Bir zamanlar merhum Alparslan Türkeş’in berberliğini yapan Berber Veli Koynur, Antalya’da sokak berberliği yaparak çok eski bir geleneği neredeyse tek başına sürdürüyor
Akdeniz Manşet’te her hafta yayımlanan ‘Sokağın Sesi Röportaj Dizisi’ son olarak sokak berberliğini işledi. Tarihte bilinen en eski meslek olan berberlik, Osmanlı döneminde özellikle önem verilen mesleklerin başında gelirdi. Hatta Sultan Mecid zamanında berberlerin uyması gereken kuralların yazıldığı ‘Berberlik Adabı’ adında bir kitabın basıldığı bilinmektedir. Her ne kadar berberlik mesleği halen devam ediyor olsa da eski zamanlardaki gibi seyyar berberliğin süregeldiği söylenemez.
Tıraş ettiği ünlü kişiler
14 yaşında başladığı berberlik mesleğini 65 yaşına kadar devam ettiren Berber Veli Koynur, konuğumuz oldu. Koynur, Türkiye’de neredeyse hiç olmayan sokak berberliğinin geleneğini icra eden nadir berberlerden birisi. Sokak berberi geleneğini tek başına devam ettiren Koynur, Antalya’nın en eski esnaflarından olmasının yanında birçok ünlü ve tanınmış kişileri de tıraş etmiş. İşte eski tiyatroculardan İsmail Dümbüllü ile MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in berberliğini yapan Koynur ile yaptığımız o röportaj:
H.F-Akdeniz Manşet okuyucularına kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Veli Koynur. Evliyim. Biri kız biri erkek iki çocuğum var. Bir de 4 torunum var. Kepezaltı’dan buraya gelmek için iki vasıta değiştiriyorum. Önce bir minibüse biniyorum, sonra da tramvayla buraya geliyorum.
H.F-Antalya’da sokakta berberlik yapan bir tek siz mi varsınız?
Antalya’da benden başka seyyar berbercilik ya da sokak berberciliği yapan yok. Antalya’nın en eski esnaflarından birisiyim. Ben de burada mesleğimi icra etmeye çalışıyorum.
H.F-Ne zamandan beri berberlik mesleğiyle uğraşıyorsunuz Veli Bey?
Berberliğe 14 yaşında başladım. Yaklaşık 40 yıldır kesintisiz bu mesleği icra ediyorum. Şimdi 65 yaşındayım elimde makasım ve tarağımla halen berberlik yapıyorum. İnsanların sevdiği işi yapması güzel
H.F-Neden bir berber dükkânı açmadınız?
Berberliği seyyar berberlerden öğrendim. 14 yaşında bu mesleğin içine girdim. Ustam ise Manavgatlı Arif Ali Çınar idi. Berberliği ondan öğrendim. Çıraklıkla başladığım bu meslekte daha sonra kalfa oldum sonra usta sonra da kendi dükkânımı kurdum. Antalya’da tanıdık bir berberdim. Dükkânımın ismi ‘Keskes Berber’ idi. Halen de kesiyorum gördüğünüz gibi.
H.F-Her berberin bir müşteri kitlesi olur genelde. İnsanlar genellikle sürekli gittikleri bir berberde saç sakal tıraşı olurlar. Sizin de böyle bir müşteri kitleniz var mı?
Benim çok eski ve geniş bir müşteri kitlem vardı. Şimdi açık konuşmak gerekirse eskisi gibi de değiliz. Buna rağmen bir müşteri kitlem var. Örneğin Kaleiçi ve Yat Limanı esnafı genelde gelip bende saç sakal tıraşı olurlar.
H.F-Antalya’nın en güzel yerlerinden birinde sokak berberliği yapıyorsunuz. Sizin bir yabancı müşteri kitleniz var mı? Mesela buraya gelen turistler sizde hiç tıraş oluyorlar mı?
Hayır, öyle bir müşteri kitlem yok. Gelip bende tıraş olan yabancılar var ancak bu da öyle aman aman değil, nadiren gelirler. O da merak ettiklerinden geliyorlar.
