Nasıl oluyor da oluyor!
Milyonlarca liralık mal paylaşımı davasında; ömür boyu sürdüğü bilinen akıl hastalığının teşhisi için Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile Adli Tıp Kurumundan hem ‘akli dengesi yerindedir’ hem de ‘değildir’ raporları verildiği ortaya çıktı
Manşet yazmıştı
Antalya’da tazminat ve nafaka alamayan Nilüfer Yalçın; adliye işlemleri ile ilgili korkunç iddialarda bulunmuş, boşanma davası devam ederken orta düzeyde zeka geriliği teşhisi konulan, çocuğunun babası da olan eski eşine; milyonlarca liralık mal paylaşımı davası sırasında ‘normal zekaya sahiptir’ raporu verilince raporlara itiraz etmişti. Akdeniz Manşet gazetesi, konuyu “Bir garip dava” başlığı ile gündeme getirmiş, davanın taraflarının açıklamaları haber https://www.akdenizmanset.com.tr/bir-garip-dava/182999/ linkinde de yer almıştı.
3 kurum ve farklı raporlar
İlginç olayda; gelen son Adli Tıp Raporlarında ise kocanın akli dengesinin yerinde olduğuna karar verildi. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ile Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden gelen farklı raporlar sonrası, Nilüfer Yalçın; Adli Tıp Kurumundan gelen bu raporlara da çelişki nedeniyle itiraz etti. Böylece ömür boyu sürdüğü bilinen akıl hastalığının teşhisi için 3 farklı kurumdan hem ‘akli dengesi yerindedir’ hem de ‘değildir’ denilerek 6 farklı kurul raporu verildiği ortaya çıktı.
Adli Tıp da şaştı
Tüm raporlara yeniden itiraz eden Nilüfer Yalçın “Nasıl oluyor da oluyor bilmiyorum ama davamızın çeşitli aşamalarında bir ‘normaldir’, bir ‘değildir’ diye raporlar veriliyor. Ehliyet alırken, askere giderken, resmi nikahla evlenirken, çocuk yaparken normal olan biri; boşanırken zihinsel engelli oluyor ama mal paylaşılırken birden tekrar normal biri oluyor. Adli Tıp’ın son raporlarına da itiraz ettik çünkü kendi raporları da çelişkili. Hayatının ilk yıllarında başlayan ve ömür boyu devam edecek olan akli arızası bulunuyor diyen kurumun 2011 ve 2021 tarihli raporları aynı kuruldan çıkmış ama farklı iki karar” diye konuştu.
Korkunç iddialarda bulunmuştu
Antalya’da tanınmış bir ailede yaşanan ilginç olayda; Cenk Çıkla’dan boşanan Nilüfer Yalçın, çok sayıda suç duyurusunda bulunmuş, davalar açmış, çeşitli kararlara itirazlar etse de kendi ifadesine göre bunlardan bir sonuç alamamıştı. Yalçın; boşanma davası ve milyonlarca liralık mallar, petrol istasyonları, gayrimenkuller ve 200 milyon lirayı aşkın gelir ile ilgili mal paylaşımı davalarının çeşitli aşamalarında hukuksuz kararlar verildiğini, akli melaikesi yerinde olmayan ve vasi tayin edilen eski eşi Cenk Çıkla’nın; akli melaikeleri yerinde olmadığı bir tarihte şirket kurduğunu, bir şirket sattığını, nafaka davasına konu üzerinde tedbir bulunan aile konutunun satıldığını öne sürmüştü. Yalçın “Ehliyet alırken, askere giderken, resmi nikahla evlenirken, çocuk yaparken normal olan biri; boşanırken zihinsel engelli oluyor ama mal paylaşılırken birden tekrar normal biri oluyor. Biri bana bunu açıklasın. Zihinsel engellilik ömür boyu devam eder… Evlenirken akıllı olan adama, boşanma davasından kısa süre sonra, aniden ‘zeka geriliği’ teşhisi kondu. Şimdi yine akıllanmış, Adli Tıp’tan rapor istedik. Bu altıncı rapor olacak” diye konuşmuştu. Akdeniz Manşet gazetesi, konuyu “Bir garip dava” başlığı ile gündeme getirmiş, davanın taraflarının açıklamaları haber https://www.akdenizmanset.com.tr/bir-garip-dava/182999/ linkinde de yer almıştı.
