Antalya Müzesi’nin yıkım kararına karşı tepkiler büyüyor. Antalya Müzesi önünde bir araya gelen vatandaşlar ve sivil toplum temsilcileri adına açıklama yapan Prof. Dr. Gül Işın, müzenin Cumhuriyet dönemi mimarisinin simge yapılarından biri olduğunu vurgulayarak, alınan kararın bilim dışı ve geri dönülmez sonuçlar doğuracağını söyledi. Prof. Dr. Işın konuşmasında, Antalya’nın kültürel hafızasına sahip çıkmanın herkesin görevi olduğunu belirterek, şehrin gelişiminde dönüm noktası olan yılları hatırlattı. 1957’nin planlı şehircilik hareketi, 1960’ın havaalanı inşasıyla turizm atılımı ve 1964’ün hem Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin doğuşu hem de Antalya Müzesi’nin projelendirilmesiyle tarihi öneme sahip olduğunu dile getirdi. Müzenin Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler imzalı projesiyle 1964’te Bayındırlık Bakanlığı’nın düzenlediği yarışmada birincilik ödülü aldığını hatırlatan Işın, “Cumhuriyet tarihimizde bir ilk olan bu yapı, yalnızca Antalya’nın değil Türkiye’nin mimarlık tarihindeki nirengi noktalarından biridir” dedi.
'Oldu bittiye getiriliyor’
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kültür Varlıkları Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 20 Mart 2025’te yıkım kararını kamuoyuna açıkladığını belirten Işın, gerekçenin “Bakım eksikliği sonrası doğan onarım ihtiyacı” olduğunu söyledi. Ancak resmi taleplere rağmen kamuoyuyla paylaşılmayan 2021 tarihli deprem raporunun 'sanal' olduğunu savunan Işın, “Bu rapor hiçbir bağımsız uzman tarafından görülmemiştir. Yıkım oldu bittiye getirilmektedir” diye konuştu. Eserlerin güvenliği konusundaki kaygılara da değinen Işın, inşaat süresince 100 binden fazla eserin konteynerlerde muhafaza edileceği bilgisinin paylaşıldığını belirterek, “Üst üste dizilen konteynerlerde, toz ve toprağın içinde bu eserlerin korunması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
'Müze savunucuları büyüyor'
Prof. Dr. Gül Işın, alınan kararın “Cumhuriyet’in kamusal değerlerini hafızalardan silme politikası”nın bir parçası olduğunu öne sürerek, Antalyalıların güçlü bir tepki gösterdiğini söyledi. 5 Temmuz 2025’te 13 sivil toplum kuruluşunun desteğiyle yapılan ilk kitlesel basın açıklamasının ardından büyüyen hareketin bugün 50’ye yakın kurum ve binlerce destekçiye ulaştığını açıkladı. Sosyal medyada da milyonlara ulaşan bir dayanışma ağı oluştuğunu belirten Işın, “Duyarlı ve katılımcı Antalyalıların bu duruşu, kentlilik bilinci adına tarihi bir değere sahiptir. Antalya’da yanan bu kıvılcım, Cumhuriyet dönemi değerlerinin silinemeyeceğini bir kez daha göstermiştir” dedi.