Finike Burnu’nun doğu tarafında, ağzı lodosa açık Yeronda Koyu ‘Gökliman’ vardır. Bu koyun şimale/kuzeye doğru uzunluğu 1.290 metre ve genişliği 930 metredir. Köyün şark medhalinde/doğu girişinde, yüksekliği on metre kadar olan ve Güvercin Adaları denilen küçük bir ada vardır. Gökliman’ın bir buçuk km. kadar şimalinde ‘Eski Finike Kalesi’ bulunmaktadır. Kale civarından suları tatlı Başkoz Çayı geçer.
Gökliman’dan sonra Finike Kasabası ve Finike Körfezi gelir. Finike Limanı bütün cenup/güney rüzgârlarına açıktır ve şiddetli fırtınalarda gemilerin barınmasına müsait değildir. Finike Kasabası yakınındaki eski kaleden, şarkta Kaledonya Burnu’na kadar genişlik 12 mildir (22 km.den fazla). Körfezin kıyıları ovalık ve kumsaldır. İskeleye yakın Tatlıçay ve Acıçay’dan başka Alakır Çayı, Göksu Deresi, Kâfir Çayı gibi akar sular da bu körfeze dökülür.
Finike Körfezi’nin şarkında ve Kaledonya Burnu’na yakın bir yerde üç km.ye yakın genişlikte Karos Limanı vardır. Bu limanın ağzı lodosa açıktır. Poyraz, yıldız, karayel ve keşişleme rüzgârlarını tutmaz. Piri Resi buraya Karaöz Limanı der.
Finike Burnu’nun 14 mil şarkında bulunan Kaledonya Burnu, 35 derece 12 dakika şimal arzında ve 30 derece 27 dakika 30 saniye doğu tûlündedir/uzunluğundadır.
Piri Reis’in ‘Kitâbü’l-bahriye’ adlı eserinde buranın adı Şeldon Burnu olarak yazılıdır. Bu burun üzerinde uzanan dağlara Tozlu Dağlar denir. Kaledonya Burnu’nun cenubunda yerlilerce ‘Beş Adalar’ denilen Kaledonya Adaları vardır. Bunların ikisi oldukça büyüktür ve 150’şer metre kadar yüksekliktedir. Diğer üçü ise küçük ve kıraç kayalardan ibarettirler. Kaledonya Burnu’ndan sonra sahil birdenbire şimale doğru döner ve buradan itibaren Antalya kıyıları başlar. Burnu dönünce karşımıza Karaboza veya Garamboza Adası çıkar. Bu adanın sekiz mil kadar genişlemesinde denizin derinliği 1.162 kulaçtır (1 kulaç 1.83 metredir). Karaboza Adası istikametinden sonra şimale ilerleyen sahil Keren Tepeleri ile şarka bir burun çıkarır.
Keren Tepeleri’nin şimalinde karaya girmiş olan kısma Adrasan Burnu denir. Bu, Kaledonya’nın yedi mil şimaline düşer. Gündoğusu rüzgârlarına açık bir koydur. Bu limanın şimalindeki Adrasan Burnu açığında küçük ve çıplak bir adacık vardır. Adrasan Kasabası bu limandan 5.5 km. kadar içerde kalır. Adrasan Burnu, Musa Dağı’nın şarka ve denize doğru uzanmasından meydana gelmiş yumruca bir burundur. Adrasan Burnu’ndan sonra T şeklinde bir yarımadanın bir cihetindeki Ceneviz Limanı gelir.
Bu limanın birbuçuk mil kadar karayel istikametinde Çıralı Körfezi bulunur. Bu körfezin cenubunda Olimpos denilen Deliktaş Köyü vardır.
Olimpos şehrinin harebeleri bu civardadır. Şimal kısmında yerlilerin Yanartaş dedikleri Şimera vardır. Bu körfeze Dere Çayı ve limana Ulupınar dökülür. Bu körfezin şimalinde At Limanı eskiden Sidros adında çok kayalık bir körfezcik vardır.
At Limanı’ndan sonra sahil şimale doğru döner ve bu limanın iki mil uzağındaki Beycik Limanı’na varılır. Piri Reis buraya Altınbasmak der. Bu liman karşısında karaya birbuçuk mil kadar yakın üç küçük ve münhat ada vardır ki ‘Üç Adalar’ Triyanezya derler.
Çıralı Körfezi’nden başlayarak şimale doğru dört mil kadar uzanan sahilde daha birkaç liman vardır ve her birine ufak dereler dökülür. Bu sular arasında Tekirova Köyü’nden geçen Bağırsak Dere zikredilebilir. Bu sahil siyah ve kolayca aşındırılmaktadır ve bu yüzden de gayri muntazam birtakım bataklar teşekkül etmiştir ve buradaki kumsallar bu büyük ve yuvarlak taşlarla doludur.
Üç Adalar’dan dört milden biraz fazla şimalde Tekirova’nın iskelesi vardır. Burada eski Faselis şehrinin harabeleri ve tiyatrosu bulunmaktadır. Bu harabe küçük bir yarımada üzerindedir. Bu yarımadanın her iki cihetinde sûnî birer liman bakiyesine tesadüf edilmektedir. Tekirova’dan takriben üç mil uzakta ve arazi içinde iki meşhur kaya vardır ki yükseklikleri 900’er metreden fazladır.
Tekirova’dan itibaren düz ve çakıllık bir sahil gelir. Bu sahil üzerinde ve Tekirova’dan uzakta Ağva Burnu bulunur. Piri Reis buraya Akburun diyor. Bu burun beyaz kayalardan ve sarp yarlardan müteşekkildir. Burunun ortasında derin bir mağara vardır. Birçok kayalıklar buraya girip demirlerler. Bu dahilin biraz gerisinde Kemer ‘Eski Köy’ adında bir köy vardır.
Ağva Burnu’ndan Reşad Adası’na kadar on iki mil mesafede sahil hemen hemen dümdüz bir çizgi halindedir. Ağva Burnu’nun gerisinde Delikli Taş görünür. Bu dağın zirvesi civarında büyük bir delik vardır. Bu civar gemicilerince, Delikli Dağ’ın gerisinden mavi gök görülürse havanın iyiliğine ve görülmezse havanın bozacağına hükmolunur.
Reşad Adası, ana sahilden dar bir kanalla ayrılmış 120 metre yükseklikte 500 metre kadar uzunluğunda küçük bir adadır. Antalya şehri bu adanın 7.5 mil şimali şarkîsindedir. Bu ada ile Antalya arasındaki sahilde dümdüz, derince ve çakıllıktır. Bu sahile dökülen sular şunlardır: Sarısu, Çandır Suyu, Doyran Çayı, Karaman Suyu, Arap Suyu. Antalya 36 derece 25 dakika 15 saniye doğu tûlündedir. (Not: Harita Umum Müdürlüğü Şubesi Müdürü Ahmet Rasim’in Mermeris Feneri’nden Payas’a Kadar adlı eserinden hulâsa edilmiştir)Kemal Kaya, ‘Türk Akdenizin Kıyıları’, Haziran 1937, Sayı 3, syf. 15-16.