Zeka geriliği teşhisi konulmuştu
Buna göre Cenk Çıkla hakkında; sevk edildiği Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, 5 Aralık 2007’de orta düzeyde zeka geriliği teşhisi konularak vesayet altına alınmasının uygun olacağına dair tıbbi kanaat raporu düzenlendi. 1. Sulh Hukuk Mahkemesince vasi tayin edildi ve kendisi kısıtlandı. Ardından 2009’da, o dönem 9 yaşında olan kendi öz oğluna şiddet uyguladığı gerekçesiyle hakkında basit yaralamadan dava açıldı. 6. Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla Aralık 2010’da Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde hafif mental retardasyon (hafif düzeyde zeka geriliği) tanısıyla bir gün yatırıldı. Hastanenin Sağlık Kurulu Raporunda, ‘…2009 tarihinde işlediği iddia olunan basit yaralama suçlarına karşı akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak anlayamaz. Bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli ölçüde azalmıştır’ denildi. Böylece iki farklı kurumdan iki rapor verildi.
‘Normaldir’ denildi
Kısıtlılık kararı 2007’den 2018 yılına kadar devam etti. Yıl 2018’i gösterdiğinde, 18’inden gün alan çiftin çocuğu C.A.Ç., 1.Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak babasının vasisi olmayı talep etti. Bu talep sonrasında Cenk Çıkla’nın abisi Durmuş Ali Çıkla da taraf sıfatı olmamasına, kardeşinin kendisi aleyhine 2003’te dava açmasına ve bu nedenle aralarında menfaat çatışması olmasına rağmen aynı mahkemeye başvurdu. “Kardeşim Cenk dinlenilsin” dedi. Cenk Çıkla mahkemede akli dengesinin yerinde olduğunu, bu raporları kimlerin aldırdığını hatırlamadığını, eşinin aldırmış olabileceğini iddia etti. Mahkeme ise kendisini bu kez Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk etti. 2007’de orta düzeyde zeka geriliği koyan hastaneden bu kez 21 Şubat 2018’de ‘…Yapılan zeka testinde normal zeka olarak ölçülen hastanın vasi tayini ve kısıtlanmasını gerektiren ruhsal bir hastalığı olmadığı tıbbi kanaatine varılmıştır’ raporu düzenlendi.
‘Manisa’ da aynısını söyledi
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden alınan 2007 yılındaki ‘orta düzeyde zeka geriliği vardır’ raporu ve 21 Şubat 2018’deki ‘normaldir’ raporunun çelişkili olması, altında imzası olan isimlerden birinin aynı olması üzerine itiraz edildi. 26 Şubat 2018’de ek bir rapor daha düzenlendi ve normal biri olduğu konusu tekrar vurgulandı. Bunun üzerine 1. Sulh Hukuk Mahkemesince Mart 2018’de Manisa’ya sevk edildi. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi de ‘sınır zeka potansiyeli’ tanısıyla düzenlediği Sağlık Kurulu Raporunda oybirliğiyle ‘….Kısıtlılığını gerektirir bir ruhsal rahatsızlığı bulunmamaktadır. Dolayısıyla kısıtlılığının kaldırılması uygundur’ ifadelerine yer verdi. Aralık 2010’da hafif düzeyde zeka geriliği tanısı koyan Manisa da 2018’de Cenk Çıkla’nın normal olduğuna karar vermiş oldu.
Adli Tıp’a sevk edildi
İki ayrı hastanenin sağlık kurulu raporları ve heyet raporları sonrası Adli Tıp Kurumunun ihtisas kurulu raporları arasında da çelişki oluştu. Çiftin boşanma davasına ilişkin aile mahkemesinin yazısı ile çiftin çocuğunun babasına kayyum atanması talebine ilişkin dava açtığı 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin farklı talepleri içerden yazıları üzerine Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulundan iki mahkemeye de aynı gün yazılmış birer ihtisas kurulu raporu daha geldi. Raporlarda; varlığı davacılar tarafından bilinmeyen geçmiş tarihli 2 rapora atıfta bulunulduğu öğrenildi. Böylece bugüne değin alınmış olan raporların sayısı da artmış oldu. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun verdiği 13 Ağustos 2021 tarihli son iki rapora da ‘raporlar arasındaki çelişki’ nedeniyle davacılar tarafından itiraz edildi. Zira Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 2011 yılındaki raporunda Cenk Çıkla için ‘fiili ehliyete haiz değildir’ denilirken 2021’de aynı kurumun aynı kurulu ‘normaldir’ raporu verildi.
