Profesyonel liglerin tek belde takımı Tekirova Belediyespor'un Onursal Başkanı ve Tekirova Belediye Başkanı Yusuf Üras, Akdeniz Manşet'in Kuru Fasulye Günü'nde spor için verdiği mücadeleyi anlattı ve 'İkinci kim bilmiyorum ama ben Allah'ın en sevdiği kuluyum' dedi
Başkan Yusuf Üras, Akdeniz Manşet'in Kuru Fasulye Günü'nde Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Tekirova Belediyespor ne zaman, nasıl kuruldu, nereden nereye geldiniz?
Kulübü 2003 yılında kurduk. Sadece futbol branşında faaliyet gösteriyoruz. Zaten futbolda da birkaç yaş kategorisinde yarışmak zorunda olduğumuzdan bunun altından bile zor kalkıyoruz.
Profesyonel olmak amatör gibi değil. İşler daha sistemli yürüyor. Her zaman hedefi olan bir takım olduk bugüne kadar. 2. amatör kümeden başlayarak her yıl bir üst kademeye yükselerek 3. lige kadar geldik.
Bölgeden kaç oyuncu var takımınızda?
Bölge futbolcuları kendi bölgesinin takımlarında oynamayı istemiyorlar. Farklı takımlara, farklı kentlere gitmek istiyorlar. Sonra yer bulamayınca bize gelmek istiyorlar ama iş işten geçiyor tabi ki. Herkes kendini Maradona sanıyor. Kadromuzda şu anda 4-5 Antalyalı oyuncu var.
Neden daha fazla yok?
Ben sezon başında daha fazla olsun istedim ama olmadı. Başka yerleri tercih ettiler. Mehmet Uğurlu ile anlaşamadık. Antalyaspor'un pilot takımı olmak istedik, olmadı. İki kulüp arasında iletişimsizlik yok. Başkan ve hoca ile çok sık görüşürüz. Mehmet Uğurlu'nun istediği parayı kabul ettik ama yardımcılarında ısrar etti. İlk yardımcısını da kabul ettik ama ikinci yardımcısı biraz pahalı geldi. Çok değil mi diye sorunca, farklı bir tavır sergiledi, biz de görüşmeyi durdurduk. Bizim düşündüğümüzden 5 bin lira fazlaydı. 800 bin lira harcayıp 5 bin liradan kaçmam ama tavır hoş değildi. İlhan Cavcav'dan oyuncu istemiştim, 'Antrenörüne kaç para veriyorsun' diye sormuştu, ne demek istediğini anlamıştım. Kendisinden öğrendiğim önemli bir şeydi bu. Biz de kendi yolumuzu çizdik, şimdiki hocamızla anlaşıp takımımızı kendimiz kurduk.
Kulübün maddi durumu nasıl? Oyunculara borcunuz var mı?
Bizim hiç bir oyuncumuza borcumuz yok. Bulunduğumuz ligde futbolcusuna borcu olmayan tek kulüp belki de biziz. Maaşları, sigortaları, peşinatları, maç başı alacakları, primleri hepsi ödenmiş durumda.
Nasıl başardınız bunu?
Biz zaten futbolcuya fazla yüksek ücret ödemiyoruz. Prensibimiz, ödeyebileceğimiz kadarını teklif etmek, zamanında ödemek. Taban ücretimiz, örneğin hiç oynayamayan ancak ileride faydalanabileceğimiz genç oyuncularımıza verdiğimiz 5 bin TL, tavan ücret ise 35 bin TL. Daha fazla veren takımlar var ama onlar da oyuncularına bu parayı ödeyemiyor. Mahkemelik oluyorlar, anlaşma yoluna gidiyorlar, yine benim dediğim rakama geliyor. Hiç olmazsa biz söz veriyoruz, zamanında ödüyoruz. İstikrarı tercih edenler, Tekirova Belediyespor'u istiyor.
Hiç gecikme olmuyor mu?
