Antalya’da yaşadığınızı unutmayın

Abone Ol

Cumartesi günü Sarısu’da, Pazar günü ise Lara’daydık.
Daha önce birkaç kez gündeme getirdiğim Sarısu’ya vatandaşların ilgisi devam ediyor.
Cumartesi günü bölge piknikçilerle dolup taştı.
Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan barbekü ve çardaklardan yararlanan piknikçiler, yine belediye tarafından yaptırılan soyunma kabini, duş ve tuvaletlerden istifade etti.
Vatandaş, bölgeye sık sık sefer yapan belediye otobüsleri olunca da akın akın gidiyor.
Akşama kadar temizlik görevlilerinin çalıştığı bölgede tek eksik vatandaşların vurdumduymazlığıdır.
Çöplerini gelişi güzel atan, tuvaletleri hor kullanan vatandaş, ufak bir olumsuzlukta yetkilileri bombardımana tutuyor.
Bu adaletli değil.
Öncelikle bizim için ayrılan bölgeye kendimiz sahip çıkmalıyız. En az belediye görevlileri kadar çalışmalıyız. Çöplerimizi çöp kutularına, yaktığımız ateşi de kendimiz söndürmeliyiz. Bir diğer anlamda evimiz gibi kullandığımız bu yerleri yine evimiz gibi kullanmalıyız.
Bu arada, daha önce gündeme getirdiğim trafik sorununa bir kez daha değinmek istiyorum. Antalya-Kemer yolunun Sarısu’ya dönülen kavşağına mutlaka ama mutlaka trafik ışıkları yapılmalı. Bu alanda trafik akışı çok olduğu için Sarısu’ya dönmek isteyen vatandaşlar zorlanıyor. Her an büyük bir facianın yaşanabileceği bu yer için yetkilileri bir kez daha uyarıyorum.
Gelelim Lara’ya.
Pazar günü ailece Lara Birlik Plajı’na gitmeye karar verdik. Daha önce yüzmek için bu bölgeyi hiç tercih etmemiştim. Hem bölgeyi görmek, hem de güzel bir tatil geçirmek için yüklendiğimiz gibi soluğu Lara’da aldık.
Sera Otel’i geçer geçmez gördüğüm trafik karşısında şaşkına döndüm. Antalya’da daha önce bu kadar aracı bir arada hiç görmemiştim. Arabamızı park etmek için başladık yer aramaya. Ama bırakın araç bırakacak yer, iğne atsanız yere düşmez. Araçla yavaş yavaş ilerleyerek bir yer bulma ümidiyle gidiyoruz. En az 3 kilometre gittikten sonra ancak bir yer bulabildik. Eşyaları toplayıp denize doğru gidiyoruz. Denize varmadan önce oluşturulan piknik alanı hınca hınç dolu. Zar zor alanı geçtik. Bu kez sahil çok kalabalıktı. Bir boşluk bulup oturduk. Kısa bir süre sonra da denize girmeye başladık. Maalesef vatandaşların ilgisizliği burayı da tıpkı Sarısu gibi kirletmiş. Yiyecek ve çöpler denize atıldığı için deniz kirli. Biraz açılıp yüzmeyi deniyoruz, ancak çok da başarılı olamıyoruz. Daha sonra toplanıp eve döndük.
Evet, Antalya gerçekten cennet. Ve biz bu cennette yaşıyoruz. Ancak bunun bilincinde değiliz. Kamunun malına sahip çıkmıyoruz. Bize sunulan imkanları görmezden geliyor, onu yok etmek için özellikle bir çaba sarfediyoruz. Herkese bir çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen Antalya’da yaşadığınızı ve nimetlerinden yararlandığınızı unutmayın.