluğu hissettiğim için ilgilenmeye başladım.
Yeşilbayır için çaba göstereceğinizin sözünü vermiştiniz. Neler yaptınız?
Yeşilbayır'daki 230 dönüm arsa Milli Emlak tarafından verilecekti. Büyükşehir Belediyesi ilgilenmeyince bu alan verilmedi ve ortada kaldı. Ben Milli Emlak Genel Müdürlüğüne gittim, istedim. 'Büyükşehir Belediyesi ilgilenmeyince nasıl verelim' dendi. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne gittim. Bu bir inisiyatif almaktır. Gidip geliyorsunuz, telefon açıyorsunuz, bakanla görüşmek zaten epeyi bir vakit alıyor. Genel Müdürü arıyorsunuz Türkiye'nin farklı bir yerinde. Milli Emlak Genel Müdürlüğüne gidiyorsunuz, şu yazının cevabı gelmeli diyorlar. Hemen Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü arıyoruz. 'Bu yazının cevabını gönderebilmemiz için Antalyaspor'un bize başvuru yapması lazım' deniyor. Antalyaspor'a ulaşıyoruz bu kez. Başvuruyu yaptırıyoruz, bu sefer detaylar giriyor araya. Bir cümle yüzünden tekrar değişiyor ve her şey başa dönüyor. 'Tahsis yapılabilmesi için bir spor kulübünün uluslar arası branşlarda 6 spor dalında faaliyet gösteriyor olması lazım' deniyor mesela. Antalyaspor'a bakıyorsunuz, faaliyet gösteriyor ama yazıda belirtilmemiş. O zaman iş başa dönüyor, tekrar yazılıyor. Bunlar hep zaman alan şeyler. İlgilenmezseniz nerede kaldığını bile bilemiyorsunuz sonra.
Büyükşehir Belediyesi, ihale tamamlanabilse tesisi yapacaktı. Oysa şimdi tahsis edilse bile yapmayacak. Antalyaspor'un kaynağa ihtiyacı olacak. Bu nasıl sağlanacak?
Bu tesisin yapılmamasının nedeni zaten Büyükşehir Belediyesi. Onlar gerekeni yapsalar ihale iptal edilmeyecekti. Büyükşehir'in bu konuda sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle ben bu kentin milletvekili olarak Abdurrahman Arıcı ile birlikte inisiyatif almak zorunda kaldım. Yeşilbayır'a bir tahsisi yapalım, o gün bir gelsin, ne yapılması gerekiyorsa yaparız.
Yani ihalenin iptali ile ilgili sorumlu Büyükşehir mi?
Tablo onu gösteriyor. 2009 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün o alanı Büyükşehir Belediyesi'ne yaptığı tahsis geçerliydi. 2010 yılının şubat ayına kadar da geçerliydi. 1 yıl içinde gerekli işlemleri yapıp Antalyaspor'a tahsisi gerçekleştirebilirdi, yapmadı. Yeni bir mekanizma aradık, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü aracılığıyla tahsis etmeye başladık.
Büyükşehir Belediyesi, 'Tesisi yapacaktık ama iptal ettirdiler' diyor ama
Mesnedi olmayan açıklamalar bunlar. Topu taca atmaktan başla bir şey değil. 1/25.000'lik planda stadyum için yer yok. Yapmadı Büyükşehir. 27'nci aya giriyoruz. 27 aydır 1/25.000'lik planda neden yer ayırmadılar? Kim yapacaktı bunu? 1/25.000'de gösterilmeyen hiçbir tesis yapılamaz. Samimiyeti gösterecek ilk madde imar planıdır. Bu planlanır, askıya çıkar, itirazlar olur, değerlendirilir, kesinleşir, üst yapı projelendirme sırası gelir. Ancak önce 1/25.000'lik planda spor alanı yapmaktır orayı. Şu anda 30 bin 40 bin kişilik stadyumun yapılması için bir spor alanı yok. Daha evvel vardı. 100. Yıl'dı. Türel üst yapısını planlamıştı. Bunu yapabilmek için mutlaka imar planında alt yapı lejand hükümlerinin yer alması lazım. 25 binlik yetmez, 5 binlik ve binlik planlarının yapılması, bakanlığın da bunu onaylaması lazım. Bunlar olmadan hiçbir tesis, konut, ticari alan, fabrika yapılamaz. Bence kamuoyunun son 2 yıldır kaçırdığı nokta burası. İmar planında yer olmadığı kamuoyuna anlatılmıyor.
