Sık sık bisikletle ilgili yazılar yazıyorum. Çünkü inanıyorum ki bu kentin ulaşımının geleceği bisiklettedir. Elin Hollandalısı, Danimarkalısı, Çinlisi kar kış demeden bisiklete biniyor. Biz de binebiliriz. Yeter ki bizi yönetenler bu işe ön ayak olsunlar.
Antalya trafiği her geçen gün çıkmaza giriyor. Yollar tıkanıyor, ulaşım zorlaşıyor. Trafik ışıklarındaki kuyruklar gittikçe uzuyor. Akaryakıta verdiğimiz paralardan tutun da vaktimize, işgücümüze kadar her şeyimiz havaya uçuyor. Milli servetimiz kayboluyor. Antalya'nın bir bisiklet devrimine olan ihtiyacı gün geçtikçe artıyor.
Halbuki, Antalya bisikletle ulaşım için benzeri olmayan bir şehir. Bir kere iklimi müsait. Topografyası dümdüz. Yokuş yok. Mesafeler kısa. Bir Ankara, bir İstanbul gibi büyük değil.
Bu noktada gözlerimiz Büyükşehir Belediyesine çevriliyor. Zira Büyükşehir Belediyemiz hem çatı bir belediye hem de ana yollar onun denetiminde.
Daha önce de yazmıştım. Sayın Akaydın'ın en takdir ettiğim özelliği kimseye minnet borcunun olmaması. Koskoca bir profesör. Yıllarca üniversiteyi yönetmiş. Aklına koyduğunu yapıyor. Doğru bildiğinden milim şaşmıyor.
İşte Sayın Akaydın bu yönüyle de bisiklet devrimini gerçekleştirebilecek vasfa sahip bir başkan. Yeter ki kafasına koysun ve gerekliliğine inansın.
Trafiği düzenlemek için akıllı kavşaklar yapıyor, battı çıktılar yapmak istiyor. Toplu ulaşımı düzenledi. Yollara bakım yapılıyor. Ama bunların hiçbirisi ulaşım sorunumuzu çözmeye yetmiyor. Öte yandan Büyükşehir Belediyesi yerel bisiklet yarışlarına ve festivallere destek veriyor. Ancak bunlar da yetersiz kalıyor.
Sayın Akaydın'a önerim bisiklet konusuna daha fazla önem vermesidir. Böylelikle Antalya'nın geleceği için en büyük hizmeti yapmış olacaktır. Ayrıca bir tıp doktoru olarak bisiklet kullanımının faydalarını en iyi o biliyordur. Yeter ki kafasına koysun, doğruluğuna inansın.
Seçimlere bir yıl kala hala hiçbir şey için geç kalınmış değil. İnşallah sesimiz duyulur.
Antalya trafiği her geçen gün çıkmaza giriyor. Yollar tıkanıyor, ulaşım zorlaşıyor. Trafik ışıklarındaki kuyruklar gittikçe uzuyor. Akaryakıta verdiğimiz paralardan tutun da vaktimize, işgücümüze kadar her şeyimiz havaya uçuyor. Milli servetimiz kayboluyor. Antalya'nın bir bisiklet devrimine olan ihtiyacı gün geçtikçe artıyor.
Halbuki, Antalya bisikletle ulaşım için benzeri olmayan bir şehir. Bir kere iklimi müsait. Topografyası dümdüz. Yokuş yok. Mesafeler kısa. Bir Ankara, bir İstanbul gibi büyük değil.
Bu noktada gözlerimiz Büyükşehir Belediyesine çevriliyor. Zira Büyükşehir Belediyemiz hem çatı bir belediye hem de ana yollar onun denetiminde.
Daha önce de yazmıştım. Sayın Akaydın'ın en takdir ettiğim özelliği kimseye minnet borcunun olmaması. Koskoca bir profesör. Yıllarca üniversiteyi yönetmiş. Aklına koyduğunu yapıyor. Doğru bildiğinden milim şaşmıyor.
İşte Sayın Akaydın bu yönüyle de bisiklet devrimini gerçekleştirebilecek vasfa sahip bir başkan. Yeter ki kafasına koysun ve gerekliliğine inansın.
Trafiği düzenlemek için akıllı kavşaklar yapıyor, battı çıktılar yapmak istiyor. Toplu ulaşımı düzenledi. Yollara bakım yapılıyor. Ama bunların hiçbirisi ulaşım sorunumuzu çözmeye yetmiyor. Öte yandan Büyükşehir Belediyesi yerel bisiklet yarışlarına ve festivallere destek veriyor. Ancak bunlar da yetersiz kalıyor.
Sayın Akaydın'a önerim bisiklet konusuna daha fazla önem vermesidir. Böylelikle Antalya'nın geleceği için en büyük hizmeti yapmış olacaktır. Ayrıca bir tıp doktoru olarak bisiklet kullanımının faydalarını en iyi o biliyordur. Yeter ki kafasına koysun, doğruluğuna inansın.
Seçimlere bir yıl kala hala hiçbir şey için geç kalınmış değil. İnşallah sesimiz duyulur.