Futbol oynadığı için babasının evden kovduğu İbrahim Ay, ömrünün neredeyse tamamını amatör spora adadı. Gençleri kötü alışkanlıktan korumak için kulüp kurdu, kurduğu kulüpte başkanlık, hocalık, hatta malzemecilik yaptı, yapıyor
Amatör futbola verdiği hizmetlerle taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan İbrahim Ay, 45 yıllık futbol macerasını Akdeniz Manşet Gazetesi’ne anlattı. Soyunma odasından maçlara, ev yaşantısından sosyal yaşantısına kadar bir ay boyunca takip ettiğimiz deneyimli teknik adamın, çocukla çocuk, büyükle büyük olduğuna tanıklık ettik. Günümüzde velilerin çocuklarını spora teşvik ettiğini ifade eden amatör futbol emekçisi İbrahim Ay, “Bu konuda kendimi şanssız birisi olarak görüyorum. Babam futbol oynamama karşı çıkardı. Hatta gençliğimin en güzel yıllarında futbol oynuyorum diye beni evden kovmuştu. Fakat ne olursa olsun ben bu sevdadan vazgeçmedim. İyi ki de pes etmemişim. Pes etmemiş olmam her konuda yolumu açtı” dedi.
Başkan, antrenör, malzemeci
Bugün gençleri kötü alışkanlıklardan korumak için var gücüyle çalıştığını ve bundan da son derece memnun olduğunu belirten İbrahim Ay, “Kulübümde oynayan bütün çocuklara evladım gibi bakıyorum. Evde çocuklarıma ne veriyorsam aynısını onlara da veriyorum. Kulüp başkanı olmama rağmen, yeri geldiğinde antrenörlük, sağlıkçı hatta malzemeci olarak çalışıyorum. Bundan da mutluluk duyuyorum.
Arkadaşlarını futbola yönlendirdi
Çocukluk yıllarından söz ederken gözyaşlarına hakim olamayan İbrahim Ay, “1962 yılında Şarampol’da doğdum. Çocukluk yıllarımda futbola çok meraklı olduğum herkesçe bilinirdi. Küçük bir gecekonduda yaşıyorduk. Babam sinemada bilet keserek evimizi geçindiriyor, annem de aile bütçesine katkıda bulunmak için tanıdıklarına ev işlerine gidiyordu. Futbola meraklı olmamdan dolayı daha çocukken, diğer arkadaşları da futbola yönlendirdim” şeklinde konuştu.
Fakirdi, okul okuyamadı
Futbola mahalle arasında oynayarak başladığını ifade eden Ay şöyle konuştu: “Ailemin beni okutmaya gücü olmadığı için ilkokulu bitirdikten sonra hayatın zorluklarıyla karşılaştım. Börekçi dükkanında garsonluk yaptım, sanayide çalıştım ve böylece evin bütçesine katkı sağlamayı amaçladım. Futbol hayatıma resmi olarak 16 yaşında (1978 yılında) Poplin Spor’da (Sümer Spor) başladım.”
Sevdasından vazgeçmedi
“Gençlik yıllarımda futbola verilen destek şu anın onda biri bile olamaz” diye konuşan Ay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok zor şartlar altında başarı elde etmemiz bize ayrı bir mutluluk verirdi. Günümüzde veliler bilinçlendiği için çocuklarını sosyal aktivitelere, futbola teşvik etmektedir. Biz de bu aktivitelerin sağlanması, gelişmesi, sporun sevilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Bu konuda veliler çocuklarını kendi eliyle teslim edip spora teşvik ediyorlar. Bu konuda kendimi şanssız birisi olarak görüyorum. Babam benim futbol oynamama karşı çıkar, hatta gençliğimin en güzel yıllarında futbol oynuyorum diye beni evden kovmuştu. Fakat ne olursa olsun ben bu sevdadan vazgeçmedim. İyi ki de pes etmemişim. Pes etmemiş olmam her konuda yolumu açtı.
Futbol sayesinde iş sahibi oldu
Futbolun bana kazandırdığı nimet işim oldu. 1984 yılında Antalya Belediyesi’nde işe başladım. İş arkadaşım Hasan İnce'nin de futbola benim gibi duyarlı olmasından dolayı birlikte çocukluğumdan beri hayalim olan sporcu yetiştirme, bununla birlikte topluma iyi insanlar kazandırma amacına ulaşma imkanını buldum ve Şirinyalı Fenerspor’u kurduk. Kurduğum kulüpte 2 yıl aktif futbol oynadım. Aynı zamanda altyapı antrenörlüğüyle tanıştım.”
Engelleri ortadan kaldırdı
Engelli bireylerle de yakından ilgilendiğini hatırlattığımız deneyimle çalıştırıcı, “Evet, Onlar bizim evlatlarımız. Onları dışlayamayız, hayata küsmelerine engel olmalıyız. Takımımda iki eli yangın sonucu kesilen oyuncu da var. Hayata küsmüş olan bu çocuğumuzu yeniden kazandık. Bazı futbolcu velilerimiz engelli çocuklarını bana getirip onlara spor yapmamı istiyorlar. Bunun nedeni de onlara olan sıcak yaklaşımımdır. Tabi gelen bütün bu teklifleri seve seve kabul ediyorum” şeklinde konuştu.
Maçtan sonra futbolcuların formalarını ve şortlarını kendi elleriyle yakıyor.
Antrenman ve maçlardan arta kalan zamanlarda futbolcularıyla sosyal aktivitelere katılıyor.
Galatasaray’ın yıldızı Burak Yılmaz başta olmak üzere birçok oyuncuyu Türk futboluna kazandırdı.
Mersin’de hunharca öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın olayına da sessiz kalmadı.
Engelli bireylerin hayata küsmemesi için büyük çaba sarf ediyor. Bu davranışıyla alkış alıyor.
Örnek insan
Sporcu kişiliğinin yanı sıra örnek kişiliğiyle de dikkat çeken İbrahim Ay, 2012 yılında bir bankanın ATM’sinde unutulan 1000 TL’yi polis merkezine giderek teslim etti. Emekli maaşı ile biri üniversitede biri de askerde olan iki çocuk bakan İbrahim Ay, kendisinin de 10 yıl önce bir miktar parayı ATM’de unuttuğunu, geri döndüğünde bulamadığını aktardı. Ay, “Ben o gün çok üzülmüştüm. İnşallah bu paranın sahibi sevinecek” diyerek herkesin takdirini almıştı.
Yaşama tutundu
Babacan yapısıyla amatör kümedeki herkesin büyük takdirini kazanan İbrahim Ay, futbolun sadece futbol olamadığını da gösterdi. Antalya’da 5 yaşındayken yangında yüzü tamamen yanan ve iki elinin parmakları kesilmek zorunda kalan 18 yaşındaki Ahmet Alagöz’e sahip çıkarak yeniden yaşama tutunmasını sağladı. Alagöz, “Benim futbol oynamaya devam etmemi sağlayan hocam İbrahim Ay’a teşekkür ediyorum” demişti.
Şifa ÇİÇEK