2011 tarihli karar
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun verdiği 13 Ağustos 2021 tarihli, iki mahkemeye gönderdiği iki farklı raporda da “Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 19.12.2011 tarih ve 4197 karar sayılı mütalaasında; tıbbi belgeler ile adli tahkikat dosyasında belirlenen ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların değerlendirilmesinden, açılan alacak davasında vekalet sözleşmesinin yapıldığı 10.09.2003 tarihi itibariyle hukuki ehliyete haiz olup olmadığı sorulan … doğumlu Cenk Çıkla’nın Kurulumuzca 21.11.2011 tarihinde yapılan muayenesinde ve psikometrik tetkikinde elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini azaltacak mahiyet ve derecede olan (hafif düzey mental retardasyon) denilen akli arıza tespit edildiği, dava dosyasının tetkikinde, ‘kendisinde tespit edilen hayatın ilk yıllarında başlayan ve ömür boyu devam edecek olan bu akli arıza nedeniyle’ doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edemeyeceği, menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olamayacağı, kendi hür iradesi istikametinde serbest
olarak eylem ve işlemlere girişemeyeceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre Cenk Çıkla’nın 10.09.2003 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur kayıtlı olduğu…” ibaresi yer aldı.
2021 tarihli karar
Ancak mahkemeye gönderilen, sonuç bölümündeki ifadeleri kısmen farklı olmakla beraber kararları birbirinin aynısı olan son iki rapordan birinin sonuç kısmında ise “Yukarıda sıralanmış tıbbi belgeler ile adli tahkikat dosyasında belirlenen ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların değerlendirilmesinden; görülmekte olan kayyımlık (kayyım atanması) davası nedeniyle, ‘akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olup olmadığı, yeterli ise ne ölçüde normal bir yaşama izin verdiği, iradesinin, verdiği kararlar ve hareketleri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı, yapacağı, kendi işlerini görecek güce sahip olup olmadığı, sürekli yardıma muhtaç olup olmadığı, başkalarının emniyetini tehdit edip etmediği, muhafaza altına alınıp alınmayacağı, hastalığının ne kadar müddet süreceği, vasi tayını gerekip gerekmediği, hakimlikçe dinlenmesinde yarar olup olmadığı’ sorulan … doğumlu Cenk Çıkla’nın Kurulumuzca 18.09.2020 ve 14.06.2021 tarihlerinde yapılan muayeneleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından, halihazırda fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre Cenk Çıkla’nın halihazır durumu ile fiili ehliyetine haiz olduğu, kendisine vasi veya yasal danışman tayinine mahal olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur” denildi.
Aynı kurum, aynı kurul, aynı kişi
Böylece aynı kurumun aynı kurulunun aynı kişi ile ilgili 10 yıl arayla verdiği iki farklı karar ortaya çıkmış oldu. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu 2011’deki kararında Cenk Çıkla için ‘hayatının ilk yıllarında başlayan ve ömür boyu devam edecek olan akli arıza’ nedeniyle kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişemeyeceği tıbbi kanaatine ulaşarak fiil ehliyetine haiz olmadığına dair oy birliği ile karar vermişti. Aynı kurumun aynı kurulu; yine aynı kişi ile ilgili olarak 10 yıl sonra 2021 tarihli kararında, herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilmediği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine vararak, fiil ehliyetine haiz olduğu kararına varmış oldu.
İtiraz etti
3 farklı kurum olan Adli Tıp Kurumu, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ile Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden hem ‘akli dengesi yerindedir’ hem de ‘değildir’ raporları sonrası tüm raporlara yeniden itiraz eden Nilüfer Yalçın “Tüm kurumların raporları arasında çelişki var. Akıl hastalığı ömür boyu süren bir durumdur. Nasıl oluyor da oluyor bilmiyorum ama davamızın çeşitli aşamalarında bir ‘normaldir’, bir ‘değildir’ diye raporlar veriliyor. Ehliyet alırken, askere giderken, resmi nikahla evlenirken, çocuk yaparken normal olan biri; boşanırken zihinsel engelli oluyor ama mal paylaşılırken birden tekrar normal biri oluyor. Adli Tıp’ın son raporlarına itiraz ettik çünkü kendi raporları kendi içlerinde çelişkili. 2011 ve 2021 tarihli raporlar aynı kuruldan çıkmış ama farklı iki karar” diye konuştu.