Bazen 1 hafta gecikiyor. Oyuncular o kadar alışmış ki zamanında paraların ödenmesine, 1 hafta gecikince bile gecikti diyor. 'Söz vermiştiniz' diyorlar ama bu kez de ben, 'Siz de maçı kazanmaya söz vermiştiniz' diyorum. Bazen verdiğiniz sözü yerine getiremiyorsunuz. Olabiliyor böyle şeyler. Ayrıca bazen kasamda para olsa bile maçtan önce vermek istemiyorum. Para için oynayın izlenimi vermek istemiyorum.
Futbolcu az paraya iyi performans verir mi?
Ben paraya değil başarıya aç, hedefi olan futbolcu istiyorum. Benim ekip arkadaşlarımın hedefi olacak. Günü geçirmek için gelen varsa da aramızda duramıyor zaten. Devre arasında 2-3 oyuncumuzu gönderiyoruz sırf bu nedenle. Tekirova Belediyespor, futbolcuyu yukarıya taşıyacak bir takım değil şu anda. Bizim bugün, takımı yukarı taşıyacak oyuncuya ihtiyacımız var.
Zaman zaman sıkılıp küstüğünüz oluyor mu?
Gençlerimiz spordan soğutuyorlar bazen insanı. Geçenlerde takıma 1 buçuk ay küs kaldım. Peşinat, maaş, sigorta, galibiyet primleri ödenmiş, maç başı paralarından toplam 40 bin lira ödemem gecikti, idmana çıkmıyoruz dediler. İsteyen gitsin dedim. Biz kendilerine evladımız gibi bakarken, idmana çıkmamak ne demek anlayamıyorum. Çok olsa takımı düşürürsün. Ne kazanırsın takım düşünce? Sen görevini yap, benden alacaklı ol. Zaten alacaksın paranı. 19 yaşındaki çocuk antrenmana çıkmamayı öğreniyor. 3. ligi henüz profesyonel olarak görmemek lazım aslında.
Futbolcuya evladınız gibi nasıl bakıyorsunuz?
Mesela Mustafa sakatlandı son maçta. Sezon sonuna kadar da oynayamayacak. Ama sahada benim için mücadele ederken ayağı kırılan Mustafa'nın sezon sonuna kadar bütün alacaklarını ödeyeceğim. Tedavisinin de tüm masraflarını üstleneceğim. Memleketi Adana'ya kadar da özel araçla gönderdim.
Hiç taviz vermiyor musunuz bu prensibinizden?
Her şeyi zamanla öğreniyorsunuz. 3. Lige çıkacağımız sene devre arasında önemli bir operasyon yaptık. O dönem oyuncuları getiren hoca Sait Taş idi. Ama zamanla Recep Gayur kendini sevdirmiş. Recep Hoca gidecek diye duyum almışlar, 'O giderse biz de gideriz' demişler. Topladım oyuncuları, 'Recep Hoca gidecek, onunla gitmek isteyen varsa gitsin' dedim. Bir baktım 12-13 futbolcu dışında hepsi gitti. Kalanlara bir konuşma yaptım, mücadelemizi verdik, biz bu şartlarda, bu futbolcularla 3. Lig'e çıktık. Her zaman doğru bildiğinizi yaparsanız, soncunda en iyisini yaptığınızı görüyorsunuz.
Bu fikri de bir tecrübenin sonucunda mı kazandınız?
Evet. 1989 yılında Tekirova Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanlığına seçildiğimde bir sıkıyönetim başlattım. 8 amcaoğlunun 7'sini duraktan ihraç ettim. Bazılarını tam Haziran ayında 1 ay uzaklaştırdım. Hatta bunlardan birinin karısı gelip camı çerçeveyi indirdi o dönem. En başta yüzde 75 oyla seçilmiştim ama kooperatifi bir düzene sokmuş olsam da bu uygulamalarım nedeniyle bir daha seçilme şansım neredeyse sıfırdı. Aday olmaya niyetim yoktu ama ısrarlarla aday oldum. Yüzde 80 oyla yeniden seçildim. Hatta ceza verdiklerim bile bana oy verdi. Çünkü haklıydım. O zaman dedim ki, 'Doğru bildiğini yapacaksın' Belki herkes sana küsüyor gibi geliyor ama hem Allah, hem de O'nun yarattığı kulların vicdanı sizi hak ettiğiniz yere getiriyor. Tekirova Belediyespor'da o dönem futbolcuların yarısını göndermesem belki de çıkamayacaktık 3. Lig'e.
