Akaydın’a ders!

Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile ilgiliydi bu haberler. Siz okurlarla ‘100. Yıl’da dev vurgun’, ‘Belediyeyi çiftlik yapmış’, ‘Yetim hakkı yedi’, ‘Ağır cezada yargılanıyor’ haberlerini paylaştık.

Bu haberlerden sonra Başkan Akaydın, bize dava açmak için mahkemeye başvurdu.

Savcılık soruşturma açtı, bizi ifadeye çağırdı.

Gazetenin Yazı İşleri Müdürü olarak mahkemeye gidip ifademi verdim. Haberlerin arkasında olduğumu ve tüm bunların belgeli olduğunu aktardım.

Savcılık ifademden sonra soruşturma evrakını inceledi ve kararını verdi.

Verirken de adeta ders niteliğinde ifadeler kullandı.

Kullandığı bu ifadeleri sizlerle paylaşmak istiyorum bugün. Okuyun ve okuduktan sonra da yorumu siz yapın.

İşte o açıklama;

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 13, 14, 25, 26 ve AİHS’nin 9/2. 10/2, 17. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde Devlet yahut halkın bir bölümü için rahatsız edici, hoşa gitmeyen, kural dışı, endişe verici, fakat şiddet ve şiddet kışkırtıcılığı içermeyen nitelikteki sözlerin de ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine kuşku yoktur.

Bu açıklamaların ışığı altında, somut olay değerlendirildiğinde; Belediye Başkanı olarak görev yapan ve yaptığı hizmet sebebi ile kamuoyu tarafından takip edilen, göz önünde bulunan müştekiye yönelik olarak yapılan eleştiri ve yorumlarda, eleştiri hakkının sınırının sıradan vatandaşlara göre, daha geniş yorumlanması gerektiğinde bir kuşku yoktur.

Müştekiye yönelik olarak yukarıda belirtilen sözlerin kullanıldığı, bu sözlerin içeriğinde, şiddeti, silahlı direnmeyi veya ayaklanmayı teşvik eden ifadelerin kullanılmadığı, kişiliğine yönelik ağır ve haksız bir saldırıda bulunulmadığı.

Şüphelilerin gerçek bir haberi haber konusu yaptıkları, haber ve yorumların yerel seçimler öncesinde kamuoyunu bilgilendirme amacı taşıyan güncel haber oldukları, söz ve yorumların aktarılmasında kamu yararı bulunduğu, haberin veriliş biçimi ile özü arasında fikri bir bağ bulunduğu, haberi yapan şüphelilerin suç kastı ile hareket etmedikleri, haberde gerekli, yararlı ve ilgili olmayan nitelemeler ve yorumlar olmadığı, haber içeriğine uygun düşmeyecek şekilde kamuoyunda muhataba husumet ve kuşku yaratıcı, kişiliğini zedeleyici bir üslup kullanılmadığı, özle, biçim arasındaki dengenin şeref ve onuru kıracak boyutta bozulmuş olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90/5. maddesi uyarınca uygulanması gereken Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Skaka / Polonya - 27 Mayıs 2003. Korku / Türkiye 23 Eylül 2003 tarihli kararları da gözetildiğinde yüklenen suçun kanuni unsurları itibariyle oluşmadığı tüm soruşturma evrakı kapsamından

anlaşılmıştır. Yukarıda yazılı nedenlerle, şüpheliler hakkında üzerlerine atılı basın yolu ile hakaret ve iftira suçlarından dolayı atılı suçların unsurları itibari ile oluşmaması sebebi ile her bir suçtan ayrı ayrı KAMU ADINA KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA.”