Antalya için bir kurtuluş projesi..

Abone Ol

Gelen temsilcilerle sohbet ederken, hepsine 2016 Antalya EXPO’sunu sordum..
Vatandaşla neredeyse birebir muhatap oldukları için..
Kahvehane kahvehane, dükkan dükkan dolaştıkları için..
Özellikle kadınlar ev ziyaretlerine gittikleri için..
Antalya’da “kim neyle ilgili, kim neyi konuşuyor, kim neyi merak ediyor” iyi takip ederler..
Tabii ki amaçları, önümüzdeki seçimler için kendi partilerinin propagandasını yapmak..
Ama, konu “yerel seçim” olunca..
Kentin geleceğiyle ilgili “çok önemli” olgular, bazen seçimlerin bile önüne geçer..
Örneğin EXPO, önemli olgulardan biridir..
Hatta, şu anda en önemli olgudur..
Antalya’daki bütün yerel yöneticiler..
Kamu kurumlarının yetkilileri..
STK’lar, meslek odaları..
İşadamları..
Turizm sektörü..
Çiftçi..
Bilhassa esnaf..
Eğitim kurumları, öğrenciler..
Kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar..
Ve tabii hükümet..
Hepsi, EXPO’nun “amacına uygun” bir şekilde yapılmasının sağlanması için üzerlerine düşeni yapmalılar..

Ziyaretimize gelen siyasilere, “vatandaşın EXPO’ya karşı ilgisini” soruyorum..
Birbirlerinin yüzüne bakıp, “valla bunu sormak hiç aklımıza gelmedi” diyorlar..
Ben vatandaşın ilgisinin ne olduğunu merak ederken, siyasilerin bile ilgisizliğini görmek, beni çok şaşırtıyor..
Sonra onlara EXPO’nun, “Antalya için bir kurtuluş projesi” olduğunu anlatmaya çalışıyorum..
Onlar da..
Biraz mahçup..
Bundan sonra ilk işlerinin EXPO’yla ilgili bilgi edinmek olduğunu, nereye gitseler bunu dile getireceklerini söylüyorlar..
Umarım bu, bütün siyasiler için “öncelik” haline gelir..
Çünkü, EXPO “partiler üstü” bir projedir..

TV programlarımızda ve köşe yazılarımızda farklı konuklarla dile getiriyoruz..
Ama, yeri gelmişken..
“EXPO, Antalya için niye bir kurtuluş projesi”dir, tekrarlamakta fayda var..

EXPO, (eğer becerir de yapabilirsek) Antalya için şu anlama geliyor:
1- En büyük sorunlardan biri olan kent içi ulaşımın (büyük oranda) çözülmesi demek..
2- Kent içi toplu ulaşımın düzenli bir hale gelmesi demek..
3- Kent içinde yeni alt-üst geçitler, katlı yollar, rahat kavşaklar demek..
4- Çevre yollarının (Batı-Kuzey-Doğu) yapılması demek..
5- Hafif raylı sistemle ulaşım ağının genişlemesi, bu sayede toplu ulaşımın cazip hale gelmesi ve kent içi trafik karmaşasının azalması demek..
6- Antalya’nın yeni yeni “cazibe alanları kazanması” demek..
7- Kent merkezine daha çok yabancı turist gelmesi, böylece kent ekonomisinin canlanması demek..
8- Esnafın kendine bir çeki-düzen vermesi demek..
9- Yemek ve zenaatte Türk kültürünü yansıtan orijinal mekanlar yaratılarak, turistin kent içine daha çok gelmesinin sağlanması demek..
10- Yollarda kaliteli asfalt, 3 yılda bir değiştirilmesine gerek kalmayan kaldırımlar demek.. (Bundan biraz şüpheliyim)..
11- “Dünya kenti” nitelemesine uygun vizyon ve icraatlar demek..
12- (Belki) Diğer turistik bölgelere çabuk ulaşımı sağlayacak “Hızlı Tren” demek..
13- Daha çok turist, daha çok kruvaziyer sefer, daha çok döviz demek..

Şimdi oturun, bütün bunların gerçekleştirildiği bir Antalya’yı gözünüzde canlandırmaya çalışın..
Düşünün ki..
Böyle bir Antalya’da şimdi siz yaşıyorsunuz..
Gelecekte çocuklarınız, çocuklarınızın çocukları yaşayacak..
Bütün bunların gerçekleşmesini sağlayacak bir proje için “elini taşın altına koymak” olmazsa olmaz değil de nedir, söyler misiniz?
Sakın unutmayın..
Her şeyi devletten beklemek olmaz..
Hemen şimdi kolları sıvamamız, önce EXPO’yu iyi anlamamız, sonra üzerimize düşeni yapmamız gerek..
Çünkü..
Fazla bir zamanımız yok..