Antalya’da kredi kefalet kooperatifi yolsuzluğu çatı davası bitti. Esnaf odalarıyla kooperatifteki başkan, yönetici, esnaf temsilcileri ve üyelerine ertelenmeyen, paraya çevrilmeyen, iyi hal indirimi verilmeyen, HAGB kararı uygulanmayan hapis cezaları verildi.
Antalya Yeni Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifinin 2 milyonu batık 4 milyonluk kredi skandalıyla ilgili davalar; Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde nitelikli dolandırıcılık, zimmet, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal, kooperatif kanununa aykırılık suçlamasıyla açılan davayla birleştirilmişti. Birleştirilen davada Antalya Yeni Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin 19 yıl başkanlığını yürüten, Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu eski Başkan Vekili, Antalya Bakkallar ve Bayiler Odası eski Başkanı Eyüp Sabri Kıldıran, dönemin kooperatif müdürü olan kızı Emel Kıldıran, eski damadı da olan müdür Emel Kıldıran’ın eşi ve kooperatif eski başkanı Mutlu Bayır, Antalya Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Atilla Koçak, Halk Bankası görevlisi Derya (Özgür) Özler dahil sanık ve müşteki sanık olan çok sayıda isme hapis cezası yağdı. Ceza alanlar arasında eski ve mevcut oda başkanları, kooperatifteki esnaf temsilcileri, çeşitli dönemlerdeki yöneticileri, denetim ve yönetim kurulu üyeleri, başkan ve üyeleri bulunuyor. Verilen hapis cezaları için iyi hal indirimi uygulanmadı, cezalar ertelenmedi, paraya çevrilmedi ve cezalarla ilgili olarak Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı uygulanmadı. Sanıkların Eylül 2018’deki gerekçeli karar kendilerine tebliğ edilir edilmez karara itiraz etmeye başladıkları öğrenildi.
Bakanlık da müşteki oldu
Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada, davacı kamu olurken Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği, Antalya Yeni Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi ile bu kooperatifin mevcut başkanı Arif Afşin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve birçok isim müşteki oldu. Dava sırasında Mutlu Bayır bir yıl kadar hapis de yatmıştı. Esnaf odalarını derinden sarsan mahkeme kararı sonrası iş ve siyaset dünyası kulisleri karıştı. Davada çok sayıda tanık yer alırken müşteki, mağdur ve tanık anlatımları, bakanlık müfettiş raporları, polis tahkikat raporu, merkez birliğinin soruşturma raporu, ek belgeler, soruşturma evrakları, kredi belgeleri, savunma, adli sicil kayıtları, tüm dosya kapsamı, kredi çekilen Halk Bankasının kooperatif ve denetim konusunda uzman ve denetçi olan SMMM’lerden, emekli Sayıştay denetçisinden, adli hesap bilirkişisinden ve emekli bankacıdan aldığı bilirkişi heyeti raporu ve ek raporu, birleştirilen davalardaki belgeler dosyada delil oldu.
Herkes birbirine kefil yapıldı
Kararda diğer birleştirilen davalar ve devam eden ağır cezada yürüyen mevcut davanın iddianamelerine yer verildi. Mevcut davanın iddianamesinde; 2009-2013 arasında sanıklardan Mutlu Bayır ve Emel Kıldıran’ın kooperatifin 46 adet kredisini dolaylı olarak kullandıkları, toplam 3 milyon 97 bin lira işletme kredisi ve 735 bin lira yardımlaşma fonu kredisini kullandıkları, bu kredilerin 1 milyon 751 bin 788 lirasının ödenmediği, işletme kredilerinin 1 milyon 97 bin lirasının vadesinin gelmediği, riskin devam ettiği, yardımlaşma fonu kredilerinden 469 bin liranın takipte bulunduğu da belirtildi. Sanıkların dolaylı olarak kullandıkları bu kredileri alabilmek için gerçekte esnaf olmayan yakın ve uzak akrabaları, akrabalarının yakınları, akrabaların çevresi, kendi çalışanları, ev hanımı, işçi ve saire olan şahıslara vergi kaydı açtırıp, ardından da en yüksek limit üzerinden kredi kullandırdıkları, herhangi bir teminat istenmediği, iki kefil aracılığıyla kredi kullandırıldığı, kredi kullanan şahısların birbirlerine kefil yapıldığı, şahısların birbirlerini dahi tanımadığı ifadeleri yer aldı.
