Aile hekimliği sisteminin 2005 yılında Düzce’de pilot olarak başladıktan sonra 2010 yılında tüm Türkiye'de uygulamaya geçtiğini hatırlatan Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED) Dr. Başkanı Tayyar Asrık, o zamandan bugüne kadar alile hekimlerinin yaşadıkları sorunları anlattı. Başkan Asrık, “Çalışan, hizmet alan ve finanse ve idare edenler açısından bakıldığında, maalesef biz çalışanlar açısından zaman içinde olumsuzluklar daha belirgin hale gelmiştir. Bu olumsuzluklar aile hekimleri açısından hak kayıpları ve angarya artışıyla beraber reel anlamda gelir kayıpları ile devam etmektedir” dedi. Başlangıçta aile hekimi başına düşen nüfusun ortalama 4 bin kişi şeklinde planlandığını, maaş ödeme üst sınırının da 4 bin olarak belirlendiğini anlatan Asrık, “Ancak bu sayı zaman içersinde azaltılmalıydı ve nüfus azalmasıyla birlikte azalan maaşların telafi edilmesi gerekliydi. Ne yazık ki böyle olmadı. Yeni birimler açılarak nüfuslar 3 binlere doğru inerken maaşlar da düşmeye başladı. Yeni birimler plansız ve programsız bir şekilde açılarak nüfus ve maaş dengesizlikleri yaratılmıştır. Sıfır nüfuslu ve binası olmayan sanal birimler açılarak aile hekimleri Aile Sağlığı Merkezi (ASM) açmak, bina kiralayıp, içini kullanılır hale getirmek için yüklü tutarlar harcamak zorunda kalmışlardır. Üstelik bu birimler sıfır nüfusla başladığı için kayıtlı kişi sayılarını artırmak için birbirleri ile rekabet etmek zorunda kalmıştır” diye konuştu. İzin hakları Kamu binalarında çalışan aile hekimlerinden yüksek kira bedelleri talep edildiğini hatırlatan Asrık, “Bina sahibi olarak Sağlık Müdürlüğü bu binaların tadilatını ve bakımını yapmamıştır. Bunları yapmak, içinde çalışan aile hekimlerine kalmıştır. Birçok ilde 2019 itibariyle yüzde 46 oranında kira artışı gündeme gelmiştir. Bu ekonomik koşullarda bu oranın nasıl belirlendiği anlaşılır gibi değildir. Aile hekimlerinin çalışan haklarına ters bir şekilde ücretli izin hakkı yoktur. Bir aile hekimi izne ayrılırken yerine bakacak bir aile hekimi bulmazsa izinde geçen süreler maaşından kesilmektedir. Özellikle tek birim olarak çalışan aile hekimleri neredeyse izin kullanamamaktadır. İş yeri hekimliği diye bir kavram vardır ve çalışanların sağlıkla ilgili sorunları bu bağlamda çözümlenmelidir. 6331 sayılı bir iş sağlığı yasası çıkarılmış olup ancak bu yasa bir türlü uygulanamamıştır. Bu nedenle iş yerlerinde çalışan işçilerin sağlıkla ilgili sorunlarının çözümü için aile hekimleri adres gösterilmiştir. İşe giriş raporlarının düzenlenmesi kesinlikle iş yeri hekimlerinin görevidir. İşletmeler ya iş yeri hekimi çalıştırmak zorundadır ya da iş yeri hekimliği hizmeti almalıdır. Bunun da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetlenmesi esastır” dedi. Sağlık raporları Asrık, sağlık raporları konusunun bir türlü çözüme kavuşturulamadığından yakınarak, “Yaklaşık 280 çeşit sağlık raporu çeşidi listelenmiştir. Bu inanılmaz bir sayıdır. Gerekli gereksiz her şey için sağlık raporu istenmektedir. Üstelik bu raporları isteyenlerin hiçbir mantıklı gerekçesi yoktur. Olması gereken Sağlık Bakanlığının rapor formatlarını ve kriterlerini belirlemesi ve bunların dışında sağlık raporu çeşidi olmamasıdır. Ancak sağlık Bakanlığı bu konuda bir türlü gerekli adımları atmamıştır. Bunun sonucunda aile hekimleri daima hastayla karşı karşıya kalmıştır. Okul sağlığı taramalarının ilçe sağlık merkezleri tarafından yapılması gerekirken bu iş de aile hekimlerine yıkılmıştır. Aile hekimliği sistemindeki lojistik hizmetleri kanun eliyle sağlık müdürlüğüne verilmiştir. Ancak bu hizmetlerin bir kısmı personel ya da araç yokluğu gibi nedenlerle yerine getirilmemektedir. İş yine biz aile hekimlerine kalmaktadır. ASM’lerde aşıları sakladığımız aşı dolaplarının korunması ve takibi bizlerin üzerindedir. Hatta 7/24 aşı dolabı nöbeti olarak tanımlanmıştır. Gece, gündüz, hafta içi, hafta sonu, bayram, seyran dinlemeden sorumlu olduğumuz söylemektedir. Ancak bu görev için izin kullanma veya herhangi bir ödeme söz konusu değildir. Aşılar elimizde olmayan nedenlerle kullanılamaz duruma geldiğinde ücretleri biz aile hekimlerine ödetilmektedir” dedi. Sağlıkta şiddet Sağlıkta şiddetin tüm sağlık çalışanlarının sorunu olduğunu ve hekimlerin mutsuz olduğunu dile getiren Asrık, “Aile hekimlerini tedirgin ve mutsuz eden en önemli sorunlarımızdan birisi sağlıkta şiddettir. Bizler güvenli ortamlarda çalışmak istiyoruz. Sürekli saldırı tehdidi altında çalışmamız hem bizim sağlığımızı bozmakta hem de sağlık hizmeti vermemize engel olmaktadır. Aslında bu sorunun çözümü de basittir. Etkin bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılmalıdır. Son zamanlarda Mecliste kabul edilen adı sağlıkta şiddet yasası olan ama kesinlikle sağlıkta şiddeti çözmeyecek bir girişimdir. Bu yasanın geri çekilerek yeniden düzenlenmesi şarttır. Biz aile hekimlerinin bu konuda çalışmaları mevcuttur ve bizler bu konuda katkı sunmaya hazırız. Aile hekimliği uygulamasında sorumluluk sadece aile hekimlerine verilmiştir. Hastalara sorumluluk yüklenmemiştir. Bebeğin aşısını aile yaptırmak istemezse aile üzerinde hiç bir yaptırım yoktur. Ancak aile hekimi sorumlu tutulup ceza verilebilmektedir” diyerek yaşadıkları sıkıntıları aktardı.Esra ALTUNKES
Özel Haber
28 Aralık 2018 - 15:25
Güncelleme: 28 Aralık 2018 - 15:27
Aile hekimleri artan iş yükünden şikayetçi
ANTAHED Baştanı Tayyar Asrık, aile hekimliği sisteminin ve hekimlerin yaşadıkları sıkıntılara değinerek pek çok sorunla baş etmek zorunda kaldıklarını belirtti, “İş yükü travması ve sağlıkta şiddet yaratılmasına son verilmeli” dedi
Özel Haber
28 Aralık 2018 - 15:25
Güncelleme: 28 Aralık 2018 - 15:27