Şehit babasından tepki
Polis Aileleri Birliği As Başkanı Zeki Kılınç, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ/PDY) 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğünde şehit edilen 26 yaşındaki polis memuru Muhammet Oğuz Kılınç'ın babası olarak tanınıyor. Antalya Kepez Altınova’da şehit oğlunun ismi olan Muhammet Oğuz Kılınç ile aynı ismi taşıyan Polis Amirliği’nde halen polis memuru olarak görev yapan Kılınç ayrıca Emniyet-Sen Genel Başkanı olarak tanınıyor. Şehit polisin meslektaşı da olan Antalya’da yaşayan babası Kılınç; İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü ile çakar lambalı araç tartışması yaşayan ve bu olayın ardından açığa alınınca suç duyurusunda bulunan başpolis memuru N.Ç'yi savundu. İnternette sosyal medya hesabı Facebook’taki “sadihaan” isimli profilinde “Polis yurt içinde, yurt dışında, Afrin'de destanlar yazarken, İstanbul'da bir kurum müdürüne ceza yazan trafik polisi açığa alınmış” üst başlıklı “Yazık! Ama çok yazık!” başlıklı yazıda sert ifadeler yer aldı.
Avukat yönlendirdi
Yazıdaki ifadeler şöyle: “Kimse kusura bakmasın, devletin kanunlarına herkes uyacak, uymayan da cezasını çekecek. Polis; TBMM çıkarılan kanun, tüzük, yönetmelik, genelge ve amirlerince verilen emirlere göre hareket etmek zorundadır. Çakarlı araçları kimlerin kullanacağı da genelge ile bellidir. Uygulama yapan polisin görevi; takılması yasak olan çakarlı araç gördüğünde hem uyarmak hem de ceza yazmaktır. Ceza yazmayan polis ise görevini yapmamış demektir. Asıl o zaman görevi ihmalden o polisin cezalandırılması gerekir. Şimdi soruyorum? İstanbul'da kurum müdürüne trafik cezasını yazan memur yanlış mı yapmıştır? Hayır! Bence yapmamıştır. Türk Polisi; 15 Temmuz'da destan yazdı, ülkesini böldürmedi, bayrağını indirmedi; can verdi, kan verdi. Şimdi de Afrin’de destan yazıp aynısını yaparken, bu tür küçük ve basit işlerle polisimizi kimse yormasın ve ekmeği ile oynamasın. Lütfen herkes kendi işini yapsın, polis her memur gibi ayda 160 saat değil, fedakarca 260 saat çalışıyor. Her şeyden evvel vatanı için yurt içi haricinde, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ile birlikte sınırımız dışında da hem çatışıyor, hem de en zor işi yapıp bombaları temizliyor. Eğer, polis için hayırlı bir iş yapmak isteniyorsa, 1994 yılında TSK verilen ancak kendisine halen verilmeyen 3600 ek gösterge hakkı ve fazla çalışmasından doğan hakları bir an önce verilsin, verilsin de polisin gözü arkada kalmasın, emekli olduğunda yine bir sitede gece bekçiliği yapmasın, devletine hakkını helal etsin ve alacağı hakkını ahirete bırakmasın! Anlatabildim mi acaba? Not: Mağdur arkadaşımız ile görüştüm kendisine avukat yönlendirdim ve istişaremiz devam edecektir.”
Ne olmuştu
İstanbul'da başpolis olarak görev yapan N.Ç'nin suç duyurusundaki iddiaya göre 28 Şubat'ta Avrasya Tüneli Avrupa girişi Yenikapı uygulama noktasında emniyet şeridinden hızlı bir şekilde giden araç durduruldu. İddiaya göre otomobilin çakar lambaları açık ve hızla gidiyordu. Polis memuru, camları siyah film kaplı otomobili durdurarak içindeki kişilere kimlik kontrolü yapmak istedi. Sürücü ehliyetini vermesine rağmen arkada oturan 2 şahıs 'İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü' olduğunu iddia ederek kimlik vermedi. 'Sen milli eğitim müdürünün görevini biliyor musun? Seninle görüşürüz' dedi. Polis memurunun iddiasına göre olay şöyle yaşandı: "Araç ve şahıslar olay yerindeyken asayiş şube müdürlüğüyle yaptığım telefon konuşmasında ilgili şahıslar hakkında herhangi bir işlem yapmamam istendi. Ben de 'Kanun ve yönetmelikler ne emrediyorsa onu yapacağım' dedim. Daha sonra uygulama noktasına İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç. ve Fatih İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı B.B. gelerek bana 'Sen kimsin bu araca işlem yapıyorsun? Hadi git burdan' diyerek beni görev yerimden kovarak görevimi yapmamı engelledi. Ben de kendisine 'Emri yazılı verin uygulayayım' dedim. Araç kontrol yapılmadan bırakıldı, araç olay yerinden ayrılıp Avrasya Tüneli'ne girdi. Bunun üzerine olayla ilgili tutanak tuttum. Polise karşı gelerek kimlik vermeyen, aracını aratmayan, beni görevim başında tehdit eden araçtaki iki şahıstan ve bu iki şahıs hakkında işlem yaptırmayan, İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç. hakkında kolluk kuvvetinin görevini engelleme, görevli olduğum noktadan yazılı emir olmadan beni kovması, diğer polis memurları karşısında küçük düşürülmemden dolayı davacı ve şikayetçiyim."
Emniyetten açıklama:
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada ise polis memuru 'yasaları uygulamamakla' suçlandı. Emniyet'ten yapılan açıklamada "Yazılı, görsel medya ile sosyal paylaşım sitelerinde 'Bir polis memurunun durdurduğu araca yazdığı ceza nedeniyle görevden uzaklaştırıldığı' içeriği ile yer alan haberlerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı duyulmuştur. Olayın 28.02.2018 günü ilimiz Fatih ilçesi Avrasya Tüneli Avrupa Yakası girişindeki kontrol noktasında meydana geldiği, görevlilerimiz tarafından 'Usulsüz Çakar Kullanımı' nedeniyle durdurulan bir aracın makul sürede gerekli cezai işlemin uygulanıp 7 gün içerisinde çakarlarını söktürmesi tebliğ edilerek gönderilmesi gerekirken, işlem yapılmadan 50 dakika bekletildiği, ilgili başpolis memuruna telsiz ve telefon vasıtasıyla ulaşılamaması üzerine sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısının kontrol noktasına gelerek durdurulan araca cezai işlemi uygulatıp gerekli tebligatı yaptırdıktan sonra uygulama noktasından gönderdiği belirlenmiştir. İlgili başpolis memuruna uygulama noktasından sorumlu olmasına rağmen durdurulan aracı işlem yapmadan 50 dakika bekleterek vatandaşa kötü muamelede bulunması, görev yerinde personelin yoklamasını almaması ve görev yerine gelmediği belirlenen 5 personeli üstlerine bildirmemesi hususlarından idari soruşturma başlatılmış, Valilik Makamınca hakkında 'Görevden Uzaklaştırma' tedbiri uygulanmıştır" denildi.
Suç duyurusunda bulundu
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü ile çakar lambalı araç tartışması yaşayan ve bu olayın ardından açığa alınan polis memuru N.Ç'nin yaptığı suç duyurusu ardından soruşturma başlatılmıştı. İstanbul Valisi’nin soruşturma izni verip vermeyeceği merak ediliyor. Sözcü Gazetesinde yer alan habere göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu'nun, mağdur polis N.Ç'nin suç duyurusunu işleme koydu.
Şükrü AĞIRMAN