HABER: Şükrü AĞIRMAN
Milyonlarca liralık mal paylaşımı davasında; ömür boyu sürdüğü bilinen akıl hastalığının teşhisi için Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile Adli Tıp Kurumundan hem ‘akli dengesi yerindedir’ hem de ‘değildir’ raporları verildiği ortaya çıktı
Manşet yazmıştı
Antalya’da tazminat ve nafaka alamayan Nilüfer Yalçın; adliye işlemleri ile ilgili korkunç iddialarda bulunmuş, boşanma davası devam ederken orta düzeyde zeka geriliği teşhisi konulan, çocuğunun babası da olan eski eşine; milyonlarca liralık mal paylaşımı davası sırasında ‘normal zekaya sahiptir’ raporu verilince raporlara itiraz etmişti. Akdeniz Manşet gazetesi, konuyu “Bir garip dava” başlığı ile gündeme getirmiş, davanın taraflarının açıklamaları haber https://www.akdenizmanset.com.tr/bir-garip-dava/182999/ linkinde de yer almıştı.
3 kurum ve farklı raporlar
İlginç olayda; gelen son Adli Tıp Raporlarında ise kocanın akli dengesinin yerinde olduğuna karar verildi. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ile Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden gelen farklı raporlar sonrası, Nilüfer Yalçın; Adli Tıp Kurumundan gelen bu raporlara da çelişki nedeniyle itiraz etti. Böylece ömür boyu sürdüğü bilinen akıl hastalığının teşhisi için 3 farklı kurumdan hem ‘akli dengesi yerindedir’ hem de ‘değildir’ denilerek 6 farklı kurul raporu verildiği ortaya çıktı.
Adli Tıp da şaştı
Tüm raporlara yeniden itiraz eden Nilüfer Yalçın “Nasıl oluyor da oluyor bilmiyorum ama davamızın çeşitli aşamalarında bir ‘normaldir’, bir ‘değildir’ diye raporlar veriliyor. Ehliyet alırken, askere giderken, resmi nikahla evlenirken, çocuk yaparken normal olan biri; boşanırken zihinsel engelli oluyor ama mal paylaşılırken birden tekrar normal biri oluyor. Adli Tıp’ın son raporlarına da itiraz ettik çünkü kendi raporları da çelişkili. Hayatının ilk yıllarında başlayan ve ömür boyu devam edecek olan akli arızası bulunuyor diyen kurumun 2011 ve 2021 tarihli raporları aynı kuruldan çıkmış ama farklı iki karar” diye konuştu.
Korkunç iddialarda bulunmuştu
Antalya’da tanınmış bir ailede yaşanan ilginç olayda; Cenk Çıkla’dan boşanan Nilüfer Yalçın, çok sayıda suç duyurusunda bulunmuş, davalar açmış, çeşitli kararlara itirazlar etse de kendi ifadesine göre bunlardan bir sonuç alamamıştı. Yalçın; boşanma davası ve milyonlarca liralık mallar, petrol istasyonları, gayrimenkuller ve 200 milyon lirayı aşkın gelir ile ilgili mal paylaşımı davalarının çeşitli aşamalarında hukuksuz kararlar verildiğini, akli melaikesi yerinde olmayan ve vasi tayin edilen eski eşi Cenk Çıkla’nın; akli melaikeleri yerinde olmadığı bir tarihte şirket kurduğunu, bir şirket sattığını, nafaka davasına konu üzerinde tedbir bulunan aile konutunun satıldığını öne sürmüştü. Yalçın “Ehliyet alırken, askere giderken, resmi nikahla evlenirken, çocuk yaparken normal olan biri; boşanırken zihinsel engelli oluyor ama mal paylaşılırken birden tekrar normal biri oluyor. Biri bana bunu açıklasın. Zihinsel engellilik ömür boyu devam eder… Evlenirken akıllı olan adama, boşanma davasından kısa süre sonra, aniden ‘zeka geriliği’ teşhisi kondu. Şimdi yine akıllanmış, Adli Tıp’tan rapor istedik. Bu altıncı rapor olacak” diye konuşmuştu. Akdeniz Manşet gazetesi, konuyu “Bir garip dava” başlığı ile gündeme getirmiş, davanın taraflarının açıklamaları haber https://www.akdenizmanset.com.tr/bir-garip-dava/182999/ linkinde de yer almıştı.
