Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı, kentte her kesimin sevdiği ender isimlerden biri. Sempatik görünümünün yanı sıra dobralığı ile de tanınan Yardımcı, bu kadar sevilmesini, “Ben haddimi bilirim” sözleriyle açıklıyor
Antalya’da kamuoyunun ‘en çok tanıdığı ve sevdiği esnaf odası başkanı kim ?’ diye sorulsa büyük bir kitlenin vereceği cevap sanırım aynı olacaktır; Osman Yardımcı. Yaklaşık 25 yıldır Kasaplar Odası Başkanlığı yapan Yardımcı, siyaseten Milliyetçi Hareket Partisi kökenli olmasına rağmen, diğer tüm partililer de kendisine sevgi ve sempatiyle yaklaşıyor. Sadece siyasiler mi? Esnaf, halk ve basın da bu sempatik başkanı çok seviyor. Nitekim, ‘Ekol Başkan’ sıfatını veren de yerel basın… Yardımcı’nın bu kadar sevilmesinin en büyük nedeni doğal tavır ve davranışları. Aslen Ağrı’lı olan ve 1977 yılında yaşadıkları Doğubeyazıt’tan amca oğlunun siyasi bir cinayete kurban gitmesi nedeniyle Antalya’ya göç eden Yardımcı’nın bu kadar sevilmesinin ipuçları aslında yaşam hikayesinde gizli.
Esnafın kalbinde taht kurdu
Sıkı bir MHP’li olan, MHP Antalya İl Teşkilatı’nda yaklaşık 10 yıl yönetim kurulu üyeliği yapan Yardımcı siyasi kimliğini, “Biz bu davaya şehit vermiş bir aileyiz” sözleriyle ifade ediyor. MHP’de bir dönem milletvekili aday adayı ve meclis üyeliğine de soyunan Yardımcı, arzu ettiği sıralara konulmamasına rağmen partisine hiç küsmemiş. MHP’lilerin simgesi bıyıklarını yıllardır gururla muhafaza eden Yardımcı, siyasi kimliğine rağmen 25 yıllık başkanlığı döneminde değişik partilerden çok sayıda belediye başkanıyla çalışmış ve hepsiyle de iyi ilişkiler kurmuş. 1990’lı yıllarda Kasaplar Derneği iken yönetimine girdiği sivil toplum kuruluşunun 1992 yılında başkanı olan ve 1994-95 yıllarında burayı Oda’ya dönüştüren Yardımcı’nın ilk çalıştığı belediye başkanlarından birisi Hasan Subaşı. O dönem kasap esnafının en büyük sorunu olan fiyat tarifesi konusunda Subaşı ile görüşen ve tarife uygulamasını kaldırtan Yardımcı, daha o günlerde esnafın kalbinde taht kurmuş. Subaşı da bu sempatik görünümlü, dobra genç başkanı çok sevmiş.
Subaşı da, Kumbul da çok sevdi
Subaşı’dan sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı olan CHP’li Bekir Kumbul’la da kısa sürede iyi ilişkiler kurmayı başarmış. ‘Ekol Başkan’ Kumbul dönemine ilişkin bir anısını şöyle anlatıyor; “Sayın Kumbul beni ANET yönetimine almak istemiş, ben de kabul etmemiştim. Bana, ‘Herkes koşarak gelirken sen niye kabul etmiyorsun’ diye çıkıştığında, ‘Sen komünistsin’ demiştim. O, ‘Sen de faşistsin’ deyince, ‘Tamam kabul ediyorum ama senle biz nasıl geçineceğiz’ diye cevap vermiştim. Sonrasında çok yakın dost olduk. Ailecek görüşür olduk. Hala da dostluğumuz devam eder.”
