Bir gün önce davet ettiğimizde Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Antalya Şube Başkanı ve Kepez Belediyespor Teknik Direktörüydü. Bir gün sonra kuru fasulyeyi yerken, ikinci görevinden istifa etmişti. Şakir Filiz, görevi bırakmış olsa da kalbinin takımla birlikte attığını söyledi
Şakir Filiz ile teknik sorumluluğundan istifa ettiği Kepez Belediyespor futbol takımını ve başkanı olduğu TÜFAD'da yaptığı çalışmaları konuştuk. Filiz, Akdeniz Manşet Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Futbol geçmişiniz nasıl başladı, kısaca özetler misiniz?
29 Eylül 1962 yılında Antalya Şarampol'de doğdum. Futbola Antbirlik'te başladım. Sanayispor'da uzun yıllar oynadım. Şarampolspor'da oynarken askere gittim, dönünce yine Şarampolspor'da devam ettim. Kemerspor'u 2. amatörden 1. amatöre çıkarttık. Ayrıca, Kemerspor'un 3. lige çıkmasında direkt etkim ve katkım var.
Nasıl oldu Kemer'in 3. Lig'e çıkışı?
Genel Kurul vardı Kemer'de. Biz de o sırada tatildeydik. Dilek ve temenniler bölümünde söz aldım. Turgut Özal zamanında tesisi olan kulüplerin direkt olarak 3. Lige alınması gibi bir durum vardı. Bunu dile getirdim. Dönemin Belediye Başkanı Mehmet Emin Minta'nın Özal ile arasının iyi olduğunu biliyordum. Aynı partidendiler. Genel kurul başa döndü. Karar alındı, başvuru yapıldı, takım bu başvuruyla 3. lige çıktı. Fakat birçok arkadaşım tepki gösterdi. Takım 3. lige çıkarsa bizi oynatmayacaklar diye. Oysa ben bizden çok 3. ligde bir takımın Antalya'da bulunmasının, futbol oynamaya çalışan gençlerimiz açısından faydalı olacağı düşüncesiyle yapmıştım. Profesyonel lig farklıydı tabi ki.
Arkadaşlarınız mı haklı çıktı siz mi?
Takımdan gönderilen iki oyuncudan biri ben oldum. Yavuz Yüzbaş'ı hocalığa getirdiler. Hatta rahmetli Halim Kolancı ile birlikte genel kaptan Hasan Şeker'in yanına çok gittik Yavuz Yüzbaş'ın hoca olması için. Kampa gidip geri döndük, gönderilen iki oyuncudan biri ben oldum. Yönetim bana sen döneceksin, hoca gidecek dedi ama bunu da ben kabul etmedim. Hocanın gönderdiği, yönetimin getirdiği bir topçu olmayı asla kabul edemezdim.
Peki, antrenörlüğü geçiş nasıl oldu?
Futbol oynarken, bir çok kez profesyonelliğin kapısından döndüm. Bahçelispor'da arkadaşların hatırına oynamaya başladım. O takımı Şarampolspor yaptık. İyi işler yaptık orada da. 1997 yılında İbradıspor'u Kepez Belediyespor olarak değiştirdik ve burada göreve başladım. Minik, Yıldız, B Genç, A Genç bütün kategorilerini kurdum. Kepez Belediyespor Genpa'yı aldıktan sonra 2. Lige çıkarken, son 11 maçta Sait Taş ile birlikte çalıştık. Kepez maceramız böyle başladı. Bugüne kadar da bu macera devam etti.
Ve kimsenin şans vermediği takımınızla 3. Lig'e çıktınız. Bu sezon neler yaşadınız?