Zeka geriliği teşhisi konulmuştu
Buna göre Cenk Çıkla hakkında; sevk edildiği Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, 5 Aralık 2007’de orta düzeyde zeka geriliği teşhisi konularak vesayet altına alınmasının uygun olacağına dair tıbbi kanaat raporu düzenlendi. 1. Sulh Hukuk Mahkemesince vasi tayin edildi ve kendisi kısıtlandı. Ardından 2009’da, o dönem 9 yaşında olan kendi öz oğluna şiddet uyguladığı gerekçesiyle hakkında basit yaralamadan dava açıldı. 6. Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla Aralık 2010’da Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde hafif mental retardasyon (hafif düzeyde zeka geriliği) tanısıyla bir gün yatırıldı. Hastanenin Sağlık Kurulu Raporunda, ‘…2009 tarihinde işlediği iddia olunan basit yaralama suçlarına karşı akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak anlayamaz. Bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli ölçüde azalmıştır’ denildi. Böylece iki farklı kurumdan iki rapor verildi.
‘Normaldir’ denildi
Kısıtlılık kararı 2007’den 2018 yılına kadar devam etti. Yıl 2018’i gösterdiğinde, 18’inden gün alan çiftin çocuğu C.A.Ç., 1.Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak babasının vasisi olmayı talep etti. Bu talep sonrasında Cenk Çıkla’nın abisi Durmuş Ali Çıkla da taraf sıfatı olmamasına, kardeşinin kendisi aleyhine 2003’te dava açmasına ve bu nedenle aralarında menfaat çatışması olmasına rağmen aynı mahkemeye başvurdu. “Kardeşim Cenk dinlenilsin” dedi. Cenk Çıkla mahkemede akli dengesinin yerinde olduğunu, bu raporları kimlerin aldırdığını hatırlamadığını, eşinin aldırmış olabileceğini iddia etti. Mahkeme ise kendisini bu kez Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk etti. 2007’de orta düzeyde zeka geriliği koyan hastaneden bu kez 21 Şubat 2018’de ‘…Yapılan zeka testinde normal zeka olarak ölçülen hastanın vasi tayini ve kısıtlanmasını gerektiren ruhsal bir hastalığı olmadığı tıbbi kanaatine varılmıştır’ raporu düzenlendi.
‘Manisa’ da aynısını söyledi
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden alınan 2007 yılındaki ‘orta düzeyde zeka geriliği vardır’ raporu ve 21 Şubat 2018’deki ‘normaldir’ raporunun çelişkili olması, altında imzası olan isimlerden birinin aynı olması üzerine itiraz edildi. 26 Şubat 2018’de ek bir rapor daha düzenlendi ve normal biri olduğu konusu tekrar vurgulandı. Bunun üzerine 1. Sulh Hukuk Mahkemesince Mart 2018’de Manisa’ya sevk edildi. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi de ‘sınır zeka potansiyeli’ tanısıyla düzenlediği Sağlık Kurulu Raporunda oybirliğiyle ‘….Kısıtlılığını gerektirir bir ruhsal rahatsızlığı bulunmamaktadır. Dolayısıyla kısıtlılığının kaldırılması uygundur’ ifadelerine yer verdi. Aralık 2010’da hafif düzeyde zeka geriliği tanısı koyan Manisa da 2018’de Cenk Çıkla’nın normal olduğuna karar vermiş oldu.
Adli Tıp’a sevk edildi
İki ayrı hastanenin sağlık kurulu raporları ve heyet raporları sonrası Adli Tıp Kurumunun ihtisas kurulu raporları arasında da çelişki oluştu. Çiftin boşanma davasına ilişkin aile mahkemesinin yazısı ile çiftin çocuğunun babasına kayyum atanması talebine ilişkin dava açtığı 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin farklı talepleri içerden yazıları üzerine Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulundan iki mahkemeye de aynı gün yazılmış birer ihtisas kurulu raporu daha geldi. Raporlarda; varlığı davacılar tarafından bilinmeyen geçmiş tarihli 2 rapora atıfta bulunulduğu öğrenildi. Böylece bugüne değin alınmış olan raporların sayısı da artmış oldu. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun verdiği 13 Ağustos 2021 tarihli son iki rapora da ‘raporlar arasındaki çelişki’ nedeniyle davacılar tarafından itiraz edildi. Zira Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 2011 yılındaki raporunda Cenk Çıkla için ‘fiili ehliyete haiz değildir’ denilirken 2021’de aynı kurumun aynı kurulu ‘normaldir’ raporu verildi.
