267 dönüm yok oldu
Antalya’ya yakışır şekilde hareket etmemiz gerektiğini ifade eden Çandır, taş ocaklarının Antalya’da ekolojik dengeyi tehdit ettiğini söyleyerek; “Başkanın çevre konusunda duyarlılığını da bilmekteyiz. Bu konuda çözüm istiyoruz” dedi. Antalya’da bir başka sorunun ise kent estetiği olduğunu ifade eden Çandır, “Kentsel dönüşüm diyoruz ancak yeni yapılan binalar da yine eski mantıkla yapılıyor” dedi. Dünyada turist sayısı yüzde 3 artarken Antalya’da ise yüzde bir arttığına dikkat çeken Çandır, tarımda da sıkıntıların olduğunu ifade etti. Antalya’da tarım alanların yüzde 18 olduğunu söyleyen Çandır, “Son 10 yılda 267 bin dönüm tarım arazimizi kaybetmişiz” dedi. Expo’ya da değinen Çandır, “Expo’yu alırken bu kentte bir takım ihtiyaçlar erken karşılanır sanmıştık. Ancak bu zamana kadar raylı sistemin dışında somut bir proje göremiyoruz” diye yakındı.
‘Ne kadar ağaç dikmişler’
Sadece maden ocaklarına karşı çıkmakla çevreye duyarlı olunamayacağını söyleyen Başkan Türel ise, “Çevre duyarlılığını bir yaşam biçimine dönüştürmemiz gerekiyor. Yolda yürürken yediğiniz bir çekirdeğin kabuğunu yere atmamakta bir çevre duyarlılığıdır” dedi. Çevrecilik konusunda kimsenin kendisiyle tartışmamasını isteyen Türel, “Ben beş senede bir milyon ağaç diktim. Acaba o çevreciler ne kadar ağaç dikmişler. Çevreye zararlı olabilecek her türlü yatırımın karşısına duracak ilk kişiyim. Ama bu ülkenin zenginliklerini ekonomik katma değere dönüştürme ihtiyacımızı da unutmamak gerekir. Ben birçok köye gittiğimde HES’leri istemeyen köylülerimle karşılaşıyorum. Burada onların bu hassasiyetini elbette saygıyla karşılıyorum. Ancak o köydeki elektrik sorunu görünce çelişkiye düşüyorum. Bir taraftan elektrik probleminden bahsedip, diğer taraftan HES’e karşıyım demek doğru değil” dedi.
Antalya değişecek
Antalya’nın Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi olduğunu belirten Türel, “Antalya’nın gerçek anlamda bir marka şehir olabilmesi için kent merkezindeki esnafın turizminde artık şikayet etmemesi, vizyon projeleriyle dünyada konuşulan bir şehir oluşması gerekir. Göreve geldiğimde ‘o turist o dükkâna girecek’ demiştim. Beş aylık dönem içinde bu iddiamı yerine getirmemin mümkün olmadığı herkesin taktiridir” dedi. Yapılacak düzenlemelerle, Doğu Garajı’nı, Balbey Mahallesi’ni, Yat Limanı’nı, Karaoğlan Parkı’nı turist çekecek ket alanları haline getireceklerini ifade eden Türel, “Beş sene sonra buralar çok farklı olacak. Geçmişte valilik binası için demiştik orada hatıra fotoğrafları çekiniz, şimdi de aynı iddiayı Doğu Garajı Balbey Mahallesi, Yat Limanı için söylüyorum. Orada bol bol hatıra fotoğrafları çektirin” diye konuştu.