Mayıs ayının sonunda 3. Lige çıkıp Konya'dan döndükten sonra çık kısa bir süremiz ve çok eksiğimiz vardı. Şampiyon olduktan sonra dünü unuttuk. Önümüze bakmamız gerektiğini söyledim. Müsabaka sahamız, antrenman sahamız, profesyonel ekibimiz yoktu. Transfer yapmamız gerekiyordu. 10 gün içinde ciddi bir çalışma yapmalıydık. Sıkıntılı dönemi sezon başında çok belirgin yaşadık. Ligin içinde şanssız maçlar oynadık. Bireysel hatalar yaptığımız, 7-8 gol atabileceğimiz maçları bile kaybettik. Ama bunun bir yerde döneceğini biliyorduk. Oyun umut veriyordu.
Ne zaman gerçek kimliğinizi göstermeye başladınız?
Saha çalışması yapmaya başladığımız anda toparlanmaya başladık. Yenilgiler de oyuncuların moralini bozmadı. Son 5 haftada 7 puandan 20 puana çıktık. Takım kimyasını buldu. Ama tam çıkıştayken devre arası geldi. 20 puanın kıymetini bilemedik. Yine antrenman yapacak yer bulamadık. Ümit Atalay ve Ekim Can gibi çok önemli iki oyuncumuzu kaybettik. Oysa ki biz mevcut kadronun üzerine 2-3 oyuncu koyup ligi daha rahat yürüteceğimizi düşünüyorduk. Özellikle Ümit'in gitmesi dengemizi çok bozdu. Maliyeti düşük, kulübe zarar vermeyecek oyuncuları aradık. Takımlarında oynayamayan yada boşta kalan oyuncuları bulduk. Oynayan oyuncular, kulüplerinde aldıklarından daha çoğunu isteyince geri adım atmak zorunda kaldık. İç dengeyi de bozmamamız gerekiyordu. Gelenler gelecekte çok katkı sağlayacak oyuncular.
İlk yarıdakine benzer bir ikinci yarı başlangıcınız var
Evet, ikinci yarıya da iyi başlayamadık. Sezonun ortasında bütün takımlar kampa gelirken biz Antalya'da kamp yapamadık. Düşünün 3 puanlı Zeytinburnu, küme düşmesi garanti, Kervansaray Otel'de kampa gelmiş. Bunu benim futbolcum duyuyor ve antrenman yapacak saha bulamıyoruz. Böyle olunca hazırlık maçı ve koşu yapmaktan başka bir şey yapmadık. Havasını bulmuş takımın havası bozuldu. Sezon başında yeni gelen oyuncuların umudu, hevesi, heyecanı ile 20 puana ulaştık ama saha çalışması yapamamanın sıkıntısını çektik. Boşta kalan, maliyeti düşük, ancak kişilik olarak bünyemize uyan oyuncu transfer ettik.
Sezon başında kadroyu kurarken eleştirildiniz mi?
Evet. Biraz haksız eleştirildik. Antalya'dan birçok tepki aldık. Oyuncu gönderenler oldu. 'Antalyalı çocuklara bakmayacak mısınız' dediler. Oysa ki 30 futbolcudan 28'i Antalyalı idi kulüpte. Kadromuza bile bakmadan eleştiri yaptılar. Daha nasıl Antalyalı olacak. Aslında 25'in üzerine çıkmamamız lazım. Sağlıklı bir kadro değil. Alt yapıdan da oyuncular idmana almamız lazım. Onların da önünü açmamız lazım. İleride oynayabilecek çocuklar var. Forma şansını her an alabileceklerini göstermemiz gerekiyor.
Şampiyon yapıp bıraksaydım, devam etmeseydim dediğiniz oldu mu?