H.F-Eskiden Antalya’da berberlik nasıldı? Bugünle kıyaslamaya çalışırsanız neler söyleyebilirisiniz?
Bundan 60 sene evvel böyle lüks, şatafatlı berber dükkânları yoktu. Hep sokak berberleri vardı. Antalya’da eskiden Belediye İş Hanının arkası eski halk pazarının orası sokak berberlerinin yerleriydi. Berberler orada seyyar şekilde sandalyelerin ya da taburelerin üzerinde insanların saç-sakal tıraşını yaparlardı. Ya da ellerinde çantalarla çağırılan kişinin ayağına gider, orada tıraş ederlerdi. Memurlar, avukatlar, iş adamaları falan berberleri ayaklarına çağırırlardı. Ben de öyle çok kişiyi tıraş ettim. Şimdi her taraf lüks berber dükkânlarıyla doldu. İnsanlar kuaförlere ya da berberlere gelip tıraş oluyor.
H.F- Daha önce bir berber dükkânınız varmış. Neden şimdi seyyar berberlik ya da sokak berberliği yapmaya başladınız?
Emekli olduktan sonra dükkânımı kapattım. Bağ-Kurdan emekli oldum. Yemedik içmedik kazandığımızı emekliliğimize ödedik. Daha sonra aldığım emeklilik maaşı bana yetmedi. Ben de mecburen tekrardan berberliğe döndüm. Ancak dükkân açacak gücüm yoktu. Diğer yandan evde oturmaktan sıkıldım. Çünkü 14 yaşından beri çalışıyordum. Hal böyle olunca bende yeniden makası elime almaya karar verdim. Makası elime almaya karar verirken eski berberlik geleneğini de yaşatayım dedim. Yani burada öyle aman aman bir para kazanayım diye bu işi yapmıyorum.
H.F-Geçtiğimiz hafta Kurban Bayramı vardı. Berberlerin en yoğun olduğu zamanlar genelde bayramlar olur. Böyle bayramlarda sizde de bir yoğunluk oluyor mu?
Kendimi bildim bileli berberlerin bayram yoğunluğu her zaman olmuştur. Bayrama bir hafta kala başlar yoğunluk, bayramın arife akşamına kadar. Sanırım değişmeyen tek şey insanların bayram tıraşı oldu.
H.F-Sokak berberliği yaparken maddiyata pek önem vermediğinizi söylediniz. Ancak gene de sormak isterim, kazancınız nasıl?
Kazancımı size şöyle özetleyeyim; evime ekmek alabiliyor muyum, evet alabiliyorum.
H.F-Peki eski kazancınızla şimdiki kazancınız arasındaki fark nedir?
Eskiden tıraş ücretleri ucuz olmasına rağmen kazanç iyiydi. Eskiden tıraş ücretini şimdiki paranın değeriyle kıyaslarsak bir tıraş 50 kuruş ile bir lira arasındaydı. Şimdi ise bir tıraş 10 ile 20 lira arasında. Tabii burada dükkânların giderleri de var. Örneğin dükkânların elektrik, su, vergi, eleman parası gibi birçok gider kalemi var. Ona rağmen eskiden kazancımız daha iyiydi. Belki de o dönemin para değeriyle şimdiki dönemin para değerinin arasındaki farktan kaynaklanıyor, bilmiyorum.
H.F-Çoğu ünlü kişinin tıraş olduğu bir berberi vardır. Ya da çoğu berber ünlü kişileri tıraş etmiştir. Siz de Antalya’nın en eski esnaflarından birisiniz. Sizin de öyle tıraş ettiğiniz tanınmış kişiler var mı?
Evet, benim de öyle tanınmış kişileri tıraş etmişliğim oldu. Bir sinemacıyı ve bir siyasetçiyi tıraş ettim. Eski tiyatroculardan İsmail Dümbüllü’yü tıraş ettim. Sonra Alparslan Türkeş’in berberliğini yaptım.
Halil FİDAN