Antalya birinci olmalıydı
Bu yıl hayatımıza giren koronavirüs, dünya ekonomisinin bütün sektörlerine olduğu gibi turizm sektörüne de büyük bir darbe vurdu. Turistik işletmelerin kapalı kalması sadece tüketim ekonomisine zarar vermedi, aynı zamanda bu işletmelerde çalışan milyonlarca insanın işsiz kalmasına da neden oldu. Şüphesiz tatil bir kültürdür ve insanoğlu için sanıldığından daha büyük bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç salgın dönemlerinde ertelenebilir ancak ortadan kalkmaz. Fakat bu sürecin uzaması, yaşanan zararların büyüklüğünü doğrudan etkiler. Her ne kadar birçok ülke bu anlamda teşvikler ve kolaylaştırıcı adımlar atmış olsalar da zarar kaçınılmazdır. Diğer taraftan sektörün temel korkusu ‘acaba insanların tatil anlayışlarında farklılaşmalar yaşanır mı?’ şeklindedir. Ancak bugünden görünen şu ki, insanlar tatillerini iptal edebilir, erteleyebilir ya da daha düşük insan yoğunluğunun olduğu tatil seçeneklerini değerlendirebilirler, ama bütünüyle vazgeçmeyeceklerdir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hayata geçirdiği “Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı” kapsamında en çok sertifika verilen şehirler belli oldu. Değerlendirilen 30 büyükşehir arasında İstanbul 794 işletmeyle en çok belge alan şehir olurken, Antalya 660 işletme, Muğla 334 işletme, Ankara 219 işletme, İzmir 166 işletme, Bursa 86 işletme, Aydın ise 74 işletmeyle en fazla belge alan şehirler olarak sıralandı. Antalya neden ikinci sırada yer aldı buna anlam veremedim. Her yıl yerli ve yabancı tatilcilere ev sahipliği yapan Antalya’nın birinci olması gerekirdi diye düşünüyorum. Türkiye’nin Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı, tatilini Türkiye’de geçirecek tüm Türk vatandaşlara ve yabancı ziyaretçilere ulaşımdan konaklamaya, tesis çalışanlarından yolcuların kendi sağlık durumuna uzanan geniş bir yelpazede alınması önerilen bir dizi tedbirleri tanımlıyor. Oda sayısı 50 ve üzeri olan konaklama tesisleri için zorunlu, oda sayısı 50’den az olan konaklama tesisleri ve diğer alanlar için isteğe bağlı olup sertifikayı almak isteyen tesis işletmeleri yetkili uluslararası akreditasyon kuruluşlarına başvuruda bulunabiliyor. Dünyada ki ilk örneklerinden biri olan “Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı”, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde, Sağlık, Ulaştırma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının katkıları ve tüm sektör paydaşlarının iş birliğiyle hazırlandı.