Ağlamamayı bileceksin!..
Eski CHP Milletvekili.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni 5 yıl boyunca yöneten kişi.
Gerçek bir halk adamı..
7’den 70’e herkesin gönlünde taht kurmuş bir isim.
Adı Bekir Kumbul..
** ** **
O da tıp doktoru.
Mesleği Genel cerrahlık.
Ne zaman ameliyathaneye girse, o gün ameliyathanede olanlar kendisiyle karşılaşmamak için ortadan kaybolurlar.
Rektörlük yaptı.
Üniversiteler Birliği Başkanlığı görevini yürüttü.
Tekrar rektörlüğe atanamayınca tam emekliliğini nasıl geçireceğini düşünürken, başına Baykal isimli talih kuşu kondu ve rüyasına yatsa, kendisini bir anda, “Acaba” sorularıyla uyanacağı Büyükşehir Belediye Başkanlığında buluverdi.
Adı Mustafa Akaydın.
** ** **
Akaydın hani ağzından hiç düşürmez ya, “kamuoyu arasında anket yapılsa” diye..
Haydi çıkalım Antalya sokaklarına.
Hatta 2014 yerel seçimlerinin Bütünşehir sistemi nedeniyle ilçe ve köylerin de Büyükşehir için oy kullanacağından, en ücra köşelere dahi gidelim.
Ve karşımıza kim çıkarsa çıksın, sorumuzu yöneltelim:
“Sence Mustafa Akaydın mı, Bekir Kumbul mu?.”
Kumbul Akaydın’a açık ara fark yapmazsa ben bu işi bilmiyorum.
Neden mi?
Bekir Kumbul asla ağlamaz..
Kendisiyle barışıktır.
Haksızlığa gelemez ancak, işi zamana bırakarak sabır göstermesini bilir.
Parti tabanıyla her zaman uyumlu olmaya özen gösterir.
Ne milletvekilliğinde, ne de belediye başkanlığında ailesini işe karıştırmamıştır.
Vefalıdır.
Peki ya Mustafa Akaydın?
Seçim çalışmalarında her şey mubah dercesine, ayran-rakı iftirası atar.
Seçimi kazandığı rakibini daha ilk gün yuh, yuh şarkılarıyla göndermekten geri durmaz.
Göreve gelir gelmez, “Belediye borç içerisinde yüzüyor” diyerek kendisinin hiçbir iş üretemeyeceğini açıkça deklare eder.
Vaatlerini yerine getiremediği zaman, “Merkezi hükümet projelerimizi engelliyor” nakaratını sürekli tekrarlar.
Kendisini aday yapan kişiye isyan bayrağı açar.
Partililerini tanımaz..
Sürekli kavga eder.
4.5 yıldır bir tane elle tutulur proje üretemediği gibi, belediyenin gelirleriyle borç ödemekten çok, alkol festivallerine imzasını atar.
Ülke’nin başbakanı, bakanları ve milletvekilleriyle dalaşır.
Antalyalıya verdiği sözleri tutamadığı zaman da, “Elimden bu kadarı geliyor” demek yerine, her zaman yaptığı gibi, ağlar.
Misal.
Temizlik firmasına olan borcunu ödemediği için, makam odasına gelen haciz işleminin ardından yaptığı açıklama aynen şöyle:
“Haciz işlemi ideolojik boyuttadır.”
Şimdi CHP adaylığı için benden bir tarif mi bekleniyor.
Emir telakki ederim!..
Belediye başkanlığı yan gelip yatma yeriyse Akaydın.
Tersi ise Kumbul.