ABD’ye “bizi cezalandırmayın” diyen CHP’liler iyi okusun..

Bugün sizlere, “her kelimesi ibret dolu” olan iki yazı aktaracağım..

Ne yazık ki, ikisi de CHP’lileri çok yakından ilgilendiriyor..

Yine CHP’yi yazdığım için bana kızacaklar, ama önce “kiminle nereye gittiklerini” iyice bir görsünler istiyorum..

ABD’Yİ İYİ ANLAYIN

ABD’nin Irak saldırdığı ve Saddam’ı devirdiği o günlerde Türkiye’ye sığınan bir kadın anlatıyor..

Şevki Karabekiroğlu’nun yazısını ibretle okuyun:

“ABD’nin savaş uçakları ile bizim oturduğumuz Tikrit vilayetine saldırı yaptığı gece, benim evimi yakmaya çalışan kişi komşumdu..

Evet her gün selam verip selam aldığımız, sohbet ettiğimiz, yeri gelip yardım ettiğimiz komşumdu..

Bizim Saddam Hüseyin destekçisi olduğumuzu bildiği için o gece, elinde silahla sağa sola saldırıyordu..

Adam sanki çıldırmış gibi, ‘artık Saddam yok, diktatörü yıkacağız, Saddam’ı öldüreceğiz’ diyerek zafer sloganları atıyor, ABD'nin gelişini sevinçle karşılıyordu..

Savaş yıllarında eşimi ve 3 oğlumu kaybettim..

Evim, işim, akrabalarım hepsi savaş sebebiyle yok oldu..

Ben de kardeş ülke Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldım..

Yıllar sonra o komşumu da Türkiye'nin Şırnak vilayetinde sokakta gördüm..

Tek ayağı yoktu, dileniyordu..

Yanına gidip kendimi tanıttım ve neden burada olduğunu sordum..

ABD askerlerinin elektrikli işkencesine maruz kaldığını, bu sebeple sağ bacağını kaybettiğini söyledi..

O gün Saddam Hüseyin devriliyor diye zafer kutlaması yapan, ABD'nin ülkemizi işgal etmesine sevinip, yönetimin kendilerine kalacağını zanneden komşum(!) bugün büyük bir pişmanlık içinde..

‘Amerikalılar bizi dinlemediler, keşke geriye dönebilseydik de, Saddam'ın yanında savaşsaydım’ diyor..

Daha birkaç gün önce..

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’ın, ABD’nin vize başvurusunu durdurmasına ilişkin sözlerini bir kez daha hatırlatıyorum:

“ABD’nin tüm Türkleri cezalandırabilecek vize kararını doğru bulmuyoruz.. Ülkemizde bulunan vatandaşlarımızın yüzde 50’si Cumhurbaşkanı’na, Başbakan'a ve AKP’ye karşı, geri kalan yüzde 50 ise ABD’nin yanındadır..”

“BAŞKAN” BİLDİĞİNİZ GİBİ

Şimdi de yine özellikle CHP’lilerin çok iyi okuması gereken “ibretlik” bir paylaşımı daha aktaracağım..

Kendilerinin de bizzat şahit olduğu, ama her zamanki gibi “görmezden geldiği” bir gerçeği ortaya koyuyor..

Süleyman Özışık’ın yazısı..

“Grup toplantısında partililere seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Türkiye kendi sınırlarını güvence altına almak zorundadır.. Biz askerin İdlib'e gitmesine destek veriyoruz’ dedi ya!

Ekran başında inme inmiş gibi kalakaldım..

Allah şahit, ‘İdlib'e girmekle hata mı yaptık acaba? Bunun destek vermesi pek normal değil’ diye korkuya kapıldım..

Sonra daha önceki çarklarını hatırlayıp, kendime bir süre belirledim..

‘Birkaç saat sonra bu sözlerin tam tersini söyleme ihtimali çok yüksek.. Eğer akşam üzeri aynı şeyleri söylemeye devam ederse İdlib'e operasyonu ciddi anlamda gözden geçirmeli’ dedim..

Öğleden sonra, AK Parti'de siyaset yapan önemli bir dost aradı..

‘Kemal Bey'in ABD'ye vize konusunda tepki göstermesi ve Idlib'e yapılan operasyona destek vermesi çok anlamlı.. Galiba ülke olarak arzuladığımız birlik ve beraberliği yakalıyoruz’ deyince, ‘Erken konuşuyor olabilirsiniz’ diye kendisini uyardım ve geçmişi hatırlattım..

‘Bu polislerin eline kim silah verdi’ diyen bir siyasi parti genel başkanından bahsediyoruz..

Yarın, ‘TSK'ya bu tankları kim verdi, kim bunları Idlib'e gönderdi’ derse şaşırmayın"  dedim..

‘Yok yahu, o kadarını demez’ diye diretti..

‘Demez ise, bugün sabah kahvaltısında ne yediğini ne içtiğini kontrol edin ve her gün aynı şeyleri yiyip içmesini sağlayın’ dedim..

Gülüştük ve telefonu kapattık..

Günü geceye devretmek üzereyken beklediğim açıklama nihayet geldi..

CHP’nin Genel Başkanı sabah konuşan kendisi değilmiş gibi sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

‘Şovdan ibaret dış politikalarıyla, Türkiye'ye cihatçıları temizleme görevi kaldı.. İdlib’den gelecek her şehidin sorumlusu Erdoğan’dır..’

Niye bu kadar iddialı konuştum biliyor musunuz?

İki sebeple..

BİR.. Bizi öyle bir hale soktu ki, doğru söylediği bir cümle dahi kafamızda kuşku yaratıyor..

İKİ.. Çünkü Fırat Kalkanı Operasyonu'nda da aynısını yapmıştı.. Meclis Grup Toplantısı'nda operasyona destek vermiş, gece olunca sosyal medyada tam tersini yazmıştı..

Gece diyorum, dikkat ediniz!

Sabah alınan çayın ya da portakal suyunun yerine gece başka bir şey alınınca demek ki böyle oluyor..

Yok, yok...

Cin tonikten, rakıdan falan bahsetmiyorum, bu başka bir şey!

Hep söylerim...

Günde 5 dakika haber okuyan biri bu adama mümkün değil oy vermez!”

ABD VE CHP’YE DİKKAT

Ben de diyorum ki..

Geçmişi iyi okuyun, anlayın ve ABD’ye de CHP’ye de dikkat edin..

Çünkü..

Nereden nasıl gelecekleri, ne yapacakları hiç belli olmaz..