Önceki gün elime bir bülten geçti.
AK Parti’nin hazırladığı bir bülten.
Adı ‘Eski Türkiye’.
1990’lı yılları anlatıyor.
Daha ilk sayfasında bile o yıllarda çektiğimiz acıyı, çileyi, öfkeyi, yoksulluğu görebiliyoruz.
Siyasi istikrarsızlığın, askeri vesayetin, faili meçhullerin, üst üste yaşanan ekonomik krizin zirve yaptığı yılları gözler önüne sermiş.
10 yılda 3 büyük ekonomik krize vurgu yapılmış.
Seçimle gelmiş merhum Başbakan Necmettin Erbakan’a ‘Çek git’ diye atılan manşetler paylaşılmış.
Sayfaları çevirdikçe o karanlık yıllara tekrar tekrar gidiyorsunuz.
İsterseniz o yıllarda atılan gazete manşetlerini bir hatırlayalım.
Tanklar Sincan’da…
Muhtar bile olamaz…
Doğurmayın okul yetiştiremiyoruz…
Ordu sert Hoca yumuşak…
Ordudan Hoca’ya vize…
Koalisyon sallanıyor…
Tank sesleri…
Muhtıra gibi tavsiye…
Gerekirse silah bile kullanırız…
Refah’a tarihi uyarı…
Türban tamam kavga devam…
Ecevit’ten çarşaf uyarısı…
Türbanlıya ÖSS yasağı…
Refah kapatıldı…
Hükümet ipten döndü…
DSP dağılıyor hükümet gidici…
2 yıl Yılmaz 2 yıl Çiller…
Ecevit: Sezer terbiyesiz…
Ecevit’ten imdat mektubu…
Kavganın bedeli ağır oldu…
Alçakça katliam: 33 şehit…
Vay şerefsiz…
Zana ile Dicle kapı dışarı…
Sivas’ta kanlı isyan: 31 ölü…
SSK’nın gizli iflas raporu….
Evet, yukarıdaki başlıklar yakın tarihimizden, yani 90’lı yıllar...
Halkın seçtiği siyasiler kelepçelendi, partileri kapatıldı. Askerin emrinde olan gazeteler hedef gösterdi, karanlık eller sahneye çıktı. Örtülü ödenekten oluk oluk para alanlar bu ülkenin vatandaşlarını kaçırıp asit kuyularına attı. Devleti yönetenlerin birbiriyle kavgası ekonomiyi yerle bir etti, insanlar bir gecede yüzde elli fakirleşti.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi bu yaşanan karanlık tablo çeyrek asır önceydi.
Ve bunları ben bizzat yaşadım.
Bugün kimse bunu bir yerleri adres gösteriyorum diye algılamasın. Sadece yakın tarihimizde yaşanan bu gerçekliği bir kez daha hatırlatmak istedim.
Kalın sağlıcakla, iyi tatiller.