Antalya “büyük köy” olmaktan kurtulmalı..

Abone Ol

Başta yöneticiler olmak üzere..
Siyasetçiler de, işadamları da, medya da Antalya’nın bir “kent” olduğunun hala farkında değiller..
Bu nedenle de “büyük” düşünmüyor, “küçük hesap” peşinde koşuyorlar..

“Küçük hesap”tan kastettiğim şu:
Türkiye’nin en büyük sorunlarının başında gelen “siyasi kirlenmişlik” Antalya’da hüküm sürüyor..
Muhalefet yapmayı bile beceremeyen “muhalefet partileri”nin temsilcileri..
İktidarın yaptığı ya da yapacağı her şeye “karşı çıkmayı” muhalefet sanıyorlar..
Kafası çalışmayan..
Ya da siyasetçilerden beslenen bazı gazeteciler de buna alkış tutuyor..
Muhalefeti “haklı” gibi göstererek, kafaları bulandırıyor..
Sonunda ne oluyor?
Antalya için yapılacak hizmet ya gecikiyor ya da çok pahalıya mal oluyor..
Bu zihniyet hiç bitmiyor..
“Vurun Kahpeye” filminde öğretmeni taşlayan..
“Kubilay”ı şehit eden zihniyet..
Varlığını hep sürdürüyor..

Eğri oturup doğru konuşalım..
Yılda 10 milyon civarında turist gelen bir yörenin, dünya standartlarında olması gerek..
Vizyonu daima geleceğe dönük olması gerek..
Geçtiğimiz dönemde Menderes Türel yönetimi, bunu yapmaya çalışıyordu..
Ama..
Antalya’nın bir “kent” olduğunun hala farkında olmayan..
Rahatına düşkün bir halk..
Bunu çok iyi kullanan ihtiraslı muhalefet..
Çıkarcı bir kısım medya organı..
Bunun devam etmesine izin vermedi..

Yenilikleri yapmak da, uygulamak da kolay değil..
Alışkanlıklarımızı terk etmek de kolay değil, biliyorum..
Ama..
Eğer Antalya’da yaşamak istiyorsanız..
Bunun bir bedeli olacağını bilmelisiniz artık..
Tabii ki, Türkiye gibi gelir dağılımı adaletsizliğinin çok yüksek olduğu bir ülkede böyle söylememek gerek..
Gerek de..
Her şeyi eskisi gibi bırakıp, dünyadaki gelişmelerden uzak mı olalım?
Artık, “kasaba kafalılığı” bırakmak zorundasınız..

Şu anda Antalya “kentleşme” anlamında büyük sancılar yaşıyor..
Bu sancılara ancak Antalya halkı son verebilir..
Ama..
Önce “rahatlarının bozulması”ndan rahatsızlık duymamaları gerekiyor..
Unutmayın ki..
O rahatsızlıklar, “Antalya’nın rahatı için” veriliyor..
Hepsi geçici..
Yapılanlar gördükten sonra, “iyi ki yapmışlar” demiyor musunuz?
Bir seçim dönemi daha geliyor..
Yapacağınız tek şey..
Partisine bakmadan, “çalışanla çalışmayanı birbirinden ayırmak”..
O kadar..