Akaydın'ı anlıyorum
Sayın Akaydın’ın bu en zor sınavının en zor sorusu da ulaşım konusundan gelmiştir. Bu konu aynı zamanda Sayın Akaydın’ın çok fazla bilgisinin olmadığı bir konudur. Çünkü kendisi tıp doktorudur. Rektörlük döneminde de mesela bütçe yönetimi gibi deneyim kazanmış olabileceği bir konu değildir ulaşım konusu. Yani en zor ve en yüksek puanlı soru en az bilinen yerden çıkmıştır.
İşte bu noktada devreye ulaşım bürokratları ve danışmanları girmiştir. Sayın Akaydın Antalya için önemli bir hizmeti gerçekleştirmek istemiş, konuyu ilgili birimlere havale etmiştir. O bürokratların ve danışmanların hazırladıkları yeni toplu ulaşım planı hakkında muhtemelen pek çok kez bilgi ve sunum almış, konuyu titizlikle takip etmiştir. Kendisine yapılan sunumları da mantıklı ve işe yarar bulmuştur. Çünkü bu tip projeler kağıt üzerinde daima mantıklı görünürler.
Ancak teoriden pratiğe geçilince işin hiç de öyle olmadığı anlaşılmış, Antalya halkı Akaydın’a öfke kusmuştur. Yeni düzenden mağdur olan bütün vatandaşlar faturayı doğal olarak Sayın Akaydın’a çıkarmışlardır.
Eminim ve emin olmak istiyorum ki başka konulardaki eleştirilere kulak asmayan, suçunu kabul etmeyen Akaydın, bu sefer gerçekten büyük bir sıkıntının var olduğunun farkındadır. Zira yeni düzenlemenin sonuçları ve gösterilen tepkiler gözle görülmektedir.
Peki burada Sayın Akaydın’ın suçu nedir? İşte bu noktada kendimi onun yerine koyup onu anlayabiliyorum. Elbette ki bir başkan olarak yapılan her şeyin birinci sorumlusu odur ama bu düzenlemenin yapılmasında Sayın Akaydın’ın ne kadar katkısı olmuş olabilir ki?
Asıl hata bu düzenlemeyi yapan bürokrat ve danışmanlarındır. Ortada bir beceriksizlik varsa bu o kişilerin beceriksizliğidir. Akaydın’ın bozuk imajını düzeltebilmesini, Antalyalıların gönlünü yeniden kazanabilmesini sağlayacak tarihi fırsatı mahvetmişlerdir.
O halde Sayın Akaydın bu hatayı yapanlardan hesap soracak mıdır? Yoksa yapılan hatalar yapanların yanına mı kalacaktır? Eğer ortada bir beceriksizlik ve bu beceriksizliğin yanına kar kaldığı bürokratlar varsa bu durum gelecekte yapılacak başka düzenlemeleri de tehlikeye sokmaz mı? Bana göre asıl cevaplanması gereken sorular bunlardır.
Sayın Akaydın bürokratların kendisine verdiği bilgileri sorgulamalı, olduğu gibi kabul etmemelidir. Mesela kendisine Antalyalıların toplu ulaşıma ödedikleri paranın günlük 374 binden 318 bin liraya düştüğü söylenebilir. Ama bu hesabın içine toplu ulaşımla işini göremeyenlerin mecburen taksilere ödedikleri paralar ile toplu ulaşımı kullanmak yerine mecburen yürümeyi tercih edenlerin ödemedikleri paralar dahil midir? Yine kendisine toplu ulaşımı kullanan kişi sayısının yaklaşık 50 bin artmış olduğu da söylenebilir. Bu rakama da gitmek istediği yere iki vasıtayla gidenlerin dahil olup olmadığı bilinmemektedir.