Akaydın bu ‘yanlış’tan vazgeçmeli..
“Tamam anladık bu yeni ulaşım sistemi büyük bir kargaşa yarattı, bu belli..
Akaydın seçilmeden önce ulaşım esnafının Antkart konusunda yarattığı kaosu destekledi ve şimdi aynı tavırları görünce esnafı tehdit etmeye başladı..
Bunu da anladık..
Antkart yanlışsa, bu Halkkart baştan sona yanlış ve bu konuda büyük bir suç işleniyor..
Bunu da anladık..
İyi de yahu, ne yapsın bu Akaydın?
Antalya’nın gerçekten bir toplu taşıma sorunu var, bunu çözmeye çalışmasın mı?
Çağdaşlığın gereği olan bir akıllı kart işi yaptırmasın mı?
Hep eleştiriyorsunuz..
Bir de ne yapılacağını yazsanız da, vatandaş da aydınlansa..”
…
Cevap veriyorum..
…
Toplu ulaşımdan önce, Antalya’nın “çok daha büyük” bir sorunu var..
Bu sorun, Mustafa Akaydın’ın bizzat kendisidir..
Bu “çok daha büyük sorun” çözülmeden, diğer sorunların hiçbirinin çözülemeyeceğini herkes anlamalı artık..
…
Rektörlüğünden bu yana Akaydın’ı Antalya halkına anlatmaya çalışıyorum..
Nedir anlattığım?
- 2 dönem rektör yardımcılığı, 1 dönem rektörlük yaptığı Akdeniz Üniversitesi’nde “taş üzerine taş koymamış” birinin bu kente hiçbir şey veremeyeceği..
- Karşısındaki insanları daima küçümseyen ve alay eden, dalgasını geçen bir olduğu.. (Meclis toplantıları dahil çoğu yerde bunu açık-seçik gösteriyor zaten)
- Hizmet etmekten daha çok, “iş yapıyormuş gibi davranmayı” sevdiği, tribüne oynamaya bayıldığı..
- Herkesi cahil, kendisini deha gördüğü..
- Yalan söylemeyi ve inkar etmeyi “iyi bir şey” kabul ettiği..
- Kendisinden daha iyi iş yapanları çekemediği, hatta onlara düşman olduğu..
- Her şeyi en kendisinin bildiğini zannettiği..
Vesaire.. Vesaire..
…
Bunları yazdığım ve söylediğim için bana çok fazla kızan olmuştu..
Ama..
Son haftalarda o kızanlar bir bir arayıp, “Akaydın konusunda ne kadar haklı olduğumu” söylemeye başladılar..
Özellikle kendi partisinin içinden, “hakikaten tın tın biriymiş” diyenlerin sayısı hiç de az değil..
…
Neyse..
Biz yine “toplu ulaşımda yeni sistem”e dönelim..
Evet, Antalya’nın toplu ulaşım sistemi gerçekten bir “sisteme” kavuşturulmalı..
15-16 yıldır bu konuda çok araştırmış, yazmış-çizmiş biri olarak, Akaydın’ın bu gayretini takdir ediyorum..
Ama..
Demokrasilerde “dayatma, şantaj ve tehdit”le hiçbir iş başarıya ulaşamaz..
Hele hele daha önce desteklediğiniz bir konuya şimdi tepki gösterirseniz, kimse sizi ciddiye almaz..
Antalya’da 24 saat toplu ulaşım hizmeti gerekli mi?
Evet, ama “ekonomik” değil..
Bu nedenle “özel sektöre” bunu kabul ettiremezsiniz..
Ya uzlaşacaksınız, ya da esnafa hakkını verecek ve toplu taşıma işini belediye eliyle “kar gözetmeden ve zararı göze alarak” siz yapacaksınız..
“Halkçı” biri böyle yapar..
Öte yandan..
Kenti bir baştan bir başa geçen hatları kısaltmak doğru mudur?
Evet, ama bu iş de hesapsız-kitapsız olmaz..
Engellileri düşünmeden olmaz..
Esnafı razı etmeden olmaz..
Ulaşım planınız yoksa zaten hiçbiri olmaz..
…
Akaydın, aslında “iyi bir işe” kalkıştı..
Ama..
Bir yandan A-Kent hesabı, diğer yandan kırmızı otobüs hesabı, öte yandan tazminat hesabı derken..
Kafası iyice karıştı..
Ve..
Yeni ulaşım sistemini yanlış başlattı, yanlış devam etmesi için de durmadan tehdit savurup “kendisi dışında” herkesi suçluyor..
...
Yani..
Akaydın bu “yanlış”tan vazgeçmeli..
Ve..
Hesaplı-kitaplı bir sistem kurup onu uygulamalı..
Vesselam..
……………………………….
Klimalı durak Türkiye’de ilk değil..
Halkın dikkatini, toplu ulaşımdaki iflastan farklı bir yöne çekmeye çalışan Büyükşehir yönetimi, bir “klimalı durak” olayı attı ortaya..
Ve..
Bu durakların tanıtımını yaparken de “Bunun bir benzeri Dubai’de var.. Antalya, Türkiye’de bir ilki yaşayacak” denildi..
Oysa bu da bir yalan..
Çünkü..
Türkiye’de ilki Marmaris yaşadı ve bir otobüs durağı klimalı olarak hizmete çoktan girdi..
Bir içecek firması tarafından yapılan durak Ulusal Egemenlik Caddesi üzerinde bulunuyor..
Sayısını arttırırlar mı bilemem..
Ama..
Fotoğraf, o durağın fotoğrafıdır..
Akaydın’a ithaf olunur..