Adaylık hakkım!..

Abone Ol

“Memleketim” dediğim Fethiye’de yakın akrabalarım dışında pek göbek bağım yok. Ama Ortaca’da çok.
Her seçin döneminde, “Ben de gençlik yıllarımın geçtiği, futbol takımının dahi formasını giydiğim, doğmamış olsam da büyüdüğüm Ortaca ilçesinden belediye başkan adayı veya milletvekili adayı olsam mı” zaman zaman kendi kendime sormadım değil.
Acaba olsa mıydım?
İyi ama ben bürokratlık yapmadım ki?
30 yılın 25 yıllık sürecinde sadece gazetecilikle uğraştım.
Kimseye ödün vermedim.
Siyasi çıkar beklenmek adına, birilerinin bir yerlerini yalamadım.
Bu durumda benim bekraundum ne ki de, aday olarak ortaya çıkabileceğim?
Geçtiğimiz günlerde yakın dostumun damadı ile sohbet ediyoruz. Kendisi Kalkan tarafında öğretmenlik yaptı. AK Parti’den Milletvekili seçilip, istifa ettikten sonra MHP’ye geçen ve şu sıralar MHP’den Milletvekili aday adaylığından bahsedilen Yusuf Ziya İrbeç’in köyünde.
Bizim damat başladı anlatmaya.
“Yusuf Ziya İrbeç milletvekili adaylığı sırasında kendi köyüne gelir. Ve köyün ileri gelenleriyle kahve sohbetleri yapar. Yaşlı bir amcamıza, oyunu kime vereceğini sorar. Yaşlı amcamız, “Bizim bi köylü var. İrbeç. Ona vereceğim” der. Dediği kişi oy vereceği kişinin ta kendisidir fakat, tanımaz.
CHP tabanı ön seçim bekliyordu, hayal kırıklığına uğradı.
Çünkü ön seçimin yapılmayacağı açıklandı.
Yapılsa ne olacaktı?
Ankara’nın gönlünden geçen isimlerin yerleri mi değişecekti?
Ben sanmıyorum.
AK Parti’de temayül yoklaması yapıldı.
Yapıldı da ne oldu?
Muğla’da yıllardır Orman Bölge Müdürlüğü yapan bürokrat, Antalya’da Ak Parti için siyaset yapanların önüne geçti.
Sivas valisiyken görevden alınıp, merkeze çekilen kişi, o temayül yoklamasında oyları topladı.
Merak ediyorum da, Ak Partililer arasında, “Ne oluyoruz böyle” diyen olmuş mudur?
Bu durumda kim ne diyor?
“Demek ki AK Parti’nin kamuda örgütlenmiş iddiaları bu aday adaylıklarıyla kendiliğinden gün yüzüne çıkmıştır.”
“Doğru” diyen de haklı çıkar, “Hayır yanılıyorsunuz” diyen de.
Zira her Türk insanı seçme ve seçilme hakkını sahip.
Yıllardır benim bir türlü akıl-sır erdiremediğim bir olay var ise, “İdeolojisine inandığı, bayrağını sallamaktan asla erinmediği. O uğurda gecesini, gündüzüne katıp çalıştığı, “Bir gün seçilme zamanı bana da gelir” diye umutla beklediği günün kapıya gelip dayanmasına rağmen, gökten zembille indirilip, o gerçek partililerin önüne geçenler var olduğu sürece, benim ülkemde kişiler milletvekili seçilse ne yazar, seçilmese ne yazar.
Taban mı, cemaat mı?
Taban mı, genel merkez mi?
Partili mi, sonradan partili olan mı?
Adına ne koyarsan koy. Kavun değil ki altını koklayıp karar verebilesin.
Veremiyorsan yap seçimini, adına da temayül koy, geç.
O ismi, “Ön seçim” koyamayanlar ne yapsın?