Antalya halkının yüzüne nasıl bakacaklar..
Biliyorsunuz..
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru 100. Yıl’a yapılacak “Stadyum” için ilk kazma vuruldu..
Yine biliyorsunuz..
“Oraya o stadyum yapılırsa, bu icraat iktidar partisine puan kazandırır” korkusuyla, 5 yıldır stadyuma karşı çıkanların söylemleri hala değişmeden devam ediyor..
Pes diyorum artık, pes pes pes..
…
Bu kadar “körlük” olur mu?
Haydi sen körsün de, milleti niye kör olmaya çağırıyorsun?
…
UEFA kriterlerine göre..
Antalya’ya yapılacak stadyumun 100. Yıl alanından başka yere yapılması mümkün değil..
Bunu yıllardır söylüyoruz..
Stadyum için yapılan toplantılarda da defalarca tartışıldı, dile getirildi..
O toplantılardan sonra..
Antalya’nın STK’ları, siyasi partileri, belediye başkanları, “Stadyumun 100. Yıl alanına yapılması” konusunda görüş birliğine vardı..
Ardından ihalesi yapıldı..
Şimdi ilk kazma vuruldu ve “imalat” başlatıldı..
Söyler misiniz lütfen..
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cem Oğuz’un ve onun gibi “muhalif” olanların hala “stadyum oraya yapılmasın” inadı ne anlama geliyor?
“Pişmiş aşa su katmak” deyişimiz, bunu çok iyi anlatıyor..
Pişmiş aşa niye su katılır, onu da siz değerlendirin artık..
…
Cem Oğuz’a göre, ortada bir “yanlışlar silsilesi” var ve bu nedenle stadyum oraya yapılmasın..
Peki, neymiş bu yanlışlar silsilesi?
BİR.. Hükümet stadyumu “kafasına göre” yapıyor(muş)..
Yukarıda da anlattığım evrelerden geçen ve karar verilen bir iş, nasıl olur da “kafalarına göre yapılıyor olur” anlayan veya anlatacak biri var mı?
İKİ.. Plansız ve programsız çalışma(imiş)..
5-6 yıl önce projesi de, planı da yapılmıştı..
İmalat aşamasında, yapılan itirazı değerlendiren mahkeme, sadece plan notundaki “inşaat derinliği aranmaz” ifadesindeki belirsizliğin kaldırılmasını istemişti..
Yani, plan da proje de iptal edilmedi..
Cem Oğuz gibi düşünen ve hareket edenler tarafından, “iktidar siyasi prim kazanmasın” diye projeden vazgeçildi..
Şimdi Oğuz’un “plansız ve programsız” lafı doğru bir laf mı?
ÜÇ.. Ticari alan belirsizliği var(mış)..
100. Yıl alanına bir iş merkezi yapılmayacağı açık-seçik açıklandı..
Konuya “açıklamalar” üzerinden mi bakalım, yoksa belirsiz bir zaman için duyulan “korkular” üzerinden mi?
Buna da sizler karar verin..
…
DÖRT.. Önceki yüklenici firmanın tazminat talepleri..
Bakın burası çok önemli..
Çünkü..
Stadyumun yapılmasını engelleyen, CHP ve Mustafa Akaydın yönetiminin ta kendisidir..
“Plan notu” düzeltilebilir, stad yapılabilirdi..
Akaydın, bunu yapmadı, “iptal” yolunu seçti..
Başlanmış bir işi iptal ederseniz, işi yüklenmiş firmaların “tazminat” haklarının doğacağı aşikardır..
Nihayetinde önceki yüklenici firma, çatır çatır tazminatını alıyor..
Şu ana kadar 34.5 milyon lira civarında parasını aldı..
Arkası da geliyor..
250 milyon liralık bir dava daha açacağından söz ediliyor..
Yani..
“Siyasi bir inat” hem Antalya’yı stadyumsuz bıraktı, hem de Antalya halkının cebinden onlarca milyon liranının “tazminat” olarak başkasının cebine girmesine yol açtı..
Bu paraya Antalya’da iki stad yapılırdı..
Bunun tek suçlusu da, “Antalya’nın kalbine hançer saplatmam” lafıyla iş merkezi olayını saptırıp (Meltem Mahallesi örneğindeki gibi binalarla) Antalya’yı bıçaklayanlardır..
Ve Antalya halkı da bunları çok iyi biliyor..
…
Özetle..
Antalya artık stadyumuna kavuşuyor..
Ama..
Görünen o ki..
Cem Oğuz ve onun gibi “muhalifler” bunu engellemek için yine ellerinden geleni yapacaklar..
Engelleyebilirler mi?
Biraz zor..
Ancak, işi geciktirebilirler..
Sonra da, “gününde bitiremediler” diye çıkıp davul-zurna çalarlar..
Stadyum ve arena, öyle ya da böyle bitecek bitmesine de..
O karşı çıkanlar..
Antalya halkının yüzüne nasıl bakacak, onu merak ediyorum..