Her şey para mı futbolda?
Her şey para. Bu sadece profesyonel ligde değil, amatörde de böyle. Durum nasıl buralara kadar gelmiş bilmiyorum ama her şey para olmuş. Amatör takımlarda bile benden daha fazla para alan futbolcular var. Geçen sene biz 700 bin lira para harcayıp ligde zor kalırken, bizimle birlikte can çekişen bir başka takım 2 buçuk milyon lira para harcamış. Çok para verdiğin oyuncu iyi oynayacak diye bir şey yok. Takım olsun, inansınlar sonuç gelir. Kalite farkı elbette var ama kalite her zaman kazanmıyor.
Ama parasız da olmuyor herhalde.
Bir de inanma meselesi çok önemli. Futbolcunun yanı sıra yönetici de inanacak. Amatör kümedeyken, gruplara gitmeden önce tek dileğim vardı. İlk maçta elenip gelirsek 10 bir lira masrafla geri dönüyorsun. Finale kadar gidersen 70-80 bin lirayı buluyor. O zaman dua etmiştim 'Allah'ım eğer çıkacaksam sonuna kadar gideyim. Çıkamayacaksam ilk turda elenip geleyim' demiştim. Kuralar çekildi, tam belediyeden içeri girerken, haberi verdiler, 'İlk turda BAY çektik' dediler. Ben de '3.lig hayırlı olsun' dedim. İlk turu maç yapmadan geçince duamın kabul olacağını hissettim ve inandım. Ben Allah'ın en sevdiği kuluyum. 7 milyar insan varsa en sevdiği benim. Ben öyle inanırım. İkinci kim bilmem ama Allah'ın en sevdiği kulu benim.
Farklı bir statüde ülkenin her yerine gidiyorsunuz. Bu zor ve maliyetli olmuyor mu?
Zorlanmıyoruz çünkü federasyon önemli katkılar yapıyor. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Uçak paralarımızı ve konaklamalarımızı federasyon karşılıyor. Biz federasyonumuzun anlaştığı firmaya isim listemizi veriyoruz, o liste uçakla deplasmanlara gidiyor. Ufak tefek aksaklıklar oluyor ama aşılır bunlar.
Sabit gelir kaynağınız var mı?
Hayır yok. Pazar parası var sadece. Yıllık 150 bin TL oradan geliri var. O da şimdilik yetiyor. Sabit gelir kaynağı yaratacak başka projelerimiz var ama. Sahanın yeri imarda spor sahası olarak çıkıyor ve oraya güzel bir stat yapacağım. Garaj da oraya gelecek, iş yerleri ile destekleyip ben olmadığım zaman da Tekirova Belediyespor'un ayakları üzerinde duran bir takım olarak bırakmak istiyorum. Tek amacım bu.
Sahada rakiplerle mücadele ettiğiniz kadar, Tekirova'da siyasi rakiplerinizle de mücadele ediyor musunuz?
Çok derine daldınız. Konuşunca gözüm doluyor. Takımın kaybetmesi, küme düşmesi, yok olması için ellerinden geleni yapan Tekirovalılar var. Belediye Meclisimde muhalefet çoğunlukta. Sağlıkta hemşirelerimi çıkarttılar. Avukatlarımı çıkarttılar. Geçici işçileri çıkarttılar. Pazarı kapattılar. Gelir tarifemi onaylamadılar. Tekirova Belediyespor'u da siyasete alet ediyorlar. Bunun adı Ürasspor değil. Başkanı da değilim şu anda zaten. Bu takım Tekirova'nın Milli Takımı gibi. Biz takımın başarısı için, onlar başarısızlığı için uğraşıyor. Hedef benim ama kullandıkları araç yanlış. Demeleri lazım ki bu takım daha üst liglerde olmalı. Bütçenin yüzde 70'inin profesyonel ligde olmamızdan dolayı federasyondan geldiğini bile bilmiyorlar. Sadece yüzde 30'u beldemizin kaynaklarından karşılanıyor. Tekirova'nın reklamını bu paraya yapmaya kalksanız yapamazsınız.
Takımın profesyonel ligde olması beldenin tanıtımına nasıl katkı koyuyor?