Ben hiçbir zaman görev alırken hesap yapmadım. Kendim için çalışmadım. Tek işim hizmet yapmak, görevimi yapmak. 14 senedir Kepez'in içindeyim. Kendimi düşünecek olsam, 3. lige çıkınca takımı bırakıp kral olurdum. Neden kaçayım ki? Bu hesap doğru bir hesap değil. İyi günde de kötü günde de sorumluluk almalıyız. Tek amacım Kepez Belediyespor Kulübünün 3. Lig'de yaşamasını sağlamak. Kepez Belediyespor Kulübünden tamamen ayrılmadım zaten. Profesyonel takımın teknik sorumluluğundan istifa ettim. Bence nasıl kimsenin beklemediği şekilde 3. lige çıktıysak, son 5 haftada 13 puan almamız da beklenmedik bir başarıydı. Ben inanıyordum takıma. Zorlukları yaşadım, nasıl aşabileceğimi biliyordum. Mücadele etmeyi zorlukları yaşarken öğrendik. İki oyuncumuzu kaybetmeseydik şu an sıralamada ilk 5'teydik. Bunu çok net söyleyebilirim. 100 pozisyonumuzdan 80'ini Ümit Atalay yaratmıştı. Düşünün bu oyuncumuzu kaybettik biz. İkinci yarıya başladığımız yerde sıkıntı yaşadık. Üzerine oyuncu koyacağımız kadrodan 2 oyuncu kaybettik.
Neden ayrıldınız görevden? Kendi kararınız mı, gönderildiniz mi?
Oyuncu, yeni antrenörün gözüne girmek için daha fazla çalışır, heyecan duyar, bu sırada alacağı puanlarla düzlüğe çıkar. Biz kalsaydık bu olmaz mıydı derseniz, olabilirdi. Başkan Ahmet Ünlüoğlu'nun biraz sıkıntılı olduğunu fark ettim. Kamuoyundan da baskı gelmiştir muhtemelen. Kendisine görevden ayrılabileceğimi söyledim. Ligde kalma umudumuz da, küme düşme tehlikemiz de var. Kendisine, 'Size yarın hoca değişikliği yapsaydınız takımı kurtarabilirdiniz demesinler. Bu soruyu size sormasınlar. Ben bırakayım, siz de gerekeni yapmış olun' dedim. Başkan'a neden hamle yapmadığı ile ilgili soru sorulmamasını istedim. Ayrılmamı istemedi ama ben herkesten fazla bu takımın başarılı olmasını isterim. Kümede kalırsa benden sonraki hocanın olsun başarı, düşerse de ligde kalan bir takım kuramamışım diyerek sorumluluğu üzerime alırım. Görevdeyken Yönetim benim üzerimde hiç baskı oluşturulmadı.
Takımın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Kepez bu sene ligde kalsın, çok hafif akıllı işler yapılsın seneye ikinci lige çıkar. Çok net söylüyorum. Çok para harcamanıza gerek yok. Asıl iş 3. ligde bu sene kalmak. Seneye her şey çok daha kolay olacak. Bölgede futbola ilgi çok fazla. Bunu kullanmak lazım.
Peki, biraz da TÜFAD'a gelelim. Neler yapıyorsunuz TÜFAD'ta?
Geçen sene başlattığımız uygulama var. Kepez'de iki tane Halk Eğitim var. Biri Teomanpaşa'da, diğeri Çallı'da. Bunlarla görüştük, biçki, dikiş, saz, yabancı dil eğitimi veriyorlar. Biz de futbol eğitimini koydurduk. Açılan kursların hepsi milli eğitim tarafından onaylanmıştır. Futbolun öyle bir kursu yoktu. Biz futbolda böyle bir modül program hazırladık. İlçe Kaymakamlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Müdürlüğü ve TÜFAD olarak bir protokol yaptık ve futbol eğitimi verdirdik buralarda.
Kimler verdi eğitimi?
TÜFAD'a üye olan antrenörler. 12'şer kişilik minimum gruplar halinde saatli, programlı, müfredata uygun kurslar verildi. Antrenörler çalıştığı saat üzerinden ücret aldı, aylık 24 saat çalışırsa sigortası yapıldı. Bunun modülü yoktu. Biz bir program hazırladık. 320 saatlik bir program yaptık. Bunu Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile görüşerek gönderdik. Orada bu modül programı kabul ettirmeye çalışırken, buradan bir görevli Ankara'ya gitmiş. Beni sormuşlar sürekli araya adam soktuğum için. 'Ben tanımıyorum' demiş. Programın TÜFAD tarafından değil, bir üst yazı ile bölge müdürlüğü tarafından genel müdürlüğe gönderilmesi istenmiş. Komisyona sokup futbol federasyonunda gelecek görevlilerle görüşüp modüle koyma teklifinde bulunmuşlar. Buradan beni aradılar, sen devam et, demek ki hedefe ulaştı dediler.