Stat için Dokuma alanındaki son durum nedir?
Şimdi Kepez bölgesinde 500 dönüm yer var. 500 dönümün yarısı, 250 dönüm yeşil alan, park, müze yapılacak. Diğer 250 dönüm ticari saha. İmar planında böyle.Yeşil alana hiçbir şey yapılamaz. Ticari alan ile ilgili önerim şuydu ve 5 Kasım'daki panelde de bunu ifade ettim burada bir plan değişikliği yapılarak bir bölümünün ticari alandan spor alanına dönüştürülmesi lazım. Orada müellifler de vardı. Neden yapmadılar? 6 ay geçti. İmar planı bu sürede biterdi. TürkMall ile bir anlaşma yapılmış. Sayın Başbakan da TürkMall'ın burada ticari bir merkez yapmasını istemiyor. Burada 70 dekarın ticari alandan çıkarılarak sor alanına dönüştürülmesini, 1/5.000 ve 1/1000'lik planlarının da buna göre yapılmasını teklif ediyorum. Kalan 180 dönümüne de kim talip olacaksa, bir 5 yıldızlı otel ve uluslar arası hastalara hitap edebilecek bir sağlık kompleksi olmasını öneriyorum. Neden? Kepez 430 bin nüfuslu büyük bir ilçe. Burada 5 yıldızlı otel yok. Garaj yakın, yapılacak hızlı tren garına ve mevcut raylı sisteme yakın. Alanın 4 tarafı da yol. Parkın içinden Dokuma'ya çıkma şansı var. Gelin burada hem sağlık turizmini geliştirecek bir planlama yapalım, hem de ciddi bir kuruluşa verelim, bir 5 yıldızlı otel planlatalım, 70 dekarlık alana da 30-40 bin kişilik FİFA kriterlerinde bir stadyum ve spor salonu yaptıralım.
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü bu fikrinize sıcak bakıyor mu?
Bilemiyorum. Hakan Tütüncü de sanırım böyle bir projeye hayır demez. Kendisi taraf olduğu için şu anda bu tartışmaya giremiyor. Çünkü Belediye Başkanı kurumsal olarak sorumlu.
TürkMall firmasına tahsis edilen arazinin bu firmadan geri alınması zor olmayacak mı?
Orası kamuya ait. Özelleştirme İdaresi tarafından Kepez Belediyesi'ne kullanım hakkı verilmiş. Mülk kamunun, biz de kamu adına hareket ediyoruz. Burada ihtilaf var. Alışveriş merkezi yapılsın mı, yapılmasın mı? Ben yapılmasın diyenlerden yanayım. Onları da mağdur etmeden sorunu çözmek istiyoruz. Biz onlara bu alışveriş merkezini yaptırmayız. Bakan ikna oldu, görüşmeyi yapacak. Sayın bakan geçen ay TürkMall'ın CEO'sunu çağırdı, yurt ışında olduğundan hala görüşemedi. Bir süreç gerekiyor.
Vatandaş stat konusunda bir müjde bekliyor. Seçimden önce verilebilir mi?
Stadyumu yapacak mısın yapmayacak mısın yaklaşımı doğru olmaz. Kimse tek başına bunun kararını veremez. Bu bir süreç. Bir kere öncelikle Büyükşehir Belediyesi bakanlıkla el ele verecek. Bütçenin modelinin geliştirecek. Muhalefet bunları göz ardı edip 'Haydi yap, neden yapmıyorsun, yap kardeşim' diyor. Bu topu taca atmaktır. Yok böyle bir şey. Kısa zamanda net bir gelişme olacak gibi görünmüyor. 23 Nisan törenlerinin yapılacağı bir stadın olmaması üzücü elbette. Ama bir birey olarak sistem içerisinde üzerime düşen sorumluluğu yerine getiriyorum. Bundan sonraki dönemde de ilgilenmeye devam edeceğim.
15 Mayıs'taki mitingde Sayın Başbakan stat sözü verir mi?
Başbakan stat sözü verebilir mi bilemiyorum. Şunu söyler ama: 'Antalya'ya stat yapılacak' Ama bunun mekanizmaları var. Bunu 5 yıl önce söyledi zaten Sayın Başbakan. Harekete de geçti. 100. yıl ortada. Söyledi ve yaptı ama engel çıktı.
Halk, 'Hükümet Antalya'ya ceza mı veriyor' diyor.