Örneğin geçen sene Muğla ile oynuyoruz. 1-0 öndeyiz. İlk maçımız ve bir şehir takımını kendi evinde yenmek üzereyiz. Protokolde Muğla Emniyet Müdürü var. 'Tekirova nerenin ilçesi' diye soruyor. Orman Bölge Müdürü Antalya'nın beldesi olduğunu söylüyor. Emniyet Müdürü de 'Bizi şimdi köy takımı mı yendi' diyor. Büyük gurur duydum. Bunu anlayamayacak insanlar var. Götürmek istiyoruz muhalefetten isimleri ama gelmiyorlar. Keşke kabul edip bizimle deplasmanlara gelseler de Tekirova'nın nasıl tanıtıldığını görseler.
Sizden sonra Tekirova Belediyespor yaşar mı?
Tekirova Belediyespor benim çocuğum gibi. Aynı zamanda Antalya'nın takımı. Ne yapmalıyım ki bu takımı sevdireyim diye düşünüyorum. Bu takımı yaşatmak değer verdirmek için çalışıyorum. Olması gerektiği yerde olması için ne yapmam gerekiyorsa, kime vermem gerekiyorsa da vereyim. Çocuğumun zarar görmesini de istemiyorum. Ben bir gün bırakacağım. Sabit gelir kaynağı bırakmazsam, benden sonra gelen bu takımı yok edecek. Bunu iyi biliyorum. Umarım öyle olmaz.
Tekirova Belediyespor'un kısa vadeli hedefi nedir?
Bir üst lig özlemimiz var. 2. Ligde olmak istiyoruz ama yere sağlam basarak gitmek istiyoruz. İnişimizin olmayacağı bir çıkış yapmak istiyoruz. Alt yapımıza da önem vermek istiyoruz. Amatörde de Tekirovaspor olarak devam edip, oyuncu yetiştirerek yolumuza 2. Ligde devam etmek en büyük projemiz. Ben aslında Kemerspor ile birleşip 2. Ligde oynayan bölge takımı olalım istedim ama gerçekleşmedi. Tekirova Belediyespor'u 2. Ligde görmek en büyük hedefimiz. Bir de bu seneyi 5. sırada bitirebilirsek, seneye Türkiye Kupasında oynayacağız, bu da bizim için büyük prestij olacak.
Başkan Yusuf Üras, Akdeniz Manşet'in Kuru Fasulye Günü'nde Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Tekirova Belediyespor ne zaman, nasıl kuruldu, nereden nereye geldiniz?
Kulübü 2003 yılında kurduk. Sadece futbol branşında faaliyet gösteriyoruz. Zaten futbolda da birkaç yaş kategorisinde yarışmak zorunda olduğumuzdan bunun altından bile zor kalkıyoruz.
Profesyonel olmak amatör gibi değil. İşler daha sistemli yürüyor. Her zaman hedefi olan bir takım olduk bugüne kadar. 2. amatör kümeden başlayarak her yıl bir üst kademeye yükselerek 3. lige kadar geldik.
Bölgeden kaç oyuncu var takımınızda?
Bölge futbolcuları kendi bölgesinin takımlarında oynamayı istemiyorlar. Farklı takımlara, farklı kentlere gitmek istiyorlar. Sonra yer bulamayınca bize gelmek istiyorlar ama iş işten geçiyor tabi ki. Herkes kendini Maradona sanıyor. Kadromuzda şu anda 4-5 Antalyalı oyuncu var.
Neden daha fazla yok?
Ben sezon başında daha fazla olsun istedim ama olmadı. Başka yerleri tercih ettiler. Mehmet Uğurlu ile anlaşamadık. Antalyaspor'un pilot takımı olmak istedik, olmadı. İki kulüp arasında iletişimsizlik yok. Başkan ve hoca ile çok sık görüşürüz. Mehmet Uğurlu'nun istediği parayı kabul ettik ama yardımcılarında ısrar etti. İlk yardımcısını da kabul ettik ama ikinci yardımcısı biraz pahalı geldi. Çok değil mi diye sorunca, farklı bir tavır sergiledi, biz de görüşmeyi durdurduk. Bizim düşündüğümüzden 5 bin lira fazlaydı. 800 bin lira harcayıp 5 bin liradan kaçmam ama tavır hoş değildi. İlhan Cavcav'dan oyuncu istemiştim, 'Antrenörüne kaç para veriyorsun' diye sormuştu, ne demek istediğini anlamıştım. Kendisinden öğrendiğim önemli bir şeydi bu. Biz de kendi yolumuzu çizdik, şimdiki hocamızla anlaşıp takımımızı kendimiz kurduk.