Banka görevlisi de var
Dava gerekçeli kararında tüm bu işlemlerin Halk Bankası 100. Yıl Şubesi kredi görevlisi şüpheli Derya (Özgür) Özler iştiraki ile gerçekleştirildiği anlatıldı. Antbak A.Ş. isimli ortak ticari şirketleri de bulunan Emel Kıldıran ve Mutlu Bayır’ın, kendilerine kredi karşılığı elden ödeme yapan şahıslara imzalı belgeler vermelerine rağmen on binlerce liralık bu tutarları kredi hesaplarına yatırmadıkları, mal edindikleri, zimmet suçunu işledikleri anlatıldı. Aynı dönemde şüphelilerin elden alıp karşılığında herhangi bir belge vermedikleri kredi ödemelerini de mal edindikleri, kullandırılan krediler karşılığında kooperatif vekilleri olan avukatlarca tahsil edilen paraları imza karşılığı vekillerden teslim aldıkları, ancak bu paraları kooperatif hesaplarına yatırmayıp zimmetlerine geçirdikleri vurgulandı.
Kooperatif zarara uğratıldı
Ayrıca o dönemin Kooperatif Müdürü Emel Kıldıran’ın kooperatif yönetici ve denetçilerinin maaşlarını elden ödenmiş gibi tediye fişi düzenlediği, ancak ilgililerin herhangi bir imzalarının bulunmadığı, bu kişilerin bu maaşları almadığı, paranın Kıldıran’ın zimmetinde olduğu, kooperatife ait birisi hizmet binası olacak çeşitli taşınmazların ederinden çok daha düşük bedellerle satıldığı, kooperatifin zarara uğratıldığına dair ifadelere kararda yer verildi. Eylül 2011’de 131 bin 250 liraya satın alınan taşınmazın, 2 yıl sonra 61 bin liraya satıldığı, Ekim 2008 tarihinde 230 bin liraya hizmet binası olarak kullanılmak üzere satın alınıp 82 bin 820 lira tadilat masrafı yapılan taşınmazın ise muhasebe değeri 312 bin 820 liraya ulaşmasına rağmen 2 yıl sonra 2 Ekim 2013 tarihinde 146 bin 500 liraya satılarak kooperatifin en az 166 bin 320 lira zarara uğratıldığına değinildi.
Yeşil kartlı ama kredi çektirildi
Davada sanıklar suçlamaları reddetti ancak çok sayıda tanık onları yalanladı. Kendileri üzerinden nasıl kredi çekildiğini, parayı kimlere teslim ettiklerini, nasıl mağdur edildiklerini, icra ve hacizlerle boğuştuklarını tek tek anlattı. Her şeyi tüm çıplaklığı ile anlatan baba-oğul iki tanıktan baba kredi çekme yeterliliği olmadığını, Mutlu Bayır’ın; şirketinde işçi olarak çalışan oğluna ‘senin adına kredi çekelim’ talebinde bulunması sonrası oğlunun sorun yaşamaması için krediye başvurduğunu, kendisine kooperatif vasıtasıyla on binlerce liralık kredi verildiğini, aslen bir iş yeri sahibi olmadığını, esnaf da olmamasına rağmen kendisine kredi verildiğini, esasen kredi verilebilecek bir durumunun olmadığını, teminat aranmaksızın 125 bin lira kredi çekmesinin sağlandığını, yeşil kartlı bir kişi olduğunu, esnaf olsa bu yeşil kartın kendisine verilmeyeceğini anlatarak çekilen kredinin de ödenmemesi üzerine icraya verildiğini anlattı. Oğlu ise bu kredi çekilir çekilmez paranın elinden alındığını ve ödenmediğini belirtti.
Efsane başkan da mağdur
Emel Kıldıran ifadesinde suçlamaları reddederek zimmetinde para olmadığını öne sürdü. Görevi ihmalden sanık olan esnaf odalarının efsane başkanı Eyüp Sabrı Kıldıran ise savcılık ifadesinde kendisinin 19 yıllık başkanlık döneminde ödenmeyen borç oranının yüzde 13-14 arasında olduğunu, görev yaptığı dönemde bunun farkına varmadığını, hatta şirketi ile alakalı kefilliğinden dolayı sıkıntıya düştüğünü, bu kefilliğinden dolayı annesinden kalan Konyaaltı Hurma Sarısu’da bulunan dükkan ve dubleks evini Bayır’ın akrabası Adem Özyurt’un üzerine aktardığını, yine Hurma’da bulunan şu an 2-3 trilyon değerinde olan arsasını kızı Emel Kıldıran’ın üzerine aktarmayacağını, bu arsayı kızının üzerine aktardıktan sonra kızının 1 milyon 400 bin lira bedelle sattığını öğrendiğini, yapılan bu usulsüzlüklerden haberi olsaydı bunları yapmayacağını öne sürmüştü. Eyüp Sabri Kıldıran karar duruşmasında da suçlamaları kabul etmedi, olayların olduğu dönemlerde odanın ve kooperatifin yöneticisi olmadığını vurguladı.
İstinaf yolu açık
Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/290 Esas, 2018/417 Karar sayılı kararı, açıkça okunup dava savcısı olan Cumhuriyet Savcısı Ekrem Akkuş huzurunda anlatıldı. 6 Eylül 2018 tarihli gerekçeli karar, Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere alındı. Mahkeme başkanı Suat Yürekli, mahkeme üyeleri Ali Koçyiğit ve Aysel Erzin kararı oy birliğiyle aldı. Birleştirilen davalar sonrası verilen alınan gerekçeli kararda suçlamalar görevi kötüye kullanmak, 1163 sayılı kanuna aykırılık, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı, banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık, zimmet olarak yer aldı. Kararda suç yeri Antalya, suç tarihi olarak 2010-2013 olmak üzere 4 yıl süreli olarak belirtildi.
Davalar birleştirildi
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 29/05/2015 tarih, 2015/12725 Esas sayılı iddianamesi ile 1.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava birkaç davayla birleştirildi. Buna göre savcılığın 22/04/2013 tarih, 2013/8613 Esas sayılı iddianamesi ile73 kişiye beher 100 bin liralık işletme kredisi kullandırılmasına dair yolsuzlukla ilgili Antalya Sulh Ceza Mahkemesine açılan dava, bu mahkemelerin kapatılması sonrası 22.Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Yargılama sonrası dava dosyası; l. Ağır Ceza Mahkemesidava dosyası arasında şahsi ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşıldığından birleştirildi. Savcılığın 03/06/2013 tarih, 2013/11745 Esas sayılı iddianamesi ile kredilerin teminatı olması bakımından bazı araçlara konulan rehinlerin kaldırılması yönünde yazılan yazıların hukuki durumu ile ilgili Sulh Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının görevsizlik kararı sonrası sanıklar müdafilerinin itirazlarının reddi sonrası bu dava da mevcut dava ile birleştirildi.
Hepsine ceza yağdı
Ağır cezadaki karar duruşmasında savcı esas hakkındaki mütalaasında sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Sanıklar Mutlu Bayır ve Emel Kıldıran’a zimmet suçundan 5 yıl hapis cezası verildi. Suçu aynı kasıt altında birden fazla kez gerçekleştirmiş olmaları sebebiyle cezaları 6 yıl 3’er aya çıkarıldı. Sanıklar (2015/12725 sayılı iddianamede) Mutlu Bayır, Salih Sarıgül, Atilla İzmirli, Atilla Koçak, sanık Şahin Aba hakkında görevi kötüye kullanma suçundan 6 ay hapis cezası verildi. Bu 5 sanık hakkında savcılığın 2013/8613 sayılı iddianamesiyle görevi ihmal suçundan ayrıca kamu davası ise aynı suçtan ikinci defa mükerrir yargılama yapılamayacağından iddianame yönüyle sanıklar hakkındaki kamu davasının mükerrirlik nedeniyle reddine kararına varıldı. Sanıklar Emel Kıldıran, Eyüp Sabri Kıldıran, Celal Yıldırım ve Ali Turhan hakkında görevi ihmal suçundan ayrı ayrı 3’er ay hapis cezası verildi. ‘Sanıklar için daha uyarıcı ve caydırıcı olacağından’ iyi hal indirimi uygulanmadı. Bu sanıklar için suçun işleniş özelliğine göre olumlu kanaate varılamadığından haklarında HAGB kararı ve cezanın adli para cezasına çevrilmesi kararlarının uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verildi; diğer sanıklar gibi belirli haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakıldı. ‘Sanıklar için dosyaya yansıyan samimi bir pişmanlık dolayısıyla yeniden suç işleyecekleri hususunda olumlu kanaate varılamadığından hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığı kararına varıldı. Mahkeme heyeti ayrıca sanıklar Mutlu Bayır, Emel Kıldıran ve Derya (Özgür)Özler’ebirden fazla gerçekleşen nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı 2 yıl 6 ay hapis ve günlüğü 20 liradan 6 gün karşılığı adli para cezası verilmesine hükmetti. Yine Mutlu Bayır, Salih Sarıgül, Atilla İzmirli, Atilla Koçak’ın kooperatifler yasasına aykırı davrandıklarına ve tevil yollu ikrarda bulunduklarına değinen mahkeme, bu kişilere de ayrı ayrı 3 ay hapis ve 50 gün adlî para cezası verdi. Kararın sonunda “…Sanıklar için suçun işleniş özelliğine göre olumlu kanaate varılamadığından haklarında CMK 231 ve TCK 50/1-a maddelerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına sanıklar için dosyaya yansıyan samimi bir pişmanlık dolayısıyla yeniden suç işleyecekleri hususunda olumlu kanaate varılamadığından TCK 51 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına hükmetti. Mahkeme; sanıklar Mutlu Bayır, Atilla İzmirli, Şahin Aba hakkında daha önce çeşitli mahkemelerde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden karar kesinleştiğinde bu kişilerin yargılandıkları mahkemelerine ihbarda bulunulmasına karar verdi.