‘Türel Başkan Antalya’nın şansı’
Kumbul’un ardından Büyükşehir’de bu kez AK Partili Menderes Türel dönemi başlayınca Yardımcı, gazetecilik döneminden beri tanıdığı Türel’le de samimi ilişkiler kurmakta gecikmemiş. Yardımcı’nın çeyrek asırlık başkanlığı döneminde kendi ifadesiyle ‘yıldızının barışmadığı’ tek isim ise CHP’li Mustafa Akaydın. Akaydın için, “Belki şahsı kötü olmayabilir ama yıldızımız hiç barışmadı” ifadesini kullanan ‘Ekol Başkan’, Türel’in ikinci başkanlığı dönemi için ise, “Sonrasında Allah nasip etti yine Menderes Türel başkan kazandı. Buna esnafım adına çok sevindim. Sayın Türel’in başkan olması bence Antalya için büyük şans. Ben Milliyetçi Hareket Partili’yim. Bunu herkes bilir. Ancak siyaset ayrı, bu ayrı bir mesele. Kimse yağcılık, yalakalık olarak değerlendirmesin” diyor.
Bir koltukta beş karpuz
Antalya’nın ‘Ekol Başkanı’ Yardımcı, 25 yıla yakın sürdürdüğü Kasaplar Odası Başkanlığı’nın yanı sıra çok sayıda görevleri de yürütüyor. Türkiye Kasaplar Besiciler Federasyonu’nun kuruluşunda görev alan Yardımcı son üç dönemdir de bu federasyonun başkan vekili. Uzun zamandır sürdürdüğü Avrupa Kırmızı Et Birliği’nin Denetim Kurulu Başkanlığı’nı bu yıl kendi isteğiyle bırakan Yardımcı, yakın tarihte kurduğu Yeni Konyaaltı Kasaplar Bilimum Esnaf Sanatkarlar Kefalet ve Kredi Kooperatifi’nin de başkanı. Osman Yardımcı’nın geçtiğimiz günlerde üstlendiği yeni görevi ise Organize Sanayi Bölgesi’nde 1200 öğrencisi olan OSB Teknik Lisesi Spor Kulübü’nün başkanlığı. Şu an folklor, futbol, basket branşları olan kulübe güreşi de dahil etme planları yapan Yardımcı, “Döşemealtı’nda, çevredeki öğrencilerin çoğu güreşçi. Bu yüzden güreşi de spor kulübümüze kazandıracağız” diyor.
‘Ben haddimi bilirim’
Son derece mütevazi bir kişiliğe sahip olan Yardımcı, Antalya’da olduğu kadar Ankara’da da tanınan ve sevilen bir isim. Hemen hemen tüm parti liderleri, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve birçok bakanla birebir tanışan Yardımcı’nın birçoğuyla anıları da mevcut. Basının taktığı ‘Ekol Başkan’ lakabını fazlasıyla hak eden Yardımcı’nın şu sözleri ise niye bu kadar sevildiğini özetliyor; “Kasaplar Odası’na girdiğimde siyaset dışarıda kalır. Çünkü ben orada sadece MHP’lileri değil tüm siyasi görüşleri temsil ediyorum. Siyaset meydanlarda olur, odada olmaz. Hemen her siyasi görüşten belediye başkanıyla çalıştım, hepsiyle de iyi ilişkiler kurdum. Neticede esnafımızın sorunlarının çözüm noktası onlar. Benim çözüm mercileriyle çatışma halinde olmam doğru olmaz. Ben her şeyden önce haddimi bilirim. Her zaman söylerim, İslam’ın şartı 5 değil 6’dır. 6’ncısı haddini bilmektir. Ben başkanlarımızı seviyorum, onlar da beni seviyor. Bakın Menderes Türel AK Partili ama beni MHP’li olmama rağmen ANET’in yönetimine aldı. Hatta henüz resmileşmemiş olsa da ANET’i bize verecek. Demek ki belediye başkanları da belediyeden içeri girdiklerinde siyasi rozetlerini dışarıda bırakıyorlar. Dolayısıyla karşındakine saygı sevgi gösterirsen, aynı karşılığı alıyorsun. Bana gösterilen iltifatın nedeni budur. Ben hiçbir zaman saygımı yitirmedim.”
