Konyaaltı Belediyesi’nin düzenlediği ‘Ramazan Şenlikleri’ Oğuz Aksaç, İzzet Altınmeşe ve Belkıs Akkale konserleriyle devam etti Her yıl düzenlediği geleneksel ‘Ramazan Şenlikleri’ ile önemli sanatçıları Antalyalılar ile buluşturan Konyaaltı Belediyesi, şenliklerin üçüncü haftasında Oğuz Aksaç, Belkıs Akkale ve İzzet Altınmeşe gibi muhteşem sesleri ağırladı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik Parkı’nda sahne alan Oğuz Aksaç, sevilen şarkılarını konser alanını hınca hınç dolduran Antalyalılar için seslendirdi. Konser alanında büyük bir sevgi gösterisiyle karşılanan Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, sanatçının şarkılarıyla coşan vatandaşların mutluluğuna ortak oldu. Sahne alan Türk Halk Müziği’nin efsane isimlerinden Belkıs Akkale ve İzzet Altınmeşe ise yine bir birinden güzel şarkılarıyla Antalyalılara unutulmaz bir gece yaşattı. Zaman zaman solo zaman ise düet yapan sanatçılar, muhteşem bir kalabalığın kendilerini izliyor olmasından da son derece memnun olduklarını söyledi.
YILDIZLI İFTARLARClub Arma Restaurant Antalya Yat Limanı'nda bulunan Club Arma Restaurant, Ramazan ayında eşsiz manzarasıyla konuklarını ağırlıyor. 28 yıllık lezzet birikimini Ramazan ayı için mönüsüne yansıtan usta şef Raif Kahraman, misafirlerine farklı bir iftar yaşatıyor. Muhteşem deniz manzarasıyla keyifli bir Ramazan akşamı yaşayacağınız Arma'da Akdeniz mutfağının önde gelen lezzetlerini tadabilirsiniz. İftar Mönüsü İftariyelikler: Zeytinyağlı fasülye, zeytinyağlı sarma, pastırma, peynir, domates söğüş, zeytin, hurma ve kayısı Çorba: Balık çorbası veya günün çorbası Ara sıcak: Kalamar tava veya paçanga böreği Salata: Keçi peynirli mevsim salata Ana yemek: Seçmeli ızgara levrek, yoğurtlu kebap veya beğendili kebap Tatlı: Güllaç ve meyva İkram: Sıcak ve soğuk içecekler Tek kişilik fiyat: 70 TL
MÜFTÜ DİYOR KİDünya- ahret dengesiİNSAN ruh ve bedenden oluşan iradeli varlıktır. Ruh 'Allah'ın kendinden üflediği ve mahiyetini bilemeyeceğimiz özdür. Bu bakımdan insan zıt kutuplu, iyiye de kötüye de, güzele de çirkine de meyli olan yapısı vardır. Ruh yükselmek için gayret gösterirken beden (nefs) dünya ile bağını koparmak istemez. İslam dünya ve ahiret konusunda da dengeyi emreder. Yaşanılan yerin 'niye geldim' dercesine azap yurdu haline getirilmesini, ya da sonrası yokmuşçasına sorumsuz davranılmasını da istemez. Yahudilerin ahreti yok sayması ve hıristiyanların ruhbanlığı hükümsüz kalmıştır.