2011 tarihli karar
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun verdiği 13 Ağustos 2021 tarihli, iki mahkemeye gönderdiği iki farklı raporda da “Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 19.12.2011 tarih ve 4197 karar sayılı mütalaasında; tıbbi belgeler ile adli tahkikat dosyasında belirlenen ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların değerlendirilmesinden, açılan alacak davasında vekalet sözleşmesinin yapıldığı 10.09.2003 tarihi itibariyle hukuki ehliyete haiz olup olmadığı sorulan … doğumlu Cenk Çıkla’nın Kurulumuzca 21.11.2011 tarihinde yapılan muayenesinde ve psikometrik tetkikinde elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini azaltacak mahiyet ve derecede olan (hafif düzey mental retardasyon) denilen akli arıza tespit edildiği, dava dosyasının tetkikinde, ‘kendisinde tespit edilen hayatın ilk yıllarında başlayan ve ömür boyu devam edecek olan bu akli arıza nedeniyle’ doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edemeyeceği, menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olamayacağı, kendi hür iradesi istikametinde serbest
olarak eylem ve işlemlere girişemeyeceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre Cenk Çıkla’nın 10.09.2003 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur kayıtlı olduğu…” ibaresi yer aldı.
2021 tarihli karar
Ancak mahkemeye gönderilen, sonuç bölümündeki ifadeleri kısmen farklı olmakla beraber kararları birbirinin aynısı olan son iki rapordan birinin sonuç kısmında ise “Yukarıda sıralanmış tıbbi belgeler ile adli tahkikat dosyasında belirlenen ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların değerlendirilmesinden; görülmekte olan kayyımlık (kayyım atanması) davası nedeniyle, ‘akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olup olmadığı, yeterli ise ne ölçüde normal bir yaşama izin verdiği, iradesinin, verdiği kararlar ve hareketleri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı, yapacağı, kendi işlerini görecek güce sahip olup olmadığı, sürekli yardıma muhtaç olup olmadığı, başkalarının emniyetini tehdit edip etmediği, muhafaza altına alınıp alınmayacağı, hastalığının ne kadar müddet süreceği, vasi tayını gerekip gerekmediği, hakimlikçe dinlenmesinde yarar olup olmadığı’ sorulan … doğumlu Cenk Çıkla’nın Kurulumuzca 18.09.2020 ve 14.06.2021 tarihlerinde yapılan muayeneleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından, halihazırda fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre Cenk Çıkla’nın halihazır durumu ile fiili ehliyetine haiz olduğu, kendisine vasi veya yasal danışman tayinine mahal olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur” denildi.
Aynı kurum, aynı kurul, aynı kişi
Böylece aynı kurumun aynı kurulunun aynı kişi ile ilgili 10 yıl arayla verdiği iki farklı karar ortaya çıkmış oldu. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu 2011’deki kararında Cenk Çıkla için ‘hayatının ilk yıllarında başlayan ve ömür boyu devam edecek olan akli arıza’ nedeniyle kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişemeyeceği tıbbi kanaatine ulaşarak fiil ehliyetine haiz olmadığına dair oy birliği ile karar vermişti. Aynı kurumun aynı kurulu; yine aynı kişi ile ilgili olarak 10 yıl sonra 2021 tarihli kararında, herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilmediği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine vararak, fiil ehliyetine haiz olduğu kararına varmış oldu.
İtiraz etti
3 farklı kurum olan Adli Tıp Kurumu, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ile Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden hem ‘akli dengesi yerindedir’ hem de ‘değildir’ raporları sonrası tüm raporlara yeniden itiraz eden Nilüfer Yalçın “Tüm kurumların raporları arasında çelişki var. Akıl hastalığı ömür boyu süren bir durumdur. Nasıl oluyor da oluyor bilmiyorum ama davamızın çeşitli aşamalarında bir ‘normaldir’, bir ‘değildir’ diye raporlar veriliyor. Ehliyet alırken, askere giderken, resmi nikahla evlenirken, çocuk yaparken normal olan biri; boşanırken zihinsel engelli oluyor ama mal paylaşılırken birden tekrar normal biri oluyor. Adli Tıp’ın son raporlarına itiraz ettik çünkü kendi raporları kendi içlerinde çelişkili. 2011 ve 2021 tarihli raporlar aynı kuruldan çıkmış ama farklı iki karar” diye konuştu.
HABER: Şükrü AĞIRMAN