Antalya’da olmaz böyle şeyler..
“Yerel yönetim”lerin, yani “yerinde yönetim”in birer parçasıdır..
Yasa şöyle tarif eder..
Belediye..
Beldenin ve belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir..
Bunun bir de “organ”ları vardır..
Nedir bunlar?
Belediye meclisi..
Belediye encümeni..
Ve belediye başkanı..
…
Belediyelerin görevi..
İnsanlara fazla yük olmadan bugün ve gelecekte “rahat yaşanabilir beldeler” yaratmak ve bunu devam ettirmektir..
Kimi belediye başkanlarının..
“Ben fazla park yaptım, şu kadar spor sahası yaparak kral oldum, yollara beton asfalt döktüm” gibi sözlerine rağbet etmeyin..
Çünkü..
“Asli” görevleri bu zaten..
Bunları yapmak zorundalar..
Bunu bir “başarı”ymış gibi göstermeleri, “siyasi manevra”dan, “oy avcılığı”ndan başka bir şey değildir..
…
Belediyelerde “hizmet” üreten organlar “insan”lardan oluşur..
“İnsan”ın olduğu her yerde de “alavere-dalavere” çok olur..
Hele bir de “belediye” gibi bir “dipsiz kuyu”da daha da çok olur..
Genellikle..
Belediye organlarında bulunanlar, yaptıracakları hizmetleri “yakın çevrelerine” yaptırırlar..
Bu gayet doğaldır..
Dünyanın her yerinde bu böyledir..
Ama..
Dedim ya, “alavere-dalavere” çok olur diye..
Bu belediye “organ”ları işi sadece yakınlarına vermekle kalmazlar..
3 kuruşluk işi 6 kuruşa yaptırarak, “rant” yaratır ve bu ranttan da paylarını alırlar..
İstisnaları bunun dışında tutuyorum..
Tutuyorum da….
“İstisna” var mıdır, onu da pek bilemiyorum..
…
Bunun örneklerini çokça görüyoruz..
“Fırtına” gibi, “Tayfun” gibi isim verdikleri operasyonlarla yakalanıp tutuklanan çok sayıda “belediye görevlisi” ile “ihaleye fesat karıştıran” firma temsilcileri bu tür tutumların birer örneğidir..
…
Belediyelerde, özellikle Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün yaptığı işlerin hesabının tutulması son derece zordur..
Kötü niyetli ve rantçı “belediye organları” bunu çok iyi kullanır..
Örneğin..
Bir “çevre düzenlemesi” işi ihale edilecektir..
Normalde 75 bin liraya yapılacak iş, 150 bin liraya verilir..
Çünkü..
İş, daha önce “iş yaptıkları(!)” kişi veya yakınına verilir..
İşin bedelinin niye 2 katına çıktığı konusunda yapılacak pek bir şey yoktur..
“Doğrudan temin” yoluyla yapıldığı için, ihale de bedeli de “organ”ların isteğine göre uygulanır..
Ve..
Yükünü de, cefasını da, parasını da halk çeker..
…
Bu noktada “Başkan” çok önemlidir..
Bu tür olaylara meydan vermezse, işler doğru-dürüst yapılır..
Görmezden gelir veya kendisi de nemalanırsa..
O zaman yandı gülüm keten helva..
…
Evet..
Belediyelerde üç aşağı-beş yukarı olan biten böyledir..
Ama..
Allahtan Antalya’da olmuyor böyle şeyler!