Dünya, üzerinde hayat bulduğumuz, hayatımızı devam ettirmek için kendisinden istifade ettiğimiz yerdir. Bu yönden kendisiyle tabii bir ilişkimiz vardır. Hayatımız ona bağlandığı için ondan faydalanma noktasında alakamızı kesmemiz mümkün değildir. “Allah'ın sana verdikleriyle ahret yurdunu kazanmaya bak, bu arada dünyadan da nasibini unutma," (Kasas 28/77)Kuran her şeyi dengede tutmamızı ister. Dünya- ahret konusunda da yaklaşımı budur, zira her ikisi de 114 defa zikredilmektedir. Kur'an insanın dünyadan elini eteğini çekmesini, mutlak olarak zühd yoluna girmesini ve kendini tamamen ibadete vermesini ve Allah'a daimi bir yalvarış- yakarış içerisinde bulunmasını istememektedir. Yine, tamamen dünyaya yönelmelerini, sırf dünya için çalışmalarını ve maddeye karşı aşırı hırs göstermelerini de kabul etmez. Zira bu iki anlayış da doğru değildir.Tabi dünya caziptir, öyle olmasa hayat devam etmezdi. İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır. (Ali İmran, 14)Dünyaya tutku derecesinde sarılarak ahreti unutmak yasaktır. Bunun önüne geçmek için Kuran dünyanın geçici, ahretin kalıcı olduğunu hatırlatır. "De ki: Bu dünyanın keyfi ve rahatlığı çok kısa ömürlüdür ama ahret, Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için en iyisidir, çünkü hiç biriniz, kıl kadar haksızlığa uğramayacaksınız" (Nisa / 77)Yahudilerin ahret yokmuşçasına dünyaya yönelişlerini düzeltmek için Hz İsa'nın ahreti öne çıkarması, ne yazık ruhbanlığa dönüştü. İslam dengeyi korumuştur. Konunun özeti yüce Allah'ın şu buyruğu olsa gerektir;
"İnsanlardan, 'Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver' diyenler vardır. Bunların ahrette bir nasibi yoktur. Onlardan, 'Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahrette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru' diyenler de vardır. İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı pek çabuk görendir." (Bakara / 200-202)
Osman ARTANAntalya Müftüsü ORUÇLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLERSahurdan sonra neler yapmalıyız?
Sahur yemeği zevk ve neşe içinde yenir. Sahur yemeği oruca dayanma gücünü artırır. Böylece oruç ibadetinin daha kolay yerine getirilmesine katkı sağlar. Yemek bitince eller yıkanır, dişler fırçalanır. Oruç için hazırlanılır ve niyet edilir. Oruç tutmak için niyet şarttır. Niyet, akşam ya da sahurda yemek yedikten sonra "Allah rızası için ramazan orucunu tutmaya niyet ettim" diyerek edilir. Mutlaka bu cümleyi söylemek şart değildir. Zihinden geçirmekle de niyet olur. Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir. Sevgili Peygamberimiz 'Sahurda yemek yiyiniz, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır' (Buhari) buyurarak sahura kalkmayı öğütlemiştir.
HADİS
Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirildiğine göre: Allah Resulü (S.A.S) şöyle buyurmuştur: "Sui zandan çekininiz. Çünkü sui zan sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız. Birbirinizin özel hayatını araştırmayınız. Menfaatte bencillik yapmayınız. Hasetleşmeyiniz. Birbirinize nefret etmeyiniz. Birbirinize arka dönmeyiniz. Ey Allah'ın kulları! Hepiniz kardeşler olunuz." Sahih-i Müslim, 4646NE PİŞİRELİMAli Rıza DÖLKELEŞ
Medfune Malzemeler 2 orta boy soğan 500 gr kıvırcık koyun eti 600 gr kemer patlıcanı 1 adet limon suyu Hazırlanışı: Patlıcanların sap kısmını keserek temizleyin. Kabuklarını alaca soyup 2 cm kalınlığında halka halka doğrayın. Tencerede tuzlu su kaynatıp, patlıcanları içine atarak 1-2 dakika bekleyin. Etleri biraz tuz soğanla karıştırın. Haşlanan patlıcanları süzdürerek sudan alın. Bir tencereye dizin. Üzerine etleri yayın. Limon suyunu üzerine gezdirin. Tencerenin içindeki malzemenin üzerine gelecek kadar su ekleyin. Bir taşım kaynatın ateşi kısın 1 saat pişirin. Sıcak olarak servis yapın. Afiyet olsun.
06 TEMMUZ PAZARTESİ İFTAR-İMSAK VAKTİANTALYA: 20.29 03.52 AFYONKARAHİSAR: 20.35 03.42 BURDUR: 20.33 03.49 ISPARTA: 20.32 03.48 ALANYA: 20.23 03.49 MANAVGAT: 20.26 03.50 KUMLUCA: 20.29 03.57 FETHİYE: 20.34 04.00
Haber Merkezi
MÜFTÜ DİYOR KİDünya- ahret dengesiİNSAN ruh ve bedenden oluşan iradeli varlıktır. Ruh 'Allah'ın kendinden üflediği ve mahiyetini bilemeyeceğimiz özdür. Bu bakımdan insan zıt kutuplu, iyiye de kötüye de, güzele de çirkine de meyli olan yapısı vardır. Ruh yükselmek için gayret gösterirken beden (nefs) dünya ile bağını koparmak istemez. İslam dünya ve ahiret konusunda da dengeyi emreder. Yaşanılan yerin 'niye geldim' dercesine azap yurdu haline getirilmesini, ya da sonrası yokmuşçasına sorumsuz davranılmasını da istemez. Yahudilerin ahreti yok sayması ve hıristiyanların ruhbanlığı hükümsüz kalmıştır.
