Akaydın.. Pehlivan.. Ve Cumhuriyet..

Abone Ol


Büyükşehir yönetimi dün sabah beni çok güldürdü, Allah da onları güldürür inşallah..
Gazetelere bakıyordum..
“Ulaşım sorunu yüzde 70 oranında çözülüyor” diye bir başlık çarptı gözüme..
Haberi okudum..
Ve başladım gülmeye..
Başlıktaki bu sözler, kısaca “UKOME” dediğimiz Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin Başkanı Emin Pehlivan’a ait..
Açıkça diyor ki:
“Antalya’da bir ulaşım sorunu var ve biz Döşemealtı ile Kepez’e yapacağımız çalışma ile bu sorunun yüzde 70’ini çözmüş olacağız..”
İyi de, hani Antalya’da “ulaşım sorunu” yoktu?
Kafam karıştı..
Özellikle ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ile bu kentte yaşayan bütün insanlar, Antalya’da ileri derecede bir ulaşım sorunu olduğunu söyleyip, öncelikle bu sorunun çözülmesini isterken..
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin “akademik” Başkanı Mustafa Akaydın, (yaptığı konuşmalarda konu geçtikçe, her yerde, her fırsatta) “Antalya’da bir ulaşım sorunu yok” diyor..
Eğer böyle bir sorun yoksa..
UKOME Başkanı “olmayan bir sorunun yüzde 70’ini çozeceklerini” mi söylüyor yani?
Belediye Başkanı başka konuşuyor, UKOME Başkanı başka konuşuyor..
Gel de (ağlanacak bu hale) gülme şimdi..
Antalya’da ulaşım sorunu var mı yok mu?
Demek ki, Büyükşehir Belediyesi daha bundan bile bihaber..
Antalya’nın 4.5 yıldır nasıl yönetildiğinin en çarpıcı örneğidir bu..
Ve bunlar, 3 gün sonra çıkıp Antalya halkından oy isteyecek ve “bizi seçin, en iyi hizmeti biz veririz” falan diyecekler..
Pes doğrusu..

……………………………………

CUMHURİYETİN SON REKTÖRÜ

İki hafta kadar önce yapılan Büyükşehir Meclis toplantısı, “Akaydın’ın Doğugarajı’na üniversite önerisi”yle biraz gerilmişti..
Doğugarajı’yla ilgili düşüncemi daha önce dile getirdim..
Ama o “gergin” toplantıda Akaydın’ın, “Doğugarajı’nın üniversite alanı olarak planlanmasına muhalefet eden” AK Partili meclis üyelerine yönelik şu sözleri çok ilginçti:
“Cumhuriyetin son rektörüyüm.. Şimdi iktidarın emrinde lise müdürleri var..”
Kendisi gibi profesörleri “değersizleştirmeye” çalışan birine ne söylenebilir ki?
Eminim çoğu kişi (özellikle Alisavar takımı) buna, “helal sana Başkan” diye hoşgörü göstermiştir..

İyi kulak verin şimdi..
İki dönem rektör yardımcılığı, bir dönem de rektörlük yaptığı Akdeniz Üniversite’sine “taş üzerine taş koymadığını” (yani elle tutulur hiçbir hizmetinin olmadığını, sadece kendisine çalıştığını) öğretim üyelerinin hemen hepsinden duydum..
Üstelik, 54 milyon lira da borçlandırdı..
Bir üniversite için büyük bir rakam bu..
Yatırım yapmayan bir kurum nasıl olur da bu kadar borçlanır, bunu birinin kamuoyuna anlatması lazım..
Öte yandan..
4.5 yıldır Büyükşehir Başkanı olarak kamuoyunun önünde..
Kentte de yine elle tutulur bir hizmeti yok, ama belediyede de dünya kadar borç yaptı..
Hem eski dönemin yöneticilerini “borçlandırmakla” suçladı, hem de yeniden borç yaptı, belediyeye sık sık haciz getirtti..
Borçlanılan paraların büyük bölümü “festivallere-eğlenceye-iktidara küfür eden aydınlanma(!) söyleşilerine-bilinçsizce yaptıkları iptallerin tazminatlarına” gitti..
İşte “Cumhuriyetin son rektörü”nün marifetleri bunlar..
Böyle marifetleri olan birinin, “Cumhuriyet’in son rektörü” olmakla övünmesini “doğal” karşılamak lazım..
Belediye Başkanı ve rektörlük gibi, “yönetici” olarak elinden hiçbir iş gelmeyen birinin tipik davranış biçimidir bu..
El değil dil konuşur sadece..
Akaydın da bunu yapıyor işte..
Söylediklerim saklı-gizli şeyler değil, rahatça öğrenebilirsiniz her şeyi..
Bence de öğrenin, değerlendirin ve seçimlerde aklınızı başınıza toplayın..
Çünkü..
Başka Antalya yok..