HABERİN RESİMLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Lisanslı badminton sporcusu, Muay Thai Federasyonu Hukuk ve Disiplinden Sorumlu Asbaşkanı ve uluslar arası Muay Thai hakemi, her yaştan gencin her branşta spor yapması için kolları sıvayan Muratpaşa Kaymakamı Fatih Kocabaş, sporla ilgili projelerini anlattı.
Muratpaşa Kaymakamı Fatih Kocabaş, Akdeniz Manşet'in Kuru Fasulye Günü'nde, gazetemizin Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen ile sohbet etti.
Fatih Kocabaş'ı bize kısaca tanıtır mısınız?
1962 Yılında Nazilli'de dünyaya geldim. PTT Memuru olan babamın atanmaları nedeniyle ilk ve ortaöğretimimi Nazilli, Babadağ, İzmir ve Tekirdağ'da çeşitli okullarda tamamladım. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1984 yılında mezun oldum. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde Yüksek Lisansını tamamladım. Haziran 1989 tarihinde göreve başladım. Sırasıyla Tokat-Artova, Adıyaman-Çelikhan, Gümüşhane-Kelkit, ve Ordu-Çaybaşı Kaymakamlıkları, Kars, Niğde ve Mersin Vali Yardımcılıkları ile Boyabat Kaymakamlığı görevinde bulundum. Antalya-Muratpaşa Kaymakamlığında 30 Haziran 2008 tarihinde Kurucu Kaymakam olarak görevime başladım ve halen bu görevi sürdürüyorum. Evli, bir çocuk babasıyım.
Geçmişinizde sporla ilgili neler var?
Spordan çok uzaktım. En korktuğum dersler, resim, müzik, beden eğitimi ve el işi dersleriydi. Hep zayıf not alırdım bu derslerden ve teşekkürü zorla alırdım. Fakat 40 yaşına geldiğimde badminton sporuna başladım. Lisanslı olarak yaptığım ilk ve tek spordur. Niğde'de çift erkeklerde il ikinciliği, ayrıca eşimle birlikte il üçüncülüğüm var. Niğde'de Bayanlar Türkiye Boks Şampiyonası yapıldı. Muay Thai Federasyonu o dönem Karateye bağlı alt dal olarak faaliyet yapıyordu. 2006'da müstakil federasyon oldu, 2009'da da özerkleşti. 2006 yılından bu yana yönetici olarak görev yapıyorum, uluslar arası hakemim. 2008'da Kore'de Dünya Şampiyonası'nda hakemlik yaptım. Son olarak geçtiğimiz günlerde Antalya'da yapılan Avrupa şampiyonası'nda final maçlarından birinde hakemlik yaptım.
Antalya'ya görevlendirildiğinizde spor adına plan ve projeleriniz var mıydı?
Buraya geldiğimde ilk başta şunu çok sorguladım. Dünyanın her tarafından insanlar yüzmeye geliyor, fakat Antalya'dan yüzücümüz yok. Burada öğrendim ki, yüzme sporu ancak yüzme havuzunda öğrenilirmiş. Böyle bir alt yapı olmadığını gördükten sonra değişik ortamlarda bunu dile getirmeye çalışıyorum. Spor tesisi konusunda çok eksik olduğunu gördüm Antalya'nın.
Salon eksikliğini bizzat da yaşadınız değil mi?Geçtiğimiz günlerde yaptığımız Muay Thai Avrupa Şampiyonası'nda son gün otelin bahçesinde kurulacak bir ringde müsabakalar yapıp, şov kısmını da ön plana çıkarmak istedik. Ancak meteoroloji yağmur uyarısı yapınca, mecburen salona döndük. Sabancı'da Judo, Süleyman Evcilmen Spor Salonunda hentbol, Atatürk Spor Salonunda da basketbol etkinlikleri vardı. Cuma günü Tofaş'ın prosedür gereği salonda antrenman yapması gerekiyordu. Tutuştuk tabi biz. Tofaş'tan rica ettik ve Cumartesi günü sabah idman yapmayı kabul edince ancak salonu alabildik. Bir Avrupa Şampiyonası'nda bile nasıl zorlandık, bunu gördüm.
Peki, ne yapmak lazım?