Federasyon bu konuda devreye girmedi mi?
Burası üst yazı ile yazıp Ankara'ya gönderiyor, Ankara komisyona sokup futbol modülünü kabul ediyor, federasyona gönderiyorlar. Federasyon kendi görevlilerine 'İnceleyin, eksik varsa düzeltin, fazla varsa çıkartın bize gönderin, biz bunu modül programı olarak kullanacağız' diyor. Federasyon bunu yürürlüğe koyduğu an, bütün Türkiye'de uygulanabilir olacak. Antrenörler para kazanacak. Kimse para kazanmadan işini yapmaz. Bu program kabul oldu. Ankara'da Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü'nde onaylandı, Bakan imzaladı, futbol programı, halk eğitim programına girdi.
Sadece Antalya değil ülkedeki tüm antrenörlere ekmek kapısı açıldı diyebilir miyiz?
Türkiye'nin neresinde olursa olsun, bir antrenör gidip, grup oluşturup okullarda sporcuları çalıştırırsa, saat başı 7 küsur lira alacak, haftalık 10 saat çalışıyorsun, en fazla 4 grup oluşturuyorlar, aylık 120 saat çalıştırınca 1.000 liranın üzerinde para kazanıyor ve tam sigortası yapılıyor. Geçtiğimiz yıl Kepez Bölgesinde 35 antrenör bunu uyguladı ve faydalandı. Oradan birçok çocuk da buralardan kulüplere gitti. Kaynak Halk Eğitimden, antrenör de işini yapıyor ve para kazanıyor. Şu anda 35 okulda bunu yaptık. Çok büyük bir proje ve ülke çapında uygulanacak. Federasyondan, okullarla ilgili bu kadar çalışma yapıyoruz da bunu nasıl akıl edemedik demişler ama hala bekliyor. Proje geliştirilirse müthiş olacak.
Şakir Filiz ile teknik sorumluluğundan istifa ettiği Kepez Belediyespor futbol takımını ve başkanı olduğu TÜFAD'da yaptığı çalışmaları konuştuk. Filiz, Akdeniz Manşet Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Futbol geçmişiniz nasıl başladı, kısaca özetler misiniz?
29 Eylül 1962 yılında Antalya Şarampol'de doğdum. Futbola Antbirlik'te başladım. Sanayispor'da uzun yıllar oynadım. Şarampolspor'da oynarken askere gittim, dönünce yine Şarampolspor'da devam ettim. Kemerspor'u 2. amatörden 1. amatöre çıkarttık. Ayrıca, Kemerspor'un 3. lige çıkmasında direkt etkim ve katkım var.
Nasıl oldu Kemer'in 3. Lig'e çıkışı?
Genel Kurul vardı Kemer'de. Biz de o sırada tatildeydik. Dilek ve temenniler bölümünde söz aldım. Turgut Özal zamanında tesisi olan kulüplerin direkt olarak 3. Lige alınması gibi bir durum vardı. Bunu dile getirdim. Dönemin Belediye Başkanı Mehmet Emin Minta'nın Özal ile arasının iyi olduğunu biliyordum. Aynı partidendiler. Genel kurul başa döndü. Karar alındı, başvuru yapıldı, takım bu başvuruyla 3. lige çıktı. Fakat birçok arkadaşım tepki gösterdi. Takım 3. lige çıkarsa bizi oynatmayacaklar diye. Oysa ben bizden çok 3. ligde bir takımın Antalya'da bulunmasının, futbol oynamaya çalışan gençlerimiz açısından faydalı olacağı düşüncesiyle yapmıştım. Profesyonel lig farklıydı tabi ki.
Arkadaşlarınız mı haklı çıktı siz mi?
