Anlaman lazım artık Devrim..

Ey Devrim Kök..

Senin işin bitti..
Genel Başkan’ın Kemal Kılıçdaoğlu ve ekürin Mustafa Akaydın’la birlikte kaybettin..
İtirazların boşuna..
Akaydın’ın kaprislerine kurban ettiğiniz Evcilmen’i suçlaman boşuna..
“Öpülmüş göz”ün davası olmaz artık..
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nu “oy sayımının yapıldığı odada bulunmak”la suçlaman da boşuna..
Neymiş?
“Etik değil”miş..
Hile mi var, hayır..
“CHP’nin oylarını Ak Parti’ye geçirin” mi diyor, hayır..
Sadece Seçim Hakimi ve İl Emniyet Müdür Yardımcısı’yla birlikte oy sayımına nezaret ediyor..
Ne var bunda?
Her partiden görevli zaten orada..
5 dakikada bir “kışkırtıcı mesajlar” çekeceğine, keşke İl Başkanı olarak sen de orada olsaydın..
Çavuşoğlu’nun orada bulunmasını niye “artniyetli” yorumluyorsun?
Tabii, “kişi karşısındakini kendisi gibi bilir”miş..
Herkesi kendin gibi mi görüyorsun?

Ey Devrim Kök..
CHP’li meclis üyesi adaylarının belirlenmesi sırasında yapılan o temayül yoklamasını hatırlıyorsun değil mi?
3 bin kişi oy kullandı, ama sandıktan 3700 oy çıktı..
O sandıklarda daha çok oy alanları değil, adını önceden belirlediklerinizi ön sıralar koydunuz..
Bunları CHP tabanına söyledin mi?
Akaydın’la oturup Prof. Dr. Mustafa İlaslan’ı 61. sıraya atarken, Park-Bahçeler’deki Mustafa’yı 3. sıraya koymanızın açıklamasını yaptın mı?
Bilgili-bilinçli kişilerin işinize gelmediğini, kendinize biat edecek isimleri ön sıralara koyduğunuzu CHP’de kaç kişi biliyor?
Bu sorulara cevap verme istersen..
Çünkü, halk sandıkta sana da Hoca’na da cevabını çoktan verdi zaten..

Ey Devrim Kök..
“Seçimde hile var” algısı yaratıp, bütün bunları unutturmaya çalışma..
Kimse yemiyor artık..
“Neyi bildiği belli olmayan” Hoca gitti..
Ercan Erkan’la birlikte kuzu kuzu istifanızı verin de, şu CHP Antalya’da biraz ferahlasın artık..
Bak, senin yardımcın Mustafa Öztürk bile istifaya çağırıyor..
Seni, “partiye emek verenleri dışlamak”la ve çatışma yaratarak, hakaret ederek “CHP’nin Antalya’da seçimi kaybetme sürecini hızlandırmak”la suçluyor..
Bu sese kulak ver bari..
Hiç olmazsa sözünü tutan, güvenilir birilerinin il ve ilçe başkanı olması sağlanır en azından..
Ayrıca..
“Milletvekilliği” hayalini de boşuna kurma bence..
Yoksa, genel seçimlerin Antalya’daki sonuçları da yerele benzer..
CHP’lilerin bunu isteyeceğini hiç sanmıyorum..

…………………………

BUNLAR ‘PARALEL EVRAK’ OLMASIN..

Seçimi kaybeden Mustafa Aktaydın, “saklayacak bir şeyleri” olmalı ki, suç olduğunu bile bile “resmi evrakları yok etme” girişiminde bulundu..
Bu yaptığı elbette yanına kalmayacak..
Yalnız şunu merak ediyorum..
Artık devletin içinde, poliste, yargıda, MİT’te hep bir “paralel yapılanma” ortaya çıkartılıyor..
Pensilvanya’ya kadar giden Akaydın’ın yok etmeye çalıştığı evraklar da “acaba paralel evrak mı bunlar” diye bir kurt düşürdü içime..
Bunu göreceğiz..
Ama..
Bunun için yakılan ve kağıt kesme makinelerinde yok edilen evrakların iyi bir incelenmesi gerekiyor..

Bunun için Antalya halkına bir önerim var..
Ukrayna’da yapılanı biz de yapalım..
Ne yapmışlar biliyor musunuz?
Devrik Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç döneminin yolsuzluklarının izini sürebilmek için çöpten çıkan, nehirde bulunan, kağıt kesme makinesinden geçirilen belgeler toplatılmış..
Ukraynalı gönüllüler de ellerinde yapıştırıcı ile binlerce parçaya ayrılmış belgeleri bir araya getirmeye çalışıyormuş..
Bunun için bilgisayarları bile devreye sokmuşlar..
Akaydın’ın yok etmeye çalıştığı evraklar da bu yöntemlerle birleştirilebilir..
En azından “milletten ve adaletten neyi gizlemeye veya neyi kaçırmaya çalışıyor” onlar çıkar ortaya..
Ne dersiniz?