Ağanın eli tutulmaz!..

Abone Ol

Meğer 1 Ağustos tarihinin de önemi varmış. Bir diğer anlamda önemi olması isteniyormuş.

Kim mi?

Muratpaşa Belediye Başkanı komşum Ümit Uysal tarafından.

Ve ben o önemi önceki gün anladım..

Nereden mi anladım?

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı tişörtlü görünce. O tişörtün önünde de koskocaman harflerle, “1 Ağustos Dünya Empati günü” yazdığını okuyunca.

**                           **

Bazen Antalya sokaklarından geçerken billboardlardan, “Şu kadar vatandaşımıza bu kadar yiyecek yardımı yaptık.”  Megabaytlardan, “Aş evimizden bilmem ne kadar insanımıza yemek dağıttık” gibi onlarca ilanların asılmasına sinir olurum.

Anam, “İyilik yap denize at, hayrını uçurmamak için de kimseye bahsetme o iyiliğinden” derdi hep.

O billboardlarda ve megabaytlarda hayır işi afişleri acaba yapılan hayırların hayrını uçurmuyor mu?

Ya da onca danışmanları, yardımcıları, ne varsa, hiç mi uyarma gereği duymazlar yoksa onlar da mı üzerlerine giydirilen unvanlarıyla ortalıkta göstermelik mi dolaşırlar.

**                           **

Evet.,

“1 Ağustos Dünya Empati” günü olması önerisini veren komşum da ilk etkinliği yapmış..

Ve günün özelliğinden dolayı, Muratpaşa Belediye Başkanı komşum Ümit Uysal, giymiş tişörtünü ve tişörtüne uyumlu  pantolonunu, sokağa çıkıp çöp toplayıp çöpçülerimiz ile,

aş evine gidip, aşçı ve aşçı yamaklarıyla yan yana patates soyup, aş evi çalışanlarıyla,

Turunç Masa’ya oturup, telefon kulaklığını takıp, vatandaşlardan gelen talepleri bizzat dinleyerek Turunç Masa çalışanlarıyla.,

Sadece ve sadece empati yapmış.

Al sana, “Dünya Empati Günü” etkinliği..

Hoş, bana göre hepsi para tuzakları olan, şu dünya bilmem ne günü olaylarına fena halde gıcığım da, bu seferki başka.

“Empati.”

İyi de, benim kıymetli komşum neden biz gazetecilerle de empati yapmamış ki?

Geçerdi klavyenin başına, verirdik önüne bir metin. Bunu haber haline getir der, o da bizlerin yaptığını yapardı.

Al sana gazetecilik empatisi..

“Yok arkadaş ben belediyeciyim, o nedenle de personellerim ile empati yaparım mı” mantık?

Ama sen düne kadar hukukçuydun. “Neden avukat arkadaşlarınızla empati yapmak istemediniz sevgili komşum” desem!..

Vazgeçtim hiç birisini demeyeceğim.

Ama bir şey söyleyeceğim..

Bu sıcak havada empati olsun diye de olsa sokaklarda çöp toplayan garibanın ne şartlar altında nasıl bir iş yaptığını anlayabildiniz mi?

Aldıkları parayı analarının ak sütü gibi helal ettiriyorlar mı, ettirmiyorlar mı?

Peki ya aş evindeki aşçının halini görebildiniz mi?

Turunç Masa çalışanlarının en küçük bir sorun için bile telefona sarılan hatta bunu gereksizlerin bile yaptığına şahitlik edebildiniz mi?

O halde son görev size düşüyor komşucum.

Ağanın eli tutulmaz…