Kulübün maddi durumu nasıl? Oyunculara borcunuz var mı?
Bizim hiç bir oyuncumuza borcumuz yok. Bulunduğumuz ligde futbolcusuna borcu olmayan tek kulüp belki de biziz. Maaşları, sigortaları, peşinatları, maç başı alacakları, primleri hepsi ödenmiş durumda.
Nasıl başardınız bunu?
Biz zaten futbolcuya fazla yüksek ücret ödemiyoruz. Prensibimiz, ödeyebileceğimiz kadarını teklif etmek, zamanında ödemek. Taban ücretimiz, örneğin hiç oynayamayan ancak ileride faydalanabileceğimiz genç oyuncularımıza verdiğimiz 5 bin TL, tavan ücret ise 35 bin TL. Daha fazla veren takımlar var ama onlar da oyuncularına bu parayı ödeyemiyor. Mahkemelik oluyorlar, anlaşma yoluna gidiyorlar, yine benim dediğim rakama geliyor. Hiç olmazsa biz söz veriyoruz, zamanında ödüyoruz. İstikrarı tercih edenler, Tekirova Belediyespor'u istiyor.
Hiç gecikme olmuyor mu?
Bazen 1 hafta gecikiyor. Oyuncular o kadar alışmış ki zamanında paraların ödenmesine, 1 hafta gecikince bile gecikti diyor. 'Söz vermiştiniz' diyorlar ama bu kez de ben, 'Siz de maçı kazanmaya söz vermiştiniz' diyorum. Bazen verdiğiniz sözü yerine getiremiyorsunuz. Olabiliyor böyle şeyler. Ayrıca bazen kasamda para olsa bile maçtan önce vermek istemiyorum. Para için oynayın izlenimi vermek istemiyorum.
Futbolcu az paraya iyi performans verir mi?
Ben paraya değil başarıya aç, hedefi olan futbolcu istiyorum. Benim ekip arkadaşlarımın hedefi olacak. Günü geçirmek için gelen varsa da aramızda duramıyor zaten. Devre arasında 2-3 oyuncumuzu gönderiyoruz sırf bu nedenle. Tekirova Belediyespor, futbolcuyu yukarıya taşıyacak bir takım değil şu anda. Bizim bugün, takımı yukarı taşıyacak oyuncuya ihtiyacımız var.
Zaman zaman sıkılıp küstüğünüz oluyor mu?
Gençlerimiz spordan soğutuyorlar bazen insanı. Geçenlerde takıma 1 buçuk ay küs kaldım. Peşinat, maaş, sigorta, galibiyet primleri ödenmiş, maç başı paralarından toplam 40 bin lira ödemem gecikti, idmana çıkmıyoruz dediler. İsteyen gitsin dedim. Biz kendilerine evladımız gibi bakarken, idmana çıkmamak ne demek anlayamıyorum. Çok olsa takımı düşürürsün. Ne kazanırsın takım düşünce? Sen görevini yap, benden alacaklı ol. Zaten alacaksın paranı. 19 yaşındaki çocuk antrenmana çıkmamayı öğreniyor. 3. ligi henüz profesyonel olarak görmemek lazım aslında.
Futbolcuya evladınız gibi nasıl bakıyorsunuz?
Mesela Mustafa sakatlandı son maçta. Sezon sonuna kadar da oynayamayacak. Ama sahada benim için mücadele ederken ayağı kırılan Mustafa'nın sezon sonuna kadar bütün alacaklarını ödeyeceğim. Tedavisinin de tüm masraflarını üstleneceğim. Memleketi Adana'ya kadar da özel araçla gönderdim.
Hiç taviz vermiyor musunuz bu prensibinizden?