Takımdan gönderilen iki oyuncudan biri ben oldum. Yavuz Yüzbaş'ı hocalığa getirdiler. Hatta rahmetli Halim Kolancı ile birlikte genel kaptan Hasan Şeker'in yanına çok gittik Yavuz Yüzbaş'ın hoca olması için. Kampa gidip geri döndük, gönderilen iki oyuncudan biri ben oldum. Yönetim bana sen döneceksin, hoca gidecek dedi ama bunu da ben kabul etmedim. Hocanın gönderdiği, yönetimin getirdiği bir topçu olmayı asla kabul edemezdim.
Peki, antrenörlüğü geçiş nasıl oldu?
Futbol oynarken, bir çok kez profesyonelliğin kapısından döndüm. Bahçelispor'da arkadaşların hatırına oynamaya başladım. O takımı Şarampolspor yaptık. İyi işler yaptık orada da. 1997 yılında İbradıspor'u Kepez Belediyespor olarak değiştirdik ve burada göreve başladım. Minik, Yıldız, B Genç, A Genç bütün kategorilerini kurdum. Kepez Belediyespor Genpa'yı aldıktan sonra 2. Lige çıkarken, son 11 maçta Sait Taş ile birlikte çalıştık. Kepez maceramız böyle başladı. Bugüne kadar da bu macera devam etti.
Ve kimsenin şans vermediği takımınızla 3. Lig'e çıktınız. Bu sezon neler yaşadınız?
Mayıs ayının sonunda 3. Lige çıkıp Konya'dan döndükten sonra çık kısa bir süremiz ve çok eksiğimiz vardı. Şampiyon olduktan sonra dünü unuttuk. Önümüze bakmamız gerektiğini söyledim. Müsabaka sahamız, antrenman sahamız, profesyonel ekibimiz yoktu. Transfer yapmamız gerekiyordu. 10 gün içinde ciddi bir çalışma yapmalıydık. Sıkıntılı dönemi sezon başında çok belirgin yaşadık. Ligin içinde şanssız maçlar oynadık. Bireysel hatalar yaptığımız, 7-8 gol atabileceğimiz maçları bile kaybettik. Ama bunun bir yerde döneceğini biliyorduk. Oyun umut veriyordu.
Ne zaman gerçek kimliğinizi göstermeye başladınız?
Saha çalışması yapmaya başladığımız anda toparlanmaya başladık. Yenilgiler de oyuncuların moralini bozmadı. Son 5 haftada 7 puandan 20 puana çıktık. Takım kimyasını buldu. Ama tam çıkıştayken devre arası geldi. 20 puanın kıymetini bilemedik. Yine antrenman yapacak yer bulamadık. Ümit Atalay ve Ekim Can gibi çok önemli iki oyuncumuzu kaybettik. Oysa ki biz mevcut kadronun üzerine 2-3 oyuncu koyup ligi daha rahat yürüteceğimizi düşünüyorduk. Özellikle Ümit'in gitmesi dengemizi çok bozdu. Maliyeti düşük, kulübe zarar vermeyecek oyuncuları aradık. Takımlarında oynayamayan yada boşta kalan oyuncuları bulduk. Oynayan oyuncular, kulüplerinde aldıklarından daha çoğunu isteyince geri adım atmak zorunda kaldık. İç dengeyi de bozmamamız gerekiyordu. Gelenler gelecekte çok katkı sağlayacak oyuncular.
İlk yarıdakine benzer bir ikinci yarı başlangıcınız var
Evet, ikinci yarıya da iyi başlayamadık. Sezonun ortasında bütün takımlar kampa gelirken biz Antalya'da kamp yapamadık. Düşünün 3 puanlı Zeytinburnu, küme düşmesi garanti, Kervansaray Otel'de kampa gelmiş. Bunu benim futbolcum duyuyor ve antrenman yapacak saha bulamıyoruz. Böyle olunca hazırlık maçı ve koşu yapmaktan başka bir şey yapmadık. Havasını bulmuş takımın havası bozuldu. Sezon başında yeni gelen oyuncuların umudu, hevesi, heyecanı ile 20 puana ulaştık ama saha çalışması yapamamanın sıkıntısını çektik. Boşta kalan, maliyeti düşük, ancak kişilik olarak bünyemize uyan oyuncu transfer ettik.
Sezon başında kadroyu kurarken eleştirildiniz mi?
Evet. Biraz haksız eleştirildik. Antalya'dan birçok tepki aldık. Oyuncu gönderenler oldu. 'Antalyalı çocuklara bakmayacak mısınız' dediler. Oysa ki 30 futbolcudan 28'i Antalyalı idi kulüpte. Kadromuza bile bakmadan eleştiri yaptılar. Daha nasıl Antalyalı olacak. Aslında 25'in üzerine çıkmamamız lazım. Sağlıklı bir kadro değil. Alt yapıdan da oyuncular idmana almamız lazım. Onların da önünü açmamız lazım. İleride oynayabilecek çocuklar var. Forma şansını her an alabileceklerini göstermemiz gerekiyor.
Şampiyon yapıp bıraksaydım, devam etmeseydim dediğiniz oldu mu?
Ben hiçbir zaman görev alırken hesap yapmadım. Kendim için çalışmadım. Tek işim hizmet yapmak, görevimi yapmak. 14 senedir Kepez'in içindeyim. Kendimi düşünecek olsam, 3. lige çıkınca takımı bırakıp kral olurdum. Neden kaçayım ki? Bu hesap doğru bir hesap değil. İyi günde de kötü günde de sorumluluk almalıyız. Tek amacım Kepez Belediyespor Kulübünün 3. Lig'de yaşamasını sağlamak. Kepez Belediyespor Kulübünden tamamen ayrılmadım zaten. Profesyonel takımın teknik sorumluluğundan istifa ettim. Bence nasıl kimsenin beklemediği şekilde 3. lige çıktıysak, son 5 haftada 13 puan almamız da beklenmedik bir başarıydı. Ben inanıyordum takıma. Zorlukları yaşadım, nasıl aşabileceğimi biliyordum. Mücadele etmeyi zorlukları yaşarken öğrendik. İki oyuncumuzu kaybetmeseydik şu an sıralamada ilk 5'teydik. Bunu çok net söyleyebilirim. 100 pozisyonumuzdan 80'ini Ümit Atalay yaratmıştı. Düşünün bu oyuncumuzu kaybettik biz. İkinci yarıya başladığımız yerde sıkıntı yaşadık. Üzerine oyuncu koyacağımız kadrodan 2 oyuncu kaybettik.
Neden ayrıldınız görevden? Kendi kararınız mı, gönderildiniz mi?
Oyuncu, yeni antrenörün gözüne girmek için daha fazla çalışır, heyecan duyar, bu sırada alacağı puanlarla düzlüğe çıkar. Biz kalsaydık bu olmaz mıydı derseniz, olabilirdi. Başkan Ahmet Ünlüoğlu'nun biraz sıkıntılı olduğunu fark ettim. Kamuoyundan da baskı gelmiştir muhtemelen. Kendisine görevden ayrılabileceğimi söyledim. Ligde kalma umudumuz da, küme düşme tehlikemiz de var. Kendisine, 'Size yarın hoca değişikliği yapsaydınız takımı kurtarabilirdiniz demesinler. Bu soruyu size sormasınlar. Ben bırakayım, siz de gerekeni yapmış olun' dedim. Başkan'a neden hamle yapmadığı ile ilgili soru sorulmamasını istedim. Ayrılmamı istemedi ama ben herkesten fazla bu takımın başarılı olmasını isterim. Kümede kalırsa benden sonraki hocanın olsun başarı, düşerse de ligde kalan bir takım kuramamışım diyerek sorumluluğu üzerime alırım. Görevdeyken Yönetim benim üzerimde hiç baskı oluşturulmadı.
Takımın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Kepez bu sene ligde kalsın, çok hafif akıllı işler yapılsın seneye ikinci lige çıkar. Çok net söylüyorum. Çok para harcamanıza gerek yok. Asıl iş 3. ligde bu sene kalmak. Seneye her şey çok daha kolay olacak. Bölgede futbola ilgi çok fazla. Bunu kullanmak lazım.
Peki, biraz da TÜFAD'a gelelim. Neler yapıyorsunuz TÜFAD'ta?
Geçen sene başlattığımız uygulama var. Kepez'de iki tane Halk Eğitim var. Biri Teomanpaşa'da, diğeri Çallı'da. Bunlarla görüştük, biçki, dikiş, saz, yabancı dil eğitimi veriyorlar. Biz de futbol eğitimini koydurduk. Açılan kursların hepsi milli eğitim tarafından onaylanmıştır. Futbolun öyle bir kursu yoktu. Biz futbolda böyle bir modül program hazırladık. İlçe Kaymakamlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Müdürlüğü ve TÜFAD olarak bir protokol yaptık ve futbol eğitimi verdirdik buralarda.
Kimler verdi eğitimi?
TÜFAD'a üye olan antrenörler. 12'şer kişilik minimum gruplar halinde saatli, programlı, müfredata uygun kurslar verildi. Antrenörler çalıştığı saat üzerinden ücret aldı, aylık 24 saat çalışırsa sigortası yapıldı. Bunun modülü yoktu. Biz bir program hazırladık. 320 saatlik bir program yaptık. Bunu Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile görüşerek gönderdik. Orada bu modül programı kabul ettirmeye çalışırken, buradan bir görevli Ankara'ya gitmiş. Beni sormuşlar sürekli araya adam soktuğum için. 'Ben tanımıyorum' demiş. Programın TÜFAD tarafından değil, bir üst yazı ile bölge müdürlüğü tarafından genel müdürlüğe gönderilmesi istenmiş. Komisyona sokup futbol federasyonunda gelecek görevlilerle görüşüp modüle koyma teklifinde bulunmuşlar. Buradan beni aradılar, sen devam et, demek ki hedefe ulaştı dediler.
Federasyon bu konuda devreye girmedi mi?
Burası üst yazı ile yazıp Ankara'ya gönderiyor, Ankara komisyona sokup futbol modülünü kabul ediyor, federasyona gönderiyorlar. Federasyon kendi görevlilerine 'İnceleyin, eksik varsa düzeltin, fazla varsa çıkartın bize gönderin, biz bunu modül programı olarak kullanacağız' diyor. Federasyon bunu yürürlüğe koyduğu an, bütün Türkiye'de uygulanabilir olacak. Antrenörler para kazanacak. Kimse para kazanmadan işini yapmaz. Bu program kabul oldu. Ankara'da Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü'nde onaylandı, Bakan imzaladı, futbol programı, halk eğitim programına girdi.
Sadece Antalya değil ülkedeki tüm antrenörlere ekmek kapısı açıldı diyebilir miyiz?
Türkiye'nin neresinde olursa olsun, bir antrenör gidip, grup oluşturup okullarda sporcuları çalıştırırsa, saat başı 7 küsur lira alacak, haftalık 10 saat çalışıyorsun, en fazla 4 grup oluşturuyorlar, aylık 120 saat çalıştırınca 1.000 liranın üzerinde para kazanıyor ve tam sigortası yapılıyor. Geçtiğimiz yıl Kepez Bölgesinde 35 antrenör bunu uyguladı ve faydalandı. Oradan birçok çocuk da buralardan kulüplere gitti. Kaynak Halk Eğitimden, antrenör de işini yapıyor ve para kazanıyor. Şu anda 35 okulda bunu yaptık. Çok büyük bir proje ve ülke çapında uygulanacak. Federasyondan, okullarla ilgili bu kadar çalışma yapıyoruz da bunu nasıl akıl edemedik demişler ama hala bekliyor. Proje geliştirilirse müthiş olacak.