Bir tesisin yapılabilmesi için etkinlikler artmalı, ben ve siyasi ve bürokratik görevliler baskı altında kalıp sürekli çare aramak zorunda kalmamız lazım. Gündem oluşması lazım. Durduk yere kimseye tesis yapın dersek anlam ifade etmiyor. Spor salonları artmalı ancak bunlar taleple olacak. 4 tane salon sürekli dolmalı ki devlet yenisini yapalım artık diyebilmeli. Ben hayretler içinde kalıyorum bu kadar ilgisiz kalınmasına.
Bu anlamda sporun da önemi ortaya çıkıyor değil mi?Biz, belli bölgedeki gençlere iş imkanı sağlamaya çalıştık. Bir çok vatandaşımıza iş imkanı sağladık. Yasa dışı işler yapanlara kredi verip iş kurma hedefini gösteremiyoruz. Çünkü yasadışı iş yapanlar çok daha fazla para kazanıyor maalesef. Ama mesela oryantiring sporunda derece alan bu tür çocuklar olmuş. Baktım çocuklar havaya girmiş. Hah şimdi tamam dedim. Sporla olacak bu iş. Şu anda sokak basketbolu turnuvası yapıyoruz. 20 bin çocuk ile başladık. Hepsinin hedefi vardı. Önce okul birinciliği, sonra kendi bölgesi, ardından il, bölge, Türkiye, Avrupa, Dünya derken hedefler bitmez. Değişik alanlarda spor faaliyetleri yaptırarak gençleri spora çekmek lazım ki zararlı alışkanlıkların içine girmesinler.
Spordan para kazanma şansı yok mu vatandaşların?
Muay Thai izleyenler bilir, maç öncesinde Wai Kru denen bir dans vardır. Her raundun ayrı biz ezgisi vardır. Müzik eşliğinde yapılır, belli bir ritimde olur, gösteri içeriklidir. Onların müziği biraz farklıdır. Bizim enstrümanlarla çalınması zordur. Bu müzikleri cd'ye çektirdim, arkadaşlara 'Zeytinköy'de bir dolaşın bu müziği yapabilecek olan var mı' diye talimat verdim. Bu müziği mevcut enstrümanlarla yapamayacaklarını söylediler. Yapılabilse, bizim şampiyonalarımız sırasında yaptırıp ekmek kapısı açmayı düşünüyordum. Kaynak bulabilirsem, bir grup oluşturup, Tayland'a götürüp eğitim aldırıp, Türkiye'de nerede şampiyona varsa götürüp para kazanmalarını sağlayacağım.
Sizin kaymakamlık olarak spor tesisi ile ilgili yapabileceğiniz bir şey yok mu?
Kaymakamlık biraz farklı. Şöyle anlatayım şirketlerde CEO ve Yönetim Kurulu Başkanları vardır. Biz ilçe kaymakamları CEO'yuz. Vali ise Yönetim Kurulu Başkanı. Vatandaşla temas kuran, sahada çalışan kişiyiz. Bu tür talepleri valilik aracılığıyla iletmemiz gerekiyor. Şu anda kendime çizdiğim yol haritasında belirlediğim yol şu 'Talep benden gelmeyecek, benden talepte bulunulacak'. Yani, vatandaş bana ne kadar baskı yaparsa, ben bunu o derece kolay yerine getirebilirim. Böyle olmadan ben bunu merkezi hükümete bildirdiğimde, 'Bu senin kişisel görüşün' deyip rafa kaldırılabiliyor. Eğer yola çıktığımda vatandaş bana destek olmazsa sonuç alamam. Geçenlerde sokak basketbolu turnuvasının tanıtım toplantısında katılan çocuklardan biri neden salon değil de sokak basketbolu düzenlediniz diye sordu. Ben de 'Bunu sorman için' dedim. Çünkü tesis yok. Bunu hep gündemde tutmalıyız.
Sokak basketbolu gibi organizasyonlar ciddi sponsorluklar istiyor. Var mı destekçileriniz?
Açıkçası bu durum bizim için ciddi bir endişeydi. Dikkat ederseniz, elemelerde 20 bin kişi yer aldı. Kimse inanmadı önce. Bana, 'Bırak bu işleri kendi işine bak' diyenler oldu. Ancak biz 20 bin kişiden başlayıp elemelerle 5 bin kişiye indirince, MedicalPark sponsor oldu bize. McDonalds, Pınar Su destek oldu. Bu organizasyon bir simge. Ama biz örneğin MedicalPark'tan para istemedik. Çünkü alsak, ihale yapmamız gerecekti. İhale ile organizasyonu öldüreceğimize, kendilerinden ayni destek istedik. Forma, şort ve potaların yapımıyla sağlık sponsorumuz oldular. Diğer sponsorlarımız da benzer desteklerde bulundular. Benim açımdan bu bir laboratuar çalışmasıydı ama diğer branşlarda benzer organizasyonlar yapabilir miyiz, bilemiyorum. Biz, dünya ikincisi olan Basketbol Milli Takımımızın rüzgarından da yararlanmak istedik. Futbolda dünya 3.'sü olduk ama sonra Avrupa ve Dünya şampiyonalarına katılamadık. Benzer bir hatanın basketbolda yapılmamasını istedik.
Bir de kulüp kuracaksınız sanırız.
Kulüp kurmamız uzun sürecek diye düşündük, Mersin'de 27 branşta faaliyet gösteren bin kulüp var. Eğer prosedür uygunsa, o kulüp bir genel kurul gerçekleştirerek bize devrini sağlayacak ve Antalya Gençlik ve Spor Kulübü olarak faaliyete geçireceğiz. Branşların tamamında sporcu bulundurmayı düşünüyorum.
Muratpaşa Belediyespor Hentbol takımının Avrupa'da final oynaması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Şu anda istimi yakalamış durumdalar. Başaracaklarına inanıyorum. Bu inanç işi. Türkiye Muay Thai Federasyonu ilk kez Dünya Şampiyonasına gidecekti. Kamp sırasında NLP uzmanı bir antrenör var ve çocuklarla birebir görüşüyor. Bana dediği şu: Maçtan önce bütün çocuklar ne dediyse, gidip şampiyonada elde ettiler bunu. 'Ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum' diyen ilk turda elenip döndü. 'Ben mutlaka madalya alacağım' diyen bronz aldı. 'Ben final oynayacağım' diyen gümüş aldı, 'Ben şampiyon olacağım' diyen altın aldı. Açık söyleyeyim, geçen sene Türkiye Kupası finali oynadıklarında gözlerinde o inancı görememiştim.
Futbolla aranız nasıl? Antalyaspor'un maçlarını takip ediyor musunuz?
Seyirci olarak bayağı da iyi takip ediyorum. Burada oynarken Antalyaspor'un maçlarına gidiyordum da, Mardan'daki maçlara gidemiyorum. Burada oynarken tabi ki kendi ilçemde olduğu için seve seve de gidiyordum. Ama Mardan'da olunca gidemedim.
O zaman sırası gelmişken, kendi bölgenizdeki Atatürk Stadının durumun soralım.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün Uluslar arası Çocuk Oyunları Festivali ile ilgili bir etkinlik vardı geçtiğimiz ay. Genel Müdür de Antalya'daydı. 23 Nisan'dan birkaç gün önceydi. Ben kendisine, 'Ulaşımı, alt yapısı olmayan bir yerde 23 Nisan Bayramını kutlayacağız' dedim. Vali Yardımcısı Ali Nazım Balcıoğlu da Genel Müdür Yunus Akgül'e statla ilgili ne düşündüğünü sordu. Akgül de, 'Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, -bize yer gösterin stat yapalım- diyor. Böyle saçmalık mı olur. Kardeşim asıl ben istiyorum senden yer. Bütün yerler belediyenin. Ben Ankara'dan nereden yer bulayım sana. Ben 30 bin kişilik stat yapmak istedim ama olmadı. Atatürk Stadındaki yerle ilgili kafamdaki düşünce, yıkılıp yerine 10 bin kişilik butik bir stat yapıp, halkın kullanımına daha açık olan çevresinde vakit geçirilebilecek, yaşayan bir alan yaratmak' yanıtını verdi. Bir de şunu ekleyeyim, orada maç oynanamamasının nedeni sadece dayanıklılıkla ilgili değil, UEFA Kriterlerine de uymaması nedeniyledir.
Son olarak eklemek istediklerini var mı?
Gerçek olan tek şey, bu kadar takımın gelip, bu kadar farklı spor branşlarında organizasyonların yapıldığı bir kentin çok daha fazla tesise ihtiyacı var. Bunun zorluğunu yaşamayıp söylesem, siyasi bir açıklama olarak değerlendirilebilir. Ama ben Muay Thai Federasyonu Asbaşkanı olarak Avrupa Şampiyonası yaparken zorlandım. Bu zorluğu bizzat yaşadığım için çok rahat konuşabiliyorum.
Lisanslı badminton sporcusu, Muay Thai Federasyonu Hukuk ve Disiplinden Sorumlu Asbaşkanı ve uluslar arası Muay Thai hakemi, her yaştan gencin her branşta spor yapması için kolları sıvayan Muratpaşa Kaymakamı Fatih Kocabaş, sporla ilgili projelerini anlattı.
Muratpaşa Kaymakamı Fatih Kocabaş, Akdeniz Manşet'in Kuru Fasulye Günü'nde, gazetemizin Genel Yayın Müdürü Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Murat Özgen ile sohbet etti.
Fatih Kocabaş'ı bize kısaca tanıtır mısınız?
1962 Yılında Nazilli'de dünyaya geldim. PTT Memuru olan babamın atanmaları nedeniyle ilk ve ortaöğretimimi Nazilli, Babadağ, İzmir ve Tekirdağ'da çeşitli okullarda tamamladım. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1984 yılında mezun oldum. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde Yüksek Lisansını tamamladım. Haziran 1989 tarihinde göreve başladım. Sırasıyla Tokat-Artova, Adıyaman-Çelikhan, Gümüşhane-Kelkit, ve Ordu-Çaybaşı Kaymakamlıkları, Kars, Niğde ve Mersin Vali Yardımcılıkları ile Boyabat Kaymakamlığı görevinde bulundum. Antalya-Muratpaşa Kaymakamlığında 30 Haziran 2008 tarihinde Kurucu Kaymakam olarak görevime başladım ve halen bu görevi sürdürüyorum. Evli, bir çocuk babasıyım.
Geçmişinizde sporla ilgili neler var?
Spordan çok uzaktım. En korktuğum dersler, resim, müzik, beden eğitimi ve el işi dersleriydi. Hep zayıf not alırdım bu derslerden ve teşekkürü zorla alırdım. Fakat 40 yaşına geldiğimde badminton sporuna başladım. Lisanslı olarak yaptığım ilk ve tek spordur. Niğde'de çift erkeklerde il ikinciliği, ayrıca eşimle birlikte il üçüncülüğüm var. Niğde'de Bayanlar Türkiye Boks Şampiyonası yapıldı. Muay Thai Federasyonu o dönem Karateye bağlı alt dal olarak faaliyet yapıyordu. 2006'da müstakil federasyon oldu, 2009'da da özerkleşti. 2006 yılından bu yana yönetici olarak görev yapıyorum, uluslar arası hakemim. 2008'da Kore'de Dünya Şampiyonası'nda hakemlik yaptım. Son olarak geçtiğimiz günlerde Antalya'da yapılan Avrupa şampiyonası'nda final maçlarından birinde hakemlik yaptım.
Antalya'ya görevlendirildiğinizde spor adına plan ve projeleriniz var mıydı?
Buraya geldiğimde ilk başta şunu çok sorguladım. Dünyanın her tarafından insanlar yüzmeye geliyor, fakat Antalya'dan yüzücümüz yok. Burada öğrendim ki, yüzme sporu ancak yüzme havuzunda öğrenilirmiş. Böyle bir alt yapı olmadığını gördükten sonra değişik ortamlarda bunu dile getirmeye çalışıyorum. Spor tesisi konusunda çok eksik olduğunu gördüm Antalya'nın.
Salon eksikliğini bizzat da yaşadınız değil mi?Geçtiğimiz günlerde yaptığımız Muay Thai Avrupa Şampiyonası'nda son gün otelin bahçesinde kurulacak bir ringde müsabakalar yapıp, şov kısmını da ön plana çıkarmak istedik. Ancak meteoroloji yağmur uyarısı yapınca, mecburen salona döndük. Sabancı'da Judo, Süleyman Evcilmen Spor Salonunda hentbol, Atatürk Spor Salonunda da basketbol etkinlikleri vardı. Cuma günü Tofaş'ın prosedür gereği salonda antrenman yapması gerekiyordu. Tutuştuk tabi biz. Tofaş'tan rica ettik ve Cumartesi günü sabah idman yapmayı kabul edince ancak salonu alabildik. Bir Avrupa Şampiyonası'nda bile nasıl zorlandık, bunu gördüm.
Peki, ne yapmak lazım?
Bir tesisin yapılabilmesi için etkinlikler artmalı, ben ve siyasi ve bürokratik görevliler baskı altında kalıp sürekli çare aramak zorunda kalmamız lazım. Gündem oluşması lazım. Durduk yere kimseye tesis yapın dersek anlam ifade etmiyor. Spor salonları artmalı ancak bunlar taleple olacak. 4 tane salon sürekli dolmalı ki devlet yenisini yapalım artık diyebilmeli. Ben hayretler içinde kalıyorum bu kadar ilgisiz kalınmasına.
Bu anlamda sporun da önemi ortaya çıkıyor değil mi?Biz, belli bölgedeki gençlere iş imkanı sağlamaya çalıştık. Bir çok vatandaşımıza iş imkanı sağladık. Yasa dışı işler yapanlara kredi verip iş kurma hedefini gösteremiyoruz. Çünkü yasadışı iş yapanlar çok daha fazla para kazanıyor maalesef. Ama mesela oryantiring sporunda derece alan bu tür çocuklar olmuş. Baktım çocuklar havaya girmiş. Hah şimdi tamam dedim. Sporla olacak bu iş. Şu anda sokak basketbolu turnuvası yapıyoruz. 20 bin çocuk ile başladık. Hepsinin hedefi vardı. Önce okul birinciliği, sonra kendi bölgesi, ardından il, bölge, Türkiye, Avrupa, Dünya derken hedefler bitmez. Değişik alanlarda spor faaliyetleri yaptırarak gençleri spora çekmek lazım ki zararlı alışkanlıkların içine girmesinler.
Spordan para kazanma şansı yok mu vatandaşların?
Muay Thai izleyenler bilir, maç öncesinde Wai Kru denen bir dans vardır. Her raundun ayrı biz ezgisi vardır. Müzik eşliğinde yapılır, belli bir ritimde olur, gösteri içeriklidir. Onların müziği biraz farklıdır. Bizim enstrümanlarla çalınması zordur. Bu müzikleri cd'ye çektirdim, arkadaşlara 'Zeytinköy'de bir dolaşın bu müziği yapabilecek olan var mı' diye talimat verdim. Bu müziği mevcut enstrümanlarla yapamayacaklarını söylediler. Yapılabilse, bizim şampiyonalarımız sırasında yaptırıp ekmek kapısı açmayı düşünüyordum. Kaynak bulabilirsem, bir grup oluşturup, Tayland'a götürüp eğitim aldırıp, Türkiye'de nerede şampiyona varsa götürüp para kazanmalarını sağlayacağım.
Sizin kaymakamlık olarak spor tesisi ile ilgili yapabileceğiniz bir şey yok mu?
Kaymakamlık biraz farklı. Şöyle anlatayım şirketlerde CEO ve Yönetim Kurulu Başkanları vardır. Biz ilçe kaymakamları CEO'yuz. Vali ise Yönetim Kurulu Başkanı. Vatandaşla temas kuran, sahada çalışan kişiyiz. Bu tür talepleri valilik aracılığıyla iletmemiz gerekiyor. Şu anda kendime çizdiğim yol haritasında belirlediğim yol şu 'Talep benden gelmeyecek, benden talepte bulunulacak'. Yani, vatandaş bana ne kadar baskı yaparsa, ben bunu o derece kolay yerine getirebilirim. Böyle olmadan ben bunu merkezi hükümete bildirdiğimde, 'Bu senin kişisel görüşün' deyip rafa kaldırılabiliyor. Eğer yola çıktığımda vatandaş bana destek olmazsa sonuç alamam. Geçenlerde sokak basketbolu turnuvasının tanıtım toplantısında katılan çocuklardan biri neden salon değil de sokak basketbolu düzenlediniz diye sordu. Ben de 'Bunu sorman için' dedim. Çünkü tesis yok. Bunu hep gündemde tutmalıyız.
Sokak basketbolu gibi organizasyonlar ciddi sponsorluklar istiyor. Var mı destekçileriniz?
Açıkçası bu durum bizim için ciddi bir endişeydi. Dikkat ederseniz, elemelerde 20 bin kişi yer aldı. Kimse inanmadı önce. Bana, 'Bırak bu işleri kendi işine bak' diyenler oldu. Ancak biz 20 bin kişiden başlayıp elemelerle 5 bin kişiye indirince, MedicalPark sponsor oldu bize. McDonalds, Pınar Su destek oldu. Bu organizasyon bir simge. Ama biz örneğin MedicalPark'tan para istemedik. Çünkü alsak, ihale yapmamız gerecekti. İhale ile organizasyonu öldüreceğimize, kendilerinden ayni destek istedik. Forma, şort ve potaların yapımıyla sağlık sponsorumuz oldular. Diğer sponsorlarımız da benzer desteklerde bulundular. Benim açımdan bu bir laboratuar çalışmasıydı ama diğer branşlarda benzer organizasyonlar yapabilir miyiz, bilemiyorum. Biz, dünya ikincisi olan Basketbol Milli Takımımızın rüzgarından da yararlanmak istedik. Futbolda dünya 3.'sü olduk ama sonra Avrupa ve Dünya şampiyonalarına katılamadık. Benzer bir hatanın basketbolda yapılmamasını istedik.
Bir de kulüp kuracaksınız sanırız.
Kulüp kurmamız uzun sürecek diye düşündük, Mersin'de 27 branşta faaliyet gösteren bin kulüp var. Eğer prosedür uygunsa, o kulüp bir genel kurul gerçekleştirerek bize devrini sağlayacak ve Antalya Gençlik ve Spor Kulübü olarak faaliyete geçireceğiz. Branşların tamamında sporcu bulundurmayı düşünüyorum.
Muratpaşa Belediyespor Hentbol takımının Avrupa'da final oynaması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Şu anda istimi yakalamış durumdalar. Başaracaklarına inanıyorum. Bu inanç işi. Türkiye Muay Thai Federasyonu ilk kez Dünya Şampiyonasına gidecekti. Kamp sırasında NLP uzmanı bir antrenör var ve çocuklarla birebir görüşüyor. Bana dediği şu: Maçtan önce bütün çocuklar ne dediyse, gidip şampiyonada elde ettiler bunu. 'Ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum' diyen ilk turda elenip döndü. 'Ben mutlaka madalya alacağım' diyen bronz aldı. 'Ben final oynayacağım' diyen gümüş aldı, 'Ben şampiyon olacağım' diyen altın aldı. Açık söyleyeyim, geçen sene Türkiye Kupası finali oynadıklarında gözlerinde o inancı görememiştim.
Futbolla aranız nasıl? Antalyaspor'un maçlarını takip ediyor musunuz?
Seyirci olarak bayağı da iyi takip ediyorum. Burada oynarken Antalyaspor'un maçlarına gidiyordum da, Mardan'daki maçlara gidemiyorum. Burada oynarken tabi ki kendi ilçemde olduğu için seve seve de gidiyordum. Ama Mardan'da olunca gidemedim.
O zaman sırası gelmişken, kendi bölgenizdeki Atatürk Stadının durumun soralım.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün Uluslar arası Çocuk Oyunları Festivali ile ilgili bir etkinlik vardı geçtiğimiz ay. Genel Müdür de Antalya'daydı. 23 Nisan'dan birkaç gün önceydi. Ben kendisine, 'Ulaşımı, alt yapısı olmayan bir yerde 23 Nisan Bayramını kutlayacağız' dedim. Vali Yardımcısı Ali Nazım Balcıoğlu da Genel Müdür Yunus Akgül'e statla ilgili ne düşündüğünü sordu. Akgül de, 'Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, -bize yer gösterin stat yapalım- diyor. Böyle saçmalık mı olur. Kardeşim asıl ben istiyorum senden yer. Bütün yerler belediyenin. Ben Ankara'dan nereden yer bulayım sana. Ben 30 bin kişilik stat yapmak istedim ama olmadı. Atatürk Stadındaki yerle ilgili kafamdaki düşünce, yıkılıp yerine 10 bin kişilik butik bir stat yapıp, halkın kullanımına daha açık olan çevresinde vakit geçirilebilecek, yaşayan bir alan yaratmak' yanıtını verdi. Bir de şunu ekleyeyim, orada maç oynanamamasının nedeni sadece dayanıklılıkla ilgili değil, UEFA Kriterlerine de uymaması nedeniyledir.
Son olarak eklemek istediklerini var mı?
Gerçek olan tek şey, bu kadar takımın gelip, bu kadar farklı spor branşlarında organizasyonların yapıldığı bir kentin çok daha fazla tesise ihtiyacı var. Bunun zorluğunu yaşamayıp söylesem, siyasi bir açıklama olarak değerlendirilebilir. Ama ben Muay Thai Federasyonu Asbaşkanı olarak Avrupa Şampiyonası yaparken zorlandım. Bu zorluğu bizzat yaşadığım için çok rahat konuşabiliyorum.