Her şeyi zamanla öğreniyorsunuz. 3. Lige çıkacağımız sene devre arasında önemli bir operasyon yaptık. O dönem oyuncuları getiren hoca Sait Taş idi. Ama zamanla Recep Gayur kendini sevdirmiş. Recep Hoca gidecek diye duyum almışlar, 'O giderse biz de gideriz' demişler. Topladım oyuncuları, 'Recep Hoca gidecek, onunla gitmek isteyen varsa gitsin' dedim. Bir baktım 12-13 futbolcu dışında hepsi gitti. Kalanlara bir konuşma yaptım, mücadelemizi verdik, biz bu şartlarda, bu futbolcularla 3. Lig'e çıktık. Her zaman doğru bildiğinizi yaparsanız, soncunda en iyisini yaptığınızı görüyorsunuz.
Bu fikri de bir tecrübenin sonucunda mı kazandınız?
Evet. 1989 yılında Tekirova Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanlığına seçildiğimde bir sıkıyönetim başlattım. 8 amcaoğlunun 7'sini duraktan ihraç ettim. Bazılarını tam Haziran ayında 1 ay uzaklaştırdım. Hatta bunlardan birinin karısı gelip camı çerçeveyi indirdi o dönem. En başta yüzde 75 oyla seçilmiştim ama kooperatifi bir düzene sokmuş olsam da bu uygulamalarım nedeniyle bir daha seçilme şansım neredeyse sıfırdı. Aday olmaya niyetim yoktu ama ısrarlarla aday oldum. Yüzde 80 oyla yeniden seçildim. Hatta ceza verdiklerim bile bana oy verdi. Çünkü haklıydım. O zaman dedim ki, 'Doğru bildiğini yapacaksın' Belki herkes sana küsüyor gibi geliyor ama hem Allah, hem de O'nun yarattığı kulların vicdanı sizi hak ettiğiniz yere getiriyor. Tekirova Belediyespor'da o dönem futbolcuların yarısını göndermesem belki de çıkamayacaktık 3. Lig'e.
Her şey para mı futbolda?
Her şey para. Bu sadece profesyonel ligde değil, amatörde de böyle. Durum nasıl buralara kadar gelmiş bilmiyorum ama her şey para olmuş. Amatör takımlarda bile benden daha fazla para alan futbolcular var. Geçen sene biz 700 bin lira para harcayıp ligde zor kalırken, bizimle birlikte can çekişen bir başka takım 2 buçuk milyon lira para harcamış. Çok para verdiğin oyuncu iyi oynayacak diye bir şey yok. Takım olsun, inansınlar sonuç gelir. Kalite farkı elbette var ama kalite her zaman kazanmıyor.
Ama parasız da olmuyor herhalde.
Bir de inanma meselesi çok önemli. Futbolcunun yanı sıra yönetici de inanacak. Amatör kümedeyken, gruplara gitmeden önce tek dileğim vardı. İlk maçta elenip gelirsek 10 bir lira masrafla geri dönüyorsun. Finale kadar gidersen 70-80 bin lirayı buluyor. O zaman dua etmiştim 'Allah'ım eğer çıkacaksam sonuna kadar gideyim. Çıkamayacaksam ilk turda elenip geleyim' demiştim. Kuralar çekildi, tam belediyeden içeri girerken, haberi verdiler, 'İlk turda BAY çektik' dediler. Ben de '3.lig hayırlı olsun' dedim. İlk turu maç yapmadan geçince duamın kabul olacağını hissettim ve inandım. Ben Allah'ın en sevdiği kuluyum. 7 milyar insan varsa en sevdiği benim. Ben öyle inanırım. İkinci kim bilmem ama Allah'ın en sevdiği kulu benim.
Farklı bir statüde ülkenin her yerine gidiyorsunuz. Bu zor ve maliyetli olmuyor mu?
Zorlanmıyoruz çünkü federasyon önemli katkılar yapıyor. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Uçak paralarımızı ve konaklamalarımızı federasyon karşılıyor. Biz federasyonumuzun anlaştığı firmaya isim listemizi veriyoruz, o liste uçakla deplasmanlara gidiyor. Ufak tefek aksaklıklar oluyor ama aşılır bunlar.
Sabit gelir kaynağınız var mı?