Dünya, üzerinde hayat bulduğumuz, hayatımızı devam ettirmek için kendisinden istifade ettiğimiz yerdir. Bu yönden kendisiyle tabii bir ilişkimiz vardır. Hayatımız ona bağlandığı için ondan faydalanma noktasında alakamızı kesmemiz mümkün değildir. “Allah'ın sana verdikleriyle ahret yurdunu kazanmaya bak, bu arada dünyadan da nasibini unutma," (Kasas 28/77)Kuran her şeyi dengede tutmamızı ister. Dünya- ahret konusunda da yaklaşımı budur, zira her ikisi de 114 defa zikredilmektedir. Kur'an insanın dünyadan elini eteğini çekmesini, mutlak olarak zühd yoluna girmesini ve kendini tamamen ibadete vermesini ve Allah'a daimi bir yalvarış- yakarış içerisinde bulunmasını istememektedir. Yine, tamamen dünyaya yönelmelerini, sırf dünya için çalışmalarını ve maddeye karşı aşırı hırs göstermelerini de kabul etmez. Zira bu iki anlayış da doğru değildir.Tabi dünya caziptir, öyle olmasa hayat devam etmezdi. İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır. (Ali İmran, 14)Dünyaya tutku derecesinde sarılarak ahreti unutmak yasaktır. Bunun önüne geçmek için Kuran dünyanın geçici, ahretin kalıcı olduğunu hatırlatır. "De ki: Bu dünyanın keyfi ve rahatlığı çok kısa ömürlüdür ama ahret, Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için en iyisidir, çünkü hiç biriniz, kıl kadar haksızlığa uğramayacaksınız" (Nisa / 77)Yahudilerin ahret yokmuşçasına dünyaya yönelişlerini düzeltmek için Hz İsa'nın ahreti öne çıkarması, ne yazık ruhbanlığa dönüştü. İslam dengeyi korumuştur. Konunun özeti yüce Allah'ın şu buyruğu olsa gerektir;
"İnsanlardan, 'Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver' diyenler vardır. Bunların ahrette bir nasibi yoktur. Onlardan, 'Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahrette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru' diyenler de vardır. İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı pek çabuk görendir." (Bakara / 200-202)
Osman ARTANAntalya Müftüsü
Sahur yemeği zevk ve neşe içinde yenir. Sahur yemeği oruca dayanma gücünü artırır. Böylece oruç ibadetinin daha kolay yerine getirilmesine katkı sağlar. Yemek bitince eller yıkanır, dişler fırçalanır. Oruç için hazırlanılır ve niyet edilir. Oruç tutmak için niyet şarttır. Niyet, akşam ya da sahurda yemek yedikten sonra "Allah rızası için ramazan orucunu tutmaya niyet ettim" diyerek edilir. Mutlaka bu cümleyi söylemek şart değildir. Zihinden geçirmekle de niyet olur. Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir. Sevgili Peygamberimiz 'Sahurda yemek yiyiniz, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır' (Buhari) buyurarak sahura kalkmayı öğütlemiştir.
HADİS
Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirildiğine göre: Allah Resulü (S.A.S) şöyle buyurmuştur: "Sui zandan çekininiz. Çünkü sui zan sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız. Birbirinizin özel hayatını araştırmayınız. Menfaatte bencillik yapmayınız. Hasetleşmeyiniz. Birbirinize nefret etmeyiniz. Birbirinize arka dönmeyiniz. Ey Allah'ın kulları! Hepiniz kardeşler olunuz." Sahih-i Müslim, 4646NE PİŞİRELİMAli Rıza DÖLKELEŞ
Medfune
06 TEMMUZ PAZARTESİ İFTAR-İMSAK VAKTİANTALYA: 20.29 03.52