Akaydın bence bu lafı haketti..

Abone Ol

Hatırlayın..
Sürekli “enkaz edebiyatı” yapan Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın..
Belediye’ye gelen son haciz olayından sonra, yine “aynı tavrını” sürdürdü..
Önce, “Türel bana 1 milyar 400 milyon lira borç bıraktı gitti” diyordu..
Şimdi, “1 milyar dolar borç bıraktı” diyor..
Her ikisi de “doğru değil”..
Akaydın, “sabah söylediğini akşam unutuyor”..
Sabahla akşam arasında ne oluyor da unutuyor, bunu bilemiyorum..

Belediyelerin çalışmasında “süreklilik” esastır..
Yani..
Bir başkan seçilemezse, yarım kalan işlerin tamamlanması ve bu işlerle ilgili borçların ödenmesi, göreve yeni gelen başkan tarafından yapılır..
Türel göreve seçildiğinde, bir önceki başkan CHP’li Bekir Kumbul’dan 250 milyon lira civarında borçla görevi devralmıştı..
Türel’in bir kez olsun, “belediyeyi borçla devraldık” dediğini duyanınız var mı?
Geldi, hem bu borcu ödedi, hem de Antalya tarihinde yapılan hizmetlerden çok daha fazlasını 5 yılda gerçekleştirdi..
Hizmette ve “başkan” olarak Akaydın’la Türel’i aynı kefeye koymak, adaletsizliklerin en büyüğü olur..

Borçlara yeniden dönelim..
Türel’in Akaydın’a bıraktığı borç miktarı sadece 300 milyon lira..
Yani..
O kadar çok yatırım ve hizmet yapan Türel, borç yapılandırmasını da, Antalya’nın sıkışmadan ödeyeceği bir plana göre yaparak, “hizmetlerin engellenmesini” önledi..
Böylece bir taraftan borç ödenirken, personel maaşları ödenirken, diğer taraftan “Antalya hizmet almaya” devam edebilirdi..
Ama..
Akaydın bunu beceremedi, yapamadı..
Bu beceriksizliğini örtmek için de, sürekli olarak “Türel’in bıraktığı borç”ları kullandı..
Oysa..
Akaydın, 5 yıllık görev süresi içinde sadece 300 milyon lira borç ödeyecekti.
Ama..
“Antalya’ya hizmet”i hiçbir zaman düşünmediği için..
Katıldığı her toplantıda, her TV programında, her açıklamasında 2028 yılına kadar ödenecek borcu, “kendi döneminde ödenecekmiş borç” gibi anlatarak vatandaşı hep yanılttı..
Önceki gün, belediyenin televizyonlarına varıncaya kadar yapılan haciz işlemi konusunda da aynı tavrını sürdürdü, yine Türel’i suçladı..

Oysa..
Belediye başkanı seçilmeden önce bu borç miktarını biliyordu ve belediyeyi bu borçlarla en iyi şekilde kendisinin yöneteceğini iddia etmişti..
Seçimlerden önce, ''merak etme Antalyam, Antalya Ankara'dan zengin, bu borçlar bana vız gelir, tırıs gider'' diyerek bilboardlara çıkan da Akaydın’dı..
Demek ki..
Akaydın, belediye başkanlığını beceremedi, beceremiyor..
Bu kafayla becerebileceğini de hiç sanmıyorum..
50 milyon lirayı şarkıya-türküye-eğlenceye-söyleşiye verinceye kadar, belediyenin borçları ödenebilirdi..
Bunu bile planlayacak kapasiteye sahip biri değil..
Ne yazık ki Akaydın, Antalya için “kara” bir talihsizliktir..

Bütün bu yazdıklarımdan sonra..
Akaydın’ın “hacizden sonra yaptığı borç enkazı”na Türel’in dün verdiği cevapla sözlerimi –bugünlük-bitirmek istiyorum:
“Akaydın belediyenin bir televizyonunu haciz ettirecek kadar aciz bir belediye başkanı ise..
Bu koltuğu bir gün bile beklemeden bıraksın gitsin..”
Akaydın, bence bu lafı haketti..
Siz ne dersiniz?