Bari bunu siz söylemeyin. Sizin doğruları biliyor olmanız lazım.
Biz söylemiyoruz bunu halk söylüyor. Diğer kentlerde stat varken yenisi yapılıyorsa, Antalya'ya yapılmıyorsa halk böyle düşünmekte haklı değil mi?
Asla böyle bir şey yok. Diğer kentlerin Belediye Başkanı gidiyor, bakanlarımızla konuşuyor, işlerini hallediyor. Akaydın gelmiyor. Yetki onda, gelmiyor. 1/25.000'lik planı Büyükşehir yapmadan hükümet nasıl yapacak? Kim yapabilir? Cumhurbaşkanı'nın bile imar planı yapın deme yetkisi yok.
Yer gösterin biz yaparız diyorlar ama. Neden yer göstermiyorsunuz?
Yer tahsis etme yetkisi yok bakanlığın. Demagoji yapılıyor. Bu bir mekanizma. Kimse böyle bir yer tahsis etme yetkisine sahip değil. Bunu neden anlatamıyoruz, ben anlamıyorum. Yanıltmak bir tarafa, resmen alay ediyorlar Antalyalılarla. Ciddi değiller ki. 15 bin kişilik diyorlar. Antalya'nın ihtiyacı mı bu? Bu, bizi yıllarca geri bırakan zihniyet. Biz buna taviz veremeyiz ki.
Peki, stat Dokuma'ya yapılırsa, 100. Yıl ne olacak?
100. Yıl alanına yine ticari alan yapılabilir, elde edilen kaynakla geri kalan bölüme kapalı tenis kortu yapılabilir. Tenis Federasyonu bunu işletmeye hazır. Şubat'ın sonunda Antalya Cup tenis turnuvası yaptıralım. Dubai'ye alternatif olsun. Muratpaşa ilçemiz bunu hak ediyor. Basketbol için kazılmış noktaya 8 bin kişilik kongre merkezi yapılabilir. Alanya-Tekirova arasında kongre salonu ve koltuğu dünyanın hiçbir kentinde yok. Burada 120 bin koltuk var. Ama hiç birinde 3 bin kişinin bir arada olabilecek bir ana salonu yok. Buna ihtiyaç var. Mimarisi, görünüşü, turistlerin önünde resim çektirebilecekleri bir salonumuz olsun.
Havuz için bir planlamanız yok mu?
Konyaaltı için var. Hatta yer bulundu, üzerinde çalışılıyor. Uluslar arası standartta ana müsabaka havuzu, yanlarında çalışma havuzları olacak. Konyaaltı buna çok uygun. Denizde yapılacak sörf, yelken, kano, kürek gibi branşların merkezlerini de yapmalıyız. Antalya Yelken Kulübüne alan tahsisinde önemli katkımız oldu.
İlçelerle ilgili düşünceleriniz var mı?
Alanya'da 2 bin kişilik bir velodrom tesisleri düşünüyoruz. Alanya'da bisiklet sporuna bir yatkınlık var. Serik'te, yatılı güreş okulları açmak istiyoruz. Korkuteli ve Elmalı'da 40'ar yataklı açtık. Serik Belediyesi topu taca atıp alan tahsis etmedi. Serik'te 100 yataklı olacak. Kumluca da olabilir. Kumluca'dan istemedim ama isteyeceğiz.
Hep size muhalif partilerin olduğu yerlerden istemişsiniz
Güzel bir noktaya temas ettiniz. Biz partiye bakmıyoruz lokasyona bakıyoruz. Hangi spora hangi ilçelerimiz yakınsa ona bakıyoruz. Örneğin son olarak, Döşemealtı'nda atlı sporların gelişmesini arzu ediyoruz. O bölgede bir at yetiştiriciliği vardır. İnsanlar ata binerler. Hipodrom için 1000 dekarlık bir yer lazım. 2 yıldır üzerinde çalışıyorum. Hukuki problemler var. Makilik alan aslında orman değil, kayalık ama orman görünüyor. Tarım bakanlığının kendi alanları içinden bir yer bulundu. Jokey Kulübü bu yatırımı yapacak. Projeler hazırlanıyor. Klimalı locaları olan, gece at yarışlarının yapılabileceği bir hipodrom tasarlıyoruz.
Yeni dönemde de sporla ilgilenecek misiniz, bunun sözünü veriyor musunuz?
Elbette ilgileneceğim. Hem Antalyaspor ile, hem sporun bütün branşları ile.