Gündem

15 yaşından küçükler sosyal medyaya giremeyecek mi?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sosyal medya düzenlemesine ilişkin, "Sosyal ağ sağlayıcılarına 15 yaşından küçük çocuklara kesin olarak hizmet sunmama ve hesap açmama yükümlülüğü getirilmesini öneriyoruz. Bunu yerine getirirken, 'Sadece beyana dayalı olmayan' yaş doğrulama mekanizmalarını kullanma yükümlülüğü getirmenin önemli olacağını düşünüyoruz" dedi

Abone Ol

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş başkanlığında toplandı. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Maviş, "Dijital ortam ve özellikle sosyal medya, çocuklar bakımından önemli fırsatlar barındırmakla birlikte ciddi tehdit ve riskleri de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla dijital ortamın ve özellikle sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerini algılamak ve yönetmek için etkili stratejiler geliştirmek büyük önem taşımaktadır. İnternet kullanımının aşırılığa kaçtığı günümüzde mevzuat düzenlemeleri, uluslararası iş birliği, teknoloji şirketleri tarafından alınması gereken dijital okuryazarlık programları gibi tedbirler çocukların daha güvenilir ve çevrim içi deneyim yaşamaları için mevcut durumda alınması gereken önlemlerin bazılarıdır. Bu bağlamda özellikle ebeveynler çocuklarına dijital ortamda nasıl güvenli hareket edeceklerini öğretmeli ve çocuklarının çevrim içi etkileşimlerini düzenli olarak takip etmelidir" ifadelerini kullandı.

BAKAN GÖKTAŞ: TESPİT VE ÖNERİLER ÇALIŞMALARIMIZA YÖN VERECEK

Ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, komisyona, 'Dijital Ortamda Çocukların Korunması' konulu sunum yaptı. Komisyonun dijital dünyayı tüm yönleriyle ele aldığı çalışmaları yakından takip ettiklerini belirten Bakan Göktaş, "Sosyal medya platformlarının temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kamu kurumlarıyla yaptığınız görüşmeleri, dijital dünyayı tüm yönleriyle ele almak açısından çok kıymetli buluyoruz. Siber zorbalık, dijital bağımlılık, mahremiyet, veri güvenliği ve yapay zeka gibi başlıklarda ortaya konulan tespitler; aile, eğitim ve sosyal hayat açısından stratejik bir öneme sahip. Bakanlık olarak, ortaya konulan tespitleri ve önerileri, çalışmalarımıza yön verecek önemli bir zemin olarak görüyoruz" diye konuştu.

'HER 10 ÇOCUKTAN 6'SI TANIMADIĞI KİŞİLERLE İLETİŞİM KURUYOR’

Dijital mecraların hayatın akışını şekillendiren yeni bir yaşam alanı olduğunu söyleyen Bakan Göktaş, "Özellikle çocukların, dijital dünya ile yoğun ve sürekli etkileşimi dikkat çekiyor. Çocuğun psikolojik bütünlüğü, artık fiziksel ve sosyal çevre kadar dijital çevre tarafından da şekilleniyor. Her gün milyonlarca çocuk, kontrolsüz bir biçimde dijital mecraların içinde kayboluyor ve gittikçe dijital birer bağımlı haline geliyor. Çocuklar bir zaman sonra tehlikeleri göz ardı ediyor ve kişisel sınırlarını hiçe sayıyor. Dijital mecrada çocuklarımız güvenlik problemleri yaşıyor. Araştırmalar, internete erişimi olan her 10 çocuktan 6’sının her gün tanımadığı kişilerle iletişim kurduğunu gösteriyor. Akran zannettikleri ve tanımadıkları bu kişiler, yetişkinler olabiliyor veya farklı amaçlar taşıyabiliyor. Dolayısıyla çocuklar farkında olmadan ciddi risk altında kalabiliyor. Öte yandan çocukların paylaştıkları kişisel bilgiler, fotoğraf ve videolar toplanıp işlenebiliyor. Bu durum, yaşlarına uygun olmayan içeriklere maruz kalma ve diğer potansiyel istismar risklerini artırıyor" dedi.

'SOSYAL MEDYADA 3 SAAT GEÇİREN GENÇLER ESTETİK YAPTIRMAYI DÜŞÜNÜYOR'

Bakan Göktaş, çocukların dijital mecralar nedeniyle kaygı, depresyon, özdeğer eksikliği yaşadığını kaydederek, "Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, sosyal medya kullanımı ergenlerde depresyon riskini yüzde 35 artırıyor. UNICEF'e göre, 14-17 yaş arası gençlerin yüzde 46'sı sosyal medya paylaşımları yüzünden kendini yetersiz hissediyor. Yani 30 çocuğun 13’ü, aynaya bakarken kendini eksik hissediyor. Sosyal medyada filtrelenmiş bedenler, 'Mükemmel hayat' kurguları ve algoritmaların sürekli sosyal karşılaştırmayı tetiklemesi, çocuğun gerçek benlik algısını zayıflatıyor. 12 yaşındaki bir çocuk, sosyal medyada gördüğü filtrelenmiş bedenleri gerçek sanıyor. Türkiye’de yapılan saha araştırmalarında ergenlerin yüzde 60’ından fazlası, ‘Sosyal medyada başkalarının hayatıyla kendimi karşılaştırıyorum’ diyor. Dijital beden normları, çocukların kendi bedenleriyle kurduğu ilişkiyi kırılgan hale getiriyor, ‘Ben neyim, kimim?’ sorusu, ‘Nasıl görünmeliyim?’ sorusuna dönüşüyor. Sosyal medyada günde 3 saati aşan gençlerin yüzde 28’i estetik yaptırmayı düşünüyor" ifadelerini kullandı.