2009 seçimlerinde..
Süleyman Evcilmen ve Muhittin Böcek, Mustafa Akaydın’ı adeta sırtlarında taşıyarak mahalle mahalle gezdirip vatandaşa tanıttılar..
“Büyükşehir Başkanı olarak Antalya’ya Menderes Türel’den daha iyi hizmet eder” diye lanse ettiler..
Ve Akaydın Evcilmen ile Böcek’in “üstün gayretleri” sonucunda seçimi kazandı..
Sonrasını biliyorsunuz..
Akaydın, hem Evcilmen ve hem de Böcek’le 5 yıl boyunca kavga etti..
Her ikisini de kamuoyu önünde defalarca “yalancı” durumuna düşürdü..
Bununla da yetinmedi..
“Seçilmemde Evcilmen ve Böcek’in hiçbir katkısı yoktur” diyerek büyük bir “nankörlük” örneği sergiledi..
Ama, çok daha önemlisi şuydu:
Akaydın “Antalya’ya hizmet” açısından maalesef FOS çıktı..
…
İşte bu Akaydın..
Sanki Antalya’ya büyük ve kalıcı hizmetler yapmış gibi..
Antalya’nın çeşitli sorunlarını çözmüş ya da çözmek için bir adım atmış gibi..
Şimdi halkın karşısına çıkmış, “yüzü kızarmadan-utanmadan” halktan oy istiyor, “ben en iyiyim, beni yine seçin” diyor..
Çok merak ediyorum..
Antalya’da, Prof. Dr. Mustafa Akaydın’a hala inanacak kadar “saftirik”ler var mı acaba?
…
Bunu 9 gün sonra göreceğiz..
Belki yeniden seçilecek, bilemem..
Ama..
Eğer seçilirse..
Seçilmesinin tek nedeni; iktidar partisine karşı yapılan “komplolar” nedeniyle Ak Parti’ye duyulan “bilinçsiz tepki” olacaktır..
Buna rağmen..
Akaydın çıkar, (tıpkı 2009’da olduğu gibi) “ne tepkisi, halk beni seviyor-bana inanıyor, ben kendi oylarımla seçildim” demekten kendini alamaz..
…
“Türkiye’de CHP tarihinin en başarısız belediye başkanı” olarak gösterilen iki kişi var..
Biri İzmir Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu, diğeri de Antalya Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın..
Bunu söyleyenler CHP’nin “tecrübeli” isimleri..
Başka partililer böyle bir şey söylemez zaten..
Düşünün..
Antalya ve İzmir gibi, Türkiye’nin dünyaya açılan iki penceresi, bu iki isme emanet edilmiş..
Ve ikisi de, geçtiğimiz 5 yılı “eyyamcılık” yaparak geçirmiş..
Kentlerine hizmet etmek yerine “kavga etmeyi” yeğlemiş..
Şimdi halkın karşısına çıkarken, arkalarına “hizmet”lerini değil “tepki oyları”nı alarak konuşuyorlar..
Söyleyin..
Böyle birileri, yönettikleri kentin “daha iyi yaşanabilir bir kent” olması için uğraşır mı?
…
Akaydın haftalardır halkın karşısına çıkıyor ve insanların gözlerinin içine baka baka “doğru olmayan şeyler” söylüyor..
Örneğin..
Ulaşım esnafına gidiyor, “her zaman ulaşım esnafının yanında oldum” diyor..
Ulaşım esnafı ise, “Antalya tarihinde en zor günlerini Akaydın döneminde yaşadıklarını” söylüyor..
Çıkıyor, “haram yemedim, yedirmedim” diyor..
“Haram” Akaydın için nedir, onu bilmiyorum..
Ama, şu ANTKART ve 100. Yıl’daki stadyum konularında ödenecek “zoraki tazminat” nedeniyle Antalya halkının cebine el atılacak, bu haram değil midir acaba?
Antalya’ya atılmış bir “HALKKART kazığı” var..
Hem esnafa eziyet, hem de halka..
Ayrıca, Belediye’ye (yani Antalya halkına) ödenmesi gereken ve milyonlarca lira tutan yüzde 2’lik gelir A-Kent firmasından alınmıyor..
Bu “haram”dan sayılmıyor mu?
Kendisine ait olmayan hizmetleri “kendi hizmetiymiş gibi” gösterip seçim kitapçığına koyması ve halka böyle anlatması “haram” değil midir?
…
Özetle..
Prof. Dr. Mustafa Akaydın bu..
Sanki Antalya’ya büyük ve kalıcı hizmetler yapmış gibi..
Antalya’nın çeşitli sorunlarını çözmüş ya da çözmek için bir adım atmış gibi..
Şimdi halkın karşısına çıkmış, “yüzü kızarmadan-utanmadan” halktan oy istiyor, “ben en iyiyim, beni yine seçin” diyor..
Ben de merak ediyorum..
Böyle bir Akaydın’ı yeniden seçecek kadar “saftirik” Antalyalı var mı hala?