Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) Başkanı Akın Akıncı, yılı değerlendirerek 2020 yılı beklentilerini açıkladı. Akıncı, “2019 yılında Antalya 15 milyonu aşan yabancı ziyaretçi sayısıyla turizmde büyük bir rekora imza atmıştır. Tanıtım Ajansı gibi kurumsal ilerlemelerin de katkısıyla turizmde gelişmenin devam etmesini bekliyoruz. Antalya’nın ve üyelerimizin ihracat, yatırım ve istihdam kapasitesinin gelişmesini memnuniyetle kaydediyoruz. İlimizin doğal, tarihi ve kültürel değerlerini koruyarak, çevreci bir gelişim çizgisini benimsemesi durumunda turizmde ve diğer alanlarda daha iyi sonuçlar elde etme potansiyeline sahip olduğuna inanıyor ve ANSİAD olarak bu yönde katkı yapmaya gayret ediyoruz” dedi.
‘Borsalar kazandırdı’
Dünyada küresel teknoloji şirketlerinin büyüdüğü, borsaların kazandırdığı, gelir dağılımının bozulduğu, geleneksel siyasetin çözüm üretme kapasitesini kaybettiği, birçok ülkede protesto gösterilerinin yaygınlaştığı, ticaret savaşları, “küreselleşmenin sonu”, küresel ısınma, “liberalizmin sonu”, “demokrasinin sonu” sözlerini çok duyduğumuz bir yıl yaşandığını ifade eden Akıncı, “Demokrasinin beşiği olan İngiltere ve ABD’de kutuplaşmanın ve popülizmin derinleşmesi bu sözlere kısmen gerçeklik kazandırdı. Küresel resesyonun konuşulduğu bir zamanda ABD ekonomisi, üç yıl üst üste yüzde 2.5 civarında büyümeye devam etti, gelişen ülkeler ortalama yüzde 4 büyüme kaydetti” diye konuştu.
Kayıp yıllar
Akıncı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ABD ve Çin arasında ticaret anlaşması 2020 yılı beklentilerini iyileştirmiştir ancak Çin başta olmak üzere birçok ülkedeki kredi-tahvil balonu, yaşlanma, siyasal istikrarsızlık, geleneksel sektörlerin zayıflaması gibi nedenlerle dünya ekonomisinde orta vadeli perspektifin pembe bir tablo sunmadığını söyleyebiliriz. Türkiye ekonomisi ise 2018 yılını yüzde 2.6, bu yılı muhtemelen yüzde 0.5 büyümeyle tamamladı, bu iki yılı büyüme açısından kayıp yıllar listesine eklememiz gerekiyor.”
Yüksek enflasyon ve işsizlik
“İnşaat sektöründe yatırımların yüzde 50 civarında düşmesi, sadece inşaat sektöründe yarım milyondan fazla istihdam kaybı, döviz kredisi kullanmış olan şirketlerin kredilerini ödeyememeleri, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik 2019 yılının en önemli sorunlarıydı. Ekonomimizin global konjonktürün ve kamu bankalarının kredi kampanyalarının katkısıyla negatif büyüme bölgesinden çıkarak beklentilerin üzerinde bir performans ortaya koyması ise en büyük teselli ve ümit kaynağımızdır. 2020 yılında başta sağlık olmak üzere, başarı, mutluluk ve bol kazançlar diliyor, ülkemiz adına da huzurun ve barışın hakim kılındığı, ayrıştırıcı değil birleştirici söylemlerin esas olduğu, temel hak ve özgürlüklerin tartışılmadığı, çağdaş ve güçlü bir hukuk yapısı ile ekonomisi ve sosyal yapısı dinamik, uluslararası platformlarda saygın bir ülke haline gelmeyi temenni ediyor, yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum.”
Umut ÖZEN
‘Borsalar kazandırdı’
Dünyada küresel teknoloji şirketlerinin büyüdüğü, borsaların kazandırdığı, gelir dağılımının bozulduğu, geleneksel siyasetin çözüm üretme kapasitesini kaybettiği, birçok ülkede protesto gösterilerinin yaygınlaştığı, ticaret savaşları, “küreselleşmenin sonu”, küresel ısınma, “liberalizmin sonu”, “demokrasinin sonu” sözlerini çok duyduğumuz bir yıl yaşandığını ifade eden Akıncı, “Demokrasinin beşiği olan İngiltere ve ABD’de kutuplaşmanın ve popülizmin derinleşmesi bu sözlere kısmen gerçeklik kazandırdı. Küresel resesyonun konuşulduğu bir zamanda ABD ekonomisi, üç yıl üst üste yüzde 2.5 civarında büyümeye devam etti, gelişen ülkeler ortalama yüzde 4 büyüme kaydetti” diye konuştu.
Kayıp yıllar
Akıncı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ABD ve Çin arasında ticaret anlaşması 2020 yılı beklentilerini iyileştirmiştir ancak Çin başta olmak üzere birçok ülkedeki kredi-tahvil balonu, yaşlanma, siyasal istikrarsızlık, geleneksel sektörlerin zayıflaması gibi nedenlerle dünya ekonomisinde orta vadeli perspektifin pembe bir tablo sunmadığını söyleyebiliriz. Türkiye ekonomisi ise 2018 yılını yüzde 2.6, bu yılı muhtemelen yüzde 0.5 büyümeyle tamamladı, bu iki yılı büyüme açısından kayıp yıllar listesine eklememiz gerekiyor.”
Yüksek enflasyon ve işsizlik
“İnşaat sektöründe yatırımların yüzde 50 civarında düşmesi, sadece inşaat sektöründe yarım milyondan fazla istihdam kaybı, döviz kredisi kullanmış olan şirketlerin kredilerini ödeyememeleri, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik 2019 yılının en önemli sorunlarıydı. Ekonomimizin global konjonktürün ve kamu bankalarının kredi kampanyalarının katkısıyla negatif büyüme bölgesinden çıkarak beklentilerin üzerinde bir performans ortaya koyması ise en büyük teselli ve ümit kaynağımızdır. 2020 yılında başta sağlık olmak üzere, başarı, mutluluk ve bol kazançlar diliyor, ülkemiz adına da huzurun ve barışın hakim kılındığı, ayrıştırıcı değil birleştirici söylemlerin esas olduğu, temel hak ve özgürlüklerin tartışılmadığı, çağdaş ve güçlü bir hukuk yapısı ile ekonomisi ve sosyal yapısı dinamik, uluslararası platformlarda saygın bir ülke haline gelmeyi temenni ediyor, yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum.”
Umut ÖZEN