Hayır yok. Pazar parası var sadece. Yıllık 150 bin TL oradan geliri var. O da şimdilik yetiyor. Sabit gelir kaynağı yaratacak başka projelerimiz var ama. Sahanın yeri imarda spor sahası olarak çıkıyor ve oraya güzel bir stat yapacağım. Garaj da oraya gelecek, iş yerleri ile destekleyip ben olmadığım zaman da Tekirova Belediyespor'un ayakları üzerinde duran bir takım olarak bırakmak istiyorum. Tek amacım bu.
Sahada rakiplerle mücadele ettiğiniz kadar, Tekirova'da siyasi rakiplerinizle de mücadele ediyor musunuz?
Çok derine daldınız. Konuşunca gözüm doluyor. Takımın kaybetmesi, küme düşmesi, yok olması için ellerinden geleni yapan Tekirovalılar var. Belediye Meclisimde muhalefet çoğunlukta. Sağlıkta hemşirelerimi çıkarttılar. Avukatlarımı çıkarttılar. Geçici işçileri çıkarttılar. Pazarı kapattılar. Gelir tarifemi onaylamadılar. Tekirova Belediyespor'u da siyasete alet ediyorlar. Bunun adı Ürasspor değil. Başkanı da değilim şu anda zaten. Bu takım Tekirova'nın Milli Takımı gibi. Biz takımın başarısı için, onlar başarısızlığı için uğraşıyor. Hedef benim ama kullandıkları araç yanlış. Demeleri lazım ki bu takım daha üst liglerde olmalı. Bütçenin yüzde 70'inin profesyonel ligde olmamızdan dolayı federasyondan geldiğini bile bilmiyorlar. Sadece yüzde 30'u beldemizin kaynaklarından karşılanıyor. Tekirova'nın reklamını bu paraya yapmaya kalksanız yapamazsınız.
Takımın profesyonel ligde olması beldenin tanıtımına nasıl katkı koyuyor?
Örneğin geçen sene Muğla ile oynuyoruz. 1-0 öndeyiz. İlk maçımız ve bir şehir takımını kendi evinde yenmek üzereyiz. Protokolde Muğla Emniyet Müdürü var. 'Tekirova nerenin ilçesi' diye soruyor. Orman Bölge Müdürü Antalya'nın beldesi olduğunu söylüyor. Emniyet Müdürü de 'Bizi şimdi köy takımı mı yendi' diyor. Büyük gurur duydum. Bunu anlayamayacak insanlar var. Götürmek istiyoruz muhalefetten isimleri ama gelmiyorlar. Keşke kabul edip bizimle deplasmanlara gelseler de Tekirova'nın nasıl tanıtıldığını görseler.
Sizden sonra Tekirova Belediyespor yaşar mı?
Tekirova Belediyespor benim çocuğum gibi. Aynı zamanda Antalya'nın takımı. Ne yapmalıyım ki bu takımı sevdireyim diye düşünüyorum. Bu takımı yaşatmak değer verdirmek için çalışıyorum. Olması gerektiği yerde olması için ne yapmam gerekiyorsa, kime vermem gerekiyorsa da vereyim. Çocuğumun zarar görmesini de istemiyorum. Ben bir gün bırakacağım. Sabit gelir kaynağı bırakmazsam, benden sonra gelen bu takımı yok edecek. Bunu iyi biliyorum. Umarım öyle olmaz.
Tekirova Belediyespor'un kısa vadeli hedefi nedir?
Bir üst lig özlemimiz var. 2. Ligde olmak istiyoruz ama yere sağlam basarak gitmek istiyoruz. İnişimizin olmayacağı bir çıkış yapmak istiyoruz. Alt yapımıza da önem vermek istiyoruz. Amatörde de Tekirovaspor olarak devam edip, oyuncu yetiştirerek yolumuza 2. Ligde devam etmek en büyük projemiz. Ben aslında Kemerspor ile birleşip 2. Ligde oynayan bölge takımı olalım istedim ama gerçekleşmedi. Tekirova Belediyespor'u 2. Ligde görmek en büyük hedefimiz. Bir de bu seneyi 5. sırada bitirebilirsek, seneye Türkiye Kupasında oynayacağız, bu da bizim için büyük prestij olacak.