‘Lakabımı basın verdi’
“Bir dönem mezbaha özelleştiriliyorken biz 21 gün greve gitmiştik. Bizi şikayet ettiler. Ben Ağır Ceza’da yargılanıyordum. Ben duruşmanın yapıldığı gün o zamanki basını adliyeye götürdüm ve onlara dedim ki, “Eğer bu davada ceza alırsam beni rencide edin, ceza almadan çıkarsam beni onore edin..” Duruşmadan ceza almadan çıktım ve gazeteciler, “Başkanım sen bir ekolsün. Ekol başkansın” dediler. O günden sonra bu lakapla anılmaya başladım. Yani bana bu lakabı basın verdi.”
Şahin kapıda karşıladı
“Sayın Mehmet Ali Şahin seçim gezisi kapsamında benim kasap dükkanımın olduğu bölgeye gelmişti. Ben kapıda karşıladım kendisini ve, “Sayın bakanım bakın ben sizi kapıda karşılıyorum. Yarın bir gün ben Ankara’ya geldiğimde acaba siz beni nasıl karşılayacaksınız?” dedim. O da, “Sen gel ben de seni kapıda karşılayacağım” diye cevap verdi. Nitekim bir süre sonra Ankara’ya gittiğimde, TESK Başkanı sayın Bendevi Palandöken ile beraber bakanlığa gittik. İçeri girdiğimizde Sayın Bakan benim sesimi duymuş olacak ki odasının kapısına çıkıp karşılama nezaketi gösterdi. Bendevi başkan buna şaşırınca da, ‘Benim pehlivana kapıda karşılayacağım diye sözüm vardı. Bu sözü yerine getiriyorum” dedi.
Çiller ‘Ben de Asenayım’ demiş
“Sayın Tansu Çiller başbakan, Hasan Subaşı da belediye başkanı. Bir temel atma törenine gelmişlerdi. Subaşı beni Tansu hanıma takdim ederken, “Sayın Başbakanım bu arkadaş Kasaplar Odası Başkanı ve ülkücüdür” dedi. Tansu hanım da elini uzattı ve “Ben de Asenayım” dedi. Sonrasında bana telefon numarasını verdi ve ‘ne olursa ara’ dedi.
Kılıçdaroğlu ile siyaset
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu AESOB’u ziyarete gelmişti. Tabi bizim dış görüntümüzden midir nedendir arkadaşlar beni hemen ileri sürdüler. Ben de gidip yanında durdum. Sayın Kılıçdaroğlu beni görünce birçoklarının yaptığı gibi hemen siyaset sohbetine başladı. Sanırım bıyıklarımı görünce MHP’li olduğumu anladı. Onunla da böyle bir anımız var.
Erdoğan’la karşılaşmalar
“Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’la hem başbakanlığı döneminde, hem Cumhurbaşkanlığı döneminde diyaloglarımız var. Tabi bunların tümüyle tanışmamızı sağlayan TESK Başkanımız sayın Bendevi Palandöken’dir. Kendisi gerçek bir liderdir. Tüm esnaf oda başkanlarını Ankara’da onore eden, hükümet yetkililerine takdim eden odur. Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakanken onunla beni tanıştıran da odur. Bir törende karşılaşmıştık. Daha önce bir kuzu maketi verdiğim bir bakanla yan yana iken Sayın Erdoğan ‘Gel gel’ diye bana seslendi. Yanına gidip toka yaptığımda TESK Başkanı Palandöken, ‘Sayın Başbakanım bu arkadaş bizim ekol başkanımızdır’ diye takdim etti. Sayın Erdoğan, ‘Söyle bakalım ekolun manasını biliyor musun’ diye sorunca, ‘Sayın başbakanım ekol, mesleğinde eğitici, öğretici, uzman kişilere denir’ demiştim. Cumhurbaşkanı olduktan sonra da Külliye’de ziyaretine gittiğimizde yine bana ilgi gösterdi.
‘En büyük destekçim eşim’
“Eşimle, çocuklarımla mazbut bir aile yaşamı sürüyorum. Eşim teyze kızım aynı zamanda. Ve benim en büyük destekçim de odur. Malum 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu. Milletimiz buna fırsat vermedi. Bu süreçte de papatyam (eşine böyle hitap ediyor) hep arkamda oldu. Beni demokrasi nöbetlerinde de yalnız bırakmadı.
Yunus ERDOĞAN