Geçtiğimiz pazartesi günü Antalyaspor ile Galatasaray arasında oynanan kritik maçta tribünler hınca hınç doluydu.
Siyasilerin de maça ilgisi hayli büyüktü. Malum seçim arifesindeyiz.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Antalya milletvekilleri Osman Kaptan, Arif Bulut ve Yıldıray Sapan aylar, hatta yıllar sonra şeref tribününde yer aldı.
Karşı tribünde, yani gerçek Antalyasporlu taraftarların bulunduğu Ceysu Tribünü’nde de siyasiler vardı. Bunlardan biri de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili olan Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel’di. Türel ile birlikte bir dönem Antalyaspor’da başkanlık yapan Muratpaşa Belediye Başkan Adayı Cihan Bulut da vardı. İki başkan adayı Antalyaspor’un önemli taraftar gruplarından olan Grup 1966 ile birlikte hop kalkıp hop oturdu. Zaman zaman da tezahüratlara eşlik ettiler.
Bunları niye yazdım. Hatırlar mısınız bir süre önce Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Menderes Türel’i ‘bölgecilik’ yapmakla suçladı. Akaydın, “Geçmişinde ayıplı işleri olan bir takım adamlar mikrofonu eline almış bol keseden konuşuyorlar. Ne kadar Antalya aşkıyla dolu olduklarını, Antalya çocuğu olduklarını. Sanki biz ne çocuğuysak, sizler, bizler neyin çocuğuyuz” diye çıkışmıştı. Bunu fırsat bilen bazı Akaydın yanlısı gazeteciler de konuyu uzun süre dillendirdi. Ancak amaçlarına ulaşamadılar.
Evet, Menderes Türel Antalya çocuğudur, Antalya doğumludur. Ancak hayatının hiçbir döneminde bunu bir siyasi malzeme olarak kullanmadı. Kendisini yakından tanıyan ve uzun yıllar birlikte çalışan biri olarak bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Aksine hep birleştirici ve bütünleştirici oldu. O’nun Antalya aşkını bilmeyen yok. O bu kentin bütün değerlerine sahip çıkan biri. 5 yıllık başkanlığı döneminde kente kazandırdığı projeler bunun kanıtı. Antalyaspor sevgisini de bilmeyen yok. 18 yaşında Antalyaspor’a yönetici oldu. O tarihte Türkiye’nin en genç yöneticisi olarak kayıtlara geçti. Halen iyi bir taraftar olarak neredeyse bütün maçları takip ediyor. Hem de birileri gibi Şeref Tribünü’nde değil, gerçek taraftarların içinde.
Özetle, yukarıda da dile getirdiğim gibi bu kentin değerlerine sahip çıkan biri. Dolayısıyla “Antalya çocuğu” söylemi de buradan geliyor. Birilerinin iddia ettiği gibi bölgecilikle alakası yok.