Vali Karaloğlu, “Son 40 yıldır enerjimizi terör olayları nedeniyle çok kaybettik ve artık reel gündeme dönmemiz gerekir. Bunun tek ilacı da Yenikapı'da oluşan ruhun devam etmesi” dedi.
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO)'nun Ağustos ayı meclis toplantısına konuk oldu. ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer, ATSO Başkanı Davut Çetin, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katıldığı toplantıda kent gündemi ve ekonomik gelişmeler ele alındı. Mecliste konuşan Karaloğlu, alfabede örgütlerin kullanmadığı harf kalmadığını belirterek, FETÖ, PKK, DAEŞ, DHKP-C PYD gibi terör örgütlerinin tamamının aynı merkezden üretildiği ve aynı el tarafından kullanılan maşa örgütler olduğunu söyledi. 15 Temmuz'da son öldürücü darbeyi vurmanın hedeflendiğini ama liderin dik duruşu ve halkın ferasetinin hesap edilemediğini anlatan Karaloğlu, "Gaziantep, Bitlis, Elazığ gibi illerimizdeki saldırılar da örgütlerin harfleri farklı olsa da 15 Temmuz'un devamıdır" dedi. Türkiye'nin artık çok yorulduğunu ve tüm bu terör örgütlerinin söküp atılması gerektiğini vurgulayan Karaloğlu, "Son 40 yıldır enerjimizi terör olayları nedeniyle çok kaybettik ve artık reel gündeme dönmemiz gerekir. Bunun tek ilacı da Yenikapı'da oluşan ruhun ülkede devam etmesidir" dedi. Antalya'da turizmin tüm bu olaylardan en fazla etkilenen sektör olduğuna değinen Karaloğlu, bütün bu ortamda ayda 1 milyon turist ağırlamanın başarı olduğunu dile getirdi.
Ahtapotun kolları gibi
ATSO Başkanı Çetin de 15 Temmuz terörist darbe girişiminin üzerinden 5 hafta geçtiğini, ancak gerek psikolojik gerekse ekonomik ve sosyal etkilerinin halen devam ettiğini belirtti. Davut Çetin son günlerde FETÖ'den sonra PKK ve DAEŞ saldırılarının hız kazandığına dikkati çekti. Türkiye'yi kontrol etmek isteyenlerin, ahtapotun kolları gibi paralel yapılar yarattığını savunan Çetin, "Birçok ideolojik, etnik, hatta din kisveli örgüt bu sistem tarafından üretilmiş ve Türk milletinin başına bela edilmiştir. FETÖ, PKK, DAEŞ, DHKPC gibi birçok yapı, bu ahtapotun bildiğimiz kollarıdır. Bu ahtapottan kurtulmak gerekmektedir" dedi. 15 Temmuz'dan bu yana dünya basınında 'Türkiye'de iç savaş var, Türkiye iç savaşa gidiyor' diye haber ve yazılar çıktığını anlatan Çetin, 15 Temmuz görüntülerinin sokak savaşları olarak verildiği, laikler ve dindarlar arasında ayrım olduğu, Türk-Kürt çatışması olduğuna dair video yayınlandığını kaydetti. Dünya kamuoyunu hazırlandığı ve muhtemelen bu senaryo için düğmeye basıldığını dile getiren Çetin, "Bu süreçte camiler, cem evleri, siyasi liderler, ünlü isimler hedef alınabilir. Türk-Kürt, Alevi-Sünni gibi her tür ayrımı kışkırtacaklar. Toplulukları galeyana getirmeye çalışacaklar. Bu risk karşısında sadece güvenlik önlemi almak yetmez. Yenikapı ruhu, milli birlik ve uzlaşma devam etmek zorundadır" dedi.
FETÖ rantçıları türedi
FETÖ operasyonlarında, özel sektörde bu yapıların içinde olan, görevler almış olan, buradan menfaat temin etmiş, ihale almış kişi ve kuruluşların hesap vermesi gerektiğini belirten Çetin, "Bu yapının içinde yer alan, para toplayan, para aklayan şirketlerin kontrol altına alınması gereklidir. Kişiler cezalandırılmalı, şirketler yaşatılmalıdır. Ekonomi, üretim ve istihdam zarar görmemelidir" dedi. Bu dönemden yararlanmak isteyen fırsatçıların çıktığını da belirten Çetin, "Yeni FETÖ rantçıları türemiştir. Rakipleri hakkında dedikodu çıkaran, kasıtlı olarak ödemelerini yapmayanlar bütün ekonomiye zarar vermektedirler. Dolayısıyla, kişileri cezalandırmakla bu sorun bitmez. Gerçek çözüm; devletin içinde, kurumlarda ve ticarette siyasi, dini, etnik, ideolojik gruplaşmaların teşvik edilmemesi, izin verilmemesidir. Okula, camiye, kışlaya, resmi kurumlara, meslek örgütlerine siyaset girmemelidir" dedi. Son haftalarda ekonomide çok önemli yasalar çıktığı ve kararlar alındığını belirten Çetin, hükümetin bu çabalarını takdirle karşıladıklarını söyledi. Avrupa'daki durgunluk, Rusya, Irak ve Suriye'deki durum nedeniyle ihracatın 5 yıldır 150 milyar dolar civarında kaldığına değinen Çetin, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen Türkiye ekonomisi önemli bir direnç gösterse de ekonomik büyüme olumsuz etkilenmiştir. Vergi ve SGK prim affını içeren varlık barışı yasası, bu ortamda çok sayıda şirkete nefes aldırmıştır" diye konuştu.
Başka ülkede olsa turist kalmazdı
Antalya ekonomisinin son zamanlarda en zor günleri yaşadığını aktaran Çetin, geçen hafta itibariyle 2015'e göre yüzde 47 oranında düşüş ve 3 milyon 400 bin turist kaybı olduğuna dikkat çekti. Antalya ekonomisindeki olumlu gelişmelerden de bahseden Çetin, "Antalya'nın finansman ve borç tablosu Haziran itibarıyla korktuğumuz kadar bozulmadı. Takipteki kredi oranımız yüzde 4.3'e çıktı, ama bu oran İzmir, Adana, Samsun, Mersin, Zonguldak gibi illerden daha iyi. Turizm kredilerinde kötüleşme bu yıl kredi ertelemeleri ve sektörün aldığı önlemlerle durdu. Son dönemde sektörel kredilerden çok bireysel kredilerde biraz bozulma var. Bu da işsizlikte artışla ilgilidir ve zaten Türkiye genelinde de yaşanan bir sorundur" dedi. Ödeme ayları olan Ekim ve Kasımın daha fazla bozulma olmadan geçilmesi halinde en kötü günlerin geride kalacağına işaret eden Çetin, "Çünkü 15 Temmuz görüntüleri başka ülkede olsaydı, turist kalmazdı" dedi. 100'üncü Yıl spor tesisleri alanının TOKİ'ye devredildiğini ve 40 dönümlük bu alanın ticaret ve turizm alanı olarak kullanılması için imar planı hazırlandığını da hatırlatan Çetin, alanın 'bölgesel ve kentsel spor alanı' olarak imar planlarında yer aldığına değindi. Çetin, "Bizim bu konudaki görüşümüz bellidir. Trafiğin yoğun olduğu bir bölgedir. ATSO olarak yıllardır Falez Kavşağı'ndan Migros Kavşağı'na kadar olan yolun yer altına alınması ve ortaya çıkacak devasa alanın beachpark ile bütünleşik bir planlamayla bir kültür-sanat-spor-eğlence vadisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu konu ilgililer tarafından tekrar ele alınmalıdır" diye konuştu.