Muhalefetin işi mazeret
Serik Belediyesi’nin, elektrik faturası yüksek geliyor diye arıtmaları çalıştırmadan pis suları denize döktüğünü ifade eden Türel, “Bu nasıl bir turizm hassasiyeti. İyileştirme çalışmaları yapmasak, yeni artmalar yapmasak Antalya sahilleri pislikten geçilmeyecekti. Yaklaşık 50 milyon liralık bir yatırım bütçesiyle hem Serik’te, Manavgat Kumköy’de, Alanya’da ve hem de Kemer’de yeni artmalar yapmak üzere çalışmalarımızı başlattık. Önümüzdeki yıl Mart ayında faaliyete geçecek. Antalya’nın denizi kurtulacak” dedi. Muhalefet belediyelerin beceremediği, yapamadığı hizmetlere mazeret aradığını söyleyen Türel, “Ben belediye başkanıysam şikayet benim işim olamaz. Ak Partili ilçe belediyeler var, onlar nasıl yapıyorlar. Bu belediyeler başka bir yasayla mı yönetiliyorlar. Muhalefette olmak mazeret üretme sanatı olmamalı. Bu alışkanlıktan muhalefetimiz maalesef kurtulamadı. İstisnalar tabi ki var; başarılı muhalefet belediyeleri var” diye konuştu.
Hizmetler devam edecek
Antalya’nın şanslı bir dönemde olduğunu ifade eden Türel, “Tek başıma çalışmamla bir şey olmaz. Ama bütün Antalya arkamızda durursa bir şeyler yaratırız. Antalya en şanslı dönemini yaşıyor. Geçmişte yapılamayan hizmetler şimdi yapılabilir hale geliyor. ‘Menderes Türel raylı sistem yüzünden seçim kaybetti’ denildi. Halkımıza sorduğumuzda şimdi ‘yap’ diyor. Bu şansı hizmete dönüştürerek Antalya’da yaşayan, Menderes Türel’e oy veren vermeyen herkesin hayır duasını aldık. Bizler asansörle yukarı çıkarken, ara katlardan birisi bindi ve stop düğmesine basıp, beş sene boyunca Antalya’yı o katta bekletti” diye konuştu. Antalya’nın artık temiz modern, hijyenik bir hayvan borsasına ihtiyacı olduğunu belirten Türel, bunun için de çalışmalara başladıklarını ve en geç bir sene içerisinde hayvan borsasının yeni yerinde faaliyete geçeceğinin müjdesini verdi.
Erdoğan’ın Antalya hassasiyeti
Türel, Başbakanlığı döneminde Antalya’ya olan ilgisini sık sık dile getiren, yapılan yatırımlarla da bunu ortaya koyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Antalya’nın sahil bölgelerinin arıtma sorununu bitirecek projeleri de yakından takip ettiğini söyledi. Türel, Çin dönüşünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefonda görüştüğünü, kendisine ilk sorduğu sorunun ise Serik, Manavgat ve Alanya arıtmaları olduğunu anlattı. Başkan Türel, “İpekyolu Belediyeler Birliği toplantısıyla ilgili ziyaretimi tamamladıktan sonra gece yarısı, İstanbul’da havalimanına indiğimizde telefonuma SMS geldi. ‘Sayın cumhurbaşkanımız sizden telefon bekliyor’ diye. Ben de ‘Uluslararası bir problem mi var. Obama ile görüşecekti’ diye düşündüm. Kendilerini aradım, gece saat 01.00’de. Önce hal hatır faslından sonra bana ilk sorduğu Serik, Manavgat ve Alanya arıtmaları oldu. Gecenin biri. ‘Şimdi yoldan da gelmişindir ama yarın bir çalış da bana bilgi ver’ deyince, bunlarla ilgili bütün çalışmaları tamamladığımızı, projeleri tamamladıktan sonra ihaleleri yapacağımızı, gelecek yıl mart ayında bu problemin Antalya’da konuşulmayacağını söyledim. Anladığım kadarıyla memnun oldu. Obama ile toplantıdan çıkıyor, Antalya’nın arıtmalarını sormak için beni arıyor. Antalya’ya bu kadar hassasiyeti olan bir cumhurbaşkanımız var” diye